Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/359 E. 2023/887 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/359
KARAR NO : 2023/887

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/05/2021
KARAR TARİHİ : 07/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacı şirket ile davalı şirket, arasında uzun süredir süregelen ticari ilişki mevcut olduğu, Davacı tarafından davalı şirkete aradaki ticari ilişki nedeniyle 31.03.2017 vade tarihli, 100.000 TL bedelli bir adet müşteri çeki teslim edildiğini, fakat bu çekin karşılıksız çıktığını, Bunun üzerine davacı tarafından davalı şirkete;—–Şubesi —–seri nolu 27.05.2017 tarihli 35.000TL bedelli,—–Şubesi —-seri nolu 20.06.2017 tarihli 20.000TL bedelli, —– Şubesi —-seri nolu 30.06.2017 tarihli 30.000TL bedelli,—–Şubesi ——seri nolu 30.06.2017 tarihli 15.000TL bedelli müşteri çeklerin teslim edildiğini, Daha sonra davalı şirket tarafından davacı şirkete ileri tarihli çekler verdiğinden bahisle vade farkı faturası düzenlendiğini, karşılıksız çıkan çeke ilişkin yukarıda sayılan 4 adet müşteri çeki davalıya teslim edilmiş olduğundan karşılıksız çıkan 31.03.2017 vade tarihli, 100.000 TL bedelli çekin taraflarına iadesi ve davacıya kesilen vade farkı faturasını kabul edilmediğini belirtmek için davalıya—–.Noterliği’nin 21.06.2017 tarihli ve —– yevmiye no.lu ihtarname gönderildiğini, Davalı şirket tarafından bu ihtarnameye verilen cevapta ise söz konusu ileri tarihli çeklerin alındığının kabul edildiği, fakat vade farkı faturasına itirazlarının kabul edilmediğin, daha sonrasında davalı tarafından davacı şirkete —-Noterliği’nin 30.10.2017 tarihli,—–yevmiye no.lu ihtarnamesi ekinde 10.05.2017 tarihli,—–sıra no.lu vade farkı faturası gönderildiğini, Söz konusu ihtarnameye taraflarınca verilen cevapta ise vade farkının ancak taraflar arasında yazılı bir sözleşme olması veya yazılı sözleşme olmasa dahi taraflar arasında bu şekilde sürekli bir uygulamanın olması durumunda talep edilebileceği belirtilerek söz konusu fatura —-. Noterliği’nin 02/11/2017 tarihli,—- yevmiye nolu ihtarnamesi ekinde iade edildiğini, Daha sonra ise davalı şirket davalı şirketten olan alacağı için—-. İcra Dairesi’nde —– Esas numarasına kayıtlı dosya ile icra takibi başlattığını, ancak davalı şirketçe takip isteminde bulunulurken davacı şirketten yukarıda izah edilen yazışmalar ve ısrarla vade farkının kabul edilmediği belirtilmiş olmasına rağmen vade farkı da istendiğini, Davacı şirketin tuttuğu kayıtlara göre davalıya, icra vekalet ücreti ve faizler de dahil olmak üzere (vade farkı hariç olarak) 19.036.31 TL olarak 07.07.2017 tarihinde ödendiğini beyan ederek, Davanın kabulüne, icra tehdidi altında ödenmiş olan alacağımızın 4.727,75-TL’lik kısmının ödeme tarihi olan 16.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan istirdadı ile davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacının davalı şirkete verdiği—-Şubesine ait, —-çek numaralı, 31.03.2017 keşide tarihli ve 100.000,00 TL tutarlı çekin karşılıksız çıktığını, Davacı, karşılıksız çıkan, 31/03/2017 keşide tarihli çeki, 31.03.2017 tarihinde kesin olarak nakit ödemek yerine, karşılıksız çıkan 31.03.2017 keşide tarihli çek’e karşılık, dava dilekçesinde belirtilen ileri tarihli çeklerin davalı şirkete verildiğini, Düzenlenen fatura aynı zamanda davacının ödemekle yükümlü olduğu çek tazminatına mahsuben olduğunu, taraflar arasındaki dava konusunun 100.000,00 TL karşılıksız çıkan çek nedeni ile olduğu çekişmesiz olduğunu, Davacının karşılıksız çıkan çeki nedeni ile kanun gereği çekin %10’u oranında davalı şirkete çek tazminatı ödemekle yükümlü olduğunu, Davacıya düzenlenen faturada—–no.lu çeke istinaden düzenlendiğini, Fatura, çek tazminatına istinaden / mahsuben de düzenlendiğini, Davacı ile davalı arasındaki ihtilaf, davacının davalı şirkete düzenlediği ve karşılıksız çıkan çeki nedeni ile olduğundan, davacının kanun gereği davalı şirkete ödemesi gereken çek tazminatının yok sayılmasının hukuken mümkün olmadığı, davalının, vade farkı ve tazminata mahsuben tahsil ettiği tutar nedeni ile fatura düzenlediğini ve davacıdan tahsil ettiğini, bu nedenle de davacının talebinin hukuken mesnetsiz olduğunu, Davacının, —– İcra Müdürlüğü’nün——sayılı dosyayla açılan icra takibinde talep edilen borcun esasına ve tutarına itiraz etmediğini, Borçlu, icra takibine sadece yetki yönünden itiraz ettiğini beyan ederek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, vade farkı faturasına istinaden icra tehdidi altında davacı tarafından ödenen miktarın davalıdan istirdadı taleplidir
.Davacı tarafından davalıya 31.03.2017 tarihli 100.000,00 TL bedelli çek verildiği, işbu çekin karşılıksız çıkması sebebiyle davacı tarafından davalıya dört adet çek verildiği, verilen bu dört adet çekin vadelerinin ileri tarihli olması sebebiyle davalı tarafından davacıya vade farkı faturası tanzim edildiği, davacı tarafından sözleşmeden hüküm olmaması ve aralarında vade farkı teamülü bulunmadığından bahisle faturanın kabul edilmediği, davalı tarafından davacı aleyhine—–. İcra Müdürlüğü’nün——esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davacı tarafından ise icra tehdidi altında 16.04.2018 tarihinde 9.055,35 TL vade farkından kaynaklı ödeme yapıldığı hususlarında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.Davacı tarafından—– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin—– esas sayılı dosyasında aynı konuya ilişkin dava açıldığı, bilirkişi incelemesi yapıldığı, dosyanın davacının takip etmemesi sebebiyle işlemden kaldırıldığı,—- esas —– karar sayılı kararı ile işlemsiz bırakılan dosya hakkından yenilenmediğinden bahisle açılmamış sayılmasına karar verildiği, kararın 01.10.2020 tarihinde kesinleştiği, mahkememizde ise işbu davanın 26.05.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.İİK’nın 72/7. maddesine göre: “Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.”
İİK’nın 72/7. maddesinde öngörülen süre, hak düşürücü süre mahiyetinde olup yargılamanın her aşamasına re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
Davacı tarafından istirdadı talep edilen ödemenin 16.04.2018 tarihinde yapıldığı,—–Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan davanın ise açılmamış sayılmasına karar verildiği, ödeme tarihi olan 16.04.2018 tarihinden itibaren bir yıllık süre geçtikten sonra 26.05.2021 tarihinde işbu davanın açıldığı anlaşılmakla hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın ikame edilmesi sebebiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın hak düşürücü süre sebebiyle reddine,
2-Alınması gereken 269,85-TL karar harcına karşılık peşin alınan 80,74-TL harcın mahsubu ile bakiye 189,11-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarfolunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 4.727,75-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Dava şartı olan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde—– Arabulucuk Başvuru Nolu dosyada taktir olunan 1.320,00-TL ücretin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.