Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/352 E. 2022/270 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/352 Esas
KARAR NO : 2022/270

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2021
KARAR TARİHİ : 31/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin—– sağlanması işi ile iştigal olduğunu, davalının ise — olduğunu, genel olarak —- alarak, işbu —– — satılması işleriyle iştigal olduğunu, müvekkili ile arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalıya verilen hizmetler neticesinde davalı şirketin müvekkiline cari hesaptan doğan borcunun bulunduğunu, davalının hiçbir borcunu ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla —sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu beyanla haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edildiği, davaya cevap dilekçesi verilmediği anlaşılmıştır.
DELİLLER:
Davacı vekili dava dilekçesinde;– — dosyasını, fatura ve irsaliyeleri, hesap ekstresini, ticari defterleri, vergi dairesi kayıtlarını, keşif, tanık, yemin ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiş, dolayısıyla delil bildirmemiştir.
—–dosyası celbedilmiş, incelenmesinde; davacı tarafından davalı şirket aleyhine— çıkışı üzerinden ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrinin— tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin — tarihli itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
— müzekkere —celbedilmiş, incelenmesinde davalının — mal/hizmet aldığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, verilen kesin süreye rağmen davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmemiş, bu nedenle sadece davacının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmıştır. Mali müşavir bilirkişi — alınan kök ve ek raporlar taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından davalı aleyhine üç adet fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
İİK 67/1.maddesine göre “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak,— varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”
Takibe konu alacak fatura alacağıdır. Faturanın TTK.da tanımına yer verilmemiştir. Vergi Usul Kanunu 229.maddesinde fatura, “Satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir vesika’ olarak tanımlanmıştır.
TTK 21/1.maddesine göre, ‘Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir” TTK 21/2.maddesine göre ‘Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır’.
———– yapılmasıyla ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir…” denilmiştir.
Davacının — yıllarına ait ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan kök bilirkişi raporunda, davacının ticari defterlerine göre davacının davalıdan 2 hesapta toplam 207.902,52-TL alacaklı olduğu, takip dayanağı 3 adet faturanın kayıtlı olduğu, faturaların davalının — bildirimleriyle örtüştüğü, davacının — fatura alacağının yerinde olduğu belirtilmiştir.
Ancak Mahkememizce rapor üzerinde yapılan incelemede, davacının davalıdan alacaklı olarak kayıtlı olduğu — icra takibine istinaden şüpheli alacaklar hesabına atıldığı anlaşılmıştır. Bu nedenle kök raporu veren bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, ek raporda takibe konu alacağın— olduğu, davacının takibe konu faturalardan dolayı davalıdan talep edebileceği miktarın ——- olduğu belirtilmiştir.
Fatura—- kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle faturaya dayalı alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir. Takip dayanağı faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması, faturalara konu malların teslim edildiğini, faturadan dolayı davacının alacaklı olduğunu göstermez.Ancak, davalı, bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirdiği — belgesi ile takibe konu faturalar karşılığı mal aldığını beyan etmiş olup, bu durum faturalarda yazılı emtianın teslim alındığı anlamına gelmektedir.– –Davalı taraf, fatura tutarının davalı şirketçe ödendiğine ilişkin yazılı belge de sunulmamıştır.
Davacının ticari defterlerinin incelenmesinden, davacı ile davalı arasındaki ilişkinin faturaya dayalı açık hesap ilişkisi olduğu anlaşılmaktadır. Davacının ticari defterlerinde davalıdan alacaklı — takibine konu edindiği anlaşılmış, davacı vekili şüpheli alacaklar hesabına konu– ile takibe konulduğu belirtilmiş, söz konusu dosyanın— incelenmesinde borcun sebebinin “diğer asıl alacak” olarak gösterildiği görülmüştür. Takibe konu alacağın — mükerrer olarak takibe konulduğu anlaşıldığından, davalının — miktarına yapmış olduğu itiraz haksız olup, bu miktar alacak yönünden itirazın iptaline karar vermek gerekmiştir.
Davaya konu icra takibinde takip öncesi işlemiş faiz talebinde bulunulmuştur. İcra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizine hükmedilmesi TBK’nın 117.maddesi koşullarına bağlı olup icra takip tarihinden önce davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi gerekir. Taraflar arasında ödeme günü kararlaştırılan bir sözleşme bulunmadığı, davalıyıa temerrüte düşürecek bir ihtarname de çekilmediği için davacı alacaklı icra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizi talebinde bulunamaz. Bu nedenle takip öncesi işlemiş faiz yönünden itirazın iptali talebi yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talep etmiştir. İİK 67/1.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Takip dayanağı faturalara konu alacak davalı tarafından vergi dairesine bildirilmiş olduğundan alacak likittir. Bu nedenle davacı lehine itirazın iptaline karar verilen 55.677,85-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
1—— Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte, davalı-borçlunun; 55.677,85-TL alacak miktarına yaptığı itirazın iptali ile, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek ticari avans faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İtirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen alacak miktarı 55.677,85-TL’nin %20’si oranında (11.135,57-TL) icra inkâr tazminatının davalı-borçludan alınarak davacı alacaklıya verilmesine,
3-Alınması gereken 3.803,35 TL karar harcının, davacı tarafından peşin yatırılan 1.091,58 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.711,77 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 1.126,50 TL yargılama gideri, 1.091,58 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı toplamı 2.277,38 TL’nin davanın kabul ve ret oranı dikkate alındığında bakiye 1.402,95 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan — ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.