Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/330 E. 2023/622 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/330
KARAR NO : 2023/622

DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/08/2016
KARAR TARİHİ : 13/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

ASIL DAVADA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin nakliye işi ile uğraştığını, davalı borçlu şirketin mallarının —– iline nakliye için anlaşıldığını ve davalı borçlu şirketin malını taşımış ve 12.04.2014 tarihinde teslim edilmiş olduğunu, bu taşıma işi karşılığı—– no ile 2.900,00 $ bedelli faturalardan dolayı müvekkili şirketin borçlu/davalı şirketten alacağının bulunduğunu, bu nedenle— İcra Müd—– sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, davalının borca ve faizlerine haksız ve mesnetsiz itiraz ettiğini, bu nedenle takibin devamına, davalı borçlunun %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili savunmasında özetle: “takas mahsup definde bulunduklarını, davacının cari hesabından aynı taşıma nedeni ile vermiş olduğu zarar tutarının mahsup edilmiş olduğunu, ancak cari alacağın zararın tamamını karşılamaması nedeni ile kalan bölüm için icra takibinin başlatıldığını, davacının müvekkiline alt taşıma hizmeti vermiş olduğunu, ancak davacının hizmeti layıkıyla yerine getiremediğini, teslim edilen malların imha edilmek zorunda kalındığını, davacı firma kendi hatası nedeni ile alıcısı dava dışı —– göndericisi ise dava dışı —– firmasına ait ambalajları taşırken ambalajlann zayi olduğunu, bu nedenle oluşan zararın dava dışı —-Firması tarafından müvekkiline yansıtıldığını, (Dava dışı —– 15.09.2014 tarih ve—— Fatura no.lu 91.083,62 TL bedelli yansıtma faturası), müvekkilinin de bu bedeli davacıya yansıtılarak cari hesaptan mahsup edildiğini, yansıtılan hasar faturasının 27.644 USD olduğu,( 16.09.2014 tarih ve—–No.lu 27.644 USD bedelli yansıtma faturası) , cari hesaptan yapılan mahsup sonrası bakiye 7.461,52 USD borç kaldığını, hasarın tamamen davacının kusurundan kaynaklanmış olduğunu, gıda üretim malzemesi niteliğindeki mallara mazot dökülmesi ve mazotun kokusunun tüm mallara sinmesi nedeniyle malların kullanılamaz hale geldiğini, ——Fabrikasına getirilen mallar ile ilgili olarak 07.05.2014 tarihli tutanakta “…21.04.2014 tarihinde —– plaka sayılı TIR dorse kapağının açıldığında yoğun mazot kokusunun tespit edilmiş olduğunu, indirilen dört palette mazot bulaşığı tespit edilmiştir…” şeklinde beyan bulunduğu, müvekkili tarafından alt taşıma ilişkisi ile davacıya taşıtılan mallar ( 22.04.2014 tarih ve 6.624,08 TL Navlun Faturası), hasarla ilgili olarak numune alındığını ve dava dışı —- firması tarafından Eksper raporu hazırlatıldığını, söz konusu olayın davacı taraf sürücüsünün dorse içerisine mazot bidonu koyması ve mazotun dökülmesi neticesinde meydana geldiği, kullanılamaz durumdaki ürünlerin —–tarafından imha edildiği, ayrıca alacağın likid ve muayyen olmaması nedeni ile icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği, bu nedenlerle haksız davanın reddi, %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

BİRLEŞEN DAVADA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Borçlu-davalı aleyhine —- İcra Müdürlüğünün —–Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını ,borçlu davalıya yapılan hizmet sözleşmesine dayanılarak ödeme emri gönderilmek suretiyle başlatılan takibe borçlu tarafından yapılan itiraz nedeniyle takibin durdurulduğu, ayrıca huzurdaki davaya konu hukuki ilişki nedeniyle davalı tarafından müvekkili aleyhine 15.06.2016 tarihined açılan —–Asliye Ticaret Mahkemesinin —– Dava dosyası ile huzurdaki davaya konu uyuşmazlık arasında çok sıkı bir bağlantı olduğunu, işbu davada davalı tarafından mezkur taşımaya ilişkin, müvekkilince hasar yansıtma faturası uyarınca mahsup işlemine konu edilen taşıma hizmet bedeli haksız şekilde talep edildiğini, dosyalar arasındaki bağlantının değerlendirilebilmesi bakımından işbu davaya ilişkin dava dilekçesinin sunulduğunu lüzum görülmesi halinde dosyanın celp edilerek incelenmesini huzurdaki davanın ilk açılan —-Asliye Ticaret Mahkemesinin —–Sayılı dosyası ile birleştirilmesini,—- İcra müdürlüğünün —- sayılı dosyasına davalı-borçlu tarafından yapılan itirazın iptalini ve takibin devamına karar verilmesini ,haksız yere itiraz eden borçlu davalının takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise açılan davanın reddi ile dosyaların birleştirilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali; birleşen dava ise taşıma esnasında taşıyıcının kusuruyla zayi olan yük bedelinin cari hesaptan mahsubu sonrası bakiye tutarın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı kabulüne dair —- sayılı kararı, —–Bölge Adliye Mahkemesi —-Hukuk Dairesinin——sayılı kararı ile; “Asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin takas mahsup savunması bulunmasına rağmen, mahkemece bu husus değerlendirilmemiş ve mahsup talebinin ifasında güçlük yaşanmaması için dikkate alınmadığı belirtilmiştir. TBK.’nın 139. maddesinde de iki kişinin karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde her iki borç muaccel ise her bir alacağını borcuyla takas edebilir. Alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir. Bu durumda birleşen davada, hasar bedeli mahsup edildikten sonra birleşen dava konusu takibin başlatıldığı dikkate alınarak, asıl davadaki takas mahsup savunmasının, asıl davada davacıya ulaştığı an belirlenerek, asıl davada davalının takas edilebilir bir alacağının bulunup bulunmadığı, bu tarihteki SDR kuru dikkate alınarak belirlenerek bundan sonra asıl davada bakiye bir alacak bulunup bulunmadığı değerlendirilmelidir. Yapılacak bu belirlemeye göre, asıl dava yönünden oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde işlem yapılmaksızın ve birleşen davada, hasarın mahsup edilerek bakiye kısım yönünden talepte bulunulduğu iddiası dikkate alınmaksızın, birleşen davada tüm hasar bedelinin dava konusu edilmiş gibi hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” şeklindeki gerekçesiyle kaldırılmıştır.Bölge Adliye Mahkemesi kararı sonrasında, kaldırma kararı doğrultusunda kaldırma kararı öncesi rapor alınan —–ek rapor alınmasına karar verilmiş, 13/10/2021 tarihli 1.Ek Raporda;
-İstinaf Mahkemesinin kararı gereği takas mahsup işleminden sonra esas dosya davacısı —-esas dosya davalısı —–alacağının bulunmadığı,
-Birleşen dosya kapsamında İstinaf Mahkemesinin kararı gereği takas mahsup işleminden sonra davacı —–talebi olan icraya esas 7.461,52- USD bakiye alacağının SDR üst limitinin altında kalmiş olması nedeni ile gerçek zarar olarak değerlendirilmesi gerektiği,
-Söz konusu alacağa asıl davadaki takas mahsup savunmasının İstinaf Mahkemesi kararına göre davacıya ulaştığı tarih olan 29.09.2014 den itibaren faiz işletilmesi gerektiği,
-Asıl dava yönünden taşıma faturalarına istinaden davalının davacıya ne kadar borcu bulunduğunun tarafların 2014-2015 yıllarına ait defterlerinin mali müşavir vasıtasıyla incelenmek suretiyle tespit edilebileceği belirtilmiştir.
Asıl davanın faturaya dayalı açık hesap alacağına ilişkin olmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı öncesi tarafların ticari defterlerinin incelenmemesi nedeniyle asıl dava yönünden, taşıma faturalarına istinaden davalının davacıya ne kadar borcu bulunduğunun tarafların 2014-2015 yıllarına ait defterleri üzerinde mali müşavir vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, tarafların ticari defterlerinin incelenmesinden sonra —–yeniden ek rapor alınmasına karar verilmiş, 16/01/2023 tarihli 2.Ek Raporda;
-İstinaf Mahkemesinin kararı gereği takas mahsup işleminden sonra esas dosya davacısı —– esas dosya davalısı —– alacağının bulunmadığı,
-Birleşen dosya kapsamında İstinaf Mahkemesinin kararı gereği takas mahsup işleminden sonra davacı —— talebi olan icraya esas 7.461,52 USD bakiye alacağının SDR üst limitinin altında kalmış olması nedeni ile gerçek zarar olarak değerlendirilmesi gerektiği,
-Tespit tarihi olan 22.04.2014 tarihinde 1 USD 2.1410 TL X 7.461,52 USD 15.975,11-TL olduğu, ancak söz konusu bedele fatura tarihi olan 16.09.2014 den itibaren faiz işletilmiş olduğu,
-Söz konusu alacağa asıl davadaki takas mahsup savunmasının İstinaf Mahkemesi kararına göre davacıya ulaştığı tarih olan 29/09/2014 den itibaren faiz işletilmesi gerektiği hususunun Sn. Mahkemenin nihai takdirlerine maruz olduğu, belirtilmiştir.
Asıl Dava Yönünden Yapılan Değerlendirildiğinde;
Asıl dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Dava konusu 5 adet fatura davalının ticari defterlerinde kayıtlı olup, taşıma faturalarından dolayı davacı davalıdan alacaklıdır. Ancak davalının 16/09/2014 tarihli 27.644,00 USD tutarlı hasar yansıtma faturası nedeniyle davalı davacıdan alacaklı hale gelmiş olduğundan, asıl davanın reddine karar vermek gerekmiştir

Davalı cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talep etmişse de, takas mahsup işlemi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi; dolayısıyla şartları bulunmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen Dava Yönünden Yapılan Değerlendirildiğinde;
Birleşen dava, taşıma esnasında taşıyıcının kusuruyla zayi olan yük bedelinin cari hesaptan mahsubu sonrası bakiye tutarın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında,
-Yurtdışı Gümrük İşlemleri esnasında Forklift Yakıt Deposunun patlaması sonucu birkaç litre kadar yakıtın dorse zeminine yayıldığı ve araç şoförü tarafından zeminin kurutulmasına yönelik temizlik yapıldığı ancak söz konusu temizliğin yeterli olmadığı ve dorse kapaklarının kapalı olması nedeni ile mazot kokusunun ambalaj malzemelerine sirayet etmiş olduğu,
-Bu kapsamda davalı alt taşıyıcı—–mazot kokusu nedeniyle kullanılamaz duruma gelen ürünlerin hasar maliyetinden sorumlu olması gerektiği kanaatinin oluştuğu, -CMR 23/3, 25/1-a md. göre belirlenecek tazminat miktarının üst sınırı geçmemesi gerekmekte olup; (24 paletin toplam ağırlığı 20.936 kg olup, hasarlı 4 paletin ağırlığı, 3.489 kg)x 5.4617 TL (rapor tarihindeki SDR kuru x 8.33= 158.735,40-TL taşıyıcı sorumluluğunun üst sınırını oluşturduğu,
-İstinaf Mahkemesinin kararı gereği takas mahsup işleminden sonra davacı —– talebi olan icraya esas 7.461,52-USD bakiye alacağının SDR üst limitinin altında kalmiş olması nedeni ile gerçek zarar olarak değerlendirilmesi gerektiği,
-Söz konusu alacağa asıl davadaki takas mahsup savunmasının İstinaf Mahkemesi kararına göre davacıya ulaştığı tarih olan 29/09/2014 den itibaren faiz işletilmesi gerektiği, kanaatine varılmıştır. Denetime ve hüküm kurmaya elverişli raporlar doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile, 7.461,52-USD üzerinden itirazın iptaline karar vermek gerekmiştir.
Davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğü ispatlanamadığından, takip öncesi işlemiş faiz yönünden itirazın iptali talebi yerinde görülmemiştir.
Davacı, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı; davalı cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talep etmiştir. Taşınan emtianın hasarından davalının sorumlu olup olmadığı, bilirkişi incelemesi ile tespit edilmiş olup alacak likit değildir. Bu nedenle davacı vekilinin icra inkar tazminatının reddine karar vermek gerekmiştir.
Takip öncesi işlemiş faiz yönünden davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığı, dolayısıyla şartları bulunmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
A/ASIL DAVADA;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Asıl davada alınması gereken 269,80 TL harcın, asıl dava davacısı … tarafından yatırılan 604,55 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 334,75 TL’nin davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Asıl davada davalı … tarafından bilirkişi, posta ve yazışma gideri olarak yapılan 1.061,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Davalı … kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
B/BİRLEŞEN DAVADA;
1-Davanın kısmen kabulü ile,—- İcra Müdürlüğü’nün —— dosyası üzerinden yapılan takipte, davalı-borçlunun; 7.461,52-USD asıl alacak miktarına yaptığı itirazın iptali ile, takip tarihinden itibaren itibaren asıl alacağa 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Şartları oluşmadığından davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Şartları oluşmadığından davalı vekilinin icra kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gereken 1.511,25 TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 392,60 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.118,65 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı … tarafından birleşen davada yapılan 502,75 TL yargılama gideri ile 392,60 TL peşin harç, 29,20 TL başvuru harcı toplamı 924,55 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında 889,74 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul oranı dikkate alındığında davacı … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın ret oranı dikkate alındığında davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 265,55 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davalı-birleşen davada davacı vekilinin yüzüne karşı, davacı-birleşen davada davalının yokluğunda karşı, verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde —– Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.