Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/33 E. 2022/779 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/33 Esas
KARAR NO : 2022/779

DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ : 22/10/2013
KARAR TARİHİ : 13/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket ile davalı şirket arasında——– Dağıtım Hizmetleri Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşme kapsamında ürünlerin davacının depo veya adreslerinden teslim alınarak davalı firmanın bildireceği adreslere taşınma ve dağıtım hizmetlerinin verilmesi, iade ürünlerin davacıya getirilmesi, sözleşme süresinin 1 yıl olduğu, 3 ay önce feshedilmediği takdirde aynı şartlarla 1 yıl daha uzadığını, müvekkilinin sorumluluk sahasının—- başlayarak —– belirlendiğini, tarafların sözleşmeden kaynaklanan sorumluluk hak, borç ve alacaklarını, birbirlerinin yazılı onayı olmadan hiçbir şekilde 3.kişilere devredemeyeceğini, sözleşme kapsamında müvekkil şirketin yükümlülüklerini uzama süresi dahil yerine getirdiğini, ancak —tarihinde ürünlerin teslim alındığı davalı —- adresindeki ———- amacı ile gidildiğinde, davalı —–boş olduğunu, davalının müvekkili şirkete sözleşme süresince ürün teslimatı yapılan deponun boşaltılacağı ve yeni teslimat yerine ilişkin herhangi bir bildirimde bulunmadığını, aksine başka bir —- ile anlaşma yapıldığının sözlü olarak beyan edildiğini, davalı şirketin sözleşmeye aykın eylemlerine son vermesi ve yükümlülüklerini yerine getirmesi amacıyla— edildiğini beyanla davanın kabulüne,—- feshine, davalı yanın sözleşmenin feshine sebebiyet vermesi nedeniyle müvekkili şirketin uğramış olduğu zararın/kar kaybının şimdilik —- kısmının ihtarname tarihi olan—– tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında özetle: davacının müvekkili ile aralarında tanzim olunan sözleşmenin müvekkili tarafından ihlal edildiği, sözleşmenin 22.maddesinin gerekçe gösterilerek fesih ve zararların tazminini talep ettiğini, ayrıca müvekkilinin —- sözleşme yaptığını ancak hangi —- sözleşme yapıldığına dair herhangi bir bilginin verilmediğini, öncelikle davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılmasının HMK’ya aykırı olduğunu, bu nedenle davacının harcını tamamlamasını talep ettiklerini, söz konusu sözleşmenin incelendiği takdirde bu sözleşmeden davacıya münhasır bir yetki verildiği anlamının çıkmayacağını ve yine davacı tarafından sunulan tutanağı kabul etmediklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fesih nedeni ile kar mahrumiyeti alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizin—- davanın kabulüne dair kararı —-kararı ile; “Haksız fesih nedeniyle uğranılan zararın tesbiti dava konusu sözleşeme ilişkisine de kıyasen uygulanması gereken TBK 438/2 maddesinde belirlenmiştir. TBK 438/1 maddesinde —– haksız olarak feshederse……….—- süresine uyulmaması durumunda bu sürelere uyulmuş olsaydı karar verebileceği miktarı tazminat olarak isteyebilir 2. fıkrasında ise belirli süreli hizmet sözleşmelerinde işçinin, hizmet sözleşmesinin sona ermesi yönünden tasarruf ettiği miktar ile başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelir tazminattan indirilir hükmünü taşımaktadır.
Somut olayda taraflar arasındaki dağıtım hizmetleri sözleşmesinin, davalı yanca haklı neden olmaksızın feshedildiği dosya kapsamıyla sabittir. İlk derece mahkemesininin ve—- Mahkemesi’nin kabulü bu yöndedir. Yukarıda alınan ve dava konusu olayda kıyasen uygulanması gereken sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte olan TBK’nın 438/1. maddesi uyarınca davacı, fesih tarihinden sözleşme döneminin sonuna kadar yoksun kaldığı kazancı isteyebilir. Bununla birlikte davacının başka gerçek ve tüzel kişi veya kişilerle —– yaptığından davacının tamamıyla başka bir iş yapmadığının kabulü doğru değildir. Davaya konu sözleşmenin sona ermesi nedeniyle çalışma gücü serbest kalan davacı yeni bir iş bulmak yoluna gidecek ve o işten sağlayacağı kazancı, davalıdan alacağı ücretten indirecektir. Burada davacının bu dönem içerisinde kazanacağı para göz önüne alınarak sözleşme konusu hizmetini yapmaması nedeniyle tasarruf ettiği giderler de ücretten indirilecektir. Ayrıca davacının kazanmaktan kasten kaçındığı paralar da mahsup işlemine tabi tutulacak, böylece davacının zararın artmasına yol açacak davranışları önlenmiş olacaktır. Ayrıca bu zararların hesabında, davacının aynı nitelikte ve aynı şartlarla başka bir sözleşme imzalaması için gereken makul sürenin tespit edilerek makul süre için kar kaybının belirlenmesinde yukarıda değinilen hususların gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak, konusunda uzman bilirkişi kurulundan açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.” şeklindeki gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.
Usul ve yasaya uygun —— uyulduktan sonra, bozma ilamı öncesi rapor düzenleyen—– oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilerek bozma ilamındaki gerekçelere uygun olarak rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan ——-olduğu, Mahkemece davacının talep etme hakkı olduğu benimsenirse, talep edebileceği kar kaybının —- olacağı, sözleşme fesih tarihinin —- tarihi kabul edildiğinde davacının kar kaybının 95.569,13-TL olacağı belirtilmiştir.
Bilirkişi heyetindendeki ——– Borçlar Hukuku alanında nitelikli hesap uzmanı olup; heyette sektör bilirkişisinin yer almamasına rağmen davacının aynı nitelikte sözleşme imzalaması için gerekli makul süreye ilişkin değerlendirme yapılması ayrıca davacının kazanmaktan kasten kaçındığı paraların mahsubu gibi hususlarda — ilamında belirtildiği şekilde ayrıntılı ve yeterli değerlendirme yapılmaması nedenleriyle rapor yetersiz, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmadığından, yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mali müşavir —–, sektör uzmanı ——— Borçlar Hukuku alanında nitelikli hesap uzmanı—— oluşan 3 kişilik yeni bilirkişi heyetinden —tarihli kök, —- raporlar alınmıştır.
İkinci heyetten alınan kök ve ek raporlarda; davacının aynı nitelikte aynı şartlarda başka bir sözleşme imzalaması için gereken makul sürenin 3,5 ay olduğu, bu sürenin bitiminden sonra yoksun kalınan kardan bahsedilemeyeceği, makul süre sonucunda davacının yeni bir işten kazanacağı kar kaybının sözleşme iptal edilmeden önceki net kar kaybının ortalaması olacağı, bu miktarın aylık net kar detay çalışmaları sonucu 36.680,04-TL olarak tespit edildiği, davacının sözleşmenin feshinden sonra normal çalışmasına devam ettiği, davacının davaya konu su —- edilmeden önce düzenlediği faturaların hizmet bedeli başlığı altında düzenlenmesi nedeniyle, davaya konu —-süreci iptal edildikten sonra mevcut işlerin yanı sıra ayrıca —- bayiliği alıp almadığı tespitinin yapılamadığı, yapılan hizmetin (—-) tek düzen muhasebe hesap planında ayrı—- hesapta takip edilmediği, davacının kayıt ve raporlama düzeninin yapısından kaynaklanan nedenlerle, sözleşmenin feshi nedeniyle davacının tasarruf ettiği giderlerin tespit edilmesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir.İçinde sektör uzmanının da bulunduğu ikinci heyetten alınan kök ve ek raporlar Yargıtay bozma ilamına, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunarak hükme esas alınmıştır.
Dosya kapsamı ve—–ilamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının aynı nitelikte aynı şartlarda başka bir sözleşme imzalaması için gereken makul sürenin 3,5 ay olduğu, bu süreye ilişkin davacının kar kaybının —- olduğu anlaşılmakla, —- temerrüt tarihi olan —ıslah tarihi olan 31/03/2016 tarihinden itbaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile, ——– temerrüt tarihi olan 08/08/2013 tarihinden, — ıslah tarihi olan 31/03/2016 tarihinden itbaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gereken 2.505,61 TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 341,55 TL peşin harç, 3.632,00 TL ıslah harcı toplamı 3.973,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.467,94 TL’nin davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 6.200,00 TL yargılama gideri ile 2.505,61 TL peşin ve ıslah harcından alınan karar harcı, 24,30 TL başvuru harcı toplamı 8.729,91 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye —- davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan—– yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 1.395,77 TL’sinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davalı üzerinde bırakılasına,
5-Davanın kabul oranı dikkate alındığında davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan ——— olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davanın ret oranı dikkate alındığında davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan —- olunan —- davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.