Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/327 E. 2021/667 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/327 Esas
KARAR NO: 2021/667
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 29/09/2005
KARAR TARİHİ: 15/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; —- davalı sigortacının ise davacıya kurulduğu günden beri —– verdiğini ve bu kapsamda davacının tedarik ettiği —- işleme tarihine kadar muhafaza etmek amacıyla ticari ilişki içinde olduğu —- kiraladığı depoda bulunan ürünlerin de davalı sigortacı tarafından hırsızlığa karşı sigorta korumasına alındığını, hal böyle olmakla birlikte hırsızlık rizikolarına karşı sigorta güvencesi altında olan—— muhafaza edildiği depodan—– tarafından depo — tehdit edilmek suretiyle çalındığını, —- ——- olay yerinden uzaklaştıklarını, çalınan ürünlerin o tarihteki değerinin ise —- olduğunu, çalanlar hakkında suç duyurusu yapıldığını ve ikiden fazla kişi tarafından hırsızlık suçundan dolayı —–yılında kamu davası da açıldığını, ancak olayın davalı sigortacıya hırsızlık olayının vuku bulduğu tarihte ihbar edildiğini ve olayla ilgili tüm belgelerin sunulduğunu, poliçe primlerinin de zamanında ödenmiş olmasına ve ortaya çıkan zararın da tazmin edilmesi istenmiş olmasına rağmen netice alınamadığı gibi davalı sigortacının kamu davası müdahil olmak suretiyle sanıkların hırsızlık yapmadıklarını öne sürerek tazminat ödemekten kurtulmak için suç vasfının hırsızlık değil emniyeti suistimal olarak değiştirilmesini bile talep ettiğini gerekçe göstermek suretiyle derdest dava konusu hasarı davalı sigortacının tazmin etme sorumluluğunun tespiti ile —- talep hakkı saklı kalmak kaydıyla —-olan ihbar tarihinden itibaren —- faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının derdest dava konusu tazminat talebini dayandırdığı — ilk etapta davacının sigortalı olarak —- bulduğu iddia edilen hırsızlık olayı öncesinde sigorta ettiren sıfatıyla davacının — tarihinde sigorta bedelini — indirdiğini, ardından da —- zeyilname ile yani iddia edilen riziko tarihinden sonra davacının sigortalı —–yerine sigortalı olarak da kendisini gösterdiğini, her ne kadar bu unvan değişikliği ile ilgili zeyilname geriye dönük olarak —- başlatılmış ise de menfaat değişikliği ile ilgili bir durum söz konusu olduğundan aslında —- düzenlenen zeyilname ile yeni bir sözleşme akdedildiğini, sözleşme akdedildiği tarihte iddia edilen hırsızlık olayı zaten gerçekleşmiş durumda olduğundan —– göre sigorta mukavelesinin geçersiz hale geldiğini dolayısıyla davalı sigortacıya somut olayda mesuliyet yüklenemeyeceğini, kaldı ki somut olayda hırsızlık olayının değil çalındığı iddia edilen fındıkların depodan —– yüklenmesinin alacağı zaman gözetildiğinde taraflar arasında süre gelen ticari ilişkiden kaynaklanan borç alacak meselesinin bir şekilde çözümünün sözkonusu olduğunu, ayrıca derdest davaya konu edilen tazminat talebinin de fahiş olduğunu, davalı sigortacının tazmin borcunun doğması için öncelikle davacının gerçek zararını kanıtlaması gerektiğini, davacının ticari yönden ihtilaflı olduğu şirketin faaliyet gösterdiği —– depo tutmakla da basiretli bir tacir gibi davranmadığını, bir an için iddia edilen hırsızlık hadisesinin vuku bulduğu kabul edilse bile davacının gerekli koruma önlemlerini yeterince sağlamış olduğundan bahsedilmeyeceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Somut olayda davacının sigorta ettiren sıfatıyla, davalı sigortacıya, dava dışı — göstermek suretiyle —- riziko adresinde bulunar emtiayı hırsızlık rizikolarına karşı —- teminat bedeli ile — tanzim tarihli — poliçesi kapsamında sigorta korumasına aldırdığı,
Davacının, —– günlük prim iadesi tahakkukunu sağladığı,
Davacının —– tarihinde düzenleyip aynı tarihte davalıya teslim ettiği —- üzerine, davalı sigortacının, diğer şartları aynı kalmak kaydıyla — davacı şirketin —— tarihinde düzenlediği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda —– davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, bu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
—–Dava konusu talebin teminat kapsamında kalabilmesi için öncelikle rizikonun gerekçeleştiğinin davacı tarafından ispatlanması gereklidir. Poliçe düzenlenirken sigortalı olarak hırsızlık sanığı olduğu iddia edilen —- sahibi olduğu — yer alması, davacı ile sanıkların şirketi olan —- arasında sürekli bir ticari ilişkinin varlığı, düzenlenen satım sözleşmeleri, davcaı şirket ile —– —— birlikte değerlendirildiğinde, hırsızlık iddiasının oluş şekli ile hayatın olağan akışına uygun olmadığı ve bu nedenle teminat kapsamında bir rizikonun gerçekleştiğinden bahsedilemeyeceği, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporlarının somut olayın değerlendirilmesi için de yeterli olmadığı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamış” gerekçesi ile bozularak gönderilmiş olmakla, mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilerek davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar harcının peşin alınan 15.583,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 15.523,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf olunan 9,00 TL tebligat masrafı, 750,00 TL bilirkişi ücreti toplamı 759,00 TL’nin davacıdan alınıp, davalıya verilmesine,
5-Davalı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 73.322,73 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/09/2021