Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/326
KARAR NO : 2023/558
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/05/2021
KARAR TARİHİ : 15/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin davalı şirkete ardiye hizmeti verdiğini, işbu hizmetin kapsamının davalıya ait emtianın —–Gümrük kapısında müvekkili şirketten kaynaklı olmayan nedenlerle müvekkili şirketin liman sahasında bekletilmesi olduğunu, bunun üzerine müvekkili tarafından ekte sunulan ardiye hizmet faturalarının düzenlendiğini, söz konusu faturalar davalı şirkete tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından müvekkili şirkete ödeme yapılmadığını, müvekkili şirketin davalı taraf ile olan ticari ilişkisi sebebiyle cari hesabında davalıdan toplam 9.818,97 TL alacaklı olduğunu, davalı borçlu şirketin icra müdürlüğünün yetkisine karşı yapmış olduğu itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ardiye ücreti alacağının para borcu doğurmakta olduğunu, TBK 89. maddesi uyarınca para borcunun alacaklının ikametgahında ödenmesi gerektiğinden müvekkili şirket merkezinin bulunduğu —– İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu belirterek, davalı borçlunun —–. İcra Müdürlüğü’nün —–sayılı dosyasına yapmış olduğu yetki itirazının reddine, icra takibinin devamıma, itirazında haksız ve kötü niyetli olduğundan alacağın % 20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı arasında ——vasıtasıyla kurulan, yıllardır süregelen bir ticari ilişki olduğunu, müvekkili şirketin davacı yandan gümrüklü sahalara gelen konteyner ve diğer yüklerin kapalı ve açık sahalarda saklanması, depolanması hizmetlerini satın aldığını, ticari ilişkinin sürdüğü, hizmet alımının devam ettiği süre boyunca ödemelerin taraflarınca asla aksatılmadığını, davaya konu icra takibinin de dayanağı olan faturaların haksız olarak düzenlendiğini, şöyle ki; Koronavirüs (COVID- 19) salgını ile mücadele kapsamında; TBMM Genel Kurulu tarafından 25 Mart 2020 tarihinde kabul edilen Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’a (“Kanun”) eklenen madde ile yasal sürelerin ilkin 30 Nisan 2020 tarihine kadar durdurulduğunu, COVID-19 Virüsü’nün dünyayı sarmaya başlamasıyla —— kapılarının 23.02.2020 tarihinde geçici olarak kapatıldığını ve —- Örgütünün de 11.03.2021 tarihinde COVID-I19 Virüsü’nü global pandemi ilan ettiğini, buna istinaden —– yüklü araçların limanda alıkonulduğunu ve gümrüklü sahadan çıkışlarının da yasaklandığını, alınan idari kararı takiben müvekkili şirketin araçlarının limandan çıkarılmasını istediyse de ——Gümrük Müdürlüğü’nün 23.02.2020 tarihi itibariyle —-Limanı’na gelen transit araçlara işlem yapılmasına hiçbir şekilde müsaade etmediğini, idarenin aldığı kararların uygulaması gereği araçlarının tır karneye bağlanıp çıkışlarının önlenmesinden ötürü araçlarının ardiyede bekleme mecburiyetinde kaldığını, söz konusu mecburiyetin global pandemi haline gelen COVID-19 önlemleri nedeniyle olduğunu, öğreti ve uygulamada, mücbir sebebin olağanüstü bir olay olması gerektiğinin kabul edildiğini, doktrindeki hakim görüşe göre, olayın olağanüstü nitelikte olması ile kastedilenin “öngörülemezlik” unsuru olduğunu, Yargıtay’ın, öngörülemez olayı “oluşumuna ve biçimine nazaran hayatın normal akışından çıkması beklenebilecek tesadüfi olaylar sınırını açık bir şekilde aşan olay”, “ansızın gerçekleşen olay” olarak ifade ettiğini, doktrin ve yargı kararları ışığında COVID-19 virüs salgını sebebiyle ortaya çıkan durumun, deprem ve savaş gibi bir mücbir sebep olduğunu kolayca söyleyebileceklerini, kayıtlar incelendiğinde de müvekkili şirketin süreci takip ettiğini ve araçların limandan çıkışının elverişli hale gelmesiyle aracını limandan çıkardığını, dava konusu durum dikkate alındığında mücbir sebebin ortaya çıkmasıyla geçici ifa imkansızlığının meydana geldiğini, bu durumda tarafların bu süre boyunca edimlerini ifa edemez hale geldiğini ancak sözleşmeyi de sona erdirmeyerek ifa imkansızlığının sona ermesi sonrasında sözleşmesel ilişkilerine kaldığı yerden devam etmek iradesini gösterdiklerini, somut olay dikkate alındığında; müvekkilinin —-. İle çalıştığını, ——. ve davacı şirketin anlaşması gereği gümrük işlemlerinin tamamlanması adına —-Limanı’na giriş yaptığını,—-ve—–Ve davacı şirketin anlaşmasına istinaden limanda bekleme sürelerinin 48 saat olarak planlandığını ancak alınan önlemler gereği 48 saati aşan süreyle bekleme mecburiyetleri doğduğunu, anlaşmaya göre normal şartlarda 48 saati aşan bekleme süresinin davacı yanca ardiye hizmeti olarak ifade edildiğini, ardiye hizmetinin; gümrüklü sahalara gelen konteyner ve diğer yüklerin kapalı ve açık sahalarda saklanması, depolanması, etiketlenmesi, paketlenmesi ve benzeri katma değerli hizmetleri ve bu hizmetler için ödenen ücreti ifade ettiğini, müvekkilinin ardiye hizmet talebi bulunmadığını, Müvekkilinin ardiye hizmetine ilişkin sözleşmeyi başlatma rızası bulunmadığı gibi, sözleşmeyi sonlandırma hakkının elinden alındığını, ilgili bedelin de fatura edilerek ikinci kez mağdur edildiğini, müvekkili şirketin ödemeleri konusunda oldukça hassas olduğunu, farklı zamanlarda farklı araçları ile de defalarca kez bu limanda ardiye hizmeti aldığını, alınan hizmete yönelik faturaların da sorunsuzca ve vaktinde ödendiğini, sürecin tarafların kontrol alanlarının dışında gerçekleştiğini, hukuki ilişkinin kurulduğu tarihte öngörülemez halde olduğunu, öngörülse dahi etkilerinin bu kadar büyük olacağının tahmin edilemeyecek durumda olduğunu, müvekkili tüm önlemleri almasına rağmen – sözleşmenin – sonlandırılmasının mümkün olmadığını, oysa sonlandırmak istedikleri hizmet alımının, sonlandırılamaması ve bunu oluşturan etmenlerin göz önünde bulundurulması gerektiğini, netice itibariyle de mücbir sebep sayılarak faturanın iptal edilmesi gerekirken taraflarına takip başlatıldığını, mücbir sebebe rağmen taraflarına yöneltilen fatura ve icra takibine müvekkilinin itirazının haklı olduğunu belirterek, müvekkili hakkında açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasının reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile Davacı ile davalı arasında ardiye hizmetine yönelik yapılan sözleşme kapsamında davacı tarafça kesilen fatura alacağından kaynaklı icra takibine davalı tarafça yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasından ibaret olduğu görüldü.—–. İcra Müdürlüğü yazılan müzekkerelere cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü.
Dosyamız arasına alınan—- İcra Dairesinin —–Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin 22/07/2020 tarihinde başlatıldığı davalının süresinde 07/08/2020 tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.Davacının; borçlu tarafından yapılan itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür. Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesi ile eklenen 5/A maddesi uyarınca arabuluculuk başvurusunda bulunulmuştur. arabuluculuk son tutanağında icra dosya borcunun ödenmesi hususunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin arabuluculuk son tutanağı dosya arasına alınmıştır. Dosyaya —— Asliye Ticaret talimat yoluyla alınan bilirkişi raporunda özetle ; Davalı şirketin 2020 Yılı defterlerini Elektronik ortamda tuttuğu; açılış ve kapanış onayı yerine geçen Ocak 2020 ve Aralık 2020 aylarına ait e defter beratlarını süresinde verdiği; defterlerin delil vasfı taşıdığı; gerek davacı tarafından düzenlenen ihtilaf konusu 22.06.202 Tarih ve —– Numaralı hizmet faturasını gerekse kendisinin kestiği 26.06.2020 Tarih ve —– numaralı iade faturasını deftere kaydetmediği; Taraflar arasında ticari işlemlerin takip edildiği cari hesapta davacının 31.12.2020 tarihi itibarıyla davalıdan 6.264,12 TL alacaklı göründüğünü belirten raporunu mahkememize sunmuştur.
Dosya Mali Müşavir Bilirkişiye tevdi edilerek aldırılan bilirkişi raporunda özetle ; Davacının incelenen 2019 yılına ait yevmiye defteri ve defteri kebirinin açılış onaylarının – 06.05.2019 tarihine kadar yaptırılması gerekirken 22.05.2019 tarihinde yaptırılmış olduğu, yani yasal süresinden sonra yaptırılmış olduğu, kapanış onaylarının yasal Süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, yevmiye defterinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, bu defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, envanter defterinin davacı tarafından ibraz edilme: incelenemediği, açılış onayının yasal süresi yaptırılıp yaptırılmadığının, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığının, diğer defter kayıtları ile birbirini doğrulayıp doğrulamadığının tespit edilemediği davacının incelenen 2020, 2021 yıllarına ait yevmiye defterleri ve defteri kebirlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, yevmiye defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, bu defter kayıtlar doğruladığı, envanter defterlerinin davacı tarafından ibraz incelenemediğini açılış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılıp yaptırılmadığının, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığının, diğer defter kayıtları ile birbirini doğrulayıp doğrulamadığının tespit edilemediğini, davacının incelenen 2022 yılına ait yevmiye defteri ve defteri kebirinin açılış onaylarının yasal süresi içinde yaptırılmış olduğu, incelemenin yapıldığı tarihte yevmiye defteri ve defteri kebirin —–döneminin kapanış onaylarının yaptırılmış olması gerektiği, bu defterlerin kapanış onaylarının yasal süresinde yaptırılmış olduğu, yevmiye defterinin incelenen 1, 2, 3, 4, 5 ve 6. aylarına ait bölümlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, bu defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, envanter defterinin davacı tarafından ibraz edilmediğinden incelenemediği, açılış onayının yasal süresi içerisinde yaptırılıp yaptırılmadığının tespit edilemediği, incelemenin yapıldığı tarihte envanter defterinin yazdırılma süresinin henüz dolmadığı, davacının 2019, 2020, 2021, 2022 (1, 2, 3, 4, 5, 6. aylarına ait bölümleri) yıllarına ait defteri kebirlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmadığı,
Davalının ticari defterleri üzerinde Mahkemenizce talimat ile yaptırılan bilirkişi incelemesinde dosyaya sunulan 03.03.2022 tarihli bilirkişi raporunun sonuç bölümünde; “Davalı şirketin 2020 Yılı defterlerini Elektronik ortamda tuttuğu; açılış ve kapanış onayı yerine geçen Ocak 2020 ve Aralık 2020 aylarına ait e defter beratlarını süresinde verdiği; defterlerin delil vasfı taşıdığı; gerek davacı / tarafından düzenlenen ihtilaf konusu 22.06.202 – Tarih ve —–Numaralı hizmet faturasını gerekse kendi kestiği 26.06.2020 Tarih ve—— numaralı iade faturasını deftere kaydetmediği ” şeklinde tespit yer aldığı, bilirkişi raporunda “açılış ve kapanış onayı yerine geçen Ocak 2020 ve Aralık 2020 aylarına ait e defter beratlarını süresinde verdiği” şeklinde tespit ve envanter defterinin açılış onay bilgilerinin yer aldığı ancak ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığı ve defter kayıtlarının birbirini doğrulayıp doğrulamadığı ile ilgili bir tespit bulunmadığı, raporun 12 ve 13. sayfalarında detaylı bir şekilde açıklandığı üzere; bilirkişi raporunda her ne kadar “defterlerin delil vasfı taşıdığı” yönünde görüş bildirildiyse de bilirkişi raporunda yer alan “gerek davacı tarafından düzenlenen ihtilaf konusu 22.06.202 Tarih ve —— Numaralı hizmet faturasını gerekse kendi kestiği 26.06.2020 Tarih ve ——-numaralı iade faturasını deftere kaydetmediği” şeklindeki tespit doğru ise; bu tespitten davacının 2020 yılına ait ticari defterlerini de usulüne uygun olarak tutulmadığının anlaşılmakta olduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan belgelerin davacı—–. tarafından davalı—— adına düzenlenerek bilirkişi raporundaki tabloda yer aldığını, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan 5 adet e-Faturanın fotokopisinin dava dosyasında bulunduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan 5 adet faturada yazılı olan hizmetlerin davalıya verildiğine ilişkin davacı tarafından dava dosyasına bir kısım e-posta yazışmaları sunulmuş olduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan 5 adet faturada, verilen hizmetler ile ilgili yukarıda yer alan faturalarda açıklamaların yer aldığı, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan 5 adet faturada yazılı olan hizmetlerin davalıya verilip verilmediğinin, verildi ise ne kadarının verildiğinin ve verilen hizmetlerin bedelini kadar olduğunun tespitinin uzmanlık alanım dışında kaldığı,
Davalı vekili tarafından icra dosyasına sunulan 07.08.2020 tarihli itiraz dilekçesinin 2 numaralı maddesinde; “Anılan takip yasal değildir. Zira; alacaklı görünen şirkete sadece 921,09 TL borcumuz bulunmakta olup bu tutar da ödenmiştir. Bunun dışında kalan takibe konu iddia edilen alacak ile ilgili karşı tarafa hiçbir borcumuz bulunmamaktadır.” şeklinde beyanda bulunulmuş olduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan yukarıdaki tablonun 1, 2, 4, 5. Sırasında bilgileri bulunan faturaların toplam tutarının 921,09 TL olduğu, davalı vekili tarafından davalının davacıya 921,09 TL borcu bulunduğunun kabul edilmiş ancak bu borcun ödendiğinin iddia edilmiş olduğu, davalının ticari defterleri üzerinde Mahkemenizce talimat ile yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde dosyaya sunulan 03.03.2022 tarihli bilirkişi raporunda yer alan cari hesap ile muhasebe kayıtlarını gösteren tablo üzerinde tarafımca yapılan incelemede; söz konusu 4 adet faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı ve bu faturalar ödeme kaydı bulunmadığının tespit edildiği, Davacının ticari defterleri üzerinde tarafımca yapılan incelemede; söz konusu 4 adet faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve bu faturalar ile ilgili ödeme kaydı bulunmadığının tespit edildiği, Raporun 5 ve 6. sayfalarında detaylı bir şekilde açıklandığı üzere; davalı vekili tarafından davalının araçlarının davacıya ait limanda kaldığının kabul edilmiş ancak bu durumun Covid-19 salgınından kaynaklandığının yani mücbir sebepten kaynaklandığının bu nedenle bir bedel ödeme yükümlülüğünün bulunmadığının iddia edilmiş olduğu, bu nedenle icra takibine konu alacağın dayanağı olan yukarıdaki tablonun 3. sırasında bilgileri bulunan 22.06.2020 tarihli, — numaralı, —- Plaka 93 Gün Ardiye Bed. – 54 Gün Düşülüp 39 Gün üzerinden 930 İndirim Uygulanmıştır. Ardiye Hizmetleri—– açıklamalı, 8.897,88 TL tutarlı faturaya davalı tarafından itiraz edilmekte olduğu, davalının ticari defterleri üzerinde talimat ile yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde dosyaya sunulan 03.03.2022 tarihli bilirkişi raporunda yer alan cari hesap ile muhasebe kayıtlarını gösteren tablo üzerinde tarafımca yapılan incelemede; söz konusu 1 adet faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı ve bu fatura ile ilgili ödeme kaydı bulunmadığının tespit edilmiş olduğu, davacının ticari defterleri üzerinde tarafımca yapılan incelemede; söz konusu 1 adet faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve bu fatura ile ilgili ödeme kaydı bulunmadığının tespit edilmiş olduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan 5 adet faturada yazılı olan hizmetlerin davalıya verilip verilmediği, verildi ise ne kadarının verildiği ve verilen hizmetlerin bedelinin ne kadar olduğu konusundaki hukuki değerlendirmenin mahkemenin takdirinde olduğu,
İcra takibine konu alacağın dayanağı olan 5 adet e-Faturanın davalıya e-Fatura Uygulaması üzerinden elektronik ortamda iletilmesine ilişkin sistem yanıtlarının dava dosyasında bulunmadığı, Davalı vekili tarafından dava dosyasına sunulan 23.06.2021 tarihli cevap dilekçesinin 6 numaralı maddesinde “Müvekkilimin ardiye hizmetine ilişkin sözleşmeyi başlatma rızası bulunmadığı gibi, sözleşmeyi sonlandırma hakkı elinden alınmış ve ilgili bedel de fatura edilerek ikinci kez mağdur edilmiştir. ” şeklinde beyanda bulunulmuş olduğu, ayrıca dava dosyasında davalı tarafından davacı adına düzenlenmiş – 26.06.2020 – tarihli, —– numaralı, *22.06.2020 tarih ve —— nolu fatura istinaden iade bedeli” açıklamalı, 8.897,88 TL tutarlı iade faturasının bulunduğu, davalı tarafından davacı adına düzenlenmiş iade faturasına davacı tarafından davalıya gönderilen —–. Noteri 01.07.2020 tarihli ve —– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz edilmiş olduğu, Söz konusu ihtarnamenin fotokopisinin dava dosyasında bulunduğu, davalı vekilinin beyanından ve davalı tarafından davacı adına söz konusu iade faturasının düzenlenmiş olmasından icra takibine konu alacağın dayanağı olan faturalardan 22.06.2020 tarihli, —– numaralı, 8.897,88 TL tutarlı faturanın davalı tarafından teslim alındığının anlaşılmakta olduğu,
Davalının ticari defterleri üzerinde talimat ile yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde dosyaya sunulan 03.03.2022 tarihli bilirkişi raporunda yer alan cari hesap ile muhasebe kayıtlarını gösteren tablo üzerinde tarafımca yapılan incelemede; e konu alacağın dayanağı olan 5 adet faturanın ve davalı tarafından davacı adına düzenlenmiş iade faturasının davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığının tespit edildiği, Raporun 14. sayfasında yer alan “5) Ticari Defter Kayıt Bilgileri” başlıklı bölümde açıklandığı üzere; davacının 2019, 2020, 2021, 2022 (1, 2, 3, 4, 5, 6. aylarına ait bölümler yıllarına ait defteri kebirleri kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmadığı için, davacı ile davalı arasındaki borç alacak durumunun, dolayısıyla icra takibine konu alacağın dayanağı olan faturadan dolayı davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne kadar olduğunun ticari defterlerden kesin olarak tespit edilmesinin mümkün olmadığı, İnceleme sırasında davacı tarafından davalının hesap hareketlerini gösteren 18.10.2019 – 08.12.2020 tarihleri arası cari hesap ekstresinin ibraz edildiği, cari hesap ekstresinin rapor ekinde (EK-1) olarak sunulduğu, söz konusu cari hesap ekstresinde yer alan kayıtların tek tek defter kayıtları ile tarafımca karşılaştırıldığı, devir işlemlerine ilişkin açılış ve kapanış kayıtları hariç (devir bakiyeleri toplu şekilde gösterildiği için) diğer tüm kayıtların ticari defterlerde ver aldığı, söz konusu cari hesap ekstresinin dökümünün raporun 14 ve 15. sayfalarında “aa) Davacının Sunmuş Olduğu Cari Hesap Ekstresi” başlıklı bölümde yer aldığı, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan 2019 yılına ait 1 adet e-Faturanın ve 2020 yılına ait 4 adet e-Faturanın davacının cari hesap ekstresinde ve 2019, 2020 yıllarına ait ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının ticari defterleri üzerinde Mahkemenizce talimat ile yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde dosyaya sunulan 03.03.2022 tarihli bilirkişi raporunun 3 numaralı maddesinde yer alan cari hesap ile muhasebe kayıtlarını gösteren tablo üzerinde tarafımca yapılan incelemede; icra takibine konu alacağın dayanağı olan 5 adet faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığının tespit edildiği,Davacı tarafından sunulan cari hesap ekstresinde yer alan defteri ve defteri kebiri kapanış kayıtları hariç (devir bakiyeleri toplu şekilde gösterildiği yevmiye defteri ve defteri kebirde ver aldığı için) diğer tüm kayıtların Davacı tarafından sunulan cari hesap ekstresinde, davacının davalıdan 22.07.2020 takip tarihi itibarıyla 9.818,97 TL alacaklı olarak gözüktüğü, cari hesap ekstresinde yer alan devir işlemlerine ilişkin açılış ve kapanış kayıtları ticari defterlerde yer almadığı için (devir baki ilde gösterildiğinden) cari hesap bakiyesinin doğruluğunu ticari defterlerden tesi mümkün olmadığı, davalının ticari defterleri üzerinde Mahkemenizce talimat ile yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde dosyaya sunulan 03.03.2022 tarihli bilirkişi raporunun sonuç bölümünde; “taraflar arasında ticari işlemlerin takip edildiği cari hesapta davacının 31.12.2020 tarihi itibarıyla davalıdan 6.264,12 TL alacaklı göründüğü; sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.” şeklinde görüş bildirildiği,
Bilirkişi raporunun 3 numaralı maddesinde yer alan cari hesap ile muhasebe kayıtlarını gösteren tablo üzerinde yapılan incelemede; davalının davacıya ticari defter kayıtlarına göre 22.07.2020 takip tarihi itibarıyla borcunun olmadığının tespit edildiği, davalının 2020 yılındaki davacı ile ilgili ticari defter kayıtlarının takip tarihinden sonra, 12.11.2020 tarihinden itibaren başlamakta olduğu ve bu tarih öncesinde davacı ile ilgili bir devir bakiyesi görünmediği, davacının cari hesap kayıtları ile davalının ticari defter kayıtları arasında 22.07.2020 takip tarihi itibarıyla 9.818,97 TL fark bulunduğu, takip tarihi itibarıyla tarafların kayıtları arasındaki farkın nedeninin; davacının cari hesap ekstresinde ve yevmiye defteri ile defteri kebir kayıtlarında yer alan icra takibine konu alacağın dayanağı olan aşağıdal bloda bilgileri yer alan 5 adet e-Faturanın davalının ticari defter kayıtlarında yer almaması olduğu, davacı tarafın 9.818,97 TL asıl alacaktan oluşan takip tutarı üzerinden başlatmış olduğu icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine açmış olduğu itirazın iptali davasında davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline karar verilmesini istediği, harca esas dava değerini 9.818,97 TL olarak gösterdiği yönündeki raporunu mahkememize sunmuştur.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, 19.01.2023 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamıyla birlikte yapılan değerlendirmede, davacı şirket ile davalı şirket arasında ardiye hizmeti verilmesine yönelik anlaşma yapıldığı, davalıya ait emtianın—— Gümrük Kapısında davacı şirketten kaynaklanmayan sebeplerle bekletilmesinden bahisle, davacı tarafça düzenlenen ardiye hizmet faturalarının ödenmemesi üzerine, davacı tarafça davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine mahkememizde itirazın iptali davası açıldığı, davacının 2019-2020-2021 ve 2022 yıllarına ait defterleri bir bütün olarak birbirini doğrulamadığı ve usulüne uygun tutulmadığı, uyuşmazlığın davaya konu ardiye hizmetine ilişkin 5 adet faturanın davalıya verilip verilmediği noktasında toplandığı, işbu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı tarafın icra takibine konu faturaların teslim edildiğine dair herhangi bir belge sunamadığı, faturaların bir kısmının pandemi döneminde covid-19 önlemleri kapsamında malların gümrük kapısında bekletilmesinden kaynaklandığı, Türk Borçlar Kanunun 136/1 ve 2. Fıkralarında; ” borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkansızlaşırsa borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkansızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder.” hükmü gereğince davalıdan kaynaklanmayan bir imkansızlık halinin olduğu, dolayısıyla bu döneme ilişkin faturalardan sorumlu tutulamayacağı, kaldı ki davacı tarafın kendi ticari defterlerine göre de alacağını ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 12,21-TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise karar kesinleştikten sonra istek halinde yatıran taraflara iadesine,
6-Dava şartı olan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde —- Arabulucuk Başvuru Nolu dosyada taktir olunan 1.320,00-TL ücretin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde —–Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.