Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/322 E. 2021/1060 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/322 Esas
KARAR NO: 2021/1060
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/05/2021
KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri tarafından davalı şirketin kuracağı —- yapımı sırasında santralin işletmeye alındıktan sonraki davalı şirketin —- hissesinin rayiç bedeli karşılığında, ——verildiğini, müvekkilleri tarafından yapılan hizmetlerin bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, — davalıya—-tarihinde çekilen ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren davalı şirketten tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının kendi keşide ettiği ihtarnamede akdi ilişkinin davacı şirket ile dava dışı — gerçekleştiğinin belirtildiği, davacı şirketin üstlendiği vekalet görevinin —– tarihinde sona erdiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, davacılara şirketin —- devredileceğine dair anlaşma bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLER:
Davacılar vekili dava dilekçesinde, hakediş tutanaklarını, geçici kabul tutanaklarını, geçici kabul tutanaklarını, ihtarnameyi, cevabi ihtarnameyi, faturaları, uçak biletlerini, yazışmaları, savcılık dosyalarını, tanık, yemin ve kurumlara yazılacak müzekkereleri delil olarak göstermiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, tanık, —— geçici kabul tutanağını, savcılık dosyasını, ihtarnameleri, davacı —– ait banka hesap özetlerini delil olarak göstermiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalının yapımını üstlendiği —yapımında, davalı şirketin yüzde beş hissesi karşılığında davacıların davalıya —– yaptığı iddiasıyla açılmış alacak davasıdır. Davacılar vekili dava dilekçesinde şimdilik — talep etmiş, —- tarihli duruşmada talebin eşit olduğunu, talebin yarısının bir davacı, diğer yarısının diğer davacı için olduğunu beyan etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde zamanaşımı def’inde bulunmuş, —- yönünden aktif, davalı yönünden pasif husumet itirazında bulunmuştur. Dilekçeler teatisi tamamlandıktan sonra ön inceleme duruşması yapılarak tarafların uyuşmazlık noktaları tespit edilmiştir.
Ön inceleme duruşmasında HMK’nın 31.maddesi uyarınca, davacılar vekiline —- işinin yapımı sırasında dava dilekçesinde ileri sürülen ——hangi tarihler arasında verildiğini bildirmek üzere kesin süre verilmiş, davacılar vekili —- sistemi üzerinden gönderdiği beyan dilekçesinde; ” davalı şirket adına verimli bir santralin tespiti için çalışmaların başlatıldığı — tarihinde başlamış ve — işletmeye alınma tarihi olan — tarihinden sonra işletmeye alınan tesisin eksikliklerinin giderilmesi, personelin eğitimi ve elektrik üretim alt yapısının oluşturulduğu — tarihine kadar devam etmiştir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Ön inceleme duruşmasında davalı vekiline HMK’nın 31.maddesi uyarınca, davaya konu santralin — tarihli geçici kabul tutanağında imzası bulunan davacı — hangi sıfat ve temsille tutanağa imza attığını açıklamak üzere kesin süre verilmiş, davalı vekili —- sistemi üzerinden gönderdiği beyan dilekçesinde; “Müvekkil ile davacılardan—- arasında, müvekkil — mühendislik konularında müşavirlik hizmeti verilmesi hususunda vekalet ilişkisi kurulmuş, — görevini ifa edebilmesi amacıyla ortakları davacı —yevmiye sayısıyla vekaletname verilmiştir. Her ne kadar— ise de, her iki ortak da şirketleri — müşavir mühendislik görevini ifa ederken ve müvekkil — yetkileri kullanmışlardır. Kısaca ifade etmek gerekirse, — yarı hissesine sahip ortağı olarak ve —- tarihli geçici kabul tutanağını imzalamıştır.— faaliyeti kendi nam ve hesabına değil kurucu ortağı olduğu ——- nam ve hesabına hareket etmiştir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacıların Aktif Husumeti Değerlendirildiğinde;
Davacılar vekili tarafından taraflar arasındaki akdi ilişkiye ilişkiye ilişkin yazılı bir delil ibraz edilmemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinden aktif ve pasif husumet itirazında bulunmuştur. Davalı vekili — sistemi üzerinden gönderdiği beyan dilekçesinde, müvekkili ile davacılardan—arasında, müvekkil — mühendislik konularında —– hususunda vekalet ilişkisi kurulduğunu kabul etmiş olduğundan, davacı—- davalı şirket arasında tarafların aktif ve pasif husumetinin mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Ancak davalı vekili, vekalet ilişkisinin davacı —-kendi nam ve hesabına değil kurucu ortağı olduğu —-müşavir mühendislik nam ve hesabına hareket ettiğini ileri sürerek, davacı —yönünden husumet itirazını devam ettirmiştir. Davacı —- kendi nam ve hesabına davalı şirket ile aralarında akdi ilişki bulunduğuna dair yazılı sözleşme ibraz edilmediği gibi, davacılardan — tarafından davalıya ve dava dışı —-yevmiye no’lu ihtarnamesinde muhataplardan –yapılan mutabakat çerçevesinde davacı — birkısım hizmetler verdiği ileri sürülerek muhatap şirketlerin — hissesinin aynen ifası veya rayiç değerinin davacı şirkete ödenmesi istenmiştir. Söz konusu ihtarname ile davalı vekilinin beyanlarının uyumlu olup, davacı — davalı şirket arasında akdi ilişki kurulduğuna dair yazılı sözleşme bulunduğunun ispatlanamaması, akdi ilişkinin varlığına dair HMK’nın 200.maddesi uyarınca miktar itibariyle tanık dinlenmesinin de mümkün olmaması nedeniyle davacı — tarafından açılan davanın sıfat yokluğu — nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalının Zamanaşımı Def’i Değerlendirildiğinde;
Davacılar vekili taraflar arasındaki ilişkinin eser sözleşmesi olduğunu, davalı vekili ise vekalet ilişkisi olduğunu ileri sürmüştür.
——-gereğince vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, bu sürenin geçmesi ile zamanaşımına uğrarlar.
Eser sözleşmelerinden doğan alacak talebi sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan — zamanaşımı süresine tabi olup, zamaşımının başlangıcı ise eserin teslim tarihinden itibaren başlayacaktır.
Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde ibraz edilen davacı şirketin—— verdiği santralin geçici kabulünün—- tarihinde yapıldığı görülmektedir.
–müzekkere yazılarak — hangi tarihte tamamlandığı sorulmuş, —tarihinde kabulünün yapılarak tesisin ticari işletmeye girdiği, ilgili yönetmelik gereği özel hukuk tüzel kişilerine ait elektrik üretim tesisleri için kesin kabul uygulaması bulunmadığı bildirilmiştir.
Dolayısıyla dava davacı şirketin davalıya —– yaptığı iş — tarihinde teslim edilmiştir. Davacılar vekili ise müvekkilinin — tarihine kadar hizmetinin devam ettiğini bildirmiştir. Davacılar vekilinin — tarihinde zorunlu arabuluculuğa başvurmuş olup, arabuluculuk son tutanağı — tarihinde imzalanmış, dava ise —tarihinde açılmıştır.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında eser sözleşmesi bulunduğuna dair yazılı sözleşme bulunmadığı, davalı vekilinin davacı şirketin ——- konularında —— verilmesi hususunda davacı—-ile davalı vekalet ilişkisi kurulduğunu kabul ettiği bu nedenle mevcut delil durumu itibariyle davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ilişkinin vekalet sözleşmesi olarak nitelendirilmesi gerektiği, davacı şirketin danışmanlık vb.hizmet verdiği santralin geçici kabulünün — tarihinde yapıldığı, davacı vekilinin ise —- tarihine kadar hizmet verdiğini ileri sürdüğü, her iki durumda da davanın ise —- yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığı anlaşılmakla, davacı—–davalı şirket aleyhine açtığı davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar vekili aradaki ilişkiyi eser sözleşmesi olarak nitelemekte, kesin kabulün yapılmaması nedeniyle zamanaşımı süresinin başlamadığını ileri sürmektedir. Davacı şirket, davalının yapımını üstlendiği ve geçici kabulü yapılan santral yapımı işinin tarafı olmadığı, bu nedenle ileri sürülen alacakların kesin kabulle ilgisi olmadığı gibi, davacılar vekili verdikleri hizmetin —– tarihinde son bulduğunu beyan etmiştir. Dolayısıyla davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ilişki eser sözleşmesi olarak nitelendirilse bile, —– yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan alacak zamanaşımına uğramıştır.
Açıklanan nedenlerle davacı—- nedeniyle, —- açtığı davacının zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacı —-açtığı davacının zamanaşımı nedeniyle reddine,
2-)Davacı — açtığı davanın sıfat yokluğu —- nedeniyle reddine,
3-Alınması gereken 59,30 TL harcın, davacı — tarafından peşin yatırılan 426,94 TL harçtan mahsubu ile bakiye 367,64 TL’nin davacıya iadesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı —- alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı Davacı —–alınarak davalı tarafa verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde ———- Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/12/2021