Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/319 E. 2022/120 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/319 Esas
KARAR NO: 2022/120
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 04/05/2021
KARAR TARİHİ: 22/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; — işleteni dava dışı—– araç ile seyir halinde —-hakimiyetini yitirmiş ve — —- karşı yola girdiğini, o sırada karşı yolda müvekkillerin desteği olan —- sevk ve idaresinde olan —- plakalı araca çarpmış ve bu kaza neticesinde — vefat ettiğini, olaya ilişkin olarak —- dosyasında alınan — tarihli bilirkişi raporunda,——— seyir halinde olduğu —- sınırının — karşılık zaman hesaplamasında sürücünün yaklaşık hızının — kanaatine varıldığını, buradan hareketle —- ihlali nedeniyle sürücü dava dışı —- asli kusurlu olduğu ve —— ilgili kanuna aykırı bir fiilinin bulunmadığı tespiti yapıldığını, soruşturma neticesinde sürücü hakkında —– kovuşturmaya geçildiğini ve dosyada alınan — tarihli bilirkişi raporunda—–sürücüsü —-Kazanın meydana gelmesine sebep olduğundan kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğu kanaatine varıldığı…” sonucuna varıldığını, keza davalı şirket nezdinde yapmış olduğumuz başvuruya istinaden tanzim edilen — tarihli aktüer raporunda da dava dışı sigortalının %100 kusurlu olduğunun belirtildiği, — plakalı araç, davalı sigorta şirketi nezdinde — ——– tarihli —— sigortalandığını, —– tarihinde kazaya konu aracın hem —— davalı şirkete başvurulduğunu —- tarihinde davalı şirket tarafından desteğin eşi müvekkil—– destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, kaza tarihinde öğrenci olan müvekkil —– lehine ise bir ödeme yapılmadığını,—- sürme hakkının herhangi bir şekle bağlı tutulmamış olması dolayısıyla, yapılan hesaplama ve ödemeye karşılık aynı gün davalı şirketin hasar başvurusu için belirttiği adrese —- yoluyla —- kayıt bildirildiğini, uyuşmazlık dolayısıyla —- tarihinde —– başvurulduğunu, ancak ——– numaralı dosyası üzerinden, pandemi nedeniyle —– gerçekleştirilen arabuluculuk faaliyeti neticesinde, — tarihli —- anlaşma sağlanamaması nedeniyle anlaşmama tutanağı tanzim edildiğini, müvekkillerin desteği — doğumlu müteveffa —- tezgahı sahibi —— olarak —– yapmış, kendisinin ve ailesinin geçimini bu şekilde sağladığını, desteğin yürüttüğü mesleki faaliyet dolayısıyla sigorta kaydı bulunmamakla birlikte, daha önce açılan vergi kaydının sonlandırıldığını, buna karşılık müteveffanın belirtilen mesleği sürdürdüğüne dair ——düzenlenen tezgah belgesi ve tanıkların mevcut olduğunu, destek bu iş dolayısıyla aylık ortalama —- arasında değişen miktarlarda gelir elde ettiğini, mahkemece ——— bilgi veya fikir sahibi olması muhtemel sair kişi, —— müzekkere yazılarak belirttiğimiz çalışma olgusunun ve izah edilen çalışma düzeni ile ürün gamının sağlayabileceği aylık ortalama kazanç hususlarının sorulmasını, davalı şirkete sunulan başvuru yazılarında belirtilen hususların da bildirildiğini ve bu doğrultuda hesaplama yapılmasının talep edildiği, davalı şirketin ise gelir belgesinin sunulmamış olduğu gerekçesiyle desteğin kazancının asgari ücret olduğu kabulü üzerinden tazminat hesaplaması yapmış olduğunu, yalnızca müvekkil —– lehine hakkaniyete aykırı bir tazminat ödemesi gerçekleştirdiğini, uzun yıllar —– kazancıyla—— çocuğunu büyütüp hayatlarını idame ettirmiş, okutmuş veya evlendirmiş, bu aşamalardan sonra da desteğini sürdürmüş bir kişinin tüm bunları asgari ücretle gerçekleştirdiğinin kabulünün mümkün olmadığını, en küçük çocuğunun —yaşını aşmış desteğin,———- olduğunu, herhangi bir işte çalışmadığı sabit olan kişilerin dahi nihayetinde asgari ücretli kabul edildiği hukuk düzenimizde, kalabalık bir ailenin geçimini sağlayan kişinin salt gelirinin belgeye bağlanmamış olmasından bahisle çalışmayan kişiyle kazanç yönünden eşdeğer görülmesi açıkça çelişkili ve adalet düşüncesine aykırı bir tutum olduğunu, belirtilen nedenlerle desteğin gelirinin yaklaşık miktar üzerinden de olsa tespitinin büyük önem arz ettiğini, HMK’nın 107. maddesi uyarınca fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla, her bir davacı yönünden — toplamda—- —- temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte —-Davalıdan —- maddesi uyarınca fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla, davacı——- temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte —– Davalıdan Tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde bahsi geçen — tarihli kazaya karıştığı belirtilen, —arasında geçerli olmak üzere —- sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limiti kişi başı —— olduğunu, başvuruya konu kaza sebebiyle davacı müvekkil sigorta şirketine başvuru yapmış olup, müvekkil sigorta şirketi nezdinde açılan hasar dosyası altında aktüeryal rapor hazırlandığını, hazırlanan rapor sonucuna göre —-araç sürücümüzün kusur oranına istinaden : —– ödemesi gerçekleştirildiğini, hasar aşamasından yapılan ödeme, poliçe tanzim tarihi itibariyle —— uygun olarak hesaplanmış olup, bakiye tazminatın söz konusu olmadığını, yapılan bu ödeme ile müvekkil şirketin sorumluluğunun sona erdiğini, bu nedenle de davacının söz konusu talebinin reddinin gerektiğini, bir an için dahi kabul anlamına gelmemekle birlikte eğer herhangi bir tazminat sorumluluğumuz doğacak ise, ödeme tarihinden itibaren faiz güncellemesi yapılarak söz konusu ödeme tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, sigorta şirketinin sigortalı ara. Sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, tazminat hesaplaması aktüer sıfatına sahip bilirkişiler tarafından—–yapılması gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatı talebi hakkında kanuna ve yargıtay uygulamalarına uygun değerlendirme yapılması gerektiğini, hesaplamada ——-esas alınması gerektiğini, davacıların ceza yargılaması sırasında şikayetlerinden vazgeçmeleri ya da uzlaşma bildirimleri mahkemece ceza dosyasından tetkik edilerek araştırılması gerektiğini, müterafik kusur durumunun araştırılması gerektiğini, cenaze ve defin giderleri —– tarafından karşılanmakta olup davacılar yaptıkları giderlere ilişkin olarak herhangi bir delil de sunmadığını, davacının yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleplerinin reddinin gerektiğini, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermesinin söz konusu olmadığını, faiz, yargılama gideri ve vekalet ücretinden de sorumlu olmayacağının kabulü gerektiğini, bu itibarla davacının bu yöndeki taleplerinin de reddi ile müvekkil şirket aleyhine yargılama giderlerine, faize ve vekalet ücretine hükmolunmamasını talep etmiştir.
Davacılar vekili —- tarihli dilekçesi ile davadan davalı sigorta şirketi yönünden feragat ettiğini belirten dilekçe sunduğu anlaşıldı.
Davacının dosyada mübrez ——- numaralı vekaletnamesi incelendiğinde feragat yetkisinin olduğu anlaşıldı.
HMK’nun 307 – 309 ve devamı maddeleri gereğince feragat davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran, karşı taraf ve mahkemenin muvafakatına bağlı olmayan taraf işlemi olmakla; davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 300,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının talep edilmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/02/2022