Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/312 E. 2023/38 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/312 Esas
KARAR NO: 2023/38
BİRLEŞEN DAVADA: (——-sayılı)
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ : 08/06/2011
KARAR TARİHİ: 12/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili —– tarihli dava dilekçesinde özetle; ———– —- tarihinde, yazılı devir sözleşmesi ile üyeliğini müvekkiline satıp devrettiğini, —— devir sözleşmesinde, devreden—– ilişkin üzerine düşen üyelik bedellerinin tümünü ödediğini, ayrıca devredenin üye kaydının silinerek, adına tahsisli olan—- dairenin yeni üye—- adına tescili için gerekli işlemlerin yapılmasının talep edildiğini, davalı—- defalarca uyarılmasına rağmen dava tarihine kadar dairenin teslim edilmediğini, keşide edilen ihtarnamelerin de sonuçsuz kaldığını, müvekkilinin—– ortak olması sebebiyle—– yılından itibaren genel kurullara katıldığını, ——imzası bulunduğunu belirterek öncelikle —– konutun müvekkiline teslim edilmesine, bunun mümkün olmaması halinde, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile şimdilik—–dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;——birkaç müteahhit tarafından kurulduğunu, emekçi insanların kandırılarak ev sahibi olma umuduyla üye yapıldığını, işin başındakilerin trilyonlarca borç ile herkesi ve her şeyi ortada bırakarak kaybolduğunu, üyelerin yıllar sonra bir araya gelerek —- ettiğini ve eski yöneticiler hakkında davalar açıldığını, birçok üyenin kendisine tahsis edilen konutu 3. Kişilere sattığını, birçok kişinin belge ibraz etmeksizin daire talebinde bulunduğunu,—– üzerine başvurular yapılarak —– yapıldığını ve yeni——-üyeleri seçildiğini, seçilen yeni —– yapılan araştırmada—– olarak gösterilen yerin boş bir daire olduğu,—– ait hiçbir belge ve evrağın bulunmadığı hususlarının tutanak ile tespit edildiğini,——– yevmiye no’lu ihtarnamesi çekilerek,—- ait ticari defter ve belgelerin tesliminin talep edildiğini, ancak teslim edilmemesi üzerine —–sayılı dosyasında defterlerin teslimi ve zayii davası açıldığını, bu dosyadan —- tarihleri arasındaki tüm ticari defter ve kayıtların eski yönetim kurulunda olması sebebiyle, kendilerinden istirdatına karar verildiğini, —-tarihli —- alınan karar ile eski üyeler hakkında ——– sorumluluk davası açıldığını, davanın devam ettiğini, davacının ——ortağı olmadığını, zaman zaman daire teslimi için —-başvurmasına rağmen ——- üyeliği ile yapmış olduğu aidat ödemelerini ispat edemediğini, devir sözleşmesi dışında üyeliğe kabul edildiğine dair bir karar veya tutanak sunulmadığını, ortak olmadığından konut teslimi talebinde bulunamayacağını, ortaklığını ispat ettiği düşünülse dahi konut veya tazminat talep edilemeyeceğini, bunun için tüm akçeli yükümlülüklerin yerine getirilmesinin hukuken zorunlu olduğunu, bu nedenle aidatlarını ödediğine dair makbuz veya belge sunması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava, konutun davacıya teslim edilmesi, olmadığı taktirde tazminat; birleşen dava ise ———— üyeliğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizin “Davacının—–üyeliğinin tespiti talebinin kabulüne, davacının alacak isteminin kısmen kabulü ile —— dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıladan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” dair kararı,——-ile; dava dilekçesinin birleşen dosya davalısı —— tebliğ edilmediği, birleştirilen dava bağımsızlığını koruduğundan asıl dava ile birleştirilen davadaki taleplerle ilgili olmak üzere ayrı ayrı hüküm oluşturulması, öncelikle birleşen dosya yönünden dava dilekçesinin usulüne uygun olarak dosya davalısına tebliğinin sağlanması ile HMK 297/2. maddesine uygun hüküm tesisi gerektiği gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yargılamaya devam edilmiştir.
ASIL DAVA YÖNÜNDEN YAPILAN DEĞERLENDİRME;
Asıl dava terditli olarak açılmış olup, asli talep —— konutun davacıya teslimi, mümkün olmaması halinde—– dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Asli talepte açık ve somut biçimde konutun tesliminin talep edilmesi, teslimi istenen konutun tapuda davacı adına tescilinin talep edilmemesi nedeniyle taleple bağlılık kuralı doğrultusunda söz konusu talep, tapu iptali ve tescil olarak nitelendirilmemiştir.
Davalı ——- adına kayıtlı taşınmaz olup olmadığına dair —— yazılan müzekkereye verilen ——– tarihli cevabi yazıda, ilgi sayılı yazınızda bahsi geçen tüzel kişi adına —— sisteminde adına kayıtlı taşınmaza rastlanılamamıştır şeklinde cevap verilmiştir.
Eksik ödemesi olan bir üyenin ise, konut karşılığı tazminat talep hakkı olup, alacağının hesaplanma şekli ———- aşağıdaki gibi formüle edilmiştir:
a-Önce ortaklara tahsis edilen konutun dava değeri itibariyle rayiç değeri hesaplanmalıdır.
b-Davalı ———-normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar ————taşınarak güncel değeri bulunmalıdır.
c-Bundan sonra yukarıda (a) maddesinde bulunan değerden (b) maddesinde bulunan değer çıkarılarak kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın bu ödemelerine karşı ne miktarda yararlanma elde ettiği ortaya çıkarılmalıdır.
d-Bunu takiben eksik ödeme yapan davacı ortağın ödentileri (b) maddesindeki ilkelere göre dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı güncelleştirilmelidir.
e- Bu hesaplamalardan sonra normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın yukarıda (b) maddesinde bulunan ödemelerinin güncel değerinin karşılığı yine yukarıda (c) maddesinde bulunan bir yararlanmayı sağladığına göre davacının (d) maddesinde eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yararlanması gerektiği orantı kurallarına göre belirlenmelidir. Yani sonuç olarak (d) maddesinde bulunan miktar (c) maddesinde bulunan değerle çarpıldıktan sonra bulunan rakamın (b) maddesinde bulunan miktara bölünmesi sonucu bulunacak miktarın (d ) maddesinde bulunan davacı ödemelerinin güncel değerinin ilave edilmesi sonucu bulunacak miktar davacı ortağın davalı kooperatiften talep etmesi mümkün olan zarar tutarıdır. ———-
——– doğrultusunda hesaplama yapılması için, kaldırma kararı sonrası ——konusunda uzman mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi—— tarafından hazırlanan —– tarihli raporda;
-Davacıya kooperatif ortaklığını devreden —- ortağı olduğunun—–sırasından görüldüğü, ayrıca ortaklık devri sonrası davalı——-sırasından davacının adının görüldüğü ve ——– ortağı olduğu anlaşıldığı, kooperatifin davacı ortağa tahsis edebileceği yeni bir konut mevcut olmadığı anlaşıldığından talep dilekçesine bağlı olarak davacının tazminat talep edebileceği,
-Kooperatiflerlerde Hak ve vecibelerde eşitlik ilkesinden hareketle kanun, ana sözleşme ve genel kurul kararlarına bağlı olarak mali yükümlülüklerini —– karşı tam olarak yerine getirerek konut sahibi olan emsal ortaklar gibi davacının ortaklığını devreden ———- mali yükümlülüklerini kısmen yerine getirdiğini ispat edici kooperatif ticari defter kayıtları, banka ekstresi ve ödeme makbuzları vb. dava dosyasında mevcut olmadığından bilirkişiliğimiz tarafından incelenememiş, dolayısıyla davacı tarafın aidat ödemelerini davalı kooperatife yapıp yapmadığı, yaptıysa ödeme miktarı bilirkişiliğimiz tarafından denetime elverişli, şüpheden uzak ve kesin bir şekilde tespit edilemediği ancak H.M.K. ve 6102 sayılı T.T.K. ilgili maddeleri——– uygulaması kapsamında ticari defterlerin davalı —— tarafından usulüne uygun tutulması ve ibrazı gerektiği, taraflardan davacı ortak tacir olmasa dahi diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların ibrazını talep ettiği dava dosyasındaki beyanlarından anlaşıldığı ancak karşı taraf davalı —– defterleri dava dosyasına ibraz edilememesinin davacı lehine olduğundan alacak miktarı hesaplamalarımızın yapıldığı ve kesin kanaate varamadığımız ödemelere ilişkin ispat durumunun hukuki değerlendirilmesinin tamamen sayın mahkemeye ait olduğu, ticari defterlerin ibraz edilmemesine bağlı olarak —– arası gerçeklemiş ise aidat ödemesinin eksik ödeme nedeniyle davacıya konut tahsisi için yeterli olmadığı, —— mevcudunda tahsise ilişkin bir konut bulunmadığı da anlaşıldığından taleple bağlı olarak ödenmiş kısmi aidatın güncel tutarının maddi tazminat olarak davacıya ödenmesini gerektirecek yeterli koşulların oluştuğu,
-Davacıya ortaklığını devredenin kendi adına tahsis edilen — büyüklüğünde —- bölüme ilişkin mali edimlerini ——- olarak ödediği ve dava tarihi itibarıyla bu söz konusu daire için —- sonucunda güncellenerek toplam —- ödeme miktarı tespit edildiği , buna karşın eksiksiz ödeme yapan konut sahibi bir emsal üyenin ise dava tarihi itibarıyla —–endeksi taşınması sonucunda toplam——– isabet ettiği,
—– formülünün uygulanması sonucunda adet taşınmaz için belirlenmiş rayiç bedel —- kıyasla —– tam ödemesini yapmış emsal bir üyenin ——- taşınmasına bağlı olarak dava tarihi —- itibarıyla güncelleme sonucunda — ödediği ve ———doğduğu görüldüğü, buna bağlı olarak yaptığı —– üzerinden eksik ödemede bulunmuş davacı ortağın emsal ortağa orantılanması yoluyla —— negatif bir yararlanma sağladığının kıyasla hesaplandığı, dolayısıyla alabileceği tazminatın daire için ———- olabileceği, kanaatine varılmıştır. Rapor denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunarak hükme esas alınmıştır.
Davacıya —— ortaklığını devreden ——– ile devir sonrası davacının davalı kooperatifin ortağı olduğu, davalı —— tutanakları ile sabittir.
Davacının davalı kooperatife ödeme yükümlülüklerinin tamamını yerine getirdiğini ispatlayamaması ve davalı ——-kayıtlı taşınmaz bulunmaması nedeniyle, davada asli talep olan ——– davacıya teslimi yönündeki talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının tazminat talebi yerinde görülmüştür. Ancak terditli tazminat talebi, kısmi dava olarak açıldığı, ıslah da yapılmadığından, taleple bağlı kalınarak ——- üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN YAPILAN DEĞERLENDİRME;
Kaldırma kararı öncesi Mahkememizin —– tarihli duruşmasında verilen ara karar uyarınca davacı; —— dosyasıyla davalı —- aleyhine —— tespiti davası açmış, açılan dava da işbu dava ile birleştirilmiştir.
Her ne kadar Mahkememizce davacıya hisselerini devraldığı kişinin davaya dahil edilmesini sağlamak için dava açmak ve birleştirilmesini sağlamak için üzere süre verilmişse de, davacı ve devir eden eski ortak arasında maddi ya da şekli bakımdan zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. Eldeki davanın sonucuna göre davacının rücu hakkının doğabilecek olması durumu ise, anılan kişilerin zorunlu dava arkadaşı olacağı anlamına da gelmemektedir. ——-
Davacı ise, kooperatif ortaklığını devraldığı —— aleyhine açtığı dava ile asıl davadaki taleplerinden farklı bir talep olan, kendisinin asıl davanın davalısı olan ——– üyesi olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. —- üyeliğinin tespiti davası, ancak —— yöneltilebilecek bir dava olup, eski ortağa husumet yöneltilmesi ise davada taraf olmayan kooperatif üyeliğinin tespitine karar verilmesi mümkün değildir. Bu nedenle birleşen davada, davalının sıfat yokluğu (pasif husumet) nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
ASIL DAVADA;
1-Davacının —— konutun kendisine teslimi talebinin reddine,
2-Tazminat talebinin kabulü ile, —– dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
BİRLEŞEN DAVADA;
1-Davalının sıfat yokluğu (pasif husumet) nedeniyle davanın reddine,
HARÇ, MASRAF, YARGILAMA GİDERİ VE VEKALET ÜCRETLERİ;
1-Alınması gereken 179,90 TL harcın, asıl davada davacı tarafından yatırılan 18,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 161,50 TL’nin asıl davada davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
2-Asıl ve birleşen davada davacı tarafından bilirkişi, tebligat ve yazışma gideri olarak toplam yapılan 7.067,50 TL yargılama gideri ile 179,90 TL peşin harç, 18,40 TL başvuru harcı toplamı 7.265,80 TL’nin asıl ve birleşen davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında 1/2’si olan bakiye 3.632,90 TL’nin asıl davada davalı Tasfiye Halinde ——— tahsili ile asıl ve birleşen davada davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın asıl ve birleşen dava davacısı üzerinde bırakılmasına,
3-Asıl dava yönünden asıl dava davalısı Tasfiye Halinde——- tarafından yapılan 200,00 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Birleşen dava yönünden birleşen dosya davalısı ——- tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Asıl dava yönünden asıl ve birleşen dosya davacısı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin asıl davada davalı Tasfiye Halinde ——– alınarak Asıl ve birleşen dosya davacısına verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı ——yüzüne karşı, birleşen dava davalısının yokluğunda, davanın reddine karar verilen kısmı yönünden gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde ——-Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere, davanın kabulüne karar verilen kısmı yönünden miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.12/01/2023