Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/3 E. 2021/801 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/3 Esas
KARAR NO: 2021/801
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 28/12/2020
KARAR TARİHİ: 20/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil bankanın—- imzalandığını, sözleşme çerçevesinde davalı şirkete kullandırılan kredinin geri ödemelerinin zamanında yapılmadığını, bu sebeple davalı şirketin müvekkil banka nezdinde bulunan hesapları — tarihinde kat edildiğini, müvekkil bankanın davalı şirket hesaplarının kat edildiği tarih olan —- olduğu, davalı şirketin geçici mühlet sürecinin — başladığını, dolayısıyla konkordato alacak kaydı yaptırılırken müvekkilince geçici mühlet tarihinin dikkate alındığını ve bu tarihteki alacak miktarının kayıtlara geçirilmesi talebinde bulunduğunu, ancak müvekkil bankanın geçici mühlet tarihindeki alacak miktarı itiraza uğramış ve mahkemece de itirazın değerlendirilmesi sonucu müvekkilinin alacağının—- olduğuna karar verildiğini, kararda gayri nakdi alacağa ilişkin bir husus bulunmadığını ve bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkil bankanın alacağının itiraza uğraması üzerine geçici mühlet tarihi, kesin mühlet tarihi ve güncel
alacak miktarının ayrı ayrı hesaplandığını, geçici mühlet tarihinde müvekkil banka alacağı toplam — olduğunu, bu miktarın— gayrinakdi alacak olduğunu, kesin mühlet tarihinde müvekkil
banka alacağının ise— olduğunu, ayrıca — gayrinakdi alacağının olduğunu, ancak konkordato komiserliğince bu hususun kabul edilmediğini ve alacağın — olduğu yönünde kanaat bildirildiğini, mahkemece bu kanaate uygun olarak karar oluşturulduğunu ve alacak kaydının — olarak kabulüne karar verildiğini, konkordato davasında kaydı kabul edilmeyen bakiye — de hesaba
dahil edilmesi gerektiğini, müvekkilinin dava konusuna ilişkin olarak zorunlu arabuluculuk yoluna müracaat ettiğini ve — numaralı dosyada yapılan görüşme neticesinde anlaşamama tutanağı tutulduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, müvekkilinin alacağının faiz ve masraflar hariç olmak üzere,— olduğunun tespitini, konkordato davasında kaydı kabul edilmeyen bakiye —- de konkordato rakamına dahil edilmesini, toplam miktarın konkordato koşullarına uygun olarak müvekkile ödenmesini, konkordatonun ortadan kalkması halinde alacağın davalıdan tahsil edilerek müvekkile verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep
edilmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —- dosyasında yer alan
müzekkere cevabında, konkordato projesinin tasdik kararı—- tarihlerinde ilan edildiğini dolayısıyla İcra İflas Kanunu (İİK) 308/b maddesinde öngörülen bir (1) aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra —– tarihinde açılan işbu davanın reddedilmesi gerektiğini davacı banka tarafından müvekkil şirkete geçici mühlet tarihi olan — tarihinden önce herhangi bir bildirim yapılmadığını herhangi bir ihtarname gönderilmediğini, mahkememizce —– doğrultusunda davacı bankanın talebinin kabul edilmediğini, davacı —– kanunun açık hükmüne aykırı bir şekilde geçici mühlet kararından sonra faiz işletmeye devam ettiğini ve kullanılan kredinin teminatı için müvekkil şirket
tarafından verilen müşteri çeklerini tahsil ettiği halde bunları borçtan düşmediğini ve doğduğunu iddia ettiği alacaklarının hukuken ileri sürülebilir ve korunabilir bir tarafının bulunmadığını, davacı bankanın — alacak kaydı yaptığını, yukarıda sözü geçen —— alacağı olduğunu iddia ettiğini sadece bu durum bile müvekkiline, davacı şirketin yapmış olduğu hesaplamaların güvenilmez ve tutarsız olduğunu gösterdiğini, yukarıda açıklanan ve resen dikkate alınacak gerekçelerle, —- haksız ve hukuka aykırı davasının reddine ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep edilmiştir. Dava; konkordato davsında alacağı borçlu tarafından itiraza uğrayan alacaklının İİK’nun 308/b maddesine göre açtığı alacak davasıdır.
Uyuşmazlık; Davacının, konkordatosu tasdik edilen borçlu tarafından itiraza uğrayan ve bu davaya konu edilen alacağının olup olmadığı, varsa miktarı noktalarında toplanmaktadır.
Davacı bankanın alacak istemine ilişkin kredi sözleşmeleri, ihtarnameler, hesap dökümleri, konkordato dosyasına vermiş olduğu dilekçeler, ilgili dosyada yapılan incelemeler, konkordato tasdik kararı celp ve ibraz edilmiş, davacı bankanın hesaplarında ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen —münhasır delil niteliğinde belirlenmiş olduğundan bilirkişi incelemesinde banka kayıtları esas alınmıştır.
Davalı —- imzalandığı görülmüştür. Taraflar arasında akdedilen sözleşmelere istinaden, Banka tarafından firmaya –tahsis edildiği,– tanımlandığı, anlaşılmaktadır.
Davalı firma hakkında—– tarihinde geçici mühlet kararı verildiği anlaşılmıştır.
İİK.nun 308/b maddesi uyarınca; alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar tasdik kararının ilamı tarihinden itibaren 1 ay içinde dava açabilirler. Ancak bu düzenleme; çekişmeli alacak için mahkemece bir pay ayrılmış olması halinde, nisaba dahil edilmeyen çekişmeli alacak tutarlarının bu paydan alınabilmesi imkanının sağlamaktadır.—– konkordatonun tasdiki kararında çekişmeli alacaklar için takdiren ayrılmış bir pay yoktur. Bu nedenle açılan davanın 1 aylık sürede açılması gereken ve çekişmeli alacak için ayrılan paydan kendisine ödeme yapılmasını talep etme imkanı sağlayan İİKnun 308/b maddesine göre görülecek bir dava olmayıp genel anlamda alacak davası olarak görülmesi gereken bir dava olduğu anlaşıldığından 1 aylık dava açma süresinin gerçekleşmesi şartı aranmamıştır.
Davacı bankanın alacağı rehinli veya imtiyazlı bir alacak değildir.
Konkordato tasdik edildiğinde yani bağlayıcı hale geldiğinde, konkordatoya tabi bulunan ————–alacaklıların, tasdik kararından belirlenen meblağ üzerinde bulunan alacağından vazgeçmiş sayılır. İK m. 286/a. bendinde dolaylı olarak bu husus vurgulanmıştır. Bu sebeple, konkordato feshedilmediği sürece konkordatoya tabi alacaklı, projede ayrıca faiz öngörülmedikçe, geçici mühlet tarihi itibariyle ve ancak konkordato öngörülen vade ve şartlarda alacağını tahsil edebilir. Keza geçici mühlet döneminde takip yasağına rağmen yapılan yargılama giderleri de yine bu meyanda anlaşılmalı ve konkordatoya dahil edilmemelidir. Her ne kadar geçici mühlet tarihi dikkate alınacak olsa dahi çekişmeli alacaklarda geçici mühlet tarihi itibariyle yapılan alacak hesabı bir ara karar konusudur ve kesin hüküm altına alınmış değildir, bu sebeple, çekişmeli alacak davasında tartışılması ve yeniden belirlenmesi mümkündür.
İİK md.294’te “Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği taktirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.” şeklinde belirtilmiş olup, İİK uyarınca geçici mühlet kararı, kesin mühlet kararı ile sonuçları doğurduğundan bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada, bankadan kullanılan bankacılık ürünleri için
—tarihine kadar taraflar arasında belirlenen Akdi ve Gecikme Faizinin işletildiği, bu tarihten sonra yapılan ödemeler ve tahsilatların hesaplanan toplam tutardan düşüldüğü anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmelere istinaden—– numarası
tanımlandığı, —– tanımlandığı, çek karnesi tahsis edildiği, sunulan belgelerden anlaşılmaktadır.
Bilirkişi tarafından yapılan hesaplamalarda davacı bankanın —- kredili mevduat kullandırım açıklaması ile yapmış olduğu ödemeden dolayı alacağının faizi ile birlikte toplam — olduğu ancak banka hesap hareketleri incelendiğinde, işleyen faiz ve verginin firma hesaplarında tahsil edildiğinin görüldüğü bu nedenle — alacağı kaldığı anlaşılmıştır.
— nolu —– için davalı firmaya— tutarında kredi kullandırıldığı, bu kredi nedeniyle bankanın — alacağı bulunduğu anlaşılmıştır.
Banka hesaplarına göre, davacı banka tarafından borçluya—- kullanımı yaptırıldığı, sonrasında kısmi ara ödemeler yapıldığı, dönem faizlerinin düzenli olarak tahsil edildiği, — tarihinde yapılan —-Ana para ödemesi ile kapatıldığı, işletilen faizlerin dönem sonunda firma hesabından tahsil edildiği ve bu krediden dolayı davalının herhangi bir borcunun olmadığı anlaşılmıştır.
Banka hesaplarına göre; —– kredi verildiği, bu krediler sonrasında kısmi ara ödemeler yapıldığı, dönem faizlerinin düzenli olarak tahsil edildiği ve sonrasında yapılan ödemelerle ana para tutarının kapatıldığı ve bu kredi nedeniyle davacı bankanın herhangi bir alacağının kalmadığı anlaşılmıştır.
Banka hesaplarına göre; —- kredi verildiği, geçici mühlet tarihine kadar herhangi bir ödeme bulunmadığı, geçici mühlet tarihinden sonra — Ana para ödemesi yapıldığı, daha sonra kalan tutarın faiz ve ferileri ile birlikte davalıdan — tarihinde tahsil edildiği, bu krediyle ilgili bankanın geçici mühlet tarihi itibariyle — Alacağı kaldığı tespit edilmiştir.
Davacı bankanın ayrıca — Gayri nakdi çek riski bulunduğu görülmüştür.
Bu hesaplamalar ışığında davalı firmanın İİK.nun 294’e göre geçici mühlet tarihi itibariyle nakdi olarak davacı bankaya borcunun — olduğu, konkordato projesinde davacı bankanın —üzerinden nisaba dahil edildiği, iki tutar arasındaki farkın alınması sonrasında davacının geçici mühlet tarihi itibariyle konkordatoya dahil edilmesini talep edebileceği alacak tutarının — olduğu anlaşılarak bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Gayri nakdi alacak olan çek depo bedeli isteminin muaccel bir alacağa ilişkin olmadığı, geçici mühletten önce doğmuş bir borç da olmadığı, risk gerçekleştiğinde muaccel hale gelecek olan bu alacağın konkordato nisabına dahil edilmesi mümkün olmadığından bu talep yönünden ve fazlaya ilişkin nakdi alacak talebi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Kısmen kabulü ile davacının çekişmeli — Nakdi alacağının kabulü ile konkordato projesine dahil edilerek, proje kapsamında davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin nakdi alacak ve gayri nakdi alacak taleplerinin reddine,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 380,30 TL karar harcından peşin alınan 54,40 TL. harcın mahsubu ile bakiye 325,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan; 4.000,00 TL bilirkişi gideri, 86,75 TL posta gideri olmak üzere 4.086,75 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına isabet eden 224,77 TL. ve 108,80 TL. harç toplamı 333,57 TL. nin davalı’dan alınarak davacıya verilmesine, geri kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Tarafların dava şartı olması sebebiyle başvurdukları ——nolu arabuluculuk görüşmeleri neticesinde ödenen 1.320,00-TL nin davanın kabul-red kısmına isabet eden 72,60 TL.’sinin davalıdan, 1.247,40 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı lehine davanın kabul edilen kısmı üzerinden AAÜT uyarınca taktir edilen 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı lehine, davanın reddedilen kısmı üzerinden AAÜT’nin uyarınca taktir edilen 13.002,43 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunu usulen anlatıldı. 20/10/2021