Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/277 E. 2023/740 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/277
KARAR NO : 2023/740

DAVA : İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156))
DAVA TARİHİ : 16/04/2021
KARAR TARİHİ : 27/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu iş sahibi —-, müteahhit —– ve müvekkili arasında 04.11.2011 tarihli —- ve — İnşaatı Sözleşmesi imzalandığını, işin teslim süresinin 12 ay olduğunu, dava dışı —–. ile davalı arasındaki sözleşmenin yüklenici sözleşmesi, müvekkili ile müteahhit —– arasındaki sözleşmenin alt yüklenicilik sözleşmesi olduğunu, müvekkilinin alt yüklenicilik sözleşmesi gereği 21/11/2011 tarihli ve ——nolu 1.448.000TL bedelli teminat mektubunu ve 14/11/2014 tarihli ve —– nolu 586.000TL bedelli teminat mektubunu sözleşmenin kesin teminatı olarak müteahhit —–verdiğini, harici nedenlerle ve müteahhit —– hakediş ödemelerini zamanında yapmaması nedeniyle işin tesliminde gecikme ve aksamalar olduğunu, ana sözleşmeye ek protokoller imzalandığını, anahtar teslimi usulüne göre sözleşmenin ek protokol ile 04.03.2014 tarihinden itibaren birim fiyat usulüne çevrildiğini, harici nedenlerle gecikme olsa da, müvekkilinin taahhüdündeki işi tamamladığını ve teslime hazır hale getirdiğini, ancak müteahhit —– işte eksiklikler bulduğundan bahisle hakediş ödemelerini yapmadığını ve işi teslim almaktan kaçındığını, davalını, işin idare nezdinde geçici kabulünü 22/07/2016 tarihinde kendisinin yaptığını, ayrıca işin kesin kabulünün idare nezdinde de yapıldığını, davalının yüklenici müvekkilini idare nezdinde geçici kabul ve kesin kabul işlemlerine davet etmediğini, davalı—– müvekkilinin kabul işlemlerini yapmaktan imtina ettiğini, hem 1.264.043,43 TL hakediş alacağını ödemediğini ve hem de kesin teminat mektuplarını geri vermediğini, müvekkilinin—–. Noterliği’nin 14.02.2016 tarih ve —- yevmiye nolu ihtarnamesiyle kesin teminat mektuplarının iade edilmesini talep ettiğini, müteahhit —–sözleşme henüz yürürlükte iken yani sözleşme feshedilmeden müvekkilinin teminat mektuplarını 20.12.2016 tarihinde nakde çevirdiğini, 09/09/2016 tarihinde müteahhit —- ile—- birleştiğini, birleşmenin —-üzerinden yapıldığını, bu nedenle davayı —– aleyhine açtıklarını, müvekkilinin, nakde çevrilen teminat mektubu bedellerinin geri ödenmesi için davalıya —–. Noterliğinin 04/01/2017 tarih ve—-yevmiye nolu ihtarnamesi gönderildiğini, ancak davalının teminat mektubu bedellerini iade etmediğini, bunun üzerine müvekkilinin —– İcra Müdürlüğünün —– sayılı icra dosyası ile icra takibi yaptığını, müvekkilinin icra takibinin açılmasından sonra dosya alacağını ——. Noterliğinin—– yevmiye nolu temliknamesi ile 3. kişi—– temlik ettiğini, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, temlik alacaklısı —– Asliye Ticaret Mahkemesinin —–. sayılı itirazın iptali davasında Mahkemenin, davayı husumet yönünden reddettiğini, davalı tarafından haksız olarak nakde çevrilen teminat mektubu bedellerinin temerrüt tarihinden itibaren avans oranındaki temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tanzimi için davalı aleyhine açılan —- İcra Müdürlüğünün —- sayılı iflas takibine davalının itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, işin gecikmesinin müvekkilinden kaynaklanmayan sebeplerden dolayı uzadığını, davalının sözleşmenin teminatı için kendisine verilen teminat mektuplarını paraya çevirmesinin sözleşme maddelerine ve Türk Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümlerine aykırı olduğunu, sözleşmede kesin teminatların iadesi koşullarının hangi şartlarda ödeneceğinin belirlendiğini, ancak davalı tarafın bu şartlara bağlı kalmadığını, müvekkilinin ödemezlik def’i hakkına sahip olduğunu, davalının iddia ettiği gibi sözleşmeye istinaden eksik kalan işlerin bedeli nedeni ile alacağı varsa bile bunu müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini, davalının müvekkiline gönderdiği ve müvekkilinin süresinde itiraz ettiği 08/12/2016 tarih ve —– seri nolu 2.034.000TL bedelli faturada, fatura alacağının nedeninin “sözleşmeye istinaden eksik kalan işler bedeli” olarak gösterildiğini—– ve—- nolu kesin hakediş raporuna göre, müvekkilinin, davalıdan 1.264.043,43 TL hakediş alacağı bulunduğunu, müvekkilinin, davalıdan ——. Noterliğinin 14/02/2016 tarih ve—– yevmiye nolu ihtarnamesiyle hakediş alacağı ve kesin teminat mektuplarının iadesinin talep ettiğini, davalının hakediş alacaklarını ödemeyerek temerrüde düştüğünü, bu nedenle davalının, sözleşmeye göre eksik kalan iş bedeli varsa bile bu işlerin yapılmasını müvekkilinden talep edemeyeceğini, teminat mektubunda teminat altına alınan riskin gerçekleşmediğini, müvekkilinin teminat mektuplarının nakde çevrilmesine gerekçe teşkil edecek herhangi bir muaccel ve ihtar edilmiş borcu olmadığını, teminat mektuplarının tüzel kişiliği sona eren ve hak ve fiili ehliyeti olmayan “—–tarafından yetkisiz ve usulsüz şekilde paraya çevrildiğini, bu nedenlerle İİK m. 257 hükmü gereğince, davalı borçlunun menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının teminatsız olarak ihtiyaten haczine, aksi halde uygun bir teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesine, davalının —- İcra Müdürlüğünün —–sayılı iflas takibine yaptığı itirazın kaldırılmasına ve davalının iflasına karar verilmesini, yargılama giderlerinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin müvekkili şirket ile 04/11/2011 tarihinde —-Projesi İnşaatı Sözleşmesi akdettiğini, davacının ediminde makul kabul edilemeyecek derecede gecikmesi ve kusuru ile pek çok hatalı iş meydana getirmesi sebebi ile 2015 yılında müvekkili için sözleşmenin sürdürülemeyecek hale geldiğini, davacının ikrar ettiği üzere 12/04/2016 tarihli geçici kabul tutanağı alınırken, davacının çoktan sahayı terk ettiğini ve müvekkilinin farklı muhataplarla çalışmaya başladığını, davacının teminat mektuplarına dayalı alacağını —-Noterliğinin 23/02/2018 tarih ve —- yevmiye numaralı temliknamesi ile —- temlik ettiğini bildirdiğini, temlik alan —– tarafından bu dava ile paralel bir şekilde —-İcra Müdürlüğü’nün —– sayılı icra dosyası ile müvekkili şirket aleyhine 2.267.589,58 TL tutarında icra takibine başladığını ve ödeme emri gönderildiğini, ödeme emrine itiraz edilmesi sebebi ile—– Asliye Ticaret Mahkemesinin—– itirazın iptali davasının ikame edildiğini, ancak sözleşmede temlik yasağı bulunduğundan, davanın husumet yokluğundan reddedildiğini, bu kararın 22/11/2018 tarihinde verildiğini, iş bu davanın ise 16/04/2021 tarihinde açıldığını, İcra İflas Kanunu madde 156 uyarınca itirazın kaldırılması ve iflas isteminin 1 yıllık hak düşürücü süre içinde talep edilmesi gerektiğini, bu sebeple davanın öncelikle hak düşürücü süre geçtiğinden usulen reddinin gerektiğini, davacı şirketin sözleşme kapsamında üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmeyi ihmal ettiğini, eksik ve hatalı ifada bulunduğunu, bu kapsamda davacının müvekkil şirketten alacaklı olmadığı gibi, esasen müvekkili şirketin zarara uğradığını, sözleşme ile müvekkili şirkete götürü bedel olarak 33.900.000,00 TL ödemeyi taahhüt ettiğini, işin süresinin 12 ay olarak belirlendiğini ve sürenin başlangıç tarihinin de yer teslim tutanağının imzalandığı tarih olarak kararlaştırıldığını, sözleşmenin 26. maddesinde de işin davacıdan kaynaklanan sebeplerle gecikmesi halinde de günlük götürü bedelin %0,075’i oranında gecikme cezası ödeneceğinin düzenlendiğini, her halükarda gecikme yaşanan gün sayısının 90 günü geçmesi durumunda müvekkili şirketin sözleşmeyi tek taraflı fesih ve başka bir şirketle işi devam ettirme hakkı bulunduğunu, davacı tarafından usulsüz olarak paraya çevrildiği iddia edilen teminat mektuplarının ise sözleşmenin 25. maddesinde düzenlendiğini, bu kapsamda davacının müvekkili şirkete imza tarihinde sözleşme bedelinin %6’sı tutarında, yani 2.034.000,00 TL bedelli, 3 yıl süreli ve kesin / koşulsuz teminat mektubu vermeyi kabul ettiğini,bu mektubun davacı şirkete iade edilmesinin koşullarının ise yine aynı maddenin son bendinde belirlendiğini, sözleşmeye göre teminat mektubunun %50’sinin geçici kabulden sonra, kalan %50’sinin kesin kabulde, eksik ve kusur olmaması halinde ve —-Kurumu Müfettişliğince tanzim edilen Kayıt İnceleme Tutanağının getirilmesinden sonra davacı şirkete iade edileceğinin yazıldığını, sözleşmenin imzalanmasından sonra taraflar arasında 13/06/2013 ve 04/03/2014 tarihlerinde iki adet ek protokol yapıldığını ve 28/02/2015 tarihli toplantıda alınan kararların tutanak altına alınarak imzalandığını, aynı zamanda taraflar arasında ihtarname de keşide edildiğini, ancak davacının iddia ettiği gibi kendisine ek süre verilmemiş ya da davacıdan kaynaklanmayan durumlar göz önünde bulundurulmamış olmadığını, aksine 04/11/2011 tarihinde imzalanan sözleşmeye göre 12 ay olarak belirlenen iş teslim süresinin 2015 senesinde dahi bitirilmediğini, müvekkilinin davacıya defalarca ek süre verdiğini, müvekkilinin yapılan iş ile ilgili yaptırdığı denetimlerde boru montajında yapılan hata ve eksiklikler ile beton dayanımlarında gizli ayıpların da tespit edildiğini, bu eksik ve kusurlu imalatlar sebebiyle müvekkili şirket zaman kaybettiği gibi maddi zarara da uğradığını, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere eksik yapılan imalatlar sebebiyle 984.459,68 TL, kusurlu imalatlar sebebiyle 2.883.164,22 TL olmak üzere toplamda 3.867.623,90 TL zarar hesaplandığını, davacının 17/02/1015 tarihli ihtarnamesinde projenin %99’unun tamamlandığını belirttiğini, ancak ihtarnamenin gerçeği yansıtmadığının, davacı ile 28/02/2015 tarihinde yapılan toplantıda alınan kararlardan anlaşıldığı üzere, işin bitim tarihinin 15/04/2015 tarihi olduğunu, ancak, hava muhalefeti sebebiyle proje yapımına 17 gün ara verildiğini, projenin tamamlanma tarihi olarak 02/05/2015 tarihinin belirlendiğini, projenin yapımı sırasında meydana gelen eksiklikler sebebiyle projenin —– İl Özel İdaresinin 11/04/2015 tarih ve —– sayılı yazısı ile durdurulmasına karar verdiğini, 15/07/2015 tarihinde şantiyedeki mühürlemenin kaldırıldığı ve bu hususun 27/07/2015 tarihli ihtarname ile davacı şirkete bildirildiğini, şantiye mühürlenmeseydi davacının projeyi tamamlamak için sadece iki günü olacağını ve son günün 17/07/2015 olacağını, davacının projeye devam ettiğini, fakat 15/10/2015 tarihinde işi bıraktığını, şu halde toplam 90 gün geciktiğini, sözleşmeye göre 90 günlük gecikme cezasının 2.288.250,00 TL’ye denk geldiğini, müvekkili şirketin cezai şart dahil olmak üzere davacıdan toplam 6.155.873,90 TL alacağı bulunduğunu ve toplamı 2.034.000,00 TL yapan iki teminat mektubunu bozdurup alacağının bir kısmını bu şekilde tahsil ettiğini, müvekkili şirketin fazlaya ilişkin haklı saklı kalmak kaydıyla, davacıdan alacağı bulunmakta iken işbu dava ile karşılaşmasının tamamen haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirket ve ihale alıcısı—- — inşaatını tamamlamak bakımından Devlete karşı yükümlü olduğundan projenin tamamlattırılması için davacı şirketten sonra birden çok taşeron ile çalışmak zorunda kaldığını ve oldukça fazla masraf yaptığını, davacının şantiyeyi terk ettiği iddia edilen tarih ve —- ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın —- Elektik ile geçici kabul yaptığı tarihler değerlendirildiğinde dahi davacı şirketin eksik ve hatalı ifada bulunduğunun anlaşılacağını, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı—- Ünite için Temmuz 2016 tarihi itibariyle kısmi geçici kabul, —– Ünite için Temmuz 2017 tarihi itibariyle kabul düzenlediğini, tüm bu hususlar dikkate alındığında davacı şirketin şantiyeyi bıraktığı tarih ile geçici kabuller arasında neredeyse 2 sene süre geçtiğinin görüldüğünü, bu nedenlerle öncelikle süresinde olmayan davanın reddini, davacı şirketin müvekkili şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığından davanın tümden reddine, davacı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Dava; davacı ile dava dışı olup, davalı —- şirketi ile birleşen —–arasındaki alt taşeronluk sözleşmesinde verilen teminat mektuplarının haksız olarak paraya çevrildiği iddiası ile davalı hakkında yapılan iflas yoluyla takibe itiraz nedeniyle itirazın kaldırılması ve iflas talebine ilişkindir.
Uyuşmazlık; davanın yasal sürede açılıp açılmadığı, davacının teminat mektubu bedelinin iadesi isteminin yerinde olup olmadığı, usulüne uygun bir takip olup olmadığı, iflas şartlarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davacı ile dava dışı olup davalı şirket ile birleşen—– arasındaki sözleşme, teminat mektupları, geçici kabul tutanakları, 04/03/2014 tarihli protokol, 28/02/2015 tarihli tutanak, —- Sulh Hukuk Mahkemesi’nin—– sayılı dosyası ve raporu, icra dosyası, kesin hakediş dökümleri, tarafların EPDK ile yazışmaları ve bu kuruma hitaben düzenlenen —- ve—-tesisi ilerleme raporları celp ve ibraz edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları ve tüm dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi raporunda;
Dava dosyası üzerinde yapılan incelemede,—-. tarafından davalı —- firmasına verilen teminat mektuplarının nasıl iade edilecekleri taraflar arasında akdedilen Sözleşmenin 25.3 maddesinde belirtilmiş olduğunun görüldüğü, madde metni aynen “Kesin teminat mektubunun ise Madde 22’ye uygun şekilde yapılacak olup, teminat mektubunun yüzde ellisi (%50) geçici kabulden sonra, kalan yüzde ellisi (%50) kesin kabulde eksik ve kusur olmaması halinde ve —–Kurumu Müfettişliğince tanzim edilen kayıt inceleme tutanağının getirilmesinden sonra TAŞERON’a iade edilecektir.” şeklinde olup Sözleşmenin 22.maddesinde ise geçici kabulden itibaren en geç 3 ay içerisinde kesin kabulün yapılacağının hüküm altına alınmış olduğunun görüldüğünü, davacı —– Tarafından Davalı —– verilmiş olan 21/11/2011 tarih ve —– nolu 1.448.000,00 TL tutarında ve 14/11/2014 tarih ve ——-nolu 586.000,00 TL tutarında olmak üzere toplam 2.034.000,00 TL tutarındaki Teminat Mektuplarının Davalı—— tarafından 20/12/2016 tarihinde eksik İşler nedeni ile nakde çevrilerek irat kaydedilmiş olduğu anlaşılmıştır.Teknik bilirkişi yapılan tespitlere göre; Davacı —-. ile davalı—— arasında yapılmış olan ve yapılan işin taraflar arasında akdedilen Sözleşme ve Eklerine uygun olduğu ve Geçici Kabule engel olabilecek eksik, kusur ve arızaların bulunmadığı, tespit edilen eksikliklerin İş’in teslimine engel olmadığının belirtildiği 30/12/2014 tarihli Geçici kabul İşleminin—– Bölge Müdürlüğü tarafından 06/06/2016 tarihinde onaylanmış ve böylece kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
Bu tarihte Davalı —–. tarafından Teminat Mektuplarının %50 kısmının (1.017.000,00 TL tutarında) Davacı —– verilmiş olması, Sözleşmeye göre Kesin Kabulün ise Sözleşmenin 22. Maddesi gereğince 06/09/2016 tarihinde yapılmış olması gerektiğinden bakiye Teminat Mektuplarının da (1.017.000,00 TL tutarında) Davalı —- tarafından Davacı —— 06/09/2016 tarihinde verilmiş olması gerekmektedir.
Taraflar arasında imzalanan Sözleşmenin Davalı Müteahhit —– tarafından haklı nedenlerle fesih edilmiş olması halinde Teminatın nakde çevrilerek irat kaydedilmesi mümkün iken bunun lenin feshedilmediği bunun yerine haksız olarak ceza uygulaması yoluna gidildiği görülmektedir. Sözleşmenin 10.6, 16.3, 23, 23.3 ve 23.4 Maddelerindeki Teminat Mektuplarının paraya çevrilmesi fesih koşuluna bağlandığından ve taraflar arasındaki sözleşme de feshedilmediğinden, teminat mektuplarının 20/12/2016 tarihinde paraya çevrilmesi sözleşmeye aykırılık teşkil etmektedir.
Bu nedenlerle, İşin Geçici Kabulünün 06/06/2016 tarihinde yapılmış olduğu ve Sözleşmeye göre İş’in Kesin Kabulü’ nün 3 ay içinde yapılmış olması gerektiği, Davacının 01.08.2016 tarihi itibariyle —- borcunun bulunmadığına ilişkin yazıyı ibraz etmiş olması ve sözleşme feshi de olmadığından Davacının Teminat Mektuplarının kendisine iadesi talebinde haklı olduğu, Davalı Müteahhit —–yasal dayanağı olmadan Teminat Mektuplarını nakde dönüştürmüş – olduğu, nakde dönüştürülmüş – olan 2.034.000,00 TL’nin nakde dönüştürme tarihi olan 20/12/2016 tarihinden itibaren Davacı —–avans faizi ile birlikte geri ödenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce davalının —– İcra Müdürlüğü’nüğn —- Esas sayılı dosyasında itirazının kaldırılmasına karar verilerek, İİK’nun 166. Maddesine göre ilamlar yapılmıştır.
Mahkememizce; Bilirkişi heyetinden iflas davasına konu alacak tutarı ile ilgili icra takibine konu teminat mektupları toplamı olan 2.034.000,00 TL. asıl alacağa talep gibi 08/01/2017 tarihinden bugünkü duruşmada belirlenecek olan bir sonraki duruşma tarihine kadar değişen oranlarda avans faizi hesabının tüm icra harç, gider masrafları ve vekalet ücreti tutarı ile birlikte yapılması ve buna göre depo emrine esas alacak tutarının belirlenmesi için yeniden rapor alınmıştır.
Son duruşma tarihine göre depo tutarı hesaplandıktan sonra mahkememizce 05/09/2023 tarihinde ara karar oluşturulmak sureti ile davalı tarafa belirlenen; teminat mektupları toplamı 2.034.000,00 TL., 08/01/2017 tarihinden 27/09/2023 tarihine kadar avans faizi 1.973.495,47 TL., başvurma harcı 54,40 TL., masraf 15,60 TL., tahsil harcı 133.678,44 TL., vekalet ücreti 239.139,63 TL. olmak üzere toplam 4.380.383,53 TL. depo emri tutarını yatırması için ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili celse arasında sunmuş olduğu 15/09/2023 tarihli dilekçesi ile; davalıya gönderilen depo emri üzerine davalı tarafın depo emrinde belirtilen 4.380.383,53 TL’yi dosyaya yatırdığını ve depo tutarının kendilerine ödenmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı tarafın 15/09/2023 tarihinde mahkememizce karar verilen 4.380.383,53 TL depo emri tutarını mahkememiz veznesine yatırdığı anlaşılmıştır.
İtirazın kaldırılması ve iflas talepli bu davada takibe konu alacak ile ilgili hesaplanan depo tutarı borçlu tarafından ödenmiş olmakla iflas davasının konusunun kalmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-İtirazın kaldırılması ve iflas davasında davalı tarafından depo emri tutarı yasal sürede yatırılmış olmakla konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Mahkememiz veznesine yatırılan 15/09/2023 tarihli dekontta adı geçen 4.380.383,53TL’nin—– İcra Dairesi’nin —-Esas sayılı takip dosyasına gönderilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL karar harcına karşılık peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 329,15 TL. harç gideri, 17.000 TL. bilirkişi ücreti ve 4.011,27 TL. Posta ve ilan gideri olmak üzere toplam 21.340,42 TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça sarf olunan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasıa,
6-Dava zorunlu arabuluculuğa tabii olmadığından, arabuluculuk için yapılan 1.320,00TL masrafın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
7-Davacı lehine AAÜT’nu uyarınca 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,
8-Bakiye gider avansının ve iflas avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.