Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/230 E. 2022/375 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/230 Esas
KARAR NO : 2022/375

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/05/2013
KARAR TARİHİ : 28/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı —- ile — karşı sigorta poliçesi bulunduğu, taşıma sırasında poliçeye konu malların 23/06/2012 tarihinde çalınmak suretiyle tamamen zayi olduğu, meydana gelen—– sonrasında davacı sigorta şirketinin 27/11/2012 tarihinde dava dışı sigortalısının — ödeme yaptığı, rizikonun meydana gelmesinde sorumlu gördüğü davalılardan bu bedelin rücuen tazminini talep ve dava etmiştir.
Davalı — vekili cevap dilekçesinde özetle; fiili taşma işinin diğer davalı tarafından icra edildiğini, somut olayda müvekkiline atfı kabil olan hertengi bir kusur bulunmadığını, çalınma hadisesinin ise dava konusu malın dava dışı alıcının —- sahasına ulaşmasından sonra, yükün —-kifayetsizlik yüzünden araçtan boşaltılmayıp — çıkartılmasının ardından sürücünün kısa bir süre ihtiyaç gidermek için aracın başından ayrıldığı sırada vuku bulduğunu, bu durumda taşıyıcıya sorumluluk yeltenemeyeceğini, mesuliyetin fabrika sahasına kader gelen malı tahliye edemediği gibi muhafaza da edemeyen, aracı yüküyle birlikte fabrika sahasından çıkartan alıcıya ait olması gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı—-vekili savunmasında özetle; müvekkilinin taşıma işini tamamladıktan sonra taşıma aracını yüküyle birlikte —- park etmek zorunda bırakan ——-alıcı yerine onun talimatını yerine getiren dolayısıyla da herhangi bir kusulu eylemi olmayan müvekkiline taşımanın tabi olduğu CMR Sözleşmesi hükümlerine göre mesuliyet yüklenemeyeceğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilince mesuliyetine güvence sağlanan taşıyanın mal mukabili ödeme ve —– teslim şekline göre taşıdığı malı alıcısı emrine teslime hazır hale getirdikten ve yük üzerindeki tum haklar satıcıdan alıcıya geçtikten sonra alıcının ağır kusurlu talimatı yüzünden vuku bulan hırsızlık nedeniyle CMR Konvansiyonu çerçevesinde taşıyana dolayısıyla da müvekkiline sorumluluk yüklenemeceği gibi davacının sigortalısına yaptığı hatır ödemesini zaten rücu konusu da yapamayacağını, somut olay konusu hırsızlık hadisesine benzer rizikoların müvekkilinin düzenlediği mesuliyet poliçesinin kapsamı dışında tutulduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, uluslararası karayolu ile eşya taşıma (CMR) sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu —-sigortaya karşı açılan davanın reddine, davanın diğer davalılar yönünden kabulüne dair kararın istinafı üzerine, —sayılı kararı ile davalı —- başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, istinaf kararının temyizi—–.sayılı kararı ile; “Davalı ——-taşınması üstlenilen, davacı Sigorta şirketinin de sigortalısına ait olan pik döküm emtiasının, diğer davalı alt taşıyıcı —- tarafından fiilen taşındığı, taşıma aracının — günü alıcı firmanın —- sahasının içerisine girdiği, bir gece burada kaldığı, tahliye işlemi gerçekleştirilememesi nedeniyle bizzat alıcı firma —– görevlileri tarafından —-çıkmak zorunda bırakıldığı ve onların talimatıyla fabrika sahası dışındaki alana park ettiği ancak burada park halinde iken aracın yükle birlikte çalındığı ihtilafsızdır.
Mahkemece, CMR 17/1. maddesi gereğince taşınan eşyanın varma yerinde teslim alınan haliyle alıcısına teslim borcunun bulunduğu ve kural olarak yükleme yerinden varış mahalline kadar taşıdığı eşyaya gelecek zararlardan sorumlu olduğu, somut olayda da taşıyıcı davalıların yükün tesliminden önce taşıma konusu eşyada meydana gelen zarar ve buna bağlı olarak yapılan ödemeden sorumlu oldukları kabul edilmiştir.
Dava konusu taşımada öngörülen —-teslim şekli itibariyle, taşıyıcının taşıma yükümü taşımaya konu malların dava dışı alıcı firmanın teslim adresine ulaşması ve teslime hazır hale gelmesi ile son bulacaktır. Bu noktadan sonra talimat vermek ve yükü boşaltma sorumluluğu teslim alana geçer.
Somut olayda davacı sigorta—– dışında düzenlenen 22.10.2012 tarihli eksper raporunda, taşımanın yapıldığı ———- günü malların teslim edileceği adrese yani ——ına ulaştığı ve araç sürücüsü yükü teslime hazır olduğu halde, malın alıcısı tarafından yük boşaltılmadığı gibi, fabrika sahası içinde güvenli bekleme noktası bulunduğu halde, alıcının güvenlik görevlileri tarafından— sahası dışına çıkarıldığı ve kendisine gösterilen güvenlik riski yüksek yerde park etmesinin sağlandığı ve hırsızlık olayının da burada meydana geldiğinin anlaşılmasına göre, davalı taşıyıcıya yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda zararın meydana gelmesinde bir kusur izafe edilip edilemeyeceği hususu değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hatalı değerlendirmeyle hüküm tesisi doğru olmamış, bu nedenle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalılar yararına bozulması gerekmiştir” gerekçesi ile bozulmuş, Mahkememizce bozma ilamına uyulmuştur.
Yargıtay bozma ilamından sonra kök raporu hazırlayan bilirkişiden ek rapor alınmış, 25.02.2022 tarihli raporda kök rapordaki görüşler tekrar edilmiştir. Mahkememizce uyulan bozma ilamında, hırsızlık olayında alıcının —– çıkartarak riskli yere park ettirmesi ve hırsızlığın da hırsızlığın burada meydana gelmesi nedeniyle, hasarın meydana gelmesinde alıcı kusurlu kabul edilerek, taşıya mütefarik kusur izafe edilip edilmeyeceğinin değerlendirilmesi istenmiştir. Ancak bilirkişi ek raporda Yargıtay’ın kabulüne göre değerlendirme yapmak yerine, bozma ilamına aykırı şekilde ve somut olayın özelliklerini dikkate almaksızın değerlendirme yapılmış, bu nedenle söz konusu rapora itibar edilmemiş, kusura ilişkin delillerin değerlendirilmesi için teknik incelemeye ihtiyaç bulunmadığından, taşıyıcının mütefarik kusurunun bulunup bulunmadığı Mahkememizce değerlendirilmiştir.
Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere —-‘ teslim şekli itibariyle, taşıyıcının taşıma yükümü taşımaya konu malların dava dışı alıcı firmanın teslim adresine ulaşması ve teslime hazır hale gelmesi ile son bulmuş, böylece yükü boşaltma sorumluluğu teslim alana geçmiştir. Yük teslime hazır olduğu halde, malın alıcısı tarafından yük boşaltılmadığı gibi, —–içinde — noktasında—-bekletilme imkanı olmasına rağmen, alıcının güvenlik görevlileri eşya yüklü tırı fabrika sahası dışında güvenlik riski yüksek yere park ettirmişlerdir. Davacı vekili tarafından ibraz edilen ekspertiz raporunda, —- deposuna bakan noktanın yasa dışı olarak geçimini hırsızlık ve hırsızlık malı satarak geçimini sağlayan çeşitli etnik gruplara ait kişilerin yaşadığı bir yer olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla ——-sahasına giren malı teslim alıp boşaltmadığı gibi, aracın—- müsaade etmemiş, aracı hırsızlıkla geçimini sağlayan etnik kişilerin bulunduğu fabrika sahasının karşısındaki alana parkettirmiştir. Hırsızlık olayı da alıcının fabrika sahası dışında park ettirdiği yerde meydana gelmiştir. Yine ekspertiz raporunda hırsızlığın, sürücünün—- için aracın başında olmadığı sırada, —- gerçekleştiği, hırsızların gündüz vakti olmasına ve olası kontrollere aldırış etmeden olayı gerçekleştirdiği belirtilmiştir. Bu durumda olayın oluş şekli, zamanı ve dosya kapsamına göre olayda taşıyıcının mütefarik kusuru yoktur.
Açıklanan nedenlerle, davalılar davalı——– aleyhine açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı —- aleyhine açılan davanın reddine dair karar; davacının kararı istinaf etmemesi nedeniyle kesinleştiğinden, bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı —- aleyhine açılan davanın reddine dair verilen karar, istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden, bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalılar —— aleyhine açılan davanın reddine,
3-Alınması gereken 80,70 TL karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 1.660,15 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.579,45 TL’nin davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı —– tarafından yapılan 482,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Davalı —- tarafından yapılan 108,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Davalılar—— ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —göre takdir olunan 13.319,86 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalılar —–. vekillerinin yüzüne karşı, davalı sigorta vekilinin yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün süre içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.