Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/224 E. 2022/203 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/224 Esas
KARAR NO : 2022/203 Karar

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/05/2016
KARAR TARİHİ : 15/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkiline—- mülkiyeti —–plaka numaralı otomobilin şirket yetkilisi ——- taraından—– sevk ve idare edilir iken trafik oluşması nedeni ile durduğunu, mülkiyeti davalılardan—- plaka numaralı —– diğer davalı—– şahıs tarafından aynı yerde iken trafikte durmayıp —- müvekkilinin —- arka yönüden çarptığını, ilgili trafik kazası neticesinde müvekkiline— hareket kabiliyetini yitirdiğini ve çok ağır maddi hasar yer aldığını, bu nedenle— bir süre onarım ve bakım işlemlerine tabii tutulduğunu, müvekkiline—dışında sadece ön sağ ve sol — değiştiğini, kaza —kaybına uğradığını,—– masrafları için ———- onarım bakım ve değişiklik yapıldığını, bu bakımdan müvekkiline ait otomobilin çok ağır bir hasar aldığı ve otomobilin çok ciddi değer kaybına uğradığının sabit olduğunu, bu nedenlerle — tarihinde davalılardan—–otomobilin %100 kusuru nedeni ile oluşan trafik kazası sonucu müvekkiline ait otomobilde meydana—— kaybının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine, işbu değer kaybına ilişkin tazminatın kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Daval—- vekili cevap dilekçesi ile özetle; Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. Maddesi gereği; dava öncesi davacılar tarafından başvuru yapılmadığını, dava şartı eksikliği nedeniyle esasa girilmeksizin davanın reddine karar verilmesini, — sigortalandığın—– işlemiyle araçta meydana gelen hasar nedeniyle— sorumluluğunu yerine getirdiğini, bu nedenle ödemede bulunan müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilmesinin söz konusu olmadığını, yapılacak yargılamada kusur durumlarının tespit edilmesi gerektiğini, değer kaybı hesabında— hesaplama yapılması gerektiğini, aracın — katsayısı belli bir düzeyin üstüne— değer kaybetmesinin mümkün olmayacağını, değer kaybının bir aracın satılırken ikinci el değerinin düşmesi karşısında uğranılan zararı belirttiğini, ayrıca davacı aracın— hususunun değer kaybı sorumluluğu açısından değerlendirilmesi için tespiti gerektiğini, değer kaybı taleplerinin teminat dışında bırakıldığını, bu nedenlerle davanın avans faizine yönelik taleplerinin reddi gerektiğini, aleyhinde açılmış haksız ve mesnetsiz davanın sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmaması nedeniyle müvekkili şirket tarafından yapılan ödeme ile sorumluluğunun yerine getirilmesi nedeniyle reddine, masraf ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı —cevap dilekçesi ile özetle; öncelikle müvekkili şirketin işbu dava konusu kazada %100 kusurlu olmadığını, bu hususun delillerin toplanmasına– Dairesi incelemesi sonucu ortaya çıkacağını, davacı yanın aracında iddia edildiği gibi bir değer kaybı olmasının mümkün olmadığını, zira kazanın bahsedildiği gibi büyük bir kaza olmadığını, hasarın da bu denli bir değer kaybına yol açacak oranda olmadığını, sayılan kalemlerin değişimi ve yapılan işlemlerin böylesi bir kazaya bağlı olamayacağnı davacı yanın aracın kazadan öncki hali hazırdaki durumu konusunda dilekçesinde verdiği bilgilerin de gerçeği yansıtmadığını, zira—— sorgusunda dahi aracın birçok kazası olduğunun taraflarınca anlaşılabileceğini, her konuda değer kaybı taleplerindeki ileri sürülen miktarın fahiş olduğunu, — bir kaza nedeniyle bu denli bir değer kaybı miktarının kabul edilebilir olmadığını, bu nedenlerle davanın reddini, ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı —- uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır. HMK’nun 128. Maddesi uyarınca; Süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı şirketin aracı ile karıtığı kazada davalıların sürücüsü, sahibi ve ZMMS sigortacısı oldukları aracın davacı aracına vermiş olduğu hasar nedeniyle değer kaybına ilişkin tazminat istemi olup, uyuşmazlık; tarafların kusur oranı, araçta değer kaybı oluşup oluşmadığı, varsa miktarı, ayrıca poliçe kapsamı, tazminat kapsamında kalıp kalmadığı, her bir davalı yönünden sorumluluk tutarı noktalarında toplanmaktadır.
Mahkememizden—— Karar sayılı ilamıyla kaldırılmakla, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapıldığı görüldü.
———– sayılı ilamında belirttiği—- yürürlükte olmakla birlikte, — Mahkemesinin iptal kararı gereğince Yeni Genel Şartların ” Ek 1. Değer Kaybı Hesaplaması” başlıklı kısmında — kullanılamayacağından İlk Derece Mahkemesince aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş piyasa değeri ile onarılmış haldeki piyasa değeri arasındaki fark esas alınarak değer kaybı belirlenmesi gerektiğinden mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz ve denetime elverişli olmadığı nedenle davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmüştür. ” gerekçesi de dikkate alınarak ek rapor hazırlanmak üzere dosyanın bilirkişi — günsüz tevdine karar verilmiş olup, bilirkişi hazırlamış olduğu raporunda özetle: Davacı aracındaki değer kaybının— olduğu. kök raporunda her hangi bir değişiklik olmadığı kanaatine varılmıştır.
29/07/2021 tarihli bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı anlaşıldığından dosyanın kusur ve hasar alanında uzman bilirkişilerden oluşan yeni bir bilirkişi heyetine tevdii ile — — sayılı ilamında belirttiği “kaza tarihine göre Yeni Genel Şartlar yürürlükte olmakla birlikte,— Mahkemesinin iptal kararı gereğince — Kaybı Hesaplaması” başlıklı kısmında açıklanan hesaplama yöntemi kullanılamayacağından İlk Derece Mahkemesince aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş piyasa değeri ile onarılmış haldeki piyasa değeri arasındaki fark esas alınarak değer kaybı belirlenmesi gerektiğinden mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz ve denetime elverişli olmadığı nedenle davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmüştür. ” gerekçesi de dikkate alınarak dava konusu uyuşmazlığa ilişkin rapor hazırlanmasının istenmesine karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti mahkememize hitaben hazırlamış olduğu raporunda özetle: Dosya kapsamı irdelenmek suretiyle yapılan kusur tespitinde; — sürücüsü davalı—; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun Madde 52/b-c, 56/c, 84/d’ de belirtilen kuralları ve Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin ilgili maddelerdeki kuralları ihlal ederek %100 (YÜZDEYÜZ) oranında kusurlu bulunduğu, — plakalı araç sürücüsü —— Meydana— 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve bağlı Yönetmelik’te belirtilen kurallara riayet ettiği, kazanın oluşumunda alabileceği herhangi bir tedbirin bulunmadığı, kendisine kusur izafe edilmesinin uygun olmadığı için atfı kabil kusurunun bulunmadığı değerlendirilmesi yapılmıştır. Davacıya ait bulunan ——- tarihli kazanın öncesindeki piyasa değeri ile onarıldıktan sonraki piyasa değeri arasında 10.000,00 TL değer kaybı oluşacağı tespit edilmiştir. Değer kaybı zararından davalı —–sorumlu olduğu, davalı —— kaybı ödemesi yapmış olması nedeniyle bakiye değer kaybı zararının 9.148,84 TL olduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporlarının HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir.
——-sayılı kaldırma ilamı doğrultusunda mahkememizce yapılan yargılamada ,her ne kadar dosyanın bilirkişiye tevdii ile aracın hasar görmemiş hali ile onarılmış haldeki piyasa değeri arasındaki fark dikkate alınmak suretiyle ek rapor aldırılmışsa— raporun denetime elverişli olmadığı anlaşıldığından ,dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdii edildiği,— tarihli denetime elverişli olan ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, aracın hasar görmemiş hali ile onarılmış haldeki piyasa değeri arasındaki fark dikkate alınmak suretiyle yapılan incelemede davacının 10.000 TL değer kaybı alacağının oluşacağının bildirildiği,davalı sigorta şirketinin —- yaptığı,bu bedel bakımından hukuki yarar yokluğundan reddine kalan — bakımından davanın kısmen kabulüne,davacının davasını 15.000 TL üzerinden ikame ettiği anlaşılmakla, fazlaya ilişkin kısmın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen KABULÜ ile; 9.148,84 -TL değer kaybı alacağının dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının hakettiği 851,16-TL lik kısım davadan sonra ödenmiş olmakla ve konusuz kaldığından karar vermeye yer olmadığına, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 624,95 TL nin davacı tarafından peşin yatırılan 256,17 TL den mahsubu ile 368,78 TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 2.700,00 TL bilirkişi gideri, 351,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 3.051,00 TL nin davanın kabul edilen kısmına isabet eden 1.860,87 TL si ile 289,67 TL harç gideri toplamı olan 2.150,54 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı—- tarafından yapılan 211,00 TL yarılama giderinin davanın red edilen kısmına isabet eden 70,33 TL’nin davacıdan alınarak davalı ——— verilmesine, bakiye kısmın bu davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan—- ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Red edilen kısım yönünden ; Karar tarihinde yürürlükte bulunan —— vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar—- —- verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan kullanılmayan bakiye kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.