Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/214 E. 2023/76 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/214 Esas
KARAR NO : 2023/76

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 24/03/2021
KARAR TARİHİ : 25/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı—–, 18.04.2011 tarihinde —– arasında imzalanan ticari kredi sözleşmesinde kefil olarak imza attığını, söz konusu kredi bedelinin borçlu —–tarafından ödenmeyince—–kefil—— aleyhine icra takibi başlattığını,—– esas) Takibin devamında—- bankası alacağını davalı firma —– devrettiğini, müvekkilinin imzaladığı kefalet sözleşmesinin haricinde —– arasındaki diğer kredi sözleşmelerinden kaynaklanan borçların da müvekkiline yükletildiğini, Diğer kredi borçlarına ilişkin sözleşmelerde müvekkilinin kefilliğine ilişkin herhangi bir ıslak imzası bulunmadığını, Kredi sözleşmesinin geçerlilik şartlarından birinin, kefil olunan alacağın kefalet sözleşmesinde açıkça tanımlanmış olması ve ayırt edici niteliklerinin belirlenmiş olması gerektiğini, Kefilin sorumlu olacağı azami miktarın gösterilmesinin şart olduğu, kefilin sorumlu olacağı azami miktarın rakamla gösterilmesinin zorunlu olduğu, bu rakamın gösterilmemesi durumunda kefalet sözleşmesinin hükümsüz olduğu, —– kefilin sorumlu olacağı miktarın kefalet sözleşmesinde gösterilmesi gerekliliğinin vurgulandığını, Davacı müvekkilinin, —— arasındaki genel kredi sözleşmesine kefil olarak imza attığında eşi ——(29.09.1999 tarihinde davacı ile evlenmişlerdir.) rızası alınmadığı, ilgili sözleşmede eşi—- ıslak imzasının bulunmadığını, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, eşin rızası olmadan yapılan kefilliğin hukuken geçersiz olduğu karara bağlanmaktadır. TBK 584. Madde hükmü açıktır; “” Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olmasının şart olduğunu, b nedenlerle, müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespit edilmesine, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine, davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Borçlu —— ile dava dışı Temlik eden ——. arasında 18.04.2011 tarihli ve —— Müşteri Numaralı Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, imzalanan sözleşme gereği borçlu —— 60.000,00 TL kredi kullandırıldığını, davacının da bu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, Kredilerin zamanında ödenmeyince temlik eden banka tarafından sayılı hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini, alacağın verilen sürede ödenmeyince borçlular için—–Esas sayılı dosyasından İlamsız Takip başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini,—– Sayılı dosyası alacaklı —– tarafından —– devir ve temlik edildiğini,—— ile dava dışı temlik eden —–arasındaki Genel Kredi Sözleşmesine kefil olarak imza attığında eşinin rızasının alınmamış olduğunu ve sözleşmede eşinin ıslak imzasının bulunmadığını iddia ettiğini, İbraz edecekleri Genel Kredi Sözleşmesinde de görüleceği üzere sözleşme tarihi 18.04.2011 tarihli olduğu, kanunda bu konuda açıklayıcı bir kural bulunmadığı, halen dosya borcunun ödenmemiş olduğu, müvekkil şirketin alacağının bulunduğu, Genel kredi Sözleşmesinde davacının imzasının bulunduğu, bunun dışındaki iddiaların tamamen gerçekdışı ve alacağın tahsilini geciktirme amaçlı olduğunu, davacı borçlu ve dava dışı temlik eden banka ile imzaladığı sözleşmeden kaynaklanan borcunu süresinde ödemeyerek aleyhine icra takibi açılmasına sebebiyet verdiğini, davacı tarafından ikame edilen bu davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, açıklanan nedenlerle; haksız ve hukuka aykırı davanın reddine; kötüniyetli olarak dava açan davacının İİK 72. Maddesi uyarınca %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile Uyuşmazlık davacı ile dava dışı banka arasında imzalana kredi sözleşmesine istinaden davacının temlik alan davalıya 53.860,00 TL borçlu olup olmadığının tespitine yöneliktir.
Davacı vekilinin 24/01/2023 tarihli dilekçesi ile ; Davadan feragat nedeniyle vazgeçtiklerini beyan etmiştir.Davacı vekilinin vekaletnamesinin denetlenmesinde davadan feragat yetkisinin olduğu görülmüştür.HMK’nun 307 – 309 ve devamı maddeleri gereğince feragat davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran, karşı taraf ve mahkemenin muvafakatına bağlı olmayan taraf işlemi olmakla, davacı yanın feragati nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın Feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinden sonra vuku bulduğundan, maktu karar ve ilam harcının üçte ikisi olan 119,93-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 799,87 TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden—— (madde-6) göre hesaplanan ——maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise kesinleştikten sonra yatıran taraflara iadesine,
6-Dava şartı olan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde ——Arabulucu Başvuru Nolu dosyada taktir olunan 1320,00-TL ücretin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde —— Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.