Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/186 E. 2022/826 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/186 Esas
KARAR NO : 2022/826

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/03/2021
KARAR TARİHİ : 27/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Taraflar arasında yapılan taşıma anlaşması gereğince davalı—– tarafından taşıması yapılan ürün hasarlı olarak teslim edildiği, hasarlı tespit edilen koli içerisinde hasar gören ve görmeyen ürünler ayrılarak, koli içerisinde bulunan 22 adet hasarlı ürün davalı—– tarafından teslim alındığı, bedeli de ödenmediği, davalı hem TTK gereğince taşıma esnasında meydana gelen zarardan sorumlu bulunmasına rağmen zararı karşılamaması hem de ürünlerin teslimi zorunlu iken uhdesinde tutarak davacı şirketi daha da zor durumda bırakması sebebiyle işbu davanın açıldığı, şöyle ki; davalı tarafın faaliyet gösterdiği taşımacılık hizmeti gereğince,——takip no.lu— parça kolinin 18.03.2019 tarihinde —– bulunan davacı şirkete ait —– mağazasına teslimat için sevk edildiği, ancak koli içerisinde bulunan ürünler kontrol edildiğinde——adet kolinin içerisine —–olduğu tahmin edilen akışkan bir madde karışarak, kolinin içerisinde bulunan ürünlerin hasar görmesine sebebiyet verdiği, bu sebeple davacı şirket personeli tarafından hasar gören kolinin —— yetkililerine aynı gün geri teslim edildiği, hasarlı koliye ilişkin görüntüler ayrıca mevcut olduğu, kargo taşıyıcıları bakımından kolide hasar meydana geldiği teslimattan önce fark edilmiş olacak ki, diğer 6 koliden farklı olarak bu hasarlı kolinin etrafi ——poşeti ile özel olarak sarılmış ve hasarlı ürün bu şekilde sorumluluktan kurtulmak için kötü niyetli bir şekilde teslim edildiği, ancak davacı şirket çalışanları tarafından kolinin hasarlı olduğu ve içerisindeki ürünlerin zarara uğradığı tespit edildiği, 18.03.2019 tarihinde şube yetkililerine teslim edilen koli ile ilgili inceleme başlatıldığı, koli içerisinde bulunan 55 adet ürünün 33 adedinde hasar olmadığı, 22 adet ür in hasarlı olduğu davalı—–ilgili departmanı tarafından tespit edildiği bu sebeple hasarsız 33 adet ürün müvekkil şirkete iade edilmiş, ancak kalan 22 adet ürüne ilişkin herhangi bir işlem yapılmamış ve bu ürünler uhdelerinde tutulduğu, eşyanın uğrayacağı zıya, hasar veya teslimdeki gecikmeden sorumlu olacağı, bu sebeple zayi olan ürünlerin maliyet fiyatları dikkate alınarak tarafınıza 19.12.2019 tarih —–fatura kesildiği, belirtilen tüm hususlara rağmen davalı tarafça 13.05.2020 tarih —— fatura düzenlendiği, ancak fatura tipi “iade” olarak değil “satış” olarak gösterildiği, buna istinaden davacı şirket tarafından 20.06.2020 – tarih—–iade faturası düzenlendiği, akabinde bu şekilde taraflar arasında bir süre satış ve iade faturaları düzenlendiği, akabinde davalı şirket tarafından —- Noterliği aracılığıyla 24.07.2020 tarih —–yevmiye no.lu ihtarname keşide edildiği, ancak anılı ihtara da herhangi bir cevap alınamadığı, bu sebeple 19.12.2019 tarih —— faturaya istinaden ——takip dosyası başlatıldığı, borçlu tarafın itirazı ile icra takibi durdurulduğu, TTK’ nun 875. Madde düzenlemesi kapsamında taşıyıcı, malın teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içerisinde eşyanın uğrayacağı hasardan sorumlu olacağı, somut olayda ise taşıyan davalı taşıma işini ifa ederken açık olarak özen borcunu yerine getirmediği, teslim edilmek üzere taşınan mallar taşıma esnasında zarar gördüğü, sevkiyatı sağlanan ürün koruması sağlanarak güvenli şekilde paketli olarak teslim edişmişse de, taşıma esnasında kolilerden birine zeytin yağı olduğu tahmin edilen akışkan bir madde karışarak, kolinin içerisinde bulunan ürünlerin hasar görmesine sebebiyet verdiği, Keza 18.03.2019 tarihinde şube yetkililerine teslim edilen hasarlı koli ile ilgili inceleme başlatılmış olup, koli içerisinde bulunan 55 adet ürünün 33 adedinde hasar olmadığı, 22 adet ürünün hasarlı olduğu davalı —– ilgili departmanı tarafından tespit edilmiştir. Bu sebeple hasarsız 33 adet ürün müvekkil şirkete iade edilmiş, ancak kalan 22 adet ürüne ilişkin herhangi bir işlem yapılmamış ve bu ürünler uhdelerinde tutulmuştur. Ürünlerin bir kısmının iade edilerek 22 adet ürünün davalının uhdesinde tutulması ve işbu davanın açıldığı tarihte dahi hala ürünleri davacı şirkete iade edilmemi iade edilmesi konusundaki tüm çabalara karşılık ısrarla ürünlerin iade edilmemesi ve buna rağmen ürün bedelinin de ödenmemesi sebebiyle zararın taşıma esnasında meydana geldiği sabit olup, taşıyan davalının hem bu sebeple hem de ürünleri uhdesinde tutması sebebiyle bedelini ödeme yükümlülüğü söz konusu olduğu, taşıma sırasında meydana gelen zarar sebebiyle ürünlerin zayi olmasına istinaden, davacı şirket tarafından ürünlerin maliyet fiyatlarını dikkate alarak 19.12.2019 tarihinde ——faturayı kesildiği, sözü geçen bu —- davalı taraf süresi içerisinde itirazda bulunmadığı, faturaya karşı ancak tebellüğ edildiği tarihten itibaren 8 (sekiz) gün içinde itiraz edilmesi gerekmekte olup, itirazın süresi içerisinde yapılmamış olması sebebiyle işbu faturaya dair alacak, borçlu tarafından kabul edilmiş sayılacağından kesinleştiği, davacı şirket tarafından düzenlenen bu faturaya dair yasal süresi içerisinde hiçbir itirazda bulunulmamakla birlikte, davalı tarafça yaklaşık 5 ay sonra 13.05.2020 tarih—–fatura düzenlendiği, ancak fatura tipi —- olarak değil “satış” olarak gösterildiği, bu faturanın davacı şirkete ulaşmasıyla birlikte, davacı şirket 20.06.2020 tarihinde borçlu şirkete karşı —– iade faturası düzenlediği, açıklanan nedenlerle borçlunun haksız olan itirazlarının iptali ile tüm alacak yönünden takibin devamına, en aşağı—– 20 icra inkâr tazminatı ile her türlü yargılama gideri ve ücreti vekâletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirket —-çapında kargo taşımacılığı yapan büyük bir ticari şirket olup günde binlerce gönderisi yaptığı, yapılan bu gönderilerle ilgili olarak da gerek iyiniyetli gerek kötü niyetli birçok talep ile de karşılaşıldığı, dolayısıyla davacının tüm bu iddialarının da ispata muhtaç olduğu, kargonun içeriğinde bulunduğu iddia edilen ürünlerin ispat edilmesi, hasar iddialarının doğruluğunun ve işbu hasarın ne denli zarara sebebiyet verdiğinin tespit edilmesi gerektiği, zira davalı şirketin kargo içeriğini bilmesi mümkün olmadığı, davalı şirketin sorumluluğunu kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte, TTK M.886 uyarınca tam tazminata hükmedilebilmesi için zararın meydana gelmesinde taşıyıcının kast ve pervasız davranış kusuru varlığının da ispat edilmesi gerektiği, teslim anında kargonun içeriği ve değeri davalı taşıyana bildirilmediğini, Dolayısıyla talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğu, taşıyıcının sınırlı sorumluluğu prensibine aykırı olduğunu, Tekrardan kaçınmak amacıyla, davalı şirketin sorumluluğunu gerektirecek durumların vuku bulmadığını işbu cevap dilekçemizde açıklamış olması sebebiyle tekrar etmediklerini, bu sorumluluğun ancak TTK M.882 uyarınca kargonun her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme hakkını karşılayan tutar ile sınırlı olduğu, davalı şirketin —– genelinde 800’ü aşkın şubesinin bulunduğunu, her şubenin günde yüzlerce gönderisinin bulunduğunu, Davacının, taşınmak üzere davalı şirkete teslim ettiği kargo hakkında hiçbir açıklamada bulunmadığı ve değer belirtmediği, davacının üçüncü şahıstan satın almış olduğu dava konusu cihazı hasar nedeniyle geri göndermek de istemiş olabileceği, davacının iddia ettiği hasarın taşıma işlemi öncesi veya sonrasında meydana gelmiş olma ihtimali net değilken davacının talep etmiş olduğu bedelin fahiş olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, açıklanan tüm bu nedenlerle davacı tarafın kargoya ilişkin fahiş tazminat talebinin yer ve dayanıksız olduğundan reddinin gerektiği, yargılama esnasında ortaya çıkacak nedenlerle, davanın öncelikle usulü itirazları değerlendirilerek usulden reddine, haksız davanın külliyen reddine, haksız ve kötü niyetli başlatılan takip nedeniyle % 20’den aşağı olmamak üzere niyet tazminatına mahküm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile Davacı tarafça davalı tarafa teslim edilen emtianın hasar görüp görmediği, hasarın oluşmasında tarafların kusurları, davacı tarafça davalı aleyhinde hasara ilişkin tazminat sebebi ile başlatılan icra takibinin davalı tarafça yapılan itirazın iptali koşullarının oluşup oluşmadığından ibarettir.
——Noterliğine yazılan müzekkerelere cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü.
Dosyamız arasına alınan —– Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin 24/08/2020 tarihinde başlatıldığı davalının süresinde 09/09/2020 tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.Davacının; borçlu tarafından yapılan itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesi ile eklenen 5/A maddesi uyarınca arabuluculuk başvurusunda bulunulmuştur. arabuluculuk son tutanağında icra dosya borcunun ödenmesi hususunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin arabuluculuk son tutanağı dosya arasına alınmıştır.
Dosyamız bilirkişi heyetine tevdi edilerek aldırılan bilirkişi raporunda özetle ; Dava konusu kolinin —– amblemi olan ambalaj naylonu ile sarıldığı, ambalaj naylonunda deformasyon gözlenmediği, ambalaj naylonu ile sarılı olarak taşınan bir kolinin ambalaj deformasyonu olmadan somut olayda olduğu gibi —maruz kalmasının mümkün olmadığı,—-maruz kalan koli içerisinde yer alan tekstil ürünlerinin de —-maruz kalıp hasar gördüğü, Dava konusu kolinin üzerinde yer alan ambalaj naylonu ite sarılması işleminin—maruz kalmasından sonra yapıldığı. otuşan hasarın tazmininden, üstlendiği taşıma işinin tabi olduğu kurallara göre davalı kargo şirketinin mesul olduğu, bu bağlamda hasar tutarı 3.458.49 Buro ve karşılığı da hasar tarihi itibariyle 21.448.17 TL olmakla birlikte, davalının üstlendiği taşıma işinin tabi olduğu kurallara göre tazminat bağlamında sorumluluğunun 16.732.88 VI.. / 2.698.15 Euro ile sınırlı kalacağı, Davalının 30.07.2020 tarihi itibari ile mütemerrit olduğu, Davacının 24.08.2020 takip tarihi itibari ile 2.698.15 Euro asıl alacak. 2.25 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.700,40 Euro faizli alacağının olduğu, Bu itibarla davacının takipte 1.038,35 Huro faiz ve asıl alacak ile ilgili fazla talebinin söz konusu olduğu, Derdest davanın kabul edilmesi ve talebin haktılığına hükmedilmesi halinde ise davacının bu alacağına miktarı infaz aşamasında belirlenmek üzere davanın dayandığı takip tarihinden itibaren talep paralelinde hesaplanan 2.698,15 FCuro asıl alacağına 3095 Sk. nun 4489 SK. nun ile değişik 4a maddesi gereğince birer yıllık dönemler itibariyle vadeli USD doları ve Euro hesaplarına Devlet Bankalarınca uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden kademeli olarak basit üsülde (3095 SK. m.3) temerrüt faizi hesaplamasının yapılabileceği, davacı tarafça talep edilen İcra İnkar Tazminatının ve Davalılar taraftnca talep edilen Kötü Niyet Tazminatının mahkemenin takdirinde bulunduğu kanaatine varıldığına dair raporu mahkememize sunmuşlardır.
Dosyamız bilirkişi heyetine tevdi edilerek aldırılan bilirkişi raporunda özetle ; Tarafların Ticari Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup, Tutulmadığı Yönünden: Mahkemenin vermiş olduğu görev kapsamında davalı tarafın ticari defterleri 10.06.2022 tarihinde Sayın Mahkeme kaleminde yapılan incelemede; taraflar arasında ticari ilişkinin bulunmadığı, herhangi bir açık hesap kaydına ve borç alacak bakiyesine rastlanmadığı, davalı şirketin 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış onayları ile —-onaylı Yevmiye ve Defter-i Kebir beratlarının süresinde alındığı, T.T.K ve V.U.K hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, Davacı tarafın ise; 17.11.2021 tarihli KÖK raporda —Bilirkişi —–tarafından incelenmiş olup özetle; ıri defterlerin VUK ve TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, açılış kapanış onayları ile —- onaylı Yevmiye ve Defter-i Kebir beratlarının süresinde alındığı ve davacı lehine delil niteliği taşıdığının tespit edildiğini, Davacının Alacak Talebi ve Davalının İtirazları Yönünden: taraf vekillerinin 17.11.2011 tarihinde düzenlenen kök rapora vaki itirazları içerisinde teknik yönden daha önce açıklanan görüşlerinde değişikliğe gidilmesini gerekli kılacak herhangi bir hususun bulunmadığının değerlendirildiğini, Raporun 4.d bölümünde incelenen ihtarnamede davalıya tebliğ şerhinin 27.07.2020 tarihli davacının faiz talebine ilişkin mahkemenin temerrüt şartlarının oluştuğu yönünde hüküm tesis etmesi halinde detayı bulunan tabloda 2,49 EURO tutarında faiz hesaplandığı, mahkeme’nin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması münasebetiyle, takip sonrasında davacı alacağı için 3095 s.k 4/a maddesi kapsamında yıllık % 1,25 faiz talep edebileceğinin değerlendirildiğini, icra inkâr tazminatı ve sair hususların yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı kanaatlerini belirten raporu mahkememize sunmuşlardır.Uyuşmazlık emtia taşıma sözleşmesinden kaynaklanmakla tarafların sorumluluklarının ve bu sorumluluklarını yerine getirmemeleri halinde doğacak hakları ve borçları ile bunların sınırlarının belirlenmesi yani ihtilafın çözümü için 6102 sayılı TTK’nın 850 vd. madde hükümlerinin tatbiki gerekmektedir.
Somut uyuşmazlığın çözümüne geçmeden taşıma işlerine ilişkin düzenlemelerle ilgili genel bir açıklama yapılmasında yarar görülmektedir.
Taşıma nedeni ile meydana gelen ziya ve hasar sonucu oluşan zararın tazmininden söz edilebilmesi için öncelikle taşıyıcının sorumluluğunun belirlenmesi, sorumluluğun doğması halinde ise tazmin edilecek zararın kapsamı ve sınırlarının belirlenmesi gerekmektedir.TTK’nın 875. maddesi gereğince taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Taşıyıcı ancak TTK’nın 875/2, 876 ve 878. maddesinde gösterilen hallerin mevcudiyetini ispat etmek suretiyle mesuliyetten kurtulabilir. Taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda ise tazmin edilecek zararın kapsamı ve sınırları TTK’nın 880. maddesi gereğince belirlenecek olup bu tazminat, eşyanın zıyaı hâlinde, onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre belirlenmesi gerekmektedir. Maddenin 3. fıkrasında ise eşyanın değerinin piyasa fiyatına göre bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre tayin edileceği belirlenmiştir. Eşya, taşımak üzere teslimden hemen önce satılmışsa, satıcının faturasında taşıma giderleri mahsup edilerek gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğu varsayılır.
Bu şekilde belirlenerek ödenecek tazminat ise 6102 sayılı TTK 882. maddesine göre, 880. ve 881. maddeleri uyarınca, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. Gönderinin münferit parçalarının zıyaı veya hasarı hâlinde taşıyıcının sorumluluğu; gönderinin tamamı değerini kaybetmişse tamamının, gönderinin bir kısmı değerini kaybetmişse, değerini kaybeden kısmının, net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. Özel Çekme Hakkı, eşyanın taşıma amacıyla taşıyıcıya teslim edildiği tarihteki veya taraflarca kararlaştırılan diğer bir tarihteki,—- Bankasınca belirlenen değerine göre Türk Lirasına çevrilir.
Ancak TTK’nın 886. maddesi uyarınca taşıyıcı veya TTK’nın 879. maddede belirtilen kişiler zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiil veya ihmalle sebebiyet verdiklerinin ispat edilmesi halinde sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamayacaklardır.
Davacı ile davalı arasında yapılan taşıma anlaşması gereğince, davacının davalının mallarını taşıdığı,ancak taşıma esnasında taşımaya konu 22 adet malın hasar gördüğü,hasarlı mallara ilişkin bedellerin ödenmemesi üzerine, davacı tarafça davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebiyle, davacı tarafça mahkamemizde dava açıldığı,yapılan yargılama neticesinde, hazırlanan kök ve ek bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere, dava konusu kolinin —– kargo amblemi olan ambalaj naylonu ile sarıldığı, ambalaj naylonunda deformasyon gözlenmediği, ambalajı naylonu ile sarılı olarak taşınan bir kolinin ambalaj deformasyonu olmadan somut olayda olduğu gibi ——maruz kalmasının mümkün olmadığı, ——maruz kalan koli içerisinde yer alan tekstil ürünlerinin de—- maruz kalıp hasar gördüğü, dava konusu kolinin üzerinde yer alan ambalaj naylonu ile sarılması işleminin kolinin —- maruz kalmasından sonra yapıldığı. oluşan hasarın tazmininden, üstlendiği taşıma işinin tabi olduğu kurallara göre davalı kargo şirketinin mesul olduğu, bu bağlamda hasar tutarı 3.458.49 Euro ve karşılığı da hasar tarihi itibariyle 21.448.17 TL olmakla birlikte, davalının üstlendiği taşıma işinin tabi olduğu kurallara göre tazminat bağlamında sorumluluğunun 16.732.88 TL karşılığı, 2.698.15 Euro ile sınırlı kalacağı, davalının 30.07.2020 tarihi itibari iİle mütemerrit olduğu, davacının 24.08.2020 takip tarihi itibari ile 2.698.15 Euro asıl alacak. 2,.25 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.700,40 Euro alacağının olduğu, davaya konu olayda, taşınmak üzere davalının uhdesinde geçen ve alıcısına teslim edilmek üzere ambalajına herhangi bir çekince konulmadan teslim alınan kargo içeriğinin sipariş evsafına uymamasına ya da gönderiden farklı bir ürün çıkmasına veya alıcısı tarafından kabul edilmemesine bağlı zarar değil, sevkiyat sürecinde veya aktarma merkezlerinin birinde vuku bulan ve davalı kargo şirketini varış şubesinde; “hasarlı olduğu tespit cdilen” ve davalının uhdesinde kalan konfeksiyon ürünleri söz konusu olduğundan. oluşan hasarın kargo içeriğinin bildirilmemesinden kaynaklandığını veya davalının tazminat bağlamında davacı karşısında kendisini, mesuliyetten kurtarabilecek beyyinelerin herhangi birinden istifade edebileceğini söylemenin mümkün olmadığı, dolayısıyla davalının oluşan hasarın, kargo içeriğinin bildirilmemesinden kaynaklı olduğu veya tazminat bağlamında davacı karşısında kendisini mesuliyetten kurtarabilecek beyinnelerin herhangi birinden yararlanabileceğine ilişkin ispat yükünü de yerine getiremediği alnaşılmakla davanın kısmen kabulüne, alacak yargılamayla belirlendiğinden, icra inkar tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının DAVASININ KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE ile Davalı borçlunun—– Esas sayılı dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, takibin 2.698,15 EURO asıl alacak, 2,25 EURO TL işlemiş faiz, olmak üzere toplam 2.700,40 EURO üzerinden takibin devamına, takip tarihinden itibaren bu bedele 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince faiz uygulanmasına,
Alacak yargılamayla belirlendiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 1.671,69-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 407,98-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 1.263,71-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden —– (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan—- maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden —–göre vekalet ücreti red edilen miktarı geçemeyeceğinden —– vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 407,98-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 467,28TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
6-Davacı tarafından yapılan; 5.200,00-TL Bilirkişi ücreti, 262,60-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 5.462,60-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 4.019,79-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
7- Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise karar kesinleştikten sonra yatıran taraflara iadesine,
8-Dava şartı olan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde—- Arabulucu Başvuru Nolu dosyada taktir olunan 1.320,00-TL ücretin kısmen kabul kısmen red oranı dikkate alınarak 971,35 TL’lik kısmın davalıdan, 348,65 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde —–Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.