Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/163 E. 2022/342 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/163 Esas
KARAR NO : 2022/342

DAVA :Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 03/03/2021
KARAR TARİHİ : 21/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı firma ile banka arasında imzalanan —— Kredi Sözleşmesi kapsamında iş bu firmaya —— kullandırıldığı, kredi ödemelerinin aksatılması üzerine hesapların —- tarihinde kat edildiği ve muaccel hale gelen borçların ödenmesinin talep edildiği, söz konusu ihtarnameye rağmen borçların ödenmediği, bunun üzerine —-. sayılı dosyası üzerinden yasal takibe geçildiği davalıların yapmış olduğu itirazların bir dayanağının olmadığı, dava tarihi itibarı ile takipteki 6.675,00 TL tutarlı çek depo talebinin bankanın takibe konu —– ödeme yükümlülüğü yasal olarak sona erdiği için 6.675,00 TL tutarın iş bu davaya konu edilmediği, itirazın iptaline ve takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ve eki belgelerinin takibe dayalı belgeler olmadığı, bu nedenle inceleme ve yargılamanın icra dosyasındaki takip talebi ve ödeme emrinde gösterilen belgelerle sınırlı yapılması, kefil ———-kefaletinin geçersiz olduğu, kefalet ilişkisinin 6098 Sayılı TBK’nun kefalet sözleşmesine uygun olmadığı, kredi sözleşmesinin usule uygun kat edilmeden icra takibi başlatıldığı, kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediği, kat ihtarından önceki süreçte bankanın İİK hükümlerine aykırı davrandığı, anapara borcunun ve kat ihtarına kadar hesaplanan alacakların kanuna aykırı hesaplardığı, belirtilerek, davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı vekili dava dilekçesinde,—– sayılı icra dosyasını, —–Sözleşmesi ve tüm sözleşmeleri, ——- muvafakatnamesini, faiz oranlarını, nakit kredi kullandırım talimatını, ödeme planını, hesap hareketlerini, kredi kartı ekstrelerini, banka kayıtlarını, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde, —–. sayılı icra dosyasını, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarını, banka kayıtlarını, banka ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davaya konu, —- sayılı icra dosyası celbedilmiş, incelenmesinde; davacı banka tarafından davalılar aleyhine toplam——- nakit alacağın tahsili, 6.675,00-TL gayri nakit alacağın depo edilmesi için ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin —— tarihinde tebliğ edildiği, borçlular vekilinin——- tarihli kararı ile takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Tüm deliller toplandıktan ——– kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi de verilerek bankacı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bankacı bilirkişi —–tarafından hazırlanan —— bilirkişi raporunun sonuç bölümünde; takip tarihi itibariyle davacı bankanın davalı firma ve kefilden ————- —- masraf olmak üzere toplam —– edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Aynı bilirkişiden itirazların değerlendirilmesi ve gayri nakdi alacak yönünden 07.03.2022 tarihli ek rapor alınarak taraflara tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı banka tarafından davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
İİK 67/1.maddesine göre “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”
Taraflar arasındaki Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi İrdelendiğinde;
Davacı Banka ile davalı-asıl borçlu —— imzalandığı; 11.01.2013 tarihli sözleşmeye davalı—— sözleşmeye davalı——— kefaletlerinin bulunduğu görülmektedir.
Faiz Hususu İrdelendiğinde; 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 88 ve 120 maddelerinde temerrüt faizine sınırlamalar getirilmiştir. Yürürlük Kanunun 7. Maddesine göre söz konusu hüküm 01/07/2012 tarihinden önce başlatılmış takiplerde de uygulanacaktır. Ancak 6102 sayılı TTK’nun 8. Maddesine göre ticari işlerde faiz serbestisi ilkesi geçerlidir. Ticaret Kanunu Borçlar Kanuna göre daha özel bir kanundur. Aynı tarihte yürürlüğe giren bu özel kanunlar arasındaki farklı nitelikteki hükümler söz konusu olduğundan daha özel nitelikteki 6102 sayılı TTK hükümlerinin dikkate alınarak faiz oranının belirlenmesi gerekir. Mahkememizce Türk Borçlar Kanunu’nun 88. ve 120. Maddesindeki sınırlamaların uyuşmazlıkta uygulanamayacağı taraflar arasındaki kredi sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerekeceği düşünülmüştür.
Taraflar arasında düzenlenen davaya konu —- 11.b maddesinde, temerrüt halinde bankaya muacceliyet tarihinde yürürlükte olan en yüksek faiz oranına %50 ilavesi ile uygulanacak temerrüt faizinin tatbik edileceği kararlaştırılmıştır. Bilirkişi tarafından — doğrultusunda davacı bankanın %40,50 temerrüt faizi talep edebileceği kararlaştırılmıştır.
Kredi sözleşmesine dayanılarak yapılan takiplerde alacak hesabı yapılırken; Kredi sözleşmesindeki hüküm nedeniyle davacı bankanın kayıt ve belgelerinin esas alınması hesabın kat edildiği tarih itibariyle davacı banka alacağının belirlenmesi bu miktara kat tarihinden temerrüt tarihine kadar akdi faiz ve faizin gider vergisi hesaplanıp—- edilerek temerrüt tarihindeki asıl alacağın bulunması, bu alacağa takip tarihine kadar temerrüt faizi ve —- işletilerek takip tarihindeki toplam alacak miktarının bulunması, takip tarihinden sonra yapılan ödemeler var ise bunların öncelikle masraf ve faizlere mahsubunun yapılması ve dava tarihindeki alacak miktarının belirlenmesi gerekir. Bu genel açıklamalar doğrultusunda somut uyuşmazlık irdelenmiştir.
Davalı borçlu davalı-asıl borçlu—–kullanmış, 7.taksidi ödememiştir. Bilirkişi hesaplamasına göre, davacı bankanın hesap kat tarihi itibariyle 85.053,43 TL nakit krediden kaynaklı alacağının bulunduğu görülmektedir. Ancak davacının talebi 85.017,62-TL’dir.
Davacı banka, kredinin 7.taksitinin ödenmemesi üzerine taraflar arasındaki Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesindeki muacceliyet kaydına dayanarak —-ihtarnamesin hesapları kat ederek alacaklarının 1 gün içinde ödenmesi ihtar etmiş, hesap kat ihtarnamesi 31.12.2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Ödeme için verilen 1 günlük süre verildiği, bir gün sonrası resmi tatil olduğu için temerrüt tarihi 03.01.2020 tarihidir. Bilirkişi raporuna göre takip tarihi itibarıyla davacı bankanın alacaklar toplamı 91.361,97-TL’dir
Taleple bağlılık kuralı dikkate alınarak bilirkişi tarafından icra takip tarihi itibariyle yapılan hesaplamaya göre; davacı banka davalı-asıl borçlu — işlemiş akdi ve temerrüt faizi, —- alacaklı görünmektedir. Diğer davalı—- kefaletinden dolayı borcun tamamından sorumludur.
Bilirkişi raporu fennî sıhhati haiz, dosya kapsamı ile uyumlu, denetime elverişli ve Yargıtay içtihatları ile uyumlu bulunduğundan hükme esas alınarak, davalı borçlular aleyhinde başlatılan —–.sayılı sayılı icra takip dosyasında, 85.017,62-TL asıl alacak, 4.144,61-TL işlemiş akdi ve temerrüt faizi,— üzerinden davalı borçluların yapmış olduğu itirazın iptali gerekeceği sonucuna ulaşılarak, bu bu miktar yönünden yapılan itirazın iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, %40,50 oranında temerrüt faizi ve %5 gider faizi uygulanmasına karar vermek gerekmiştir.
Davalılar vekili kefaletin geçerli olmadığını ve hesap katının usulüne uygun tebliğ edilmediğini ileri sürmüştür. Hesap katı birlikte çalışan — tebliğ edilmiş olup, usulsüz tebligat iddiası yerinde görülmemiştir. Davalılar vekili kefaletin geçersizliğine ilişkin iddiasını somutlaştırmamış, yapılan incelemede davalı— kefaletinin yasaya uygun ve geçerli olduğu anlaşılmıştır.
Gayri nakdi kredi yönünden ve davalılar vekilinin usulüne uygun hesap kat ihtarı yapılmadığı iddiasıyla itirazı doğrultusunda ek rapor alınmışsa da, davacı dilekçesinde dava tarihi itibariyle bankanın takibe konu çek riskleri yönünden ödeme yükümlülüğü yasal olarak sona erdiğinin belirtilmesi, hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmesi nedeniyle ek rapor hükme esas alınmamıştır.
İİK 67/1.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talep etmiş olup, kabul edilen miktar yönünden ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar yerleşik Yargıtay kararları uyarınca likit kabul edildiğinden davacı lehine İİK’nun 67. maddesindeki %20’si oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde kötü niyet talep etmiştir. Reddedilen kısım için kötü niyet tazminatına karar verebilmek için takibin haksız olması yeterli olmayıp, davalının davacının takibi yaparken kötü niyetli olduğunu ispatlaması gerekir. Davalı taraf davacının kötü niyetli olduğunu ispatlayamadığından davalının kötü niyet tazminatının reddine karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
1——– Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte davalı borçluların; 85.017,62-TL asıl alacak, 4.144,61-TL işlemiş akdi ve temerrüt faizi, — 995,00-TL masraf olmak üzere toplam 90.364,46-TL’lik nakdî alacak miktarına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin bu miktar alacak üzerinden asıl alacağa işleyecek %40,50 oranında temerrüt faizi ile faizin %5 gider vergisi ile kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin itirazın iptali talebinin reddine,
2-İtirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen toplam alacak miktarın 90.364,46-TL’nin %20’si oranında (18.072,89-TL) icra inkâr tazminatının davalı borçlulardan alınarak davacı alacaklıya verilmesine,
3-Şartları oluşmadığından davalı vekilinin icra kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gereken 6.172,80 TL karar harcının, davacı tarafından peşin yatırılan 1.069,92 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.102,88 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 1.099,50 TL yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 1.087,63 TL’si ile 1069,92 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı toplamı 2.216,85 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — göre takdir olunan 12.534,62 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Davalılar kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan— göre takdir olunan 986,41 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, davanın kabulüne karar verilen kısmı yönünden gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere, davanın reddine karar verilen kısmı yönünden miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı