Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/149 E. 2023/935 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/149 Esas
KARAR NO: 2023/935 Karar
DAVA: Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 25/02/2021
KARAR TARİHİ: 23/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesi ile özetle; müvekkili hakkında davalı tarafından——– Esas sayılı dosyası ile faturaya dayalı olarak ilamsız takip yolu ile icra takibine başlandığını, fakat müvekkilinin davalıya borcunun olmadığını, müvekkilinin yeni kuracağı iş yerine alacağı sanayi tipi buzdolabı ve diğer ekipmanların alınması konusunda davalı ile sözlü olarak anlaştığını, anlaşmaya göre davalı taraf müvekkilinin istediği ekipmanları teslim ettiğini, müvekkili ise anlaştıkları gibi davalıya çek ve nakit olmak üzere ödemesini yaptığını, müvekkilinin davalı tarafa; 30.11.2018 Tarihli 10.000 TL bedelli ——– ait ——— numaralı ve yine 30.12.2018 tarihli 10.000 TL bedelli ——– ait ——- numaralı çek ve yine 30.01.2019 15.000 TL bedelli ——— ait çek ile birlikte ———– Bankası’nın 27.09.2018 tarihli dekontu ile 15.000 TL nakit olmak üzere toplam 50.000 TL ödeme yaptığını, müvekkilinin davalıdan aldığı mal bedeli toplamı ise 24.10.2018 Tarihli 15.000 TL bedelli , 30.10.2018 Tarihli 6.195 TL bedelli, 28.12.2018 Tarihli 13.065 TL bedelli, 24.10.2018 Tarih 20.000 TL bedelli faturalar karşılığı toplam 54.260 TL olduğunu, kalan bakiye ödemesi ise müvekkili tarafından elden peşin ödeme olarak davalı tarafa sözlü anlaşma yapıldığında verildiğini, davalının müvekkilinden alacağı olmamasına rağmen davalı taraf haksız ve dayanaksız olarak müvekkili hakkında ——— Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yolu ile takip başlattığını ancak müvekkilinin süresinde takibe itiraz edememesi üzerine takibin kesinleştiğini, müvekkili hakkında usulsüz tebliğ itirazı———Bölge adliye Mahkemesi’nin kararı ile ortadan kaldırıldığını, müvekkilinin halen icra baskısı altında olduğunu, bu sebeple de dava sonuna kadar icra takip dosyasının durdurulması için adı geçen dosyanın tedbiren durdurulmasını talep ettiği anlaşılmıştır.

CEVAP: Davalı vekilinin sunduğu cevap dilekçesi ile özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde belirtmiş olduğu ödemelerin 27.09.2018 tarihli sipariş formuna ilişkin olduğunu, 50.000,00 TL tutarın belirtilen ürünler karşılığı ödendiğini, sipariş formuna revize edilerek eklenen bulaşık makinesi bedeli olan 6.195,00 TL ile 28.12.2018 tarihli 13.065,01 TL tutarlı faturadan kaynaklanan toplam 19.260,01 TL tutarındaki alacağa ilişkin ödeme yapılmadığını, elden ödeme yaptığını iddia eden davacı taraf işbu iddiasını HMK m. 200 uyarınca senetle ispat etmek zorunda olduğunu, dava konusu borca ilişkin tarafları tarafından başlatılan ——–E. Sayılı dosyasına borçlu tarafından itiraz edilmediğini akabinde ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu iddiası ile şikayet yoluna başvurulduğunu, İlk derece mahkemesinde çıkan kararın taraflarınca İstinaf edilmesiyle ———- Sayılı kararı ile tebligatın usule ve hukuka uygun olduğu kesinleştiğini tüm bu nedenlerle haksız davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibariyle; satış sözleşmesi kapsamında davacıya teslim edilen malların bedelinin ödendiği iddiasına dayalı İİK m.72 hükmü gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Dava basit yargılama usulüne tabi olup, teati aşaması tamamlandıktan sonra deliller toplanmış, davacı tarafından yemin deliline başvurulması sebebiyle bu usul izlenerek yargılama sonuçlandırılmıştır. İcra dosyası, vergi dairesi ve ticaret sicil müdürlüğü kayıtları celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiş, davacının yemin deliline başvurması sebebiyle davalı şirket yetkilisine yemin eda ettirilmiştir.Davacı vekilinin ihtiyati tedbir istemine ilişkin olarak tensiben kurulan geçici karar ile dava konusu miktar üzerinden %15 oranında teminat yatırılması halinde icra müdürlüğüne müzekkere yazılarak icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda İİK’nun 72/3 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmiş ancak icra dosyasında ihtiyati tedbir kararının uygulanmadığı görülmüştür.Borçlu olunmadığının tespiti istemine konu ———- Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine 19.260,01 TL cari hesap, 1.677,20 TL işlemiş faiz, 700,00 TL ilam vekalet ücreti ve 219,10 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 2.856,31 TL alacağın tahsili için 16/11/2020 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun geç itirazı ile birlikte icra dosyasından gönderilen ödeme emrinin usulsüz olduğuna ilişkin şikayetinin ———sayılı ilamı ile kabul edildiği ancak ——–Sayılı ilamı ile ilamın kaldırılmasına kesin olarak karar verildiği, icra dosyasında itiraz bulunmaması ve mahkememizce verilen ihtiyati tedbir geçici hukuki koruma kararının uygulanmaması sebebiyle yapılan cebri icra işlemleri neticesinde icra dosyasının infazen kapatıldığı anlaşılmıştır. Konunun incelenmesinin uzmanlık gerektiren yönleri olması ve taraflarca delil olarak ticari defterlere dayanılmış olması sebebiyle dosya mali müşavir ——— ile Nitelikli hesaplamalar uzmanı ——– oluşan heyete tevdi edilmiş; ancak bilirkişi ücretinin yatırılmaması ve belirlenen inceleme gününde ticari defterin hazır edilmemesi sebebiyle inceleme yapılamadığı görülmüştür.Mahkememizin 26/04/2022 tarihli duruşmasında davacı vekiline yemin deliline başvurup başvurmayacağı hususunda 2 haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekili sunduğu 10/05/2022 tarihli dilekçe ile yemin deliline dayanacağını bildirerek yemin metnini sunmuş, davalı şirket yetkilisine usulüne uygun yemin daveti tebliği yapılmış, 23/11/2023 tarihli duruşmada kendisine teklif edilen yemini eda etmeye hazır olduğunu metni aynen tekrar ederek yemin etmiş ve beyanında “Bana sorrmuş olduğunu , ——— E.sayılı dosyasındaki icra takip tarihi itibariyle takibe konu edilen hususlarda alacaklı olduğuma dair namusun, şerefim ve kutsal saydığım değerler üzerine yemin ederim.” diyerek yemin etmiş, davalı şirket yetkilisine yemininde sebat edip etmediği sorulmuş ve yeminde sebat ettiğini beyan etmiştir.Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında yazılı olmayan satış sözleşmesi kapsamında kurulan ticari ilişki kapsamında başlatılan takip tarihi itibariyle davalı yanın davacıdan cari hesaba dayalı muaccel bir alacağı olup olmadığı varsa miktarı bu kapsamda davacının İİK m.72/3 hükmü gereğince borçlu olup olmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatının koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları ve eda edilen yemin doğrultusunda, taraflar arasında ——— eşya satışına ilişkin yazılı olmayan sözleşme kapsamında ticari ilişki kurulduğu, davacının alıcı, davalının ise satıcı olduğu, davacı tarafından kendisine yüklenen bilirkişi delil avansının süresi içerisinde mahkeme veznesine depo edilmediği gibi belirlenen günde ticari defter ve kayıtların hazır edilmediği, bunun üzerine, mahkememizce davacıya delil listesinde dayanmış olduğu yemin deliline başvurup başvurmayacağının hatırlatıldığı, davacı tarafın yemin deliline başvurması ve verilen süre içerisinde davacı tarafından sunulan yemin metni dosya kapsamında mahkememizce düzeltilerek davalı şirkete tebliğ edilmiş ve davalı şirket yetkilisi tarafından yemini eda etmeye hazır olduğunu bildirilerek metin içeriği doğrultusunda düzeltilen hususlarda yemin etmiş ve sonrasında yemininde sebat ettiği görülmüş, HMK.225.vd.maddeleri uyarınca, yeminin kat’i delil niteliğinde olduğu hususu değerlendirildiğinde davacının borçlu olmadığını ispat edemediği değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiş; her ne kadar mahkememizce ihtiyati tedbir hükmü kurulmuş ise de tedbirin uygulanmadığı, icra dosyasında işlemlerin devam ettiği ve borcun tamamen ödenmesi sebebiyle infazen kapatıldığı dolayısıyla davalının alacağına geç kavuşmadığı anlaşıldığından davalı yanın koşulları bulunmayan tazminat isteminin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Şartları bulunmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
3-Alınması gereken 269,85 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 358,00 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 88,15‬ TL’nin davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde ——— Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.23/11/2023