Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/13 E. 2021/1025 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/13 Esas
KARAR NO : 2021/1025
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/01/2021
KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında —- dair ticari alışveriş yapıldığını, ticari alışveriş kapsamında müvekkili tarafından verilen hizmet ve ürünler nedeniyle —– bedelli takibe dayanak faturalar kesildiğini, müvekkilinin faturalardan kaynaklı bakiye alacağının tahsili için — dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının kötü niyetli itirazı nedeniyle takibin durduğunu, takibe esas faturalardan —-tutarındaki faturanın davalı firma tarafından iade edilip müvekkili firma tarafından kabul gördüğünden söz konusu faturaya ilişkin bu aşamada herhangi bir alacak taleplerinin bulunmadığını, diğer alacak kalemleri olan —- tutarlarındaki faturalar bakımından takibin devam ettiğini, dava şartı olan arabuluculuk kurumuna taraflarınca başvuru yapıldığını, tarafların anlaşamadığına dair son tutanak tutulduğunu, taraf vekilleri arasında — tarihli Protokol yapıldığını ve —-için anlaşmaya varıldığını, imzalanan — için elden peşin ödeme yapılacağı, — vekalet ücreti olan— elden ödendiğini, ayrıca ilk üç taksit toplamı —- ayrı ayrı ödendiğini, ancak davalının daha sonra protokole uygun davranmadığını ve ödemelere devam ettirmediğini, bakiye alaklarının protokole göre — olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının— Sayılı dosyaya yapmış olduğu itirazının iptali ile — üzerinden takip tarihi —- itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte takibin devamına, davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin ve tensip zaptının tebliğ edildiği, davaya cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER :
Davacı vekili dava dilekçesinde; —— sayılı takip dosyasını, takip dayanağı faturaları, uzlaşma protokolünü, hesap hareketlerini, yazışma, sözleşme ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi vermediğinden delil olarak göstermemiştir.
Davaya konu —- incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine—– asıl alacak üzerinden ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrinin — tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin — tarihli itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde ibraz edilen — uyarınca düzenlenen —– sayılı takip dosyasına konu borca ilişkin alacaklı vekili ve borçlu vekilinin uzlaştığı, buna göre; takip konusu — bedelli faturanın alacaklıya iade edildiği, kalan iki faturaya ilişkin borcun ferileriyle birlikte —–üzerinden uzlaşmaya vardıkları, ancak uzlaşmanın alacaklı ve borçlu tarafından onaylanmaması nedeniyle ilam niteliğine kavuşmadığı görülmüştür.
Tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, davalı taraf defterlerini ibraz etmediğinden, davacı şirket defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda mali müşavir —tarafından hazırlanan —- tarihli bilirkişi raporunda ödemeler mahsup edilmediğinden aynı bilirkişiden—-tarihli ek rapor alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından faturaya dayanarak davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafın süresinde itirazı üzerine İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır.
İİK 67/1.maddesine göre “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”
Takibe konu alacak fatura alacağıdır. Faturanın TTK.da tanımına yer verilmemiştir. Vergi Usul Kanunu 229.maddesinde fatura, “Satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir vesika”olarak tanımlanmıştır.
TTK 21/1.maddesine göre, ‘Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir” TTK 21/2.maddesine göre ‘Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır’.
—–fatura sözleşmenin yapılmasıyla ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir…” denilmiştir.
Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle faturaya dayalı alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir. İtirazın iptaline konu icra dosyasındaki takip talebinde borcun sebebi olarak —— dayanılmıştır. Davacı taraf, takip dayanağı faturalara ilişkin sözleşmesel ilişkinin varlığını, faturalara mal ve hizmetlerin verildiğini, faturaların davalıya tebliğini yazılı belgelerle ispatlayamamıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, taraf vekilleri arasında yapılan protokol doğrultusunda davalı tarafın — bedelli fatura iade edildiğinden takip dayanağı —- bedelli faturalar yönünden takibin devam ettiğini, davalının protokol sonrası haricen yaptığı ödemeler düşüldükten sonra takipte davacının —– alacağının kaldığını ileri sürerek, bu miktar üzerinden takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf icra takibine itiraz ettikten sonra, alacaklı ve borçlu vekili bir araya gelerek takip dayanağı — faturadan — bedelli faturanın iade edildiğini kabul ederek, takip dayanağı — tutarlı faturaların ödeme planı yönünden uzlaşmaya varmışlardır. Böylece davalı taraf takip dayanağı — faturalara ilişkin akdi ilişkiyi ve fatura konusu malın teslimini kabul etmiştir.
Ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlık noktaları tespit edildikten sonra tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, ticari defterlerin belirlenen inceleme gününde ibrazı için kesin süre verilmesine, defterini ibraz etmeyen tarafın defter ibraz etmekten kaçınmış sayılarak, defterlerini ibraz edenin kayıtlarının incelenmesi ile yetinileceğinin ihtarına karar verilmiş, davacı taraf defterlerini ibraz etmiş, davalı ise yapılan meşruhatlı ve ihtaratlı tebligata rağmen ticari defterlerini ibraz etmemiştir.
Mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan — tarihli bilirkişi raporunda, davacı tarafça takipten sonra yapılan ödemelerin tamamı düşülerek hesaplama yapılmadığı için aynı bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, —- tarihli ek raporda; davacının ticari defter ve kayıtlarına göre, takibe konu alacaktan iade edilen fatura düşüldükten sonra davacının — alacaklı olduğu, haricen tahsil edilen miktarın— davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, haricen tahsil edildiği kabul edilen — tamamı düşüldüğünde davacı defterlerine göre davacı alacağının — olduğu belirtilmiştir. İcra takibinden sonra davaya konu takip dayanağı —-tutarlı faturalar Uzlaşma Tutanağı borçlu şirket adına vekili tarafından kabul edilmiş olduğundan ve HMK m. 222/3 gereği davalı tarafından da söz konusu ticari defterler mahkemeye ibraz edilmemiş olduğundan davacının sunmuş olduğu defter kaydı lehine delil olarak kabul edilerek, denetime ve hüküm kurmaya elverişli ek rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile, davalının —- asıl alacak miktarına yaptığı itirazın iptaline karar vermek gerekmiştir.
Taraf vekilleri arasındaki Uzlaşma Tutanağındaki mutabakata takibin ferileri de dahil olduğundan, itirazın iptaline karar verilirken davacı tarafın ticari defterlerindeki alacak miktarı ve yapıldığı kabul edilen ödemeler dikkate alınmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talep etmiştir. İİK 67/2.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67.maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Takibin devamına konu edilen dayanak — fatura, söz konusu uzlaşma protokolü ile davalı tarafça kabul edilmiş olup, davalı yaptığı ödemeleri düştükten sonra borcunu kolaylıkla hesaplayabilecek durumda olduğundan alacak likittir. Bu nedenle davacı lehine itirazın iptaline karar verilen tutarın %20’si oranında icra inkar tazminatına karar vermek ngerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulü, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
1—-sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte, davalı-borçlunun; —- asıl alacak miktarına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İtirazın iptaline karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi uygulanmasına,
3-İtirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen alacak miktarı —-icra inkâr tazminatının davalı-borçludan alınarak davacı alacaklıya verilmesine,
4-Alınması gereken 1.521,90 TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.462,60 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 719,00 TL yargılama gideri, 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı toplamı 837,60 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 746,45 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Tarafların dava şartı nedeniyle başvurmuş oldukları —- başvuru nolu görüşmeler neticesinde takdir olunan 1.320,00 TL bedelin, davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında 1.176,35 TL’sinin davalıdan, bakiye 143,65 TL’sini davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, davanın kabulüne karar verilen kısmı yönünden gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde —– Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere, davanın reddine karar verilen kısmı yönünden miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.16/12/2021