Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/11 E. 2022/319 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/11 Esas
KARAR NO : 2022/319

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/12/2014
KARAR TARİHİ : 14/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : Davacı, 07/10/2013 tarihinde yaya olarak bulunduğu kaldırımda yürürken meydana gelen trafik kazası sonucunda yaralandığını, bu nedenle kazaya karışan —-araç sürücüsü davalı—-plakalı araç sürücüsü davalı— araçların trafik sigortacısı olan davalı—– talebinde bulunduğunu beyan etmiştir.
CEVAP :
Davalı ——— vekili cevap dilekçesi ile: Davaya konu kaza ile ilgili davadan önce müvekkili şirkete müracaat edilmediğini, herhangi bir belge ibraz edilmediğini, trafik kazalarına bağlı olarak müvekkil şirket aleyhine açılmış olan tedavi masrafları tazminatı ile ilgili müvekkili şirketin sorumluluğunun ve taraf sıfatının sona erdiğini, bu sebeplerle tedavi giderlerine ilişkin talebin —– talep edilmesi ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- vekili cevap dilekçesi ile : Davalı müvekkili aleyhine açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı açısından talep edilen tazminata konu edilebilir olayların gerçekleşmemiş olması nedeni ile hukuksuz ve mesnetsiz davanın reddine yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesinin bildirmiştir.
Davalı—- vekili cevap dilekçesi ile : Dava konusu kazanın —- raporunda da belirtildiği gibi diğer davalı —– kavşağa yaklaştığında hızını —– düzeye düşürmemesi, kavşak üzerinden gerekli ve yeterli kontrolleri yapmaması ve ilk geçiş hakkını sağ tarafından yaklaşmakta olan müvekkilinin aracına vermemesi nedeniyle meydana geldiğini, raporda diğer Davalı ——— asli kusurlu olduğu tespit edildiğini, müvekkilin ise kaza nedeniyle kusuru bulunmadığını, müvekkil yönünden iş bu davanın reddini talep ettiklerini, davacı tedavi giderlerini de işbu dava ile talep ettiğini, 2918 Sayılı Yasa’nın 98. Maddesi gereği ve ilgili Yargıtay kararları gereği tedavi giderlerine ilişkin husumetin—— yöneltilmesi gerektiğinden müvekkili yönünden davanın reddini talep ettiklerini, davacının manevi tazminat talepleri fahiş ve maddi tazminat talepleri belirsiz olduğunu, davacının olayın meydana gelmesindeki ağır ve tam kusuru, yaralanma şekli, tedavi süresi gibi sebepler göz önüne bulundurulduğundan davacının manevi tazminat talebinin müvekkil açısından ekonomik yıkım, davacı açısından haksız zenginleşme yaratacağı ortada olduğunu, davanın reddi gerektiğini, davanın—— İhbar edilmesini ve davanın tüm talepleri ile birlikte davanın esastan ret edilmesi gerektiği belirtmiştir.
DELİLLER:
Davacı vekili dava dilekçesinde, ceza dosyasını, kaza tutanağını, sigorta poliçesini, araçların ruhsat suretlerini, yapılan masraflara ilişkin fatura ve uçak biletlerini,—- raporunu, müvekkilinin —— tanık ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davalı —– cevap dilekçesinde, —- poliçesini, hasar dosyasını, trafik kayıtlarını, davacıya ait tedavi belgelerini tanık ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davalı ———-vekili cevap dilekçesinde deliller bölümüne yer vermemiş, delil bildirmemiştir.
Davalı —— yasal süresi içinde davaya cevap vermemiş, dolayısıyla delil bildirmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6098 Sayılı TBK’nun 49. maddesine göre; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlâka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda —– iş göremezlik tazminatı, 24.722,12 TL sürekli kısmi iş göremezlik tazminatı ve 150,88 TL tedavi gideri ile —–manevi tazminat yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, verilen bu karar——– tarihli ilamı ile ile; davada taraf olmayan kişi üzerinden ve dosyada mevcut raporlarla uyumsuz olarak kusur durumunun belirtildiği, davacının iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği anlaşılmıştır denildikten sonra davacının —- —– süresine göre isteyebileceği geçici iş görmezlik tazminatı şeklindeki değerlendirmenin kendi içinde çelişkili olduğu, maddi olgular ile hüküm arasındaki —– gösterilmediği, davalı —— istinaf dilekçesinde belirtilen istinaf sebeplerinin gerekçeli kararda tartışılmadığı, davacının zararını davalılardan müşterek ve müteselsilen talep ettiği halde hüküm fıkrasında kusur oranlarına göre sorumluluklarına karar verilmesi de doğru olmadığı, kaza tarihinde yürürlükte bulunan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre düzenlenmesi gerekirken “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporunun hükme esas alınmış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmıştır.
Mahkememizin ilk kararına karşı davalı —- ve davalı—— iatinaf yoluna başvurmadığından adı geçen davalılar yönünden karar kesinleşmiş, davacı lehine usuli kazanılmış hak doğmuştur. (—– nedenle kaldırma kararı sonrası davalı ——- yönünden değerlendirme yapılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde davaya konu kaza nedeniyle —– maddi, —- manevi tazminat talep etmiş, 20.02.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile talebi ile maddi tazminat talebini—– yükseltmiştir.
Davaya Konu Trafik Kazası Kusur Durumu Yönünden Değerlendirildiğinde:
Davaya konu trafik kazasına ilişkin 07.10.2013 tarihli trafik kaza tespit tutanağının incelenmesinde kazanın; davalı —- sürücüsü olduğu —– plaklı araç ile diğer davalı ——sürücüsü olduğu —– plakalı aracın çarpışması önce birbiriyle daha sonra sonra sonucu —-yaya olan davacıya çarpması sonucu meydana geldiği, kazanın oluşumunda —- “KTK’nın 57/1-b” —– “KTK’nın 52/1-a” kuralının ihlal ettiğinin, yaya olan davacının kusurunun bulunmadığının tespit edildiği görülmüştür.
Davalılar—– davaya konu kaza nedeniyle kesinleşen mahkumiyeti ile sonuçlanan —–sayılı dava dosyasından alınan —- tarihli bilirkişi raporunda, kazanın oluşumunda —–asli kusurlu,——-tali kusurlu, yaya olan davacının kusurunun bulunmadığının tespit edildiği görülmüştür.
Mahkememizce alınan —- tarihli bilirkişi raporunda; kazanın oluşumunda—–%75, ——- %25 kusurlu olduğu, yaya olan davacının kusurunun bulunmadığının tespit edildiği görülmüş olup, rapordaki kusur oranları kaza tespit tutanağı ve ceza dosyasından alınan bilirkişi raporundaki kusur oranları ile uyumlu olduğu, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşıldığından söz konusu rapordaki kusur durumu hükme esas alınarak, davaya konu kazada davacının kusurunun olmadığı, —- %75, ——-%25 kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinden davalılardan müştereken ve müteselsilen talepte bulunduğundan davalı——- davacının zararının tamamından sorumludur.
Davacının Maluliyet Durumu Değerlendirildiğinde;
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı öncesinde——— tarihli raporunda “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak davacının %4,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyiileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği” belirtilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararında “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre düzenlenmesi gerektiği gerekçesi ile bu husus kaldırma sebebi yapılmışsa da; adı geçen yönetmeliğin 10.maddesindeki, “İlk defa çalışmaya başladığı tarihten sonra vücutlarında oluşan ve tedavi edilemeyen hastalıkları nedeniyle, çalışma gücünün en az %60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiği —–kurulunca tespit edilen sigortalı malul sayılır.”düzenlemesi doğrultusunda yüzde—- veya üstü için maluliyet tespitine uygun bir yönetmelik olmadığından, söz konusu yönetmelik trafik kazalarında kusur durumu için elverişli değildir. Bu nedenle —-, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor hazırlamaktadır.
Nitekim Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararından sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine göre —- rapor alınmasına karar verilmiş,—– tarihli raporunda Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için,—- tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kullanılarak
, “Davacının %4,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği” belirtilmiş olup, davaya trafik nkazası nedeniyle davacının geçici işgörmezlik süresinin 9 ay, davacının kalıcı maluliyet oranı da yüzde 4,2 olarak kabul edilmiştir.
Davacının Maddi Tazminat Talebi Değerlendirildiğinde;
Davacının geçici ve sürekli maluliyet oranı değişmediğinden hesaplama için yeniden rapor alınmasına gerek olmamıştır. Kaldırma kararı öncesi Mahkememizce —–bilirkişi raporunda; davacının 9 aylık geçici işgörmezlik süresi için zararı —- üzerinden davacının sürekli işgörmezlik zararı 24.722,12-TL olarak tespit edilmiştir. Rapor hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğundan ve yeniden rapor alınmasını gerektirir bir durum olmadığından 7.507,41-TL geçici işgörmezlik, 24.722,12-TL sürekli işgörmezlik zararının kaza tarihi olan 07.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş, avans faizi yerinde görülmemiştir.
Tedavi giderlerine —-bilirkişiden alınan 02.01.2018 tarihli raporda, davacının tedavisine açıl serviste başlandığı, ——- tedavilerine devam ettiği, —- olduğu için sadece fark ücretleri olarak 151,38-TL alındığı, —– olduğu belirtilmiştir. Davacının talebi 150,88-TL olup, toplam 150,88-TL tedavi giderlerinin; ödeme tarihleri belli olmadığından dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş, avans faizi yerinde görülmemiştir.
Davacının Manevi Tazminat Talebi Değerlendirildiğinde;
6098 Sayılı TBK’nun 56. maddesine göre; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
6098 Sayılı TBK’nun 61. maddesine göre; “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.”
Manevi tazminat, zarara uğrayanda huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, — hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekir. Takdir edilecek miktarın mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Olay sebebiyle duyulan acı ve elem kısmen de olsa giderilmelidir. Olay tarihindeki paranın alım gücü de gözetilerek hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar manevi tazminat olarak belirlenmelidir. 22/06/1976 tarihli ve 7/7 sayılı İBK’na göre de; manevi tazminat tutarını etkileyebilecek özel hâl ve şartları da gözetilmelidir. Hâkim bu konuda taktir hakkını kullanırken etkili olan nedenleri kararında açıkça göstermelidir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrasında gerçek kişi davalıların — durumları araştırılmıştır.
Dosya kapsamı ve tüm deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davaya konu trafik kazasında , davacının hiç kusurunun olmadığı kaza nedeniyle çalışma gücünün yüzde 4,2’sini kaybettiği, iyileşmesinin 9 ay sürdüğü, sakat kalan davacının ağır bedensel zarar nedeniyle manevi zarara uğradığı, manevi zararın niteliği, kusur durumu, tarafların——durumları, paranın alış gücü göz önüne alındığında davacı lehine uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, ———manevi zarar miktarlarının hak ve —- dosyadaki delil durumuyla uyumlu olduğu anlaşılmakla manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Diğer davalılar yönünden karar kesinleşmiş olduğundan sadece davalı——— yönünden müşterek müteselsil borçlu sıfatıyla ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla hüküm kurulmuştur.
Yukarıda yapılan tüm bu açıklamalar doğrultusunda maddi tazminat yönünden davanın kabulüne, manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-)Mahkememizin —-sayılı kararı, kararı istinaf etmeyen davalılar ——-yönünden karar kesinleşmiş olduğundan, adı geçen davalılar yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-)——- geçici işgörmezlik tazminatının kaza tarihi olan 07.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, müşterek müteselsil borçlu sıfatıyla ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı —– tahsiline,
3-)—- sürekli işgörmezlik tazminatının, kaza tarihi olan 07.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, müşterek müteselsil borçlu sıfatıyla ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı—– tahsiline,
4-)150,88-TL tedavi giderinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, müşterek müteselsil borçlu sıfatıyla ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı ——- tahsiline,
5-)20.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, müşterek müteselsil borçlu sıfatıyla ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı —— tahsiline,
6-)Davada alınması gereken toplam 3.578,11 TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 204,95 TL peşin harç, 383,00 TL ıslah harcı toplamı 587,95‬ TL’ den mahsubu ile bakiye 2.990,16 TL’nin müşterek müteselsil borçlu sıfatıyla ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı—-tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-)Davacı tarafından bilirkişi, tebligat ücreti ve yazışma gideri olarak toplam yapılan 2.365,00 TL yargılama giderleri ile 204,95 peşin harç, 383,00 ıslah harcı, 25,20 TL başvuru harcı toplamı 2.978,15 TL’nin müşterek müteselsil borçlu sıfatıyla ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı — tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-)Davalı —— yapılan 146,95 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-)Maddi tazminat yönünden, davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan —– takdir olunan 4.587,06 TL vekalet ücretinin müşterek müteselsil borçlu sıfatıyla ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı —– tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
10-Manevi tazminat yönünden, davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan —– takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin müşterek müteselsil borçlu sıfatıyla ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı —— tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
11-7Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı——- —– vekilinin yüzüne karşı, verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.