Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/101 E. 2022/346 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/101 Esas
KARAR NO: 2022/346
DAVA: Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ: 14/11/2014
KARAR TARİHİ: 21/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : Davacının —-yılının başında —– birlikte işlettikleri fırında çalıştığını, davacının babasının nakit para karşılığında davalıdan un satın aldığını, —-sattığı ekmekler karşılığında — çek aldığını, bu çeki ise davalıya — borcuna karşılık ve alacağı una avans olarak verdiğini, bu çekin mevcut borç ve —– değerinde sonradan teslim edilecek un için davalıya teslim ettiğini, davalının çeki teslim aldıktan sonra davacının babasını arayarak çekin sahte olduğunu söylediğini, davacının babasının çekin kendisine verilmesi için davalının işyerine gittiğini, çek karşılığı olan borç için —- tarihinde toplam —adet senedi imzalatarak davalıya teslim ettiğini, davalının, davacı hakkında iki ayrı icra takibi başlattığını beyanla öncelikle — takibin durdurulmasına, takibe esas faturalar yönünden davacının borçlu olmadığının tespiti ile haksız hacizden kaynaklı —- manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı savunmasında özetle: Takip konusu belgenin çek olması ve ticari alım-satımı işleminin ticari iş mahiyetinde olması nedeniyle dosyanın görevli olan Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ettiklerini, mükerrerlik iddiasının gerçek dışı olduğunu, iddiaya göre mükerrer olarak alınan bonoların davacının babasından alınması nedeniyle böyle bir iddiada bulunma hakkının da babaya ait olduğunu, kaldı ki babadan alınan bonoların hiçbirinin ödenmediğini, ayrıca icra takibine konu olduğunu, bu sebeple, davacının mükerrerlik iddiasında bulunma hakkı olmadığını, davanın husumet yokluğundan reddini talep ettiklerini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı vekili dava dilekçesinde, ——- kayıtlarını, ticari defterleri, icra dosyalarını, tahsilat makbuzunu, askerlik terhis belgesini, tanık ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde,——dosyasını ve ceza dosyasını delil olarak göstermiştir.
—– dosyası celbedilmiş, incelenmesinde, davalı şirket tarafından —– fatura ve borca karşılık verilen —- bedelli çekin sahte çıkmasına dayalı —– alacağın tahsili talebiyle davacı aleyhine ilamsız takip başlatıldığı görülmüştür.
—– sistemi üzerinden incelenmesinde, davalı şirket tarafından davacının babası olan dava dışı —- aleyhine, her biri —–bedelli olan—adet bonoya dayalı olarak toplam —— alacağın tahsili talebiyle davacı aleyhine kambiyo takibi başlatıldığı görülmüştür.
—— sistemi üzerinden incelenmesinde, davalı şirket tarafından davacının babası olan dava dışı —- aleyhine, —– adet bonoya dayalı olarak toplam —- alacağın tahsili talebiyle davacı aleyhine kambiyo takibi başlatıldığı görülmüştür.
Davaya konu ——takip dayanağı faturalara ilişkin —– sevk irsaliyelerinin teslim alan sıfatıyla dava dışı ——tarafından imzalanığı görülmüştür.
——sayılı ceza dava dosyası celbedilmiş, incelenmesinde; davanın sanık —– aleyhine açıldığı, müşteki —– ifadesinde; “Sanığın bize borcu vardı buna karşılık söz konusu bana göstermiş olduğunuz —– şeklinde beyanda bulunduğu, yargılama sonunda sanık———–uyarınca cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği görülmüştür.
İstinaf kararından sonra davacı vergi mükellefi olmadığı, davalı ise ticari defterini ibraz etmediği için ticari defterler üzerinde inceleme yapılamamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından fatura ve çekin sahte çıktığı iddiasıyla davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine karşı açılmış menfi tespit ve haksız ihtiyati haciz nedeniyle manevi tazminat davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu davacının menfi tespit talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, verilen karar;—-Davalı yanca yapılan icra takibinin ; ödenmeye çek ve iki ayrı faturaya dayalı olduğu, davacı yanın faturaların düzenlendiği tarih itibari ile vergi mükellefiyetinin araştırılmadan ve davacı yanın ticari kayıtları incelenmeden ve davalı yanın da sadece iki fatura açısından kayıtları incelenerek ticari ilişkinin ihtilafın doğduğu tarihten itibaren ihtilafsız dönemi de kapsayacak şekilde tetkik edilmeden, davacı yanın çekin ödenmediğine dair ikrarı dikkate alınmadan ve senetlerin borcun yenilenmesi niteliğinde olup olmadığı veya ayrı bir ticari ilişki nedeni ile verilip verilmediği gibi sonuca götürecek hiç bir delil toplanmadan karar verildiği anlaşılmış olmakla; davalı yanın istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir” gerekçesiyle kaldırılmıştır.
Kural olarak menfi tespit davalarında ispat yükü; davalı olan alacaklıdadır. Davaya konu icra takip dosyasında borcun sebebi —– adet fatura ile borca karşılık verilen senedin sahte çıkması gösterilmiştir.
Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle faturaya dayalı alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir. Takip dayanağı —— bedelli faturaların —— adına tanzim edildiği görülmektedir. Davacının gerek fatura tarihleri öncesi ve gerekse sonrasında vergi mükellefiyet kaydı yoktur. Sadece —yılında potansiyel mükellefiyetten vergi kaydı almıştır. Davacı taraf, takip dayanağı faturalara ilişkin sözleşmesel ilişkinin varlığını, faturaların davalıya tebliğini yazılı belgelerle ispatlayamamıştır. Faturalara konu mallar davalının babası—- tarafından tarafından teslim alınmıştır.
Davaya konu icra takibinde borcun sebebi faturaların yanı sıra borca karşılık verilen — bedelli çekin sahte çıkması gösterilmiştir. Ceza davasına konu olan —– bedelli çekin incelenmesinde, keşidecisinin —– olduğu, lehdar kısmında ——ibaresinin üzeri çizilerek yanına, —- yazıldığı, çekin arkasının —– tarafından ciro edilerek davalı şirkete verildiği görülmektedir. Ceza davasında müşteki olarak yer alan davalı şirketin muhasebe elemanı—— ifadesinde, “söz konusu çekin—– borcuna karşılık alındığını” beyan etmiş olup, gerek bu beyan ve gerekse çekte davacının herhangi bir cirosu olmaması nedeniyle, söz konusu çekin sahte çıkmasından dolayı davalının davacıdan talepte bulunması mümkün değildir.
Yargılamanın —- tarihli duruşmasında, HMK’nın 31.maddesi uyarınca, “Davalı ile dava dışı—– arasında ticari ilişki mevcutsa, taraflar arasındaki tüm ticari ilişkiyi gösterir şekilde hesap özeti ve tüm faturaları ibraz etmek” üzere kersin süre verilmiş, davalı vekili—–Gerçek, müvekkil firmanın davacıya —–mal verdiği ve bedelini tahsil edemediğidir” şeklinde beyanda bulunarak, davalının davacıya ayrı —– davacının babasına ayrı —– mal verdiklerini iddia etmiş, ancak davacının babasına verildiği ileri sürülen mallara ilişkin hiçbir ticari belge ibraz edilememiştir. Açıklanan nedenlerle, ticari ilişkinin davalı ile davacının babası dava-dışı—– arasında gerçekleştiği, davaya konu takip dayanağı faturalar dışında davalı tarafından kesilmiş fatura bulunmadığı, ortada sadece – fatura bulunduğu, dava-dışı—- tarafından davalıya verilen —– çekin sahte çıkmasından sonra, davalının dava-dışı —– aynı borca ilişkin —– toplam tutarlı senet

aldığı, d
olayısıyla çek ve senetlerin aynı borç için alındığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, istinaf kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda, takip dayanağı—-adet faturanın düzenlendiği tarihte ve halen davacının gelir getirici vergi mükellefiyet kaydının bulunmadığı, faturaya konu malların davacının babası dava-dışı ——- teslim edildiği, takip dayanağı olarak gösterilen çekten dolayı davalının babası dava-dışı ——cezalandırılmasına karar verildiği, gerek işbu dosya kapsamından ve gerekse ceza dosyası kapsamından, davacı ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunmadığı,takip dayanağı olarak gösterilen ve sahte çıkan çek üzerinde davacının herhangi bir cirosunun bulunmadığı, söz konusu çekten dolayı davalının davacıdan talepte bulunamayacağı, ticari ilişkinin davalı şirket ile dava-dışı —-arasında olduğu, sahte çıkan çekin davalıya dava dışı— tarafından verildiği, ayrıca davalının babasından —– tutarlı senet alındığı anlaşılmakla, menfi tespit davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde davalının hem mükerrer takip yaparak, hem de ücret haczi ile davacının işsiz kalmasına neden olduğunu ileri sürerek manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davacının takibe süresinde itiraz etmeyerek, takibin kesinleşmesine kendisinin neden olduğu, manevi tazminatı gerektirir davacının kişilik haklarının ihlal edildiğine dair dosyada delil bulunmadığı, bu nedenlerle şartları oluşmadığından davacının manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, menfi tespit talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Menfi tespit davasının kabulü ile,——- icra takip dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Manevi tazminat davasının REDDİNE,
3-Alınması gereken 1.741,91 TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 520,90 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 1.221,01 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından tebligat ücreti ve yazışma gideri olarak yapılan 1.225,00TL yargılama gideri ile 520,90 TL peşin harç, 25,20 TL başvuru harcı toplamı 1.771,1‬0 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Reddedilen manevi tazminat yönünden davalı vekili lehine yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde—— Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/04/2022