Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/93 Esas
DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 05/11/2018
KARAR TARİHİ : 24/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkillerinin, diğer konkordato talep ettikleri davacı şirketler—– çeşitli oranlarda ortakları olduklarını, davacı şirketler adına düzenlenen kredi sözleşmeleri üzerinde şirket orakları davacı şahısların— kefaleten kefil olarak imzalarının mevcut olduğunu, sadece şirketler hakkında —–kararı verilmesinin konkordato projelerinin gerçekleşmesi için yeterli olmayacağını, nitekim müteselsil olan şirket ortakları hakkında takip başlatılması halinde İİK m.94 kapsamında ortakların hisselerinin haczi sebebiyle şirketlerin iyileştirilmesinin zorlaşacağını ve buna bağlı olarak ön projenin gerçekleşmesinin de riske gireceğini beyanla davacı şahısları da kapsayacak şekilde müvekkilleri lehine üç aylık geçici mühlet kararı verilmesine talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce—- tarihli ara karar ile davacı şahıslar …, … ve … 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmiş, komiser heyeti atanmış, gerekli ilanlar yaptırılmış ve komiser heyetinden bu davacıların sunmuş oldukları proje ve belgeler incelenmek suretiyle rapor alınmıştır.
Komiser heyetinin 01/02/2019 tarihli ilk 3 aylık döneme ilişkin raporunda; davacı şahıslar …, … ve …’in davacı şirket ortağı ve yöneticisi olarak faaliyet gösterdikleri, bu kişilerin —- işletme faaliyeti çerçevesinde kullandıkları krediler için imzalanılan kredi sözleşmelerinde müteselsil kefil olarak şahsi kefaletlerinin bulunduğu, bu kişilerin kendileri yönünden ayrı bir ticari faaliyeti ve üzerlerine kayıtlı herhangi bir gayrmenkul ve mal varlığı bulunmadığı,ön projelerinde bu kişilerin konkordato talep sebeplerini kefalet ve rehin olarak gösterdikleri,bu kişilerin kendi sosyal güvenlik primi ve kredi kartı borçları dışında borçları olmadığı,davacı şahıslar yönünden vade konkordatosu teklif edildiği, borçlarının tamamının 60 aylık sürede ödeyeceklerini vaad ettiklerini ancak borçlarını karşılayacak bir gelirleri ve mal varlıkları olmadığı gibi, herhangi bir ödeme planında bulunmadıkları, bu nedenle davacı şahıslar yönünden kanunda belirtilen nitelikleri taşıyan bir projenin mevcut olmadığı, projede kişilerin bvorçları hakkında alacağı önlemler, bu borçların tasfiyesine yönelik projeksiyon ve plan bulunması gerektiği halde bu ayrıntıları içermediği,şahıslar yönünden ön projenin 3.kişilerin fiiline bağlandığı bağımsız bir proje sayılamayacağı yönünde rapor düzenlenmiştir.
Geçici mühletin 5.ayının sonunda 01/04/2019 tarihinde düzenlenen komiser heyeti raporunda ise; davacı şahısların talep sebeplerinin ön projede kefalet ve rehin olarak gösterildiği, sosyal güvenlik primi ve kredi kartı borcu dışında borçlarının olmadığı, davacılar tarafından vade konkordatosu teklif edildiği, ön projede kefalet borçlarının dökümünün yapıldığı, malvarlıklarına ilişkin listelerin verildiği, gelir olarak sadece huzur haklarının beyan edildiği, nakit akış tablolarının düzenlendiği, borçların tamamının 60 aylık sürede hatta büyük kısmının bu süreden önce ödeneceğinin ifade edildiği, ancak borçları karşılayacak bir gelirleri ve mal varlıkları olmadığı, ayrıca bir ödeme planlarının da olmadığı, bağımsız bir borç tasfiye planlarının da olmadığı, buna karşılık 01/02/2019 tarihli raporlarında belirtilen eksikliklerin tamamlandığı, bunlarla birlikte borçlarına kefil olunan —-şirketinin ön projelerinin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel bulunması ve gerçek kişi davacıların da bu suretle borçlarından kurtulacak olması nedeniyle gerçek kişiler açısından da —–şirketi hakkında — yönünde görüş belirttikleri anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama sonucunda 05/04/2019 tarihli duruşmada, taraflar dinlenmek suretiyle davacı şirketler —- şirketleri yönünden kesin mühlet talebi kabul edilmiştir.
Davacı şahıslar …, … ve …’in geçici mühlet talebi ile ilgili yapılan incelemede; ön projelerinde kendilerine özgü konkordato tedbiri ve hedefine yer vermemiş olması sebebiyle ve konkordatonun başarısının hissedarı bulundukları şirketin konkordato başarısına bağlamış olmaları sebebiyle geçici mühlet şartlarını taşımadıkları anlaşılarak taleplerinin reddine karar verilmiştir.Davacı şirketler yönünden kesin mühlet kararı verilmiş olduğundan ve bu karar kesin olup nihai karar niteliği taşımadığından, dosyada nihai karar verilmemiş olup, davacı şahıslar yönünden 05/04/2019 tarihli duruşmada taleplerinin reddine karar verilmiş, verilen karar hakkında davacı tarafça İstinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi—.Hukuk Dairesi,— Esas——- tarihli kararında;
” …Somut olay değerlendirildiğinde; davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı açıktır.
HMK 294/1.maddesi, Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar hükümdür. Hükmünü düzenlemiştir.
İlk derece mahkemesince gerçek kişi davacılar hakkında nihai kararla dava sona erdirilmiştir. Dosya tefrik edilmeden aynı dosya üzerinden ara kararla aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulanmayan davacılar yönünden tesis edilen karar usul ve yasaya aykırı bulunduğundan dosyanın geri çevrilerek tefrik kararıyla dosyanın ayrı bir esasa kaydının sağlanması, davacı gerçek kişiler hakkında HMK’nun 294.maddesine uygun hükmün yeniden oluşturularak gerekçeli kararın tebliği, kararı İstinaf eden davacılardan her biriniden İstinaf harçlarının tahsili ile İstinaf incelemesine esas olmak üzere dosyanın bu eksiklikler ikmal edildikten sonra gönderilmesine” karar verilerek dosyanın mahkememize iade edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin —– Esas sayılı dosyasında — tarihli tefrik kararı ile davacı şahıslar …, … ve … ile ilgili olarak tefrik kararı verilmiş ve —– Esas numarasına kaydı yapılmıştır.
İstanbul Bölge Adliye mahkemesi —-.Hukuk Dairesinin geri çevirme kararına istinaden tefrik edilen dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda yukarıda belirtilen gerekçelerle davacı şahıslar yönünden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde yeniden aynı hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar …, … ve …’in davasının İİK’nun 292/1 maddesi uyarınca reddine,
2-Mahkememizin — tarihinde davacı şahıslar yönünden vermiş olduğu geçici mühletin kaldırılmasına ve bu konuda ayrıca gerekçeli karar yazılmasına,
3-Komiserlerin görevine bu şahıslar yönünden son verilmesine,
4-Bu kararın —— resen ilanına,
5-Alınması gereken 54,40 TL Başvurma harcı yatırılmış olmakla bu konuda yenidne karar vermeye yer olmadığına,
6-Alınması gereken 54,40 TL. karar harcının peşin alınan 54,40 TL. den mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
7-Bu davacılar tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde bu davacılara iadesine,
Dair,dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi