Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/766 E. 2021/787 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/766 Esas
KARAR NO: 2021/787 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ: 19/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı müvekkil —— Yevmiye No.lu araç—– bedelle satın aldığını, araç satış sözleşmesini dilekçe ekinde sunduğunu, davacı müvekkil şirketin yetkilisi, aracı satın aldıktan sonra —— gelirken aracın hararet yaptığını ve sonrasında yürüyemez hale geldiğini, devamında müvekkil şirket yetkilisi tarafından aracın servise götürüldüğünü ve hararet yaptığı şikayetiyle serviste inceleme yapıldığında, motor kapağı açıldığında siboplarında problem olduğu, üst kapakta taşlama yapıldığı, pistonların sonradan takıldığı, pistonların gömleklerinin değiştiği ve başka tür motor arızalarının olduğu serviste yapılan —Tarihli araç muayenesinde belirtildiği, —- Tarihli —- sunduklarını, serviste yapılan araç muayenesinde araçtaki arızaların onarım bedelinin— dahil toplam:—- olduğunun belirtilmesi üzerine davacı müvekkil şirket tarafından davalı tarafa ——– Yevmiye No.lu ihtarnamesi gönderilerek satın aldığı araçta gizli ayıpların olduğununun belirtildiği, —–Tarihli tespit dosyası ile araç hakkında —- tarafından düzenlenen —- Tarihli bilirkişi raporunda, aracın ayıplı mal durumunda bulunduğu, araçtaki ayıbın gizli ayıp olduğu, aracın motorunda ağır hasarlar olduğu ve bu hasarların giderilmesi için —- bedel gerekeceği belirtildiği, — Tarihli tespit bilirkişi raporunu dilekçe ekinde sunduğunu, —- dosyasıyla birlikte araç üzerinde bilirkişice inceleme yapıldıktan sonra davacı müvekkil şirketin araçtaki bozuklukları bedellerini ödeyerek aracı tamir ettirdiğini, araç tamir bedelleri olarak ——–bedelli faturaları dilekçemiz ekinde sunduklarını, Davacı müvekkil şirketin davalı taraftan satın aldığı araçtaki hasarların onarım bedeli olarak —-, araçtaki hasarların tespiti için yapılan—- sayılı tespit dosyası masrafları olarak —- ve davalı tarafa gönderilen — Tarihli ihtarname masrafı olarak ——- faiz olmak üzere toplam — tahsili amacıyla —– sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı ve takip dayanağı —–davalı takip borçlusuna tebliğine müteakip, davalı-takip borçlusu tarafından —- tarihinde takip konusu borcunun tamamına ve yetkiye itiraz edilmiş olması nedeniyle icra takibinin durduğunu, Bunun üzerine icra dosyası yetkili icra dairesine gönderilerek —— icra takibiyle devam edildiği, takip dayanağı —– davalı takip borçlusuna tebliğine müteakip, davalı-takip borçlusu tarafından —– tarihinde takip konusu borcunun tamamına itiraz etmiş olması nedeniyle icra takibinin durduğu, Davacı müvekkil şirket adına ticari dava şartı zorunlu arabuluculuk kapsamında —— başvurulmuş ancak arabuluculuk görüşmesinde anlaşmanın sağlanamdığı, —– Dava şartının —– tutanağını dilekçemiz ekinde sunduklarını, arz ve izah edilen nedenlerle davalı-takip borçlusunun haksız ve dayanaktan yoksun bulunan itirazının iptali ile takibin —- işlemiş faiz olmak üzere ———- üzerinden devamına, Davalı-takip borçlusunun kötü niyetli olarak itirazda bulunması nedeni ile itiraz edilen takip miktarının % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davalı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Yukarıda esas numarası belirtilen dosya ile davacı —-dilekçesinde özetle; —- yevmiye no lu araç satış sözleşmesi ile —— aracın satışının yapıldığını, aracın yolda hararet yaptığını, devamında aracın servise götürüldüğü ve serviste inceleme yapıldığında araçta gizli ayıpların bulunduğunun tespit edildiğini ve arızaların onarım bedelinin de —-olduğunun —- numaralı dosyası ile belirlendiğini beyan ederek—— dosyasında yapılan takibe itirazın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı tarafın huzurdaki davada yer alan taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, öncelikle aracın satış işlemlerinin gerçekleştiği —- gün önce aracın genel muayenesi —–yapılmış olup yapılan muayene sonucunda hafif kusurlu bir şekilde —- numaralı rapor düzenlendiğini, Bu raporda talepte bulunan tarafın belirtmiş olduğu arızalara ilişkin herhangi bir sorun ile karşılaşılmadığını, ——numaralı dosyasında yer verilen bilirkişinin raporunda belirtmiş olduğu üzere eğer bu araç en fazla ——– gidebilecekse bir hafta önce gerçekleştirilen genel muayenede bu durumun tespit edilebilmesinin gerektiğini, zira yapılan muayenede aracın motor aksamı da incelenmekte olup —-gidemeyeceği belirtilen bir araca geçer not verilebilmesinin mümkün olmadığını, muayene raporunun bir örneğinin celp edilmesi için —- müzekkere yazılmasını talep etiklerini, ayrıca talepte bulunanın isteği üzerine — tarafından, —— raporu alınarak aracın kontrolünün sağlandığını, bu rapor ile de herhangi bir arızaya ve değişime rastlanılmadığının kayıt altına alındığını, raporun bir örneğinin ekte yer aldığını, bu işlem müvekkil ile talepte bulunan karşı taraf ilgili ekspertizde birlikteyken yapıldığını, Aracın bakım ücretinin de karşı tarafça ödendiğini, aynı zamanda aracın diğer durumları ile ilgili hususların raporunun da ilgili ekspertizden alındığını ve aracın mevcut halini karşı tarafın onayladıktan sonra aracın satış işlemlerinin gerçekleştirildiğini, Motorunda ağır hasar olan ve yürürü olmayan bir arabanın ekspertiz raporunda tespit edilememiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, Bu ekspertiz raporunun bir örneğinin ekte yer aldığını,—- adresinde faaliyet gösteren —– firmaya müzekkere yazılarak bu raporun ve tutulan dosyanın onaylı bir suretinin celbini talep ettiklerini, bununla birlikte aracın incelemesini gerçekleştiren—– görevlisinin de mahkemeniz huzurunda tanık olarak dinlenmesini talep ettiklerini, ayrıca müvekkil —— sürekli araç alım satımı yapan bir kişi olmadığını, bu aracı bir buçuk sene önce ——yılı içerisinde alan müvekkilin bu süreçte araçta herhangi bir arıza ile karşılaşmadığını, Bu noktada aracın geçmiş dönem servis kayıtlarının incelenmesinin de son derece önem arz ettiğini, Zira müvekkilin sahip olduğu dönem içerisinde bu şekilde bir motor arızası söz konusu değilse müvekkilin hukuki sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, dolayısıyla yetkili bir servisten aracın şasi ve plaka bilgileri vasıtasıyla geçmiş dönem servis kayıtlarının celbini talep ettiklerini, bununla birlikte —— dosyasında yer alan bilirkişi raporunda —– bakımından bir irdeleme gerçekleştirilmiş de olsa; bu uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde değerlendirilmesi hukuken isabetli olacağı,—- araç alım satımı yapan birisi olmadığı gibi —kapsamında satıcı vasfını da haiz olmadığını, ——Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifadeleriyle satıcının tanımı açık bir şekilde yapıldığını, —— göre tüketici ise; “tüketici, ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” şeklinde tanımlandığını, —— önüne gelen bir uyuşmazlıkta tüzel kişi tacirlerinin hiçbir şekilde insana özgü bir özel hayatları olamayacağından ötürü tüzel kişi tacirlerinin tüketici olamayacağına karar verdiğini, tüketici kavramının esas belirleyici unsuru mal veya hizmeti mesleki olmayan amaçlarla edinmiş olması,—— tüketici vasfı bakımından bir değerlendirme yapılacak olursa; —— göre, tüzel kişiler de tüketici olarak kabul edilebildiğini, ancak tüketici tanımında geçen tüzel kişiler ile kast edilen ve anlaşılması gereken esas kişiler kâr —— örgütleri olduğunu, — açısından, —– Maddesi uyarınca ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerden sayıldığından ötürü ticari işlere ticari kuralların uygulanması gerekeceği, Bu durumda —– açısından bir ticari amaç gütme durumunun hâsıl olacağı, Dolayısıyla bu tüzel kişiler açısından tüketici değerlendirmesi yapılması hukuken mümkün görünmediği, bu sebeple bilirkişinin yapmış olduğu değerlendirmenin temelinde bir sorun bulunmadığı, tüketici işleminden bahsedebilmek için tek bir tarafın satıcı veya tüketici sıfatını taşıması yeterli olmayıp her iki tarafın bahse konu sıfatları taşıyor olmasının gerektiği, mevcut vakıada ne talepte bulunan tüketici ne de müvekkilin bir satıcı olduğunu, dolayısıyla bilirkişinin raporunu dayandırmış olduğu hukuki dayanakların isabetsiz olduğu, bu sebeple ve aşağıda açıklamış oldukları sebepler doğrultusunda tekraren bir bilirkişi raporu alınması uyuşmazlığın çözümü bakımından son derece önem arz ettiğini, Davacı tarafın, aracın——— hararet yaptığını beyan etmiş ve buna rağmen hararet yapan aracı yol kenarında bekletmesi ve servisten yardım talebinde bulunması gerekirken, hararet yapan aracı servise götürünceye kadar zorlayarak kullandığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile arızaya ilişkin beyana istinaden, Bu beyanı ile de esasen kullanıcı hatasına sebebiyet verdiğine ilişkin açıkça ikrarda bulunduğu, aracı zorlayarak kullanmaya devam etmesi ile arızaya sebebiyet verdiğini, her ne hikmetse bu durumun değerlendirmesine bilirkişi raporunda yer verilmediği, bu şekilde hasarlı bir arabanın kullanımına devam edilmesinin açıkça kullanıcı hatası niteliği taşıdığını, Buna ilişkin bilirkişi raporunda bir değerlendirme bulunmaması nedeniyle yeni alınacak olan raporda bu hususun açıkça tartışılması gerekdiği, TTK 23. ve TBK 223. maddesine dayanarak onarım bedeli olarak —– talep edilmesinin hukuki bir temeli olmadığı gibi bahsedilen rakamın da hukuk nezdinde hiçbir şekilde tutarlı ve dengeli olmadığını, Zira bahse konu aracın —- bedelle satın alındığı nazara alındığında —–hasar oluşabilmesi için aracın perte çıkmasının gerektiğini, mevcut vakıada da böyle bir durum söz konusu olmadığını, Bilirkişi tarafından yapılan keşif neticesinde hazırlanan raporda; araçtaki hasarların onarım bedelinin ——– şeklinde hesaplandığını, Bilirkişi yine bu raporunda aracın onarımının —- süreceğini, hasarın gizli ayıp kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, aracın çalıştırıldıktan sonra—– hararet yapacağını ve bu şekilde çalıştırılmaya devam edilmesi durumunda motorun komple kitlenebileceğinin ifade edildiğini, —– uyarınca sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkının kullanılmasının uygun olacağı, gizli ayıp olarak değerlendirilen bir durumun vehametinin bu derecede ortada iken kullanıcının bunu farketmemiş olmasının mümkün olmadığını, Tarafımıza ihbar süresi içerisinde bir bildirimde bulunulmadığını, talepte bulunan tarafın—- tarihinde bu aracı satın aldığını ve aynı gün bu arızanın yaşandığını ifade ettiğini, bildirimi—- tarihinde gerçekleştirdiğini, bu noktada kabul etmemekle birlikte eğer bir gizli ayıptan söz ediliyorsa —— günlük süre içerisinde bildirilmesi gerektiğini, tarafımıza herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, arızanın aracın kullanımı sonrasında ortaya çıkması sonucu talepte bulunan tarafın bunu gizlemek maksadıyla hareket etmekte ve sorumluluğu hukuka aykırı bir şekilde müvekkile yüklemeye çalıştığı, Bilirkişi raporunda aracın bu şekilde uzun bir süre çalıştırılamayacağı, araç hareket ettirildikten sonra—- mesafe gidilebileceğinin açıkça belirtildiği,——– açıkça kullanıcı hatasıyken bilirkişinin raporunda bu duruma yer vermemiş olmasının hata olduğunu, araç hararet yapmış ise yapılması gereken şeyin arabanın kenara çekilmesi ve bir çekici çağrılması olduğunu, talepte bulunan tarafın basiretli bir tacir gibi davranmamış ve aracı arızaya rağmen kullanmaya devam ettiğini, bu sebeple alınacak yeni bilirkişi raporunda hararet yapan bir aracın —– kullanılmış olmasının neticeleri de evleviyetle ortaya konulmadığını, Kabul etmemekle birlikte bilirkişi raporunda—– bir model bir araba için sıfır araba muamelesi yapılmış ve bütün parçaların orjinal olması gerektiği kanısıyla hareket edildiğini, dolayısıyla raporda belirtilen hasar onarım bedelleri de hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığını, Bir an için dahi bu parçaların değişiminin yapılması gerektiği kanaati hasıl olsa dahi bu işlemlerin ayrıca özel servis fiyatlarının da araştırılması gerektiğini, hayatın olağan akışı içerisinde —- satın alınan bir araca—- masraf yapılmasının mümkün olmadığını, ayrıca —– yaşında bir arabanın herhangi bir mekanik aksamında bir değişim vs. olmasının pek tabii mümkün olduğunu, müvekkilinin bir tacir olmadığını, Aracı kullanmış olduğu —— süreçte herhangi bir arıza ile karşılaşmadığını, bu noktada bir gizli ayıptan ziyade talepte bulunanın kullanıcı hatasını müvekkile yükleme çabasının göze çarptığını, yine kabul etmemekle birlikte yeni bilirkişi raporunda bu araçta bulunan arızaların özel serviste yapılması durumundaki onarım bedellerinin de çıkarılması gerektiği, tüm bu gerekçeler doğrultusunda haksız davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile Davacının davalı taraftan satın aldığı —— plakalı araçta meydana gelen arıza sebebiyle araçta ayıp olup olmadığı,ayıbın niteliği gizli ayıp olup olmadığı,davacının toplam tazminat miktarının tahsili talebiyle davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali koşullarının oluşup oluşmadığına yönelik olduğu görüldü.
—— yazılan müzekkerelere yanıt verilmediği görüldü.
HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
Tüm dosya kapsamı ile birlikte yapılan değerlendirmede ;davacının davalıdan davaya konu aracı satın aldığı,taraflar arasında bir tüketici ilişkisinin olmadığı,aracın kullanım amacının hususi olduğu,davanın niteliği gereği TTK 4.maddesinde sayılı mutlak ticari işlerden de olmadığı,her iki tarafın işletmesinden kaynaklanan bir işin de sözkonusu olmadığı,davacının şirket olmasının davayı ticari hale getiremeyeceği,dolayısıyla davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-H.M.K.114/1 (c),H.M.K. 115/2 maddeleri gereğince göreve yönelik dava şartı caiz olmadığından DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin—– Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3-Karar kesinleştiğinde ve HMK.20/1 maddesi gereğince taraflardan biri tarafından iki haftalık süre içinde talep edildiğinde dosyanın görevli —– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde ——- Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.19/10/2021