Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/764 E. 2021/820 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/764 Esas
KARAR NO : 2021/820 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ : 21/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı şirketin, müvekkili şirkete aralarındaki ticari ilişkiden doğan cari hesaptan kaynaklı borcunu ödememesi sebebiyle, taraflarınca —— davalı borçluya karşı icra takibi başlatıldığı, ödeme emrine borçlu vekili itirazda bulunmuş ve takip durdurulduğu, taraflarınca — başvurulmuş, anlaşma sağlanamadığı, davalı borçlu şirket ile müvekkil şirket arasında ticari iş ilişkisi bulunduğu, davalının bu kapsamda müvekkili şirkete cari hesaptan kaynaklı borcu bulunduğu ve vadesi gelmiş olmasına rağmen borç ödenmemiş, bunun üzerine borçlu tarafından maddi ve hukuki gerekçeden yoksun olarak, haklı alacaklarının geciktirmeye yönelik icra dosyasına itiraz edildiği, itiraz içeriğinde; müvekkiline borcunun bulunmadığı ileri sürüldüğü, bu mesnetsiz itirazın iptali gerektiği, bu nedenle davalarının kabulü ile, —- — dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacaklarının likit olması ve itirazın haksız ve kötü niyetli olması — %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davalı müvekkili şirket ile davacı şirket arasında davacı lehine bir borç ilişkisi bulunmadığı, — taraflarınca da kabul edildiği, toplamda — kalan borcun bir kısmı — makbuzu kesilmek suretiyle kapatıldığı, müvekkili şirkete tebliğ edilmiş bir fatura da bulunmadığı, davacı şirket icra takibini faturaya dayanak başlattığı, ancak dayanak fatura göstermmediği, dava dilekçesinde de ekte fatura bulunduğundan bahsedilmişse de, ——- mevcut bir faturaya rastlanmadığı, öncelikle icra dairesine de sunmuş oldukları itirazla mahkemenin yetkisine ilişkin itirazlarında gözetilerek yetki itirazlarımızın kabulüne ve yetkisizlik kararı verilmesine, bu taleplerinin yerinde görülmediği takdirde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı tarafça alacaklı sıfatı ile cari hesap ilişkisinden kaynaklanan fatura alacağından kaynaklı icra takibine davalı tarafça yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasından ibaret olduğu görüldü.
Dosyamız arasına alınan —- icra dosyasının yapılan incelemesinde—- başlatıldığı ödeme emrinin davalı/borçluya tebliğine dair tebligat parçasına rastlanılmadı, davalının 12/10/2020 tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının;—- itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Toplanan deliller, icra takip dosyası, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Davalı vekili icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde hem yetkiye ve hem de borca itiraz borçlunun —– ileri sürmüştür.
Ortada geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması itirazın iptali davası açılabilmesinin koşullarındandır. Geçerli bir icra takibinden söz edilebilmesi için takibin yetkili icra dairesinde yapılmış olması gerekir. Borçlunun icra dairesinine yaptığı itirazda hem yetkiye hem de borca itirazda bulunması halinde, öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekmektedir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili olmayıp, itirazın iptali davasında, mahkemenin — itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır—– İİK 50.maddesi uyarınca ilamsız takiplerde HMK.nın yetkiye ilişkin hükümleri kıyasen uygulanır. Buna göre HMK’nın 6. maddesi uyarınca ilâmsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun — sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda HMK’nın 10. maddesine göre sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi, HMK’nın 16. maddesine göre haksız fiilden kaynaklanan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği icra dairesi yetkilidir.Mahkememiz dosyasında davaya konu alacağın cari hesaptan kaynaklanan alacak olduğu,Borçlar Kanununun 89.maddesi gereğince götürülecek borçlardan olması sebebiyle alacaklının — alacaklının gerekse——- yetkisiz olduğu ,takibin yetkili icra dairesinde yapılmamış olması sebebiyle ortada geçerli bir icra takibinden bahsedilemeyeceği,itirazın iptali davalarında geçerli bir icra takibinin dava şartı olduğu bu halde dava şartının sağlanamadığı anlaşılmakla davacının davasının dava şartı yokluğunda reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının davasının dava şartı yokluğunda reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar harcına karşılık peşin alınan 316,85 TL peşin harcından mahsubu ile bakiye 257,55 TL harcın davacıya iadesine,
3-Tarafların dava şartı olması sebebiyle —- ücretin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan — vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.