Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/755 E. 2023/89 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/755 Esas
KARAR NO : 2023/89

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2020
KARAR TARİHİ : 26/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalının davacı şirketle olan ticari ilişkisi sebebiyle cari hesap borcunu ödememesi sebebiyle haklı olarak—— Sayılı dosyasından takip başlatıldığını ve 161,08 TL peşin harç ödendiğini, buna ilişkin makbuzu dilekçe ekinde sunduklarını, borçlunun yetki itirazı sonrasında dosyanın —— Adliyesine gittiğini ve ——esas dosyasından takibin devam ettiğini, ödeme emrinin davalıya usulüne uygun tebliğ edildiğini, ancak davalının icra dosyasına haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının haksız ve mesnetsiz itirazı sonrası huzurdaki işbu davanın açılması için ticari davalarda dava şartı arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu ve 09.12.2020 günlü görüşmede anlaşamam tutanağının imzalandığını, davalının takibe yaptığı itirazın tamamen kötü niyetli olduğunu yapılan itirazın salt müvekkilinin alacağına geç ulaşması için haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin davalı borçludan 4.010 Euro ana para alacağının bulunduğunu, ticari defterler incelendiğinde bu durumun açıkça ortaya çıkacağını, borçlunun icra dosyasına yapmış olduğu itirazında hiçbir neden ileri süremediğini ileri sürerek davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini, izah olunan nedenlerle fazlaya dair talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile, borçlu davalının——-.İcra Müdürlüğü ——-Esas sayılı ilamsız takip dosyasına yaptığı haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile takibin aynen devamına, kötü niyetli borçlunun %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının cari hesaptan kaynaklı borçlu olmasını gerektirecek davacıdan almış olduğu mal veya hizmet bulunmadığını, davacının davalı şirkete bir mal veya hizmet verildiği iddiası dahi ileri sürmeksizin bir kül halinde cari hesap alacağı bulunduğundan bahisle talepte bulunduğunu, davalının davacıya hiçbir borcunun bulunmadığını, tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesi ile ortaya çıkacağını, kesinlikle davaya konu borç tutarını kabul etmemekle birlikte borcun likit-belirlenebilir olmadığını belirterek huzurdaki haksız ve hukuka aykırı davanın reddi gerektiğini, İcra takibi ile işbu davada kötüniyetli hareket eden davacı aleyhine %20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile Davacı tarafça alacaklı sıfatı ile cari hesap ilişkisinden kaynaklanan fatura alacağından kaynaklı icra takibine davalı tarafça yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasından ibaret olduğu görüldü.——-İcra Müdürlüğü ve vergi Dairelerine yazılan müzekkerelere cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü.Dosyamız arasına alınan ——- esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin 08/10/2020 tarihinde başlatıldığı davalının süresinde 21/10/2020 tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının; borçlu tarafından yapılan itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür. Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesi ile eklenen 5/A maddesi uyarınca arabuluculuk başvurusunda bulunulmuştur. arabuluculuk son tutanağında icra dosya borcunun ödenmesi hususunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin arabuluculuk son tutanağı dosya arasına alınmıştır.Dosya Mali Müşavir Bilirkişiye tevdi edilerek aldırılan bilirkişi raporunda özetle ; Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle, davacının defter & belgelerinin incelenmesi, bilirkişi heyetine verilen görev ile sınırlı olarak mezkür surette tahakkuk eden değerlendirme neticesinde; Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Davacının 2016-2017 yılına ilişkin ticari defterlerinin —— onaylı beratlarının süresinde alındığı, Raporun 4.a-2 kısmında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davalı tarafından defter ve belge ibraz edilmediğinden incelemenin yapılamadığı, davaya katılan, cevap dilekçesi sunan, defterlerini delil olarak göstermesine rağmen verilen kesin süreye rağmen defterlerini ibrazdan kaçınan davalıya karşı HMK 222/3 değişen maddesinin defterlerini usulüne uygun tutan davacı lehine değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususu mahkemenin takdirinde olduğu, Malın Teslimi/Hizmetin İfası ve Davacı Alacağı Yönünden: Gerekçeleri detaylı olarak genel Değerlendirme bölümünde açıklandığı üzere davacının takip konusu 4.010,00 EURO asıl alacağını ispatladığı, Faiz: davacı/alacaklı takip öncesinde faiz talebinde bulunmadığı için taleple bağlılık kuralı gereği bu konuda değerlendirme yapılmayacağı, Mahkemenin kısmen ya da tamamen Davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip tarihinden sonrasında yabancı para (USD) ana para alacağı için 3095 s.k m.4/a maddesi kapsamındaki “…Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır. (3095 Sayılı Kanun m. 4/a)…”faizi isteyebileceği, davacı Alacağının Likit olması yönünden: İcra takibine konu davacı alacağının, belirli, sabit ve muayyen olması, davalı/borçlu tarafından da bilinmesi ve hesaplanması mümkün olması, davalının kendi vergi dairesine alım olarak bildirimde bulunmuş olması, böylelikle alacak tutarının yargılamayı gerektirmemesi sebepleriyle davacı alacağının likit olduğunun söylenebileceği, sair hususların yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı kanaatlerine ulaşıldığına ilişkin raporunu mahkememize sunmuştur.Dosya Mali Müşavir Bilirkişiye tevdi edilerek aldırılan ek bilirkişi raporunda özetle ; Mahkemece verilen görev ile sınırlı olarak mezkür surette tahakkuk eden değerlendirme neticesinde; mahkemenin ara kararında tarafımdan tespiti istenen talepler yönünden detaylı değerlendirmelerde raporun 2-Değerlendirme bölümünde yapılmış olduğunu, bilirkişi kök raporundaki davacının talep ettiği alacağını talep edebileceği yönündeki kanaatlerinin aynen geçerli olduğu, sair hususların yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı kanaatlerine ulaşıldığını belirten raporunu mahkememize sunmuştur.
Dava dilekçesi ,cevap dilekçesi,bilirkişi raporu ,—— formları ve tüm dosya kapsamı ile yapılan değerlendirmede ,davacı ile davalı arasında cari hesaba dayalı bir ticari ilişkinin olduğu,davacının cari hesap alacağı sebebiyle davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalı tarafça yapılan itiraz üzerine mahkememizde itirazın iptali davası açıldığı,tarafların defterleri üzerinde yapılan incelemede; davacıya ait ticari defterlerin (HMK md. 222) sahipleri lehine delil niteliklerinin bulunduğu, davalının defter ibraz etmediği, davacı şirket tarafından, davalı adına 55 adet fatura düzenlendiği,faturaların USD ve EURO olduğu,davalı tarafça da davacı tarafından tanzim edilen 55 adet faturadan 5.000 TL bedelin altında kalan 1 adet——dönemine ait fatura dışındaki tüm faturaların alım olarak vergi dairesine bildirildiği,Yargıtay içtihatlarında da benimsendiği üzere, vergi dairesine yapılan bildirimlerin, hizmetin ifa edildiğinin ya da malın teslim edildiğinin karinesi olarak kabul edildiği, davacının usulüne uygun tutulmuş defterlerine göre, davacının takip tarihi itibariyle davalı taraftan 4.010,00 EURO TL alacaklı olduğu, dolayısıyla davacının alacağını ispatladığı anlaşılmakla davanın kabulüne,alacak likit olduğundan ,asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının DAVASININ KABULÜ ile Davalının——- Esas sayılı dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, takibin 4.010,00 EURO asıl alacak üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren bu bedele 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince faiz uygulanmasına,
Alacak likit olduğundan hüküm altına alınan 4.010,00 EURO alacağın takip tarihindeki 27.656,97 TL karşılığı üzerinden hesaplanacak şartlara göre %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 2.217,87-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 383,76-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 1.834,11-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 54,40-TL Başvuru Harcı, 383,76-TL Peşin/nisbi Harcı, 800,00-TL Bilirkişi ücreti, 169,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.407,16TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise karar kesinleştikten sonra istek halinde yatıran taraflara iadesine,
6-Dava şartı olan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde—— Arabulucuk Başvuru Nolu dosyada taktir olunan 1.320,00-TL ücretin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde ——-Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.