Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/751 E. 2021/477 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/751 Esas
KARAR NO : 2021/477

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2020
KARAR TARİHİ : 09/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin konkordatonun tasdiki talebine ilişkin yapılan yargılama sırasında konkordato komiserliğine alacak kaydı başvurusu yapıldığını, borçlu davalı firma tarafından talep edilen alacak tutarına itiraz edildiğini, bunun üzerine, bildirilen alacak tutarının tamamının nisaba kabulü için mahkemeye itiraz edildiğini, konkordato komiserliği tarafından düzenlenen ve hatalı değerlendirmeler içeren, denetime elverişsiz 07/08/2020 tarihli rapor doğrultusunda 13/08/2020 tarihli Mahkeme ara kararı ile müvekkili bankanın 419.859,34 TL üzerinden —-dahil edilmesine karar verildiğini, mahkemece davalı şirket yönünden 20/11/2020 tarihinde — tasdikine karar verildiğini, çekişmeli hale gelen müvekkili banka alacağı için İİK’nun 308/b maddesi uyarınca iş bu davayı ikame etme zorunluğu doğduğunu, davalı borçlu şirket ile imzalanan 20/10/2016 tarihli, 2.000.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında bu firmaya ticari krediler kullandırıldığını, dava dışı şirket yetkililerinin bu kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, hesabın kat edilerek ihtarname tebliğ edildiğini, 468.355,39 TL faizsiz asıl alacakları bulunduğunu, alacak tutarına itiraz üzerine komiserlikçe düzenlenen 07/08/2020 tarihli rapora göre; alacak talep edilen 599.320,55 TL tutardan 179.461,55 TL düşülerek davacı bankanın adi alacaklılar oylamasında nazara alınması gereken alacağının 419.859,34 TL hesaplandığını, bunun kabulünün mümkün olmadığını, zira bu tutarın faizsiz alacak tutarı olan 468.355,39 TL’nin de altında olduğunu, bu sebeple eksik kalan 48.496,05 TL alacak üzerinden bu davanın kabulünün gerektiğini belirterek çekişmeli hala gelen 48.496,05 TL alacağın da konkordato nisabına kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkemenin —- Esas sayılı dosyasında —- tasdik kararının — resmi ilan —-tarihlerinde ilan edildiği, dolayısıyla İcra İflas Kanunu (İİK) 308/b maddesinde öngörülen bir (1) aylık hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin dikkate alınması gerektiği, eğer bu süre geçtikten sonra işbu dava ikame edilmişse reddinin gerektiğini, rehinle temin edilmemiş her türlü alacak için geçici mühlet tarihi itibariyle faiz işlemesinin duracağını, dava konusu somut olayda davacı şirketin konkordato projesinde faiz öngörmediğini, o halde, geçici mühlet tarihi olan 27.09.2018’den itibaren rehinle temin edilmemiş borçlar için faiz işlemesinin duracağını, geçici mühlet tarihi itibarıyla davacı —- taksitli kredisinden ödenmemiş —- kredi borcu, ayrıca —- faiz borcu bulunduğunu, bunların tutarının da 460.407,34 TL olduğunu, davacının banka nezdindeki 40.548,00 TL’lik bloke parası borcundan mahsup edildiğinde, geriye 419.859,34 TL’lik borcu bulunduğunu, alacaklı bankanın konkordato mühleti döneminde faiz işlettiğinden, fazla alacak talebinde bulunduğunu, 13.08.2020 tarihli ara kararın isabetli olduğunu, davacı bankanın, kanunun açık hükmüne aykırı bir şekilde gerçekleştirmiş olduğu işlemlerin sonucunda ortaya çıktığını iddia ettiği alacaklarının hukuken ileri sürülebilir bir yanı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 15/01/2021 tarihli ara kararı uyarınca eksik harcın davacı tarafça verilen kesin süre içerisinde yatırıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 24/03/2021 tarihli Ön İnceleme Durulmasında; ” Davacı vekiline arabuluculuğa gidilip gidilmediği konusunda beyanda bulunması, gidilmişse arabuluculuk tutanak aslı yada onaylı örneğinin sunması için 2 hafta kesin süre verilmesine ” karar verildiği, davacı vekilinin 31/03/2021 tarihli dilekçesi ekinde —– sunduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK. na eklenen 5/a maddesi uyarınca ticari davalarda arabuluculuk şartı getirilmiştir.
Kanunun genel gerekçesinde; taraflar arasındaki uyuşmazlıkların açılabilecek dava türlerinden bağlantısız olarak arabuluculuk kapsamında kalmasının amaçlandığı belirtilmektedir. Madde gerekçesinde ise konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurma zorunluluğu getirilerek bu uyuşmazlıkların temelinde, çok daha kısa süre içinde, daha az masrafla ve tarafların iradelerine uygun bir şekilde çözülmesi amaçlanmaktadır ifadesi kullanılmıştır.
Madde gerekçesi, taraflar arasındaki uyuşmazlıkların çözümlenmesinin amaçlandığına dikkat çekmekte, uyuşmazlık bazında bir değerlendirme yapmaktadır. Uyuşmazlığın taraflarının davacı ve davalı olmasına ilişkin bir ayrım gözetmemektedir. Madde metninde de “alacak ve tazminat davaları” tabirinden kaçınılarak “… konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava ” anlatımı kullanılmıştır.
Kanuna göre; arabuluculuk dava şartı sonradan tamamlanabilen bir dava şartı değildir. Bu nedenle davacı tarafın sonradan sunduğu anlaşma sağlanamadığına ilişkin arabuluculuk tutanağı ile dava şartı gerçekleşmiş olmadığından davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-7155 sayılı Kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/a maddesi ve 7155 sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6325 sayılı Kanuna eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurmadan dava açılmış olması nedeniyle HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca özel dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar harcının, peşin alınan 54,40 TL harç ve 04/02/2021 tarihinde alınan 773,79 TL tamamlama harcı toplamı 828,19 TL harçtan mahsubu ile bakiye 768,89 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan tüm yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar vermeye yer olmadığına,
5-Davalı lehine — uyarınca taktir edilen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, hazır taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.