Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/743 E. 2021/690 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/743 Esas
KARAR NO: 2021/690
DAVA: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2020
KARAR TARİHİ: 21/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket tarafından
—– ile müvekkili hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, dosya içeriği incelendiğinde müvekkilin ikamet etmekte olduğu adrese iki defa —– emri gönderildiği ve bu icra takibinin Teb. K. m. 21/2’e göre usulsüz ve hukuka aykırı
bir şekilde kesinleştirildiğinin anlaşıldığı, bunun üzerine kendilerince—– dosyası ile usulsüz tebligat nedeniyle şikayet davası açıldığı, Mahkeme
tarafından ileride telafisi imkansız zararın doğması ihtimali bulunduğundan —- sayılı takibinin müvekkil ——- geçici olarak karar verilinceye
kadar tedbiren durdurulmasına karar verildiği, davalı şirket tarafından takip talebinde borcun sebebi olarak alacaklı müvekkil şirketçe — borçlunun maliki olduğu ——– tarihinde firari sürücünün kullanımı altındayken kaza yaptığı ve 3. kişiye çarparak bedeni hasarına
sebebiyet verdiği, bu hasar sebebiyle müvekkil sigorta şirketi 3. kişinin hasarı için — tarihinde
—- tazminat ödediği, ödenen bu tazminat tutarının sigortalı ve araç maliki /işleteni sıfatıyla borçludan
ödeme tarihinden itibaren işlemiş avans faiziyle birlikte ve de fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla
tahsili talep edildiği” şeklinde açıklamasına yer verildiği, detayları ile izah ettikleri nedenlerle müvekkilin
——- dosyası yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği, şöyle ki; davalı tarafın takip talebinde iddia etmiş oldukları
olguların kendilerince kabulünün mümkün olmadığı, anılan kazada mağdur sürücü —–
kontrolsüzce hareket ettiği, şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymayarak—- ve
idaresindeki müvekkile ait — plakalı araca çarptığı, kazada araç sürücüsü — aleyhinde
——- dosyasında alınan Bilirkişi Raporunda, mağdur
——- dönüşü sağlayan yerden dönüş yapmak için arkasından
akan trafiği dikkate almadan ve ani bir hareketle sol şeride doğru yöneldiği esnada kullanmış olduğu bisikletin
sol arka yan kısmı ile trafiğin akım yönüne göre en sol şeritten seyreden şüpheli sürücü — sevk ve
idaresindeki———– sağ ön çamurluğunun yan kısmına çarpması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının
meydana geldiği tespitlerinin yapıldığı, —- görüntülerinde üzerinde yapılan bilirkişi
incelemesinde; mağdur ——- kendisi için gerekli olan güvenlik tedbirlerinden başlık ve koruma
gözlüğü kullanmadığı ve olay anında havanın kararmış olduğu ele alındığında—–üzerinde yerini belli
edebilecek herhangi bir ışıklı cihaz olmadığının tespitlerinin yapıldığı, araç sürücüsü——- kazanın
gerçekleşmesinden sonra olay yerini terk etmediği, kazadan sonra mağdur için olay yerine ambulans çağırdığı,
mağdur—— kaldırıldıktan sonra aracı trafiğin akışını engellemeyecek şekilde yolun kenarına park ettiği,
olaydan yaklaşık —– alınan alkol tespit
tutanağında araç sürücüsü —– alkolsüz olduğunun tespit edildiği, somut olay bakımından araç sürücüsü —— atfedilebilecek kasti bir hareket veya ağır kusur olarak nitelendirilebilecek bir davranış bulunmadığı, alınan kusur tespiti raporunda mağdur — asli kusurlu olduğunun tespit edildiği,
—— dosyasının takip
talebinde aracın— yapmış olduğu iddia edilerek rücu hakkının
doğduğunun belirtildiği, davalı takip talebinde —- işlemiş faiz talebinde bulunduğu, davalı sigorta
şirketinin alacağın ferisi niteliğinde olan faize ilişkin bu talebinin de haksız olduğu, müvekkilin takip tarihinden
önce temerrüde düşürülmediği, bu nedenle de takip tarihinden önce işlemiş faiz alacağı talep edilemeyeceği,
izah edilen nedenler ile müvekkil ———- dosyası yönünden borçlu olmadığının tespitine, kötü niyetle müvekkil hakkında
icra takip işlemi başlatan ve haciz işlemleri uygulayan davalı şirketin İİK. m. 72. hükmü uyarınca takip konusu
alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesine, ileride telafisi imkansız zarar doğması
ihtimali bulunduğundan——-sayılı takibinin davacı borçlu
——- yönünden geçici olarak karar verilinceye kadar tedbiren durdurulmasına, yargılama giderleri ve
vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketine dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edildiği, dosyaya cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava, —– ilişkisinden doğan rücuen tazminat talebiyle, davalı sigortacı tarafından kendi sigortalısı olan davacı aleyhine başlatılan icra takibine karşı açılmış menfi tespit davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre bir davanın ticaret mahkemesinde görülmesi için hukuki uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiş olması gerekir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmış, Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda; davalı tarafından sigortalanan davacı sigortalıya ait aracın karıştığı kaza neticesinde, zarar görenlere poliçe kapsamında ödeme yapıldığı, davalıya ait araç sürücüsünün firari olduğu iddiasıyla, davalı sigorta şirketi tarafından 3.kişiye yapılan ödemelerin——- aykırılık sebebiyle davacıdan tahsili talebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, başlatılan takibe karşı da davacı tarafından işbu menfi tespit davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı sigortalı ile davalı sigortacı arasında akdi bir ilişki mevcut olup, uyuşmazlığın kaynağı taraflar arasındaki trafik sigorta sözleşmesine aykırılıktır. Taraflar arasındaki sigorta poliçesine konu araç hususidir.
Bahsi geçen yasal düzenlemeler gereğince somut uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemeleri görevlidir.—— kararında;
——- durumlarda sigortacının kendi sigortalısına karşı dönme hakkını kullanabileceği trafik kazası sonucunda 3.kişiye ödenen hasar bedelinin sigortalısına rücu ettiği durumlarda, —– taraflar arasındaki sigorta sözleşmesi tüketici işlemi olduğundan davaya bakmaya —– görevli olduğu belirtilmiştir.
Yine ——– sayılı kararlarında;
“…davalının sigortalısı olduğu aracın karıştığı kaza neticesinde zarar görenlere poliçe kapsamında ödeme yaptığından bahisle yaptığı ödemelerin ——– aykırılık sebebiyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir. Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı trafik sigorta sözleşmesine aykırılıktır.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince somut olayda davanın görülmesinde tüketici mahkemeleri görevlidir” denilmiştir.
Mahkememizce açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş, HMK’nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli —–gönderilmesine hükmedilmiş, HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Tüketici Mahkemesinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine— hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’nun 114/1-c bendi uyarınca mahkememizin görevli olmamasına ilişkin dava şartı yokluğundan HMK nun 115/2 maddesi gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli —- gönderilmesine,
3-HMK’nun 20. Maddesi gereği iş bu kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan biri mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini istemezse HMK’nun 331/2 maddesi gereğince talep halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama harçları, vekalet ücreti ve yargılama giderinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde———- Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.21/09/2021