Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/691 E. 2022/97 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/691 Esas
KARAR NO: 2022/97
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/12/2020
KARAR TARİHİ: 10/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, cari hesap dökümü ve faturalar uyarınca müvekkili şirket davalı şirketten alacaklı olduğunu, cari hesap dökümü ve faturalar nazarıyla ve borçlu şirketin borcunu defalarca bildirdiği takdirde ödememesi karşısında müvekkili şirkete vekaleten — sayılı dosyası ile takip başlatıldığını borçlu şirketin borca ve yetkiye itiraz sonucu takibin durduğunu yetki itirazı kabul edilerek icra dosyası—- gönderdiğini,— esas sayılı takip numarası aldığını, borçlu şirketin — tarihinde takibe ilişkin borca ve ferilerine itirazı sonucunda takibin durduğunu, müvekkili şirket ile aralarında ticari ilişki bulunan borçlu şirketin takibe itirazı tamamen kötü niyetli olduğunu, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yasa gereği olduğunu, borçlu şirketin haksız ve hukuka aykırı olarak borcunu ödemediğini ve inkar ettiğini ileri sürerek açılan davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle :
Davacının dayandığı fatura müvekkili firmaca kabul edilmediğini vade farkı faturası tahakkuk ettirilmesi için taraflar arasında sözleşmeye dayalı herhangi bir anlaşma vaki olmadığını alacaklı olduğu iddia edilen tutar —– düzenlenmediğini cari hesap uyarınca ödemelerin zamanında yapıldığını vade farkı ile ilgili hiç bir talepte bulunulmadığını, davacı ile müvekkili firma arasında sözleşme veya oluşmuş bir teamül olmadığını davacı vade farkı tahakkuku dayanağını açıklamadığını buna ilişkin herhangi bir delil de sunmadığını, davacı tarafın fatura müvekkil firma tarafından davacı firmaya iade faturası ile iade edildiğini ve kabul edilmediğini, müvekkili firma ticari defterlerinde davacı tarafa vade farkı faturası olmadığını, alacaklı olduğu iddiasında bulunan firmaya karşı icra takibine konu borç bulunmadığını, davacı tarafı vade farkı düzenleme hakkı olmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini belirtmiştir.
DELİLLER :
Davacı vekili dava dilekçesinde,—-sayılı takip dosyasını, cari hesap dökümünü, faturaları, tarafların ticari defterlerini, tanık ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, —sayılı takip dosyasını, cari hesap dökümünü, faturaları, tarafların ticari defterlerini, tanık ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
—- takip dosyası celbedilmiş, incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine— tarihli ve — bedelli faturaya istinaden toplam — alacağının tahsili talebiyle ilamsız takip yapıldığı, davalı vekilinin —- tarihinde borca itiraz ettiği görülmüştür. İcra dosyasında ödeme emrinin tebliğine dair belge bulunmadığından icra müdürülüğüne müzekkere yazılmış, — tarihli cevabi yazıda ödeme emrinin borçluya tebliğe çıkarılmadığı bildirilmiş, itirazın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Takip dayanağı—— bedelli faturanın incelenmesinde, fatura konusunun vade farkı olduğu görülmüştür.
Bilirkişi —tarafından hazırlanan —— tarihli raporda, davacı ve davalı defterlerinin yasal mevzuata uygun tasdik ettirildiği, taraflar arasında vade farkı faturasına istinaden mutabakatsızlık olduğu belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından faturaya dayanarak davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafın süresinde itirazı üzerine İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır.
İİK 67/1.maddesine göre “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”
Takibe konu alacak fatura alacağıdır. Faturanın TTK.da tanımına yer verilmemiştir. Vergi Usul Kanunu 229.maddesinde fatura, “Satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir vesika”olarak tanımlanmıştır.
TTK 21/1.maddesine göre, ‘Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir” TTK 21/2.maddesine göre ‘Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır’.
—–Kararında, ‘fatura sözleşmenin yapılmasıyla ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir…” denilmiştir.
Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle faturaya dayalı alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir.
İtirazın iptaline konu icra dosyasındaki takip dayanağı —- bedelli fatura, “vade farkı” faturasıdır. Vade farkı istenebilmesi için taraflar arasında bu konuda yazılı bir sözleşme bulunması veya teamül halini almış fiili bir uygulamanın mevcut olması gerekir. Vade farkı alacağını ihtiva eden bir fatura düzenlenip davalı tarafa tebliğ edilmesi ve süresinde bu faturaya itiraz edilmemiş olması yukarıda belirtilen şartların gerçekleştirilmemesi halinde tek başına vade farkı istenebileceği sonucunu doğurmaz.——–
Davacı taraf, takip dayanağı vade farkı faturasına ilişkin taraflar arasında yazılı sözleşme bulunduğunu veya bu konuda taraflar arasında teamül bulunduğunu ispatlayamamıştır. Bu nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddi ile birlikte davalı lehine kötü niyet tazminatı verilmesini talep etmiştir. İİK 67/2.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmetmek için reddedilen kısım bakımından davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun ispatı gerekir. Davacının takibi yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığı, dosya kapsamından da davalının kötü niyetli olduğu anlaşılamadığı, bu nedenlerle şartları oluşmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- DAVANIN REDDİNE,
2-Şartları oluşmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine
3-Alınması gereken 80,70 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 466,11 TL harçtan mahsubu ile bakiye 385,41TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
8-Tarafların dava şartı olması nedeniyle başvurmuş oldukları ——görüşmeler neticesinde belirlenen 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacının yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde———– Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.10/02/2022