Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/681 E. 2023/251 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/681 Esas
KARAR NO: 2023/251
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/12/2020
KARAR TARİHİ: 09/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında imzalanan —– gereğince; davalı şirketin operatör olarak düzenlediği —— ile kişi başı belirlenen fiyatlar üzerinden—— hususunda anlaşmaya varıldığını, müvekkili şirket tarafından sözleşme gerekleri aksatılmadan yerine getirildiğini ve davalının operatör olarak düzenlediği ——bulunan müşterilerin sözleşme kapsamında konaklamaları sağlanarak icra takibine konu faturalar düzenlenerek davalı şirkete gönderildiğini, davalının fatura borçlarını ödememesi nedeniyle —— dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin ve bildirilen borç tutarlarının kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirketin dava dilekçesinde bahsi geçen faturalara ilişkin hizmeti almadığını, iş bu itirazın iptali davasının dayanağının bulunmadığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davanın reddine, icra takibi ile işbu davada kötü niyetli hareket eden davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER : Davacı vekili dava dilekçesinde delil olarak;—– sayılı dosyası, müvekkili şirket ile davalı şirket yetkilileri arasında geçen ———- ve —– faturalar, ticari defterler ve cari hesap kayıtları, bilirkişi incelemesi, tanık ve yemine dayanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde delil olarak; müvekkili şirket ticari defter ve kayıtları,—– sayılı dosyası, faturalar, iade faturaları ve bilirkişi incelemesine dayanmıştır.
Davacı tarafından ibraz edilen —— incelenmesinde; tarafların tur programlarında oda tahsisi konusunda anlaşmaya vardıkları görülmüştür.
Tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmediği için inceleme yapılamamıştır. Davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu kök ve ek rapor alınmış, davacının ticari defterlerine göre; davacının 133.179,99-TL fatura düzenlenlediği, fatura alacaklarının ödeme ile kapatıldığı, davacının kendi defterlerine göre davalıdan alacaklı olmadığı belirtilmiştir.
Davalının bağlı bulunduğu vergi dairesinden davalının —- yılında davacıdan —– bildirimleri celbedilmiş, incelenmesinde; ——- mal/hizmet aldığını beyan ettiği görülmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından faturaya dayanarak davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafın süresinde itirazı üzerine İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır.
İİK 67/1.maddesine göre; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”
—– sayılı dosyası celbedilmiş, incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 93.681,14-TL asıl alacağın tahsili talebiyle ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin 30/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalının vekili aracılığıyla 11/04/2018 tarihinde borca itiraz ettiği görülmüştür.
Takibe konu alacak fatura alacağıdır. Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle faturaya dayalı alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir.
Taraflar arasında —-tarihli —– mevcuttur. Dolayısıyla faturaların düzenlenmesine ilişkin sözleşmesel ilişki mevcuttur. Ayrıca davalı davacıdan, —— mal/hizmet aldığını bağlı bulunduğu ——-bildirmiş olup, bu durum faturalarda yazılı emtianın teslim alındığı anlamına gelmektedir. ———
Dolayısıyla davacı tarafın 132.669,36-TL’lik faturadan dolayı davalıdan alacaklı olduğu davalının——-bildirimleri ile ispat edilmiştir. Ancak davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesinde; davacının davalıdan takibe konu faturaların kesilmesinden önce 44.003,10-TL tahsilat yaptığı, faturaların kesilmesinden sonra ise 31/12/2018 tarihinde 115.035,10-TL’nin——- hesabı ile kapatıldığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacağının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davacı vekili davalının 43.832,00-TL ödeme yaptığını, davacının defterlerinde görünen 115.035,10-TL ödemenin ise gerçekte yapılmadığını ileri sürmüştür. Ancak usulüne uygun tutulsun veya tutulmasın ticari defterler sahibi aleyhine delil teşkil eder. Davacının kendi defterlerine göre davalıdan alacaklı olmaması nedeniyle, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanan davacı vekiline yemin hakkı hatırlatılmış, davacı vekili tarafından davalıya yemin teklif edilmiş, davalı şirkete usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen, yemin için belirlenen 09/03/2023 tarihli duruşmaya davalı şirket yetkilisi katılmamış, duruşmada hazır bulunan davalı vekili tarafından da, davalının yemine katılmamasına ilişkin olarak herhangi bir mazeret ileri sürülmemiştir.
HMK’nın 228/2.maddesine göre; Yemin davetiyesine, yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular ile geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelip de yemini iade etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı yazılır” Yemin için belirlenen duruşmaya davalı şirket yetkilisinin katılmaması nedeniyle, davalı taraf yemin konusu vakıaları kabul etmiş sayılarak, 92.624-TL asıl alacak üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Davaya konu icra takibinde takip öncesi işlemiş faiz talebinde bulunulmuştur. İcra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizine hükmedilmesi TBK’nın 117.maddesi koşullarına bağlı olup icra takip tarihinden önce davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi gerekir. Taraflar arasında ödeme günü kararlaştırılan bir sözleşme bulunmadığı, davalıyıa temerrüte düşürecek bir ihtarname de çekilmediği için davacı alacaklı icra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizi talebinde bulunamaz. Bu nedenle takip öncesi işlemiş faiz yönünden itirazın iptali talebi yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı, davalı vekili cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuştur. İİK 67/2.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67.maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmetmek için reddedilen kısım bakımından davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun ispatı gerekir.
İtirazın iptaline karar verilen asıl alacak yönünden alacak likit olup, davalının itirazı da haksız olduğundan, itirazın iptaline karar verilen 92.624-TL’nin %20’si oranında icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davanın reddine karar verilen kısmı yönünden davacının davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığından, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
1——– sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte, davalı-borçlunun; 92.624-TL asıl alacak miktarına yaptığı itirazın iptali ile, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İtirazın iptaline karar verilen 92.624-TL’nin %20’si oranında (18.524,80-TL) icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Reddedilen kısım yönünden şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gereken 6.327,15 TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 1.131,43 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 5.195,72 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 3.237,10 TL yargılama gideri ile 1.131,43 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı toplamı 4.422,93 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında 4.373,02 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 14.819,84 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 1.057,14 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
9-Tarafların dava şartı olması nedeniyle başvurdukları——– nolu görüşmeler neticesinde belirlenen 1.320,00 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 1.305,10 TL’sinin davalıdan, bakiye 14,90 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
10-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, davanın kabulüne karar verilen kısmı yönünden gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde — Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere, davanın reddine karar verilen kısmı yönünden miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.09/03/2023