Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/677 E. 2021/289 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/677 Esas
KARAR NO : 2021/289

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/12/2020
KARAR TARİHİ : 25/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … adına kayıtlı—- plakalı ticari taksi 05/07/2018 tarihinde—- önü yan yolda taksi durağında iken davalılardan …— maliki ve diğer davalı .—–sürücüsü bulunduğu —- plakalı minibüs ile zincirleme kazaya sebebiyet verdiğini, kazada davalı tarafın %100 kusurlu olduğunu, davalı tarafın başka bir araca çarparak onun da müvekkilinin aracına arkadan çarpması sebebi ile hasar oluştuğunu, aracın —- tamirde kaldığını, bu süre zarfında ticari olan müvekkil aracının çalışamadığını, kazaya ilişkin tutanağın yetkili — tarafından tutulduğunu, davalıların haksız ve anlaşılmaz tavrının arabuluculuk sürecinde de devam ettiğini ve hiçbir şekilde zararı tazmin etmeyi kısmen de olsa kabul etmediklerini, davanın kabul edilerek İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’ nün — Esas sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazlarının iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, davalıların itirazları haksız ve kötüniyetli olduğundan alacağın % 20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların tacir olmadığını, ticaret kanununda esnaf ve tacir ayrımının yapıldığını, tarafların faaliyet sınırı esnaf faaliyet sınırını aşmadığını, esas yönünden takibe konu borca ilişkin günlük kazanç kaybı tespiti soyut olup, hangi kritere göre nasıl elde edildiğinin belirsiz olduğunu, bu nedenle talep edilen kazanç kaybı adı altında talep edilen alacağın likit olmayıp herhangi bir yazılı belgeye de dayanmadığını, takibe ve davaya konu borca ilişkin kazanç kaybı iddiasında bulunan davalının geriye dönük ticari defter, beyan ve kayıtları incelenmeden ve günlük ortalama kazancı bilirkişi marifeti ile tespit edilmeden, takibe dayanak yapılan kazaya ilişkin kusur oranları gözetilmeden kazanç kaybı talebinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, aracın serviste kalma süresinin tamamında müvekkillerinin kusurlu olup olmadığının tespitinin gerektiğini, kazada oluşan hasar ile serviste kalma süresinin tespitinin gerektiğini, haksız, kötü niyetli ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına çarptırılmasına, davanın görev yönünden reddine, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesini, yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine, vekalet ücretinin avukat olarak kendilerine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile trafik kazası sonucu davacı aracın zarar görmesi ve aracın tamir süreci boyunca mahrum kalınan kar bedelinin tahsiline ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Usulüne uygun taraf teşkili sağlanmış ve ön inceleme duruşması yapılmıştır . Davacı vekili müvekkilinin esnaf olduğu, tacir olmadığı beyanında bulunmuştur. Dava dosyasında da tarafların tacir olduklarına dair bir delil sunulmamıştır.
6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde ise ticari davalar tanımlanmış ve sayılmıştır. Bu maddeye göre “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları”, “ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri” ve “tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a),(b),(c),(d),(e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması, ya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması, ya da açılan davanın maddede 6. bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
HMK’nin 2. maddesinde ise; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir” düzenlemesi getirilmiştir.
Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir.HMK 114/1-c maddesinde mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiş olup yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile karar kesinleştiğinde DOSYANIN GÖREVLİ —— NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli — Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde dosyanın ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.