Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/669 E. 2021/296 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/669 Esas
KARAR NO : 2021/296

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/11/2020
KARAR TARİHİ : 25/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; davalı sigortaya —– poliçe numarasıyla —– sigortalı müvekkil——– plakalı aracın —————- plakalı araca çarparak hasarlandığını, -müvekkiline ait ——- plakalı aracın —————— dalgınlıkla ————sürtündüğünü, sağa kaçması üzerine bu sırada yanından geçen aracın sağ ön kısmı ile çarpması sonucu çift taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın akabinde sigorta şirketine başvurulduğunu ancak davalı sigorta şirketinin hasar bedelinin ödenmesi talebinin reddedildiğini, gerçekleşen kaza neticesinde müvekkilinin aracında 41.56,89-TL tutarında hasar meydana geldiğini, hasar bedelinin tespiti amacı ile bağımsız eksperden rapor almak zorunda kalındığını ve bu rapor için de bağımsız ekspere 287,64-TL ödemek zorunda kaldığını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla gerçekleşen kaza neticesinde müvekkilinin —– plakalı aracın uğramış olduğu hasarın onarım bedeline ilişkin olarak şimdilik 41.56,89-TL hasar bedeli ile yargılama gideri olan 287,64-TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde davalı şirketin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; dava konusu tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını, mahkememizin yetkili olmadığını, davanın yetkili olan —— Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, davanın görevli mahkemede de açılmadığını, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğunu, bu nedenlerle davanın usulden reddinin gerektiğini, usule ilişkin itirazlarının kabul görmemesi halinde ise şirket sigortalısının alkol kontrolünde 0.40 promil alkol oranı çıktığını, kazaya karıştığı diğer sürücünün ise 04.5- da alkol kontrolü yapıldığını yani görüleceği üzere davacının tam 22 dakika gibi bir süre sonra alkol testi yapıldığını, bu nedenle emniyet müdürlüğünden kaza ihbarının kaçta yapıldığının sorulması gerektiğini, polisin olay yerine geç geldiği de nazara alındığında alkol oranının az çıktığını, düz yolda şerit değiştirmek suretiyle kazanın gerçekleşmesinin de hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, trafik kurallarına uyan bir kişinin yapabileceği bir kaza olmadığını, bu durumlar ve Karayolları Trafik Kanunun 48 maddesi ile Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.5 hükmü çerçevesinde ve ——–etkisi ile meydana gelmiş olması sebebi ile hasarın teminat dışı olduğunun açık olduğunu, davacının temerrüt başlangıç tarihini kaza tarihinden itibaren talebinin hukuka aykırı olduğunu, ————- fahiş olup makul giderlerden olmadığını, tüm bu nedenlerle davanın öncelikle usul yönünden reddi, mahkeme aksi kanaatte ise davanın tüm hususlar ve beyanlar incelenerek esas yönünden de reddi ile tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesin talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile davacının aracında meydana gelen hasarın kasko poliçesi kapsamında davalı sigorta şirketinden talep edilmesine rağmen talebin red edilmesi üzerine açılan alacak davasıdır.Dava hukuki niteliğii itibari ile davacının aracında meydana gelen hasarın kasko poliçesi kapsamında davalı sigorta şirketinden talep edilmesine rağmen talebin red edilmesi üzerine açılan alacak davasıdır.
Usulüne uygun taraf teşkili sağlanmış ve ön inceleme duruşması açılmıştır. Taraflar arasında davalının sigortacı davalının sigorta ettiren olduğu ve aralarında kasko poliçesi düzenlendiği noktasında uyuşmazlık yoktur. Ayrıca davacının gerçek kişi tacir olduğuna dair bir delil veya bir iddia da dosyada mevcut değildir.
—— tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve —- tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan,—–ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.
Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacı sigorta ile yapılan sigorta sözleşmesine aykırılıktır.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır.
Türk Ticaret Kanunun 4. maddesi ve 5/2. maddesiyle özel yasalarda hangi davaların ticari dava olduğu açıkça yazılmıştır. Mutlak ticari davalarda tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın ticari nitelikte olduğunu kabul edilen davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki taraf için ticari sayılan konulardan doğan davalardır. Nispi ticari davadan söz edebilmek için iki koşulun bir arada olması gerekir. Birinci koşul her iki tarafın da tacir olması, ikinci koşul ise davaya konu uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili olmasıdır.
Bu davaya bakmakla görevli mahkeme; somut uyuşmazlık mutlak veya nisbi ticari dava niteliğinde olmadığından ticaret mahkemeleri görev alanında olmamakla mahkememizin görevsizliği ile dosyanın —- Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile karar kesinleştiğinde dosyanın görevli —- Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli —– Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine ,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde dosyanın ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.