Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/638 E. 2021/852 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/638 Esas
KARAR NO: 2021/852
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/11/2020
KARAR TARİHİ: 02/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; taraflara arasında eskavator iş makinesi eklenti parçası olan kırıcı diye tabir edilen makine satın alındığı, ödemenin banka havalesi—–yoluyla gerçekleştirildiğini, Davalı şirket yetkililerin kırıcı tabir edilen makinenin teslimini —– gün içerisinde gerçekleştireceğini bildirmiş olsalar da kırıcı tabir edilen iş makinesinin davacıya teslim edilmediğini, Bunun üzerine davalı borçluya ihtarname gönderildiğini, kırıcının aynı olarak veyahut güncel piyasa koşullarına uygun bedelinin taraflarına teslimin istendiğini, ancak davalı tarafından bir teslim gerçekleştirilmeyeceğini, kırıcı bedelinin de iade edilmeyeceğinin bildirildiğini, bunun üzerine—– dosyası ile takibe geçildiğini, davalı tarafından gönderilen ödeme emrine, asıl alacağa, faize, ferilerine ve avukatlı ücretine itiraz edildiğini, yapılan son değişikle itirazın iptal davası açılmadan önce arabuluculuk başvurusu yapılması zorunlu hale geldiğinden ve dava şartı olarak kabul edildiğinden, taraflarınca öncelikle arabuluculuk başvurusu yapıldığını, arabuluculuk toplantısında süreç anlaşılamadan sonuçlandığını beyan ederek; Davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile takip tarihi itibariyle —– banka alacağının, takip talebindeki şartlarla tahsili için takibin devamına karar verilmesini, haksız yere itirazda bulunan davalının, asıl alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile cezalandırılmasını, yargılama giderleri ve yasal avukatlı ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, davaya cevap sunmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile tacirler arası ticari satım ilişkisi kapsamında davalının edimini yerine getirmemiş sebebi ile davacının ödediği bedelin iadesi için başlattığı icra takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
—- sayılı icra dosyası getirtilerek dosyamız içerisine alınmıştır. Ödeme emrinin davalı borçluya — tarihinde tebliğ edildiği , davalı borçlunun —tarihinde borca itiraz ederek takibi durdurduğu, duran takip üzerine —- tarihinde davanın açıldığı itirazın ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça dava dilekçe ekinde —– tarihinde, banka yoluyla ödeme yapıldığına ilişkin dekont ibraz edildiği görülmüştür.
Taraflar arasında ticari satım sözleşmesi kurulmuştur. Satım sözleşmesi, karşılıklı borç doğuran sözleşmelerden olup; sözleşmenin kurulmasıyla alıcı, satılanın parasını alıcıya vermeyi borçlanırken, satıcı da satılanın mülkiyetini ve zilyetliğini geçirme borcu altına girmektedir. Davacı semeni ödediğini ispat etmiş ise de davalı taraf malların teslim edildiğini, ispat edememiştir.
Taraflar tacir oldukları ve davacı taraf delil olarak ticari defter ve kayıtlara dayandığından defter incelenmesine karar verilerek sunulmadığı takdirde ibrazdan kaçınmış sayılacakları ihtar edilmiştir. İnceleme gününde davalı taraf defter ibraz etmemiştir. Davacının incelenen defterlerinde davalı taraftan —— Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır.
Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır…” şeklinde açıklanmıştır.
Davalının inceleme günü defterlerini ibraz etmemesi, davacı defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olması, davalının satıma konu malı teslim ettiğini ispat edemediği nazara alınarak davacının davalıdan dekont bedeli kadar alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı taraf davalıyı ihtar çekerek temerrüte düşürdüğünü iddia etmiş ise de ihtarname ve tebliğ şerhi sunulmadığından davacının işlemiş faiz talebi red edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile; davalının—–icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin ——— üzerinden devamına,
Alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki —– icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
3-Alınması gereken —- davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından sarfolunan — harç gideri toplamı —– davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine, dair,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde kabul edilen kısım yönünden istinaf yolu açık olmak red edilen 640.01 TL lik kısım açısından kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/11/2021