Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/62 E. 2020/433 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/62 Esas
KARAR NO : 2020/433

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 06/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalı arasında —- tarihinde imzalanan sözleşmeye göre müvekkilinin davalının yükümlenmiş olduğu———– gerçekleştirdiğini, yine sözleşmeye göre davalının iş bitimi akabinde müvekkili tarafından kesilecek fatura çerçevesinde en geç 45 gün vadeli çek vermek suretiyle kalan bakiye hak edişi ödeyeceğini, müvekkili tarafından yapımı üstlenilmiş işin —tarihinde bitirilerek teslim edildiğini, davalı şirket tarafından talep edilmesi üzerine müvekkilinin 24/06/2012 tarihli —faturayı düzenleyerek gönderdiğini, davalı şirket tarafından talep edilmesi üzerine müvekkilinin faturayı beşinci ay için düzenleyerek gönderdiğini, müvekkiline ödeme yapılmadığını, bunun üzerine Beyoğlu —. Noterliğinin —- yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek 58.928,20 TL alacağın ödenmesinin talep edildiğini, ödeme yapılmaması üzerine İstanbul —. İcra Müdürlüğünün — sayılı dosyasıyla 01/08/2012 tarihinde icra takibi başlattıklarını, davalının 07/08/2012 tarihinde takibe itiraz ederek durdurduğunu ileri sürerek davalının takibe haksız itirazının iptali ile % 20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
SAVUNMA :Davalı vekili savunmasında özetle: Taraflar arasında 09/04/2012 tarihli sözleşme ilişkisinin doğru olduğunu, sözleşmenin 3.maddesine göre yapılacak işin —- teslim alınmasından sonra hakedişlerinin yapılacağının ve bundan sonra ödeme almaya hak kazanılacağının hüküm altına alındığını, davacının delil olarak sunduğu tutanağın iş teslim tutanağı olmayıp geçici teslim tutanağı olduğunu, sözleşme gereğince iki şartın gerçekleşmeden ödeme talep edilemeyeceğini, davacı tarafından yapılan yedi adet — — — yetkilileri tarafından teslim alınmadığını, şartnameye uygun yapılmayan işin müvekkili tarafından yeniden yapılmak zorunda kalındığını, bu kapsamda sözleşme hükümlerine göre yedi adet——— 10.201,00 TL ücretin davacı tarafından karşılanması gerektiğini, yine sözleşme altıncı maddesinde iş teslim süresi 45 gün olarak belirlendiği, süreye uyulmadığı taktirde gecikilen hergün için 500,00 TL gecikme cezası ödenmesinin ön görüldüğü dikkate alındığında—- gecikme cezası ödenmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile İİK 67. Mad. Uyarınca davalının hakkında başlatılan icra takibine itirazının iptaline ilişkindir.
Yöntemine uygun duruşma açılmış taraf kanıtları toplanmıştır. Uyuşmazlık noktaları resen belirlenerek bilirkişi raporu alınıp sonuca gidilmiştir.
İstanbul—-. İcra Müdürlüğünün —-. sayılı takip dosyasının celbi ile incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 24/05/2012 tarihli fatura bakiyesi alacak dayanak gösterilerek 58.928,20 TL alacağın takip tarihinden tahsil tarihine kadar işletilecek %9 faizi ile tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emri tebliği üzerine davalının süresinde itirazı ile takibin durduğu, eldeki davanın da İİK 67 maddesindeki bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları kapsamında ileri sürdükleri deliller, celp olunup incelenen icra dosyası, tarafların kabulünde olan 09/04/2012 tarihli sözleşme ve hükümleri, faturalar, ihtarnameler, geçici tutanak başlıklı belge ve içeriği, —- müzekkere cevap ve ekleri, taraf ticari defter ve kayıtları da inceletilmek suretiyle alınan denetlenmesi üzerine hükme esas almaya yeterli ve elverişli olduğu sonucuna ulaşılan 16/06/2014 tarihli bilirkişi kurulu kök ve taraf itirazlarını giderir surette alınan 01/04/2015 tarihli bilirkişi kurulu ek rapor ve içerikleri ile tüm deliller bütün olarak değerlendirildiğinde;
Taraflar arasında 09/04/2012 tarihli taşeronluk sözleşmesinin imzalandığı uyuşmazlık konusu değildir. Davacı sözleşme uyarınca edimini ifa ettiğini, ancak davalının karşılık edimini ifa etmediğini ileri sürmekte, davalı ise davacının sözleşmesel edimini zamanında ifa etmediği gibi ayrıca —-dava dışı idare tarafından kabul edilmediğini, bu sondajların başkasına yaptırıldığını beyan ederek, gecikme cezası ve yeniden yapılan sondaj bedelinin davacı sorumluluğunda olduğundan bahisle davanın reddini talep etmektedir.
Yargılama aşamasında yazılan müzekkereye—- verilen cevaplar ışığında, taraflar arasındaki sözleşme konusu işin davacı veya davalı tarafından yapılmadığı, ayrıca 133 m. toplam uzunluktaki — uygun olmadığından kabul edilmediği ve yeniden yapılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.— esas alınacak olursa, dava konusu işin taraflarca yapılmadığı sonucuna ulaşmak gerekecektir. Ancak davalı taraf—— elemanlarınca imzalanmış bir belgeyi dosyaya ibraz etmiştir. Ayrıca taraflar arasında, dava konusu işin yapılması konusunda bir uyuşmazlık yoktur. Bu kapsamda dava konusu işin taraflarca yapıldığı sonucuna ulaşılmıştır.
Davacı taraf, davalıya işi teslim ettiğine ilişkin davalının yetkilisinin de imzasının bulunduğu “geçici tutanak” başlıklı bir yazıyı dosyaya ibraz etmiştir. Söz konusu belge içeriğine göre; sözleşme konusu işin 05/06/2012 tarihinde tamamlandığı, ancak davalı ile —- arasında yapılacak iş teslim tutanağında — anlaşmazlıkların taraflar arasındaki hakedişe yansıtılacağının belirlendiği görülmektedir. Ayrıca aynı belgede, kesin hakedişin davalı ile ——–arasında yapılacak hakedişten sonra yapılacağı ve bu geçici tutanağın bundan sonra kesin hale dönüşeceği hüküm altına alınmaktadır. Bu durumda, söz konusu belgenin geçici kabul olduğu, ayrıca ——– işi kabulü esnasında ortaya çıkacak problemlerden dolayı davacının sorumlu olacağı söylenebilecektir. Davacının yaptığını ileri sürdüğü işe ait—-görmediği ve yeniden yapılmasına karar verildiği —- Müdürlüğü’nün yazısından anlaşılmaktadır.
Bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler ışığında; takibe dayanak davacının düzenlediği faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının kendi lehine delil vasfı taşıdığı anlaşılan ticari defterleri dikkate alındığında, davalının kendi kayıtlarında icra takip tarihi olan 01/08/2012 tarihi itibariyle davalının davacıya 43.802,15 TL borçlu göründüğü anlaşılmaktadır.
Tüm bu hususlar bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının takibe dayanak gösterdiği faturanın davalının kendi ticari defterlerinde kayıtlı olması, yaptığı ödemeleri davacının alacağından mahsup etmesi, icra takip tarihi itibariyle davalının kendi ticari defter ve kayıtlarından davacıya 43.802,15 TL borçlu görünmesi dikkate alınarak mahkememizce davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Yargıtay —. Hukuk Dairesi’nin ——————–. sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Yüksek Mahkeme’nin ilamında bozma gerekçesi olarak; ‘—- yargılamada alınan bilirkişi raporuna göre; teslim tutanağındaki kayıtlardan işin eksik ifa edildiği, —– idarece kabul görmediği,—ve anlaşmazlıkların taraflar arasındaki hak edişe yansıtılacağının anlaşıldığı, eksik ifanın söz konusu olduğu durumlarda ayıp ihbarı aranmayacağı, eksik işleri iş sahibinin kabulünü yüklenicinin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı belirtildikten sonra, bu kez; davalının ticari kayıt ve defterlerinde takip tarihi itibariyle davacıya 43.802,15 TL borçlu gözüktüğü gerekçesiyle bu miktar üzerinden icra takibine itirazın iptaline karar verilmiştir.
Bu durumda temyize konu mahkeme kararının gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında açık çelişki yaratılmıştır.
Hükme dayanak yapılan sebepler birbirine ters düşmektedir. Açıklanan nedenlerle hüküm ile gerekçenin birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı mahkeme kararının bozulması uygun bulunmuştur.” açıklamalarına yer verilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan bozma kararına uyulmasına karar verilmiş ve yeniden yargılama yapılmıştır.
Taraflar arasında 09/04/2012 tarihli sözleşme kapsamında ”davalı tarafından üstlenilen ———————- yapım işinin davacı tarafından üstlenilmesi konusunda” ticari ilişki bulunduğu, sözleşmenin 4. Maddesi gereğince iş bitiminin akabinde davacı tarafından kesilecek fatura çerçevesinde en geç 45 gün vadeli çek verilmek suretiyle bakiye hak edişin ödeneceğinin kararlaştırıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davacı, üstlendiği işi 05/06/2013 tarihinde bitirerek teslim ettiğini, bu durumun davalı şirket — huzurunda düzenlenen tutanakla kayıt altına aldıklarını, 24/06/2012 tarihli 94.872,00 TL tutarındaki faturayı düzenleyerek davalıya gönderdiğini, davalının talebi üzerine faturada düzeltme yaparak yeniden gönderdiklerini, ancak mali sıkışıklık gerekçe gösterilerek davalı tarafından çek keşide edilmesinin ötelenmiş olduğunu bu nedenle hukuki süreci başlattıklarını beyan ve iddia etmektedir.
Davalı ise, aradaki sözleşme ilişkisini kabul etmekle birlikte iş tesliminin tam olarak yapılmadığını, tutulan tutanağın geçici tutanak olduğunu davacının yapmış olduğu— tarafından kabul edilmediği için işin bu kısmının tesliminin yapılamadığını bu nedenle davacının gecikme cezası ödemesinin gerektiğini savunmuştur.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemeleri ile davacı alacağının 43.802,15 TL olduğu tespitine yer verilmiş olup; raporda ayrıca davalı tarafından davacıya kesinlen 48.551,10 TL cezai şart faturasına atıf yapılmıştır. Mahkememizce görülmekte olan dava itirazın iptali davası olup, davalı tarafından icra takibi başlatıldıktan sonra düzenlendiği anlaşılan cezai şart faturasının bu davada irdelenme imkanı olmadığı ve ayrı bir yargılamanın konusu olabileceği anlaşıldığından; davacının tespit edilen alacağı üzerinden davanın 43.802,15 TL üzerinden kısmen kabulüne dair mahkememizce verilen karar Yargıtay —.Hukuk dairesinin — Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Yüksek mahkeme bozma ilamında “…mahkemece yapılacak iş; hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi kurulundaki inşaat mühendisi bilirkişiden iş sahibi idare elemanınca düzenlenen 06/07/2012 tarihli tutanak ve eki belgelerde eksik ve kusurlu yapılmış olup davalı tarafça tamamlanıp eksik ve kusurları giderilerek dava dışı iş sahibine teslim edilen———– rayiçleri ile eksik ve kusurların giderim bedeli konusunda gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp, bulunacak miktarın hükmedilen 43.802,15 TL’den düşülerek sonuca uygun karar vermekten ibaret olmalıdır…” gerekçesine yer verilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, bozma ilamına uygun olarak ek rapor düzenlenmek üzere dosya daha önce rapor veren inşaat mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiştir. Dosyaya sunulan 26/06/2020 tarihli bilirkişi ek raporu uyarınca; 2012 yılı mahalli rayiç fiyatları üzerinden yapılan hesaplamada eksik ve kusurlu işlerin giderim bedelinin (133.00 m x 61,75 TL/m olmak üzere) 8.212,75 TL olduğu, buna göre davacı alacağının (43.802,15 – 8.212,75= ) 35.589,40 TL olduğu anlaşıldığından, mahkememizce yapılan bu tespite ve bozma ilamına göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 35.589,40 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi uygulanmasına,
2-Alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 2.992,12 TL harçtan peşin alınan 580,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.411,62 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 5.285,85 TL yargılama giderinin ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 3.192,36 TL’sinin ve 21,15 TL başvurma harcı ile 580,50 TL peşin harç olmak üzere toplam 3.794,01 TL masrafın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 250,00 TL masrafın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 99,01 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, arta kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Hüküm altına alınan miktar üzerindenn —- hükümlerine göre davacı lehine 5.338,41 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Reddedilen kısım yönünden davalı lehine 3.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı

TASHİH ŞERHİ
Her ne kadar kısa kararda kanun yolu olarak İstinaf gösterilmiş ise de, dosyanın daha önce Yargıtay’a gönderilmiş olduğu görüldüğünden, kanun yolunun yukarıda gösterildiği şekilde Yargıtay olarak düzeltilmesine karar verildi.