Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/616 Esas
KARAR NO: 2022/616
DAVA: Borçtan Kurtulma Davası
DAVA TARİHİ : 24/11/2016
KARAR TARİHİ:19/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan Borçtan Kurtulma Davası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı —– tarafından müvekkilleri aleyhine—–Esas sayılı takip dosyasından toplam —– alacağın tahsili konusunda —– tarihli satış sözleşmelerinden kalan bakiye alacak miktarı gösterilerek ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı —– tarafından aynı sözleşmeye istinaden alındığı bildirilen —–vadeli,—–bedelli bononun —– vade, —- bononun —- vade, —- bononun —- olmak üzere toplam —— asıl alacak,—– işlemiş faiz olmak üzere —– alacağın tahsili konusunda ——Esas sayılı takip dosyasından icra takibi başlatıldığını, öncelikle her iki takip dosyasından istem konusu yapılan alacakların taraflar arasında yapıldığı iddia olunan satış sözleşmesinden kaynaklanan tek bir alacak niteliğinde olup tahsilde tekerrür olmamak kaydı belirtilmeksizin sanki iki farklı alacak varmışcasına haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi yapıldığını, müvekkillerinin yapılan icra takiplerinde sorumluluklarının söz konusu olmasının mümkün olmadığını, buna dayalı başlatılan icra takiplerinin iptali gerektiğini, kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktarı, kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağını, kefilin sorumlu olduğu azami miktarın kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesinin şart olduğunu, kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişikliklerin kefalet için öngörülen şekle uymadıkça hüküm doğurmayacağını, bu nedenlerle davalı —-tarafından müvekkilleri aleyhine——- Esas sayılı takip dosyalarından yapılan icra takipleri nedeni ile müvekkillerinin davalı şirkete borçlu olmadıklarının tespiti ile takiplerin iptallerinde, haksız ve kötü niyetli olarak yapılan icra takipleri nedeni ile —– aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, avukatlık ücreti de dahil olmak üzere yargılama giderlerinin davalı —– tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle ortada— adet takip dosyasının bulunmadığını, davacı yanın dilekçesinde zikrettiği——Esas sayılı dosyasının takipten feragat edilmiş olan ve—– tarihinde işlemden kaldırılmış durumda bulunan bir dosya olduğunu, bu vasıftaki dosyanın huzurdaki davanın konusunu oluşturamayacağını, davacı yanın kötü niyetle huzurdaki davayı ikame ettiğini, müvekkili şirketin alacaklısı olduğu—- adet bonodan kalan—– bakiye borcun tahsili adına keşideci —— mirasçıları —–Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, MK. 641/1 md. göre mirasçıların tereke borçlarından müteselsil sorumlu olduklarını, mirasın reddi veya resmen tasfiyesi söz konusu olmadığına göre mirasçılardan biri yada tamamı hakkında takip yapılmasına aykırılık olmadığını, —— hukuken tamamen ehliyetli bir şahıs olduğunu, davacı yanın hiçbir şart ve koşulda söz konusu borcu ödemekten imtina edebilmesinin hukuken mümkün olamayacağını, davacı yanın borcu ödemekten imtina adına hiçbir mesnet olmaksızın ileri sürdüğü hayali varsayımda dahi Muris —— borçtan sorumlu olduğunu, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, kötü niyetli davacı borçlu hakkında tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, hukuki niteliği itibari ile icra dosyasına konu kambiyo senetlerine ilişkin borçtan kurtulma davasıdır.Davacı vekili——tarihli dilekçesi ile ; müvekkilleri ile davalı tarafın anlaştıklarını ve işbu davadan feragat ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını beyan etmiştir.Davalı vekili——- tarihli dilekçesi ile; davacının söz konusu feragatine binaen davalı yan olarak vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, vekalet alacaklarından feragat ettiklerini beyan etmiştir.Taraf vekillerinin vekaletnamenin denetlenmesinde davadan feragat yetkisinin olduğu görülmüştür.HMK’nun 307 – 309 ve devamı maddeleri gereğince feragat davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran, karşı taraf ve mahkemenin muvafakatına bağlı olmayan taraf işlemi olmakla, davacı yanın feragati nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın Feragat nedeniyle REDDİNE
2-Harçlar kanunu gereğince Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinden sonra vuku bulduğundan, maktu karar ve ilam harcının üçte ikisi olan —– harcın mahsubu ile fazladan alınan —— davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca talep edilmediğinden vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5- Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,Dair, taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren —- hafta içinde—-istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.