Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/599 E. 2022/438 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/599 Esas
KARAR NO : 2022/438

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 04/11/2020
KARAR TARİHİ : 18/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile dava dışı—- kredi sözleşmesi imzaladığını ve mezkur şirkete kredi kullandırıldığını, davalı şahsın kredi sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını aynı zamanda kredilerin kullandırıldığı tarihte mezkur şirketin yöneticisi konumunda olduğunu, sözleşme konusuna riayet etmediği iddia edilen borçluların sözleşmelerinin fesih edildiğini ve söz konusu borcun ihtarname ile borçlulara bildirildiğini, ihtarnamede —- bedelli teminat —- olduğunu iddia edilen —– müvekkiline iadesinin istendiğini ancak müvekkiline iadenin yapılmadığını, alacaklısının dava dışı——mektuplarının alacaklılar tarafından paraya çevrildiğini ve müvekkili tarafından alacaklılara ödendiğini, bunun üzerine borçlular hakkında —-sayılı dosyası ile asıl alacağın fer’ileriyle birlikte tahsili için ilamsız icra takibine başlanıldığını, bu nedenlerle davanın harçsız olarak açılması ile davalı borçlunun itirazlarının iptal edilerek takibin devamını ve davalı takip konusu alacağın %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatı ödemesi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı —-davacı arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin de müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzaladığını, dava dışı ——–. tarafından kredinin kullanıldığını, asıl borçlu ve krediyi kullandığı iddia edilen —- tarafından ödeme yapılmayınca —tarafından ——dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını ve müvekkilince icra takibine itiraz edildiğini, müvekkilinin hiçbir zaman —- yönetiminde ve temsilinde yer almadığını, ve müvekkilinin 14/12/2018 tarihinde mezkur şirketteki tüm hisselerini devrederek şirket ortaklığından ayrıldığını, müvekkilinin mezkur şirket ortaklığından ayrıldığı tarihi itibari ile davacı bankayla olan kredi sözleşme tutarını karşılayacak teminatın taşınmaz olarak davacı kurumca alındığını, bu nedenlerle özellikle müvekkilinin mezkur şirketin ortaklığından ayrıldığı tarih itibari ile kredi sözleşme tutarını karsılayacak teminatı taşınmaz olarak davacı kurum tarafından alınmış olduğundan müvekkili hakkında açılmış davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; birden fazla müşterek borçlu hakkında yapılan icra takibinde borçlulardan davalının itirazı nedeniyle bu davalı yönünden itirazın iptali davası olup, davalının takip konusu kredi sözleşmesini müteselsil kefil olarak imzaladığı konusunda uyuşmazlık olmadığı;
Uyuşmazlık; davalının daha sonra asıl borçlu şirketin ortaklığından çıkmış olmasının sorumluluğunu ortadan kaldırıp kaldırmayacağı, davalının takip tarihi itibariyle borcu olup olmadığı, varsa miktarı noktalarında toplandığı görüldü.
—–Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı banka tarafından borçlular —- ve dosyamız davalısı———– başlatıldığı, takibin ekinde bulunan ihtarnamede ———. sorumluluk bedelinin depo edilmesini, ayrıca ——- mektubunun iade edilmesi yada teminat mektubu karşılığı bedelin bankaya depo edilmesi hususunda ihtar gönderildiği anlaşılmıştır.
Kredi sözleşmelerine kefil sıfatıyla imza atan davalının bu davada asıl borçluya verilen çekler ve teminat mektupları nedeniyle sorumlu tutulup tutulamayacağı hususunda yapılan incelemede; sözleşmenin kefilin sorumluluğunu düzenleyen maddesinde davacı bankanın ——–bulunabileceğine dair açık bir hüküm bulunmadığı, bu nedenle davalı kefilin çek yaprakları sorumluluk bedeli ve mer’i teminat mektupları bedellerinin depo edilmesinden sorumlu tutulamayacağı kanaatine varılmıştır.
Çek kanunu uyarınca hesap sahibi ile banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek ——-nakdi kredi sözleşmesi bulunduğu,– gerçekleşmeden alacağın mevcudiyetinden söz edilemeyeceği, belirsiz alacak için kefalet sözleşmesi kurulamayacağı, bu nedenle çek depo bedelinden hesap sahibinin sorumlu olduğu, yine teminat mektuplarından da hesap sahibinin sorumlu olduğu, kredi sözleşmesini imzalayan müteselsil kefilin — bedelinden ve teminat mektubundan sorumlu olabilmesi için kredi sözleşmesinde açık bir hüküm bulunması gerektiği, davaya konu kredi sözleşmesinde kefilin sorumluluğuna ilişkin böyle bir hüküm bulunmadığı ve dolayısıyla davalının davaya konu çek sorumluluk tutarından ve mer’i teminat mektubu tutarından sorumlu tutulamayacağı kanaatine varılarak davanın reddine, davalı cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talep etmediğinden bu konuda herhangi bir kara verilmesine gerek görülmeyerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın reddine,
2-Davacı taraf harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından sarfolunan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri sarfolunmadığından bu konuda karar vermeye yer olmadığına,
5-Davalı lehine — uyarınca taktir olunan— maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
7-Tarafların dava şartı olması sebebiyle başvurmuş oldukları ——- ücretin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.