Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/574 E. 2021/261 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/574 Esas
KARAR NO: 2021/261
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2015
KARAR TARİHİ: 16/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin eski çalışanlarından——— isimli şahsın davaya konu çekle birlikte onlarca çeki müvekkili şirket kasasından aldığını, müşterilerden teslim aldığı bir kısım çekleri de müvekkili şirkete teslim etmeyerek muhtemelen 3.kişilere verdiğinin anlaşıldığını, bunun üzerine ilgili şahıs hakkında —- tarihinde şikayette bulunulduğunu, davaya konu çek hakkında da ——— sayılı davası ile çeklerin iptali ve ödeme yasağı konulmasının talep edildiğini, mahkeme tarafından çek hakkında ödeme yasağı kararı verildiğini, söz konusu çekin hırsızlık mahsulü olduğunu ve adli işlemlere konu olduğu bir yana çekin davalılardan ——– geçtiğini, bu şirket tarafından da ciro edilerek diğer davalıya geçtiğini, müvekkili şirketin davalı—- herhangi bir borcunun bulunmadığı gibi alacaklı olduğunu, davaya konu çekin ——— sayılı dosyası ile icra takibine verildiğini ve müvekkili şirkete ödeme emri tebliğ edildiğini, söz konusu takip ile hem keşideci şirket, hem de müvekkili şirketin zarara uğratıldığım belirtmiş olup, öncelikle hem keşideci şirket hem de müvekkili şirket yönünden tedbir talebi yerinde görülmediği takdirde müvekkili şirket yönünden açıklanan nedenlerle teminatsız olarak, bu taleplerinin uygun görülmediği takdirde sayın mahkemece belirlenecek teminat karşılığında tedbiren, dava konusu çekin konu olduğu —— sayılı icra takibinin durdurulmasına, icra kasasına ödenen bedellerin alacaklı-davahya ödenmemesine, müvekkili şirketin davalılara borçlu olmadığının tespiti ile davalıya bir bedel ödenmesi halinde bu bedelin ve dava konusu çekin istirdadı ile müvekkili şirkete iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılara usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır. HMK’nun 128. Maddesi uyarınca; Süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile çekten kaynaklanan menfi tespit ve istirdat davasıdır.
Davacı vekilince ön inceleme duruşmasında ve —- tarihli celsede; ” Çalınmış olan —- bedelli çek çalınmıştır. Çekin son hali de —— şekilde icraya konuldu. Bizde bu şekilde haberdar olduk. Takip —– başlatıldı. Biz bu davayı açtıktan sonra —- anlaştık. Onun yönünden açtığımız davadan feragat ediyoruz. Diğer davalı—– yönünden devam ediyoruz. Bizim bu çek gibi onlarca çekimiz çalındı bu çeklerin hepsi ——– tarafından muhtelif kimselere cirolanmıştır. Bu şirkette zaten ortadan kaybolmuştur. Bu çek nedeniyle hiçbir borcumuz yoktur. Bu davaya konu olan çek müşteri çekiydi. Dava dışı —– bu çeki kasadan çalmış 3. Kişilere vermiştir. İmza itirazımız yoktur ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememiz dosyasının ilk yargılaması —- sayılı dosyası üzerinden yapılmış olup yargılama sonunda davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olup ; ———sayılı ilamında “Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; yargılama sırasında, cebri icra tehdidi altında—– tarafından başlatılan takip borcunun ödendiğini, ödenen miktarın ——- tahsiline karar verilmesi gerektiğini ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Dava dilekçesinin incelenmesinde davalılara borçlu bulunmadığının tespiti talebi yanında ödeme yapılması halinde ödenen bedelin iadesi talebinin de bulunduğu, bu durumda mahkemece davacının ———- müşterisi —– tarafından keşideli,— çek nolu, —- tarihli — bedelli çek nedeniyle davalı ——— borçlu olmadığının tespitine karar verilmişse de, yargılama sırasında diğer davalıya yapılan ödeme nedeniyle, davalı ——– bu bedelin iadesinin istenip istenemeyeceği konusunda karar vermek gerekirken, olumlu olumsuz karar verilmemesi, HMK 297/1-2 maddelerine aykırı görülmekle, davacı tarafın istinaf isteminin kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6, 297/1-2 maddesi uyarınca mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya devam edilerek, ödenen bedelin istirdatı talebi hakkında karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.” gerekçesi ile kararımız kaldırılmakla işbu esasa kaydedilmiştir.
Kaldırma kararından önceki yargılamada ;Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; taraflara inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; defter inceleme neticesinde dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş olup , bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: Davacının incelenen defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesinde, —- tutarlı çekin, davalı —- olarak kaydedilmiş olduğu ve dava tarihi itibariyle davacının —alacaklı gözüktüğü, dava dosyasına sunulan —– dosyasında, dava konusu çeklerin izinsiz ve rızasız olarak davalı şirkete teslim edilmesi iddiasıyla, davacı tarafından eski çalışanları sanık — karşı ceza davası açılmış olduğu,—– güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine karar verildiği davacının davalı şirkete borcu bulunmamasının yanı sıra, davalı —- dava tarihi itibariyle alacaklı gözüktüğü, davalı —– şirketine usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edildiği, defter belge ibraz etmesi için muhtıra gönderilmiş olmasına rağmen defter, belge ibrazında bulunmamış olması, dava konusu çek karşılığı alacağının bulunduğuna ilişkin herhangi bir belgenin sunulmadığı hususları topluca değerlendirildiğinde, dava tarihi itibariyle, davacının davalı —– borcunun bulunmadığı, hatta takip tarihi itibarıyla —– alacaklı gözüktüğü yönünde mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporları, HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir. Bilirkişi raporu yeterli, denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan itibar edilerek hükme esas alınmıştır.
——– dosyasında; davacının katılan sıfatı ile yer aldığı, sanığın davacı şirket çalışanı—— olduğu, hakkında işbu dava konusu çekin de yer aldığı eylemi nedeniyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan yapılan yargılama neticesinde; mahkumiyetine karar verildiği tespit edilmiştir.
——– dosyada karar verilmiş olup, işbu dava dosyasının —tarihli olması, taraf defterleri üzerinde bilirkişi vasıtası ile inceleme yapılması birlikte değerlendirildiğinde ceza dosyasının kesinleşmesi ara kararından rücu edilmesine karar verilmiştir.
Toplanan deliller, icra takip dosyası, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ticari defterler, bilirkişi incelemesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının feragat beyanı dikkate alındığında davalı —— Yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Dava konusu —- bedelli, keşidecisi—- lehdar davacı şirket, çekin arkasında sırasıyla davacı şirket, davalı —–iptal edilen davalı ——- cirosu olduğu, ödeme yasağı kararı gereğince çek ibraz edildiğinde iade edildiği görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde, “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca, işbu davada çekin yetkili hamili olduğunu ve çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacı tarafından, çeki elinde bulunduran kişi aleyhine karşı ikame edilmesi gerekir.
Dava dilekçesi cevap dilekçesi ———– ilamı,mahkememizce aldırılan bilirkişi rapori ve tüm dosya kapsamı ile birlikte yapılan değerlendirmede; Menfi tespit talebi yönünden; bilirkişi incelemesi neticesinde dava tarihi itibariyle, davacının davalı —- borcunun bulunmadığı, hatta takip tarihi itibarıyla — alacaklı gözüktüğü,———— dava dosyasında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan davacı şirket eski çalışanı hakkında dava konusu çekin de içinde bulunduğu çeklerin davacı şirketin rızası dışında davalı şirkete verilmesi eyleminden mahkumiyet kararı verildiği,dolayısıyla davalı —— çeki ciro eden ve hakkında güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyet kararı verilen —– imzalamaya yetkisi olup olmadığını araştırmadan çeki alarak ağır kusurlu davrandığı,yetkisiz kişi tarafından ciro edilen çek bedeli kadar, davalı—- diğer davalı —– olan borcundan kurtulduğu dolayısıyla davacının çek bedelinin iadesine yönelik talebinin haklı olduğu anlaşıldığından çek bedeli olan —- davalı ——alınarak davacıya verilmesine, menfi tespit davasının kabulü ile davacı tarafın, ——-müşterisi ——- tarafından keşideli, — çek nolu,—tarihli — bedelli çek nedeniyle davalı —— borçlu olmadığının tespitine ve karar verilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davacının istirdat talebinin KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-Çek bedeli olan—- davalı——– alınarak davacıya verilmesine
2-Menfi tespit davasının kabulü ile davacı tarafın, —— müşterisi —- tarafından keşideli, — çek nolu, — tarihli — bedelli çek nedeniyle davalı —- borçlu olmadığının tespitine,
3-Davalı —- Yönünden davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
4-Alınması gerekli 1.707,75 TL harcın davacı tarafça yatırılan 426,94 TL’den mahsubu ile 1.280,81 TL’nin davalı———-alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 31,80 TL ilk masraf, 426,94 TL peşin harç, 231 TL posta-tebligat masrafı, 600,00 bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.289,74 TL yargılama giderinin davalı ——- alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı———- alınarak davacıya verilmesine,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde derhal yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde ——- Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/03/2021