Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/566 E. 2022/564 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2020/566 Esas
KARAR NO:2022/564
DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:07/03/2012
KARAR TARİHİ:29/06/2022
Birleşen —- Esas sayılı dosyasından tefriki ile — esasına sırasına kaydedilen ve mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —-esas —- karar sayılı —– tarihli kararı ile iflasına karar verilen—-ortağı olduğunu, müflis şirketin —-yılında mali yapısında zayıflama olduğu gerekçesi ile mali yapısının güçlendirilmesi için —- tarafından uyarıldığını ve bu uyarılma sonrası müflis şirketin faaliyetlerinin geçici olarak durdurulmasına karar verildiğini, müvekkili şirketin, müflis şirketin —-yılından bu yana gayrifaal olmasından dolayı daha fazla faiz ve cezai ödemelere muhatap olmaması için ortak olduğu bu şirketin çalışanlarının ücretlerini, kira ödemelerini— ödemelerini, vergi ödemelerini vs diğer ödemelerini üstlendiğini ve bu ödemelerle ilgili olarak da müflis şirket hesabına cari hesaptan ödemeler ve —yaptığını, müvekkilinin müflis şirketten var olan cari alacağının—-yılında bakiye verdiğini ve devam ederek—– tarihlerinde—- tarihleri arasında—– ulaştığını, müflis şirketin —-tarihinde —- sermaye hesabı kapama borcu için ödeme yapıldığını ve müvekkili şirketin cari hesap alacağının bu şekilde —– ulaştığını, müflis şirketin —- tarihinde bu borca karşılık —- ödemede bulunduğunu, bu ödemeden sonra müvekkili şirketin cari alacağının devam ettiğini ve halen müflis şirketten —– alacaklı olduğunu, —- tarihinden —– tarihine kadar ise cari hesap alacağının —-ulaştığını , bütün bu ödemeler ve dayanağı belgelerin müvekkili şirketin defter ve belgelerinde kayıtlı olduğu gibi müflis şirket defterlerinde de kayıtlı olduğunu, bunun yanında müvekkili şirketin, müflis şirketin —almış olduğu toplam —gayri nakdi teminat mektubuna da kefil olduğunu, —-tarihli —- nolu kararı ile müflis şirket tarafından müvekkili şirket hesaplarına gönderilen — yönelik işlemler hakkında şüpheler uyandığı belirtilerek bu bedel konusunda müvekkilinin zan altında kaldığını, —— bu haksız kararına istinaden —–esas sayılı iflas dosyasında—- tarihinde karar alındığını ve bu karar ile ihtilaf konusu —– masa mal varlığına dahil edilmesi amacıyla —- işleminin muhatabı —- maddeleri uyarınca iptali ve istirdadı davası açılmasına karar verildiğini, bu kararın iptali üzerine —- esas sayılı davanın açıldığını ve halen derdest olduğunu, —- —-müvekkili şirketin müflis şirketten var olan cari alacağına karşılık olarak müflis şirket tarafından müvekkili şirkete ödenen—-haksız yere şüpheli olarak görüldüğünden huzurdaki iş bu davanın açıldığını belirterek, davalı şirketin müvekkili şirkete cari borcuna karşılık ödemiş olduğu —–açısından müvekkili şirketin davalı müflis şirkete borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın açılmasında davacının hukuki yararının bulunmadığını, aynı hususta derdest-i rüyet dava olduğunu, davanın her iki sebeple de öncelikle usulden reddi gerektiğini, —– dosyasında alınan kararlar gereğince menfi tespit talep edilen—- ile ilgili olarak davacıya karşı—–esas sayılı dosyasında tasarrufun iptali-istirdat davası açıldığını, davacının bu davadan sonrada huzurdaki iş bu menfi tespit davasını açtığını, —– tarafından davacıya karşı bir takip başlatılmadığını, İİK gereğince takip önceki menfi tespit davasının da huzurdaki ihtilaf için açılmasının düşünülemeyeceğini, zira davacıya karşı takip yapılıp yapılmayacağının yani bir alacak hakkı doğup doğmadığının ancak tasarrufun iptali-istirdat davasında alınacak karara bağlı olduğunu belirterek, öncelikle dava şartları eksikliğinden dolayı davanın reddine ayrıca gerek derdestlik itirazlarının gerekse esasa yönelik nedenlerle de davanın reddi gerektiğini bu itirazlarının kabul görmemesi halinde ise dosyanın—– esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkememizin—esas sayılı dosyasının; —- esas sayılı dava dosyaları arasındaki davaların benzer sebeplerden doğması ve biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması ve aralarında bağlantı bulunması nedeniyle—-tarihli karar ile ilk davanın açıldığı —- esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Müflis firmanın ticaret sicil dosyası, her iki şirketin ticari defter ve kayıtları, banka dekontları celp ve ibraz edilmiş, İİK’nun 280.maddesinde öngörülen hüküm gereği iptali istenen tasarrufun yapıldığı tarihte borçlunun malvarlığının borçlarına yetmemesine ilişkin şartın mevcut olup olmadığı hususunda şirket malvarlığı üzerinde inceleme yapılmış, müflis şirketin tüm malvarlıkları—- tarafından bloke edildiği için dava konusu —- tutarındaki ödeme yapılırken —kararına rağmen yapılan ödemenin geçerliliği konusunda ayrıntılı inceleme yapılmıştır. —- dosyasında müflis şirketin hileli iflası iddiası ile müflis şirket yetkilileri ve müfsil şirket ile ortak hareket ettiği ve sahte alacak borç ilişkisi kurdukları iddia edilen dosyamız davalısı —-yetkilileri hakkında hileli iflas eyleminden dolayı yargılama olduğu, ceza yargılaması sonucu belirlenecek hususların davacı ve davalı arasında bu davaya konu işlemin de muvazalı olup olmadığı ve müflisin gerçekten borca batık olup olmadığının tespiti açısından gerekli olduğu kanaatine varılmakla —–sayılı dosyasının sonuçlanıp sonuçlanmadığı hususunda ilgili mahkemeye müzekkereler yazılmış, dosyanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
—–Kanunu’ndaki “faaliyetleri finansal durumun bozulmakta olması gerekçesi ile geçici olarak durdurulmuş olan müflis aracı kurumun malvarlığının, iflas talebinin mahkemece esastan karara bağlanması sürecine kadar —kişilere devredilemeyeceği, rehnedilemeyeceği, teminat gösterilemeyeceği, haczedilemeyeceği, başlamış tüm icra takiplerinin de kendiliğinden duracağı” düzenlemesi nazara alınarak, —-dosyasında yapılacak olan tespitlerin bu dava sonucunu etkilemeyeceği, zira davamızın konusu bakımından müflis aracı kurumun borca batıklığının tespiti hususunda bir gereklilik olmadığı, dosyamızda müflis şirketin faaliyetinin —- tarafından geçici olarak durdurulduğu dönem içinde böyle bir tasarrufu yapıp yapamayacağı ya da bu tasarrufun geçerli olup olmayacağı hususunun incelenmesi gerektiği kanaatine varılarak ceza dosyasının sonucunun beklenmesinden vazgeçilmiştir.Müflis şirketin bozulan mali durumunun iyileştirilmesi amacıyla —- karar organı tarafından — tarihli —sayılı toplantıda faaliyetinin— ay süre ile geçici olarak durdurulduğu, gerekli adımların atılmamış olması sebebiyle —- tarihli ve — sayılı toplantıda müflis şirketin faaliyetlerinin sürekli olarak durdurulduğu anlaşılmaktadır. Müflis şirketin — tarihinde iflas ettiği, —-tarihinden başlayarak müflisin sermayesinin yarısından fazlasını kaybettiği ve iyileşmesi için gerekli adımların atılmadığı, müfis şirketin dava konusu —-davalı şirketin banka hesabına iflastan hemen önce ve geçici olarak faaliyetinin durdurulduğu dönem içinde gönderdiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizin —- Karar sayılı kararı ile bu dosyanın davalısı/asıl dosyanın davacısı müflis —-tarihinde davalı —- yaptığı — tutarlı— ile ilgili işlemin ve tasarrufun iptaline, bu tutarın avans faizi ile birlikte davacı iflas masasına iadesine karar verilmiş, aynı kararda birleşen—-davalı müflis—- Tutarında borçlu olmadığının tespiti isteminin reddine karar verilmiştir.
Bu karar asıl davada davalı-birleşen dosyada davacı — tarafından ——– edilmiştir. —–Karar sayılı ilamı ile; “Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne tabi menfi tespit davası ise yazılı yargılama usulüne tabidir. Ayrıca tasarrufun iptali davasının temyiz inceleme yeri ile menfi tespit davasının temyiz inceleme yerinin farklı olması nedeniyle ayrı bir dava olarak açılan menfi tespit davasının tasarrufun iptali ile birleştirilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece, menfi tesbit davasının tefrik edildikten ve ayrı esasa kaydı yapıldıktan sonra, tasarrufun iptali davasının diğer ön koşullarının gerçekleşmiş olduğunun anlaşılması halinde, gerçek bir borç ilişkisinin varlığı tasarrufun iptali davasını etkileyeceğinden bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. ” gerekçesi ile Bozularak gönderilmiştir.
Mahkememizce dosya —- Esas sırasına kaydedilmiş ve bozma ilamına uyma kararı verilerek birleşen —- Esas sayılı dosyasının tefriki ile mahkememizin —Esas sırasına kaydına karar verilmiş, tefrik edilen dosyada gerekli gider avansı tamamlanmak suretiyle yargılamaya devam olunmuş, yeniden— incelemesi yapılmıştır.Davalı Müflis — Değerler—- sermayesi —– Bu sermayede büyük hissedar olarak; Davacı —-sermaye payı bulunmaktadır.—-Şirketi ile——-aynı gruba dahil şirketlerdir. Bu açıdan davacı —- hissedarı konumundadır.——- nakit blokajı karşılığında, muhatabı —— adet teminat mektubu vermiştir. Bu teminat mektupları—-Tutarlı olmak üzere toplam — karşılık gelmektedir.—– senesine gelindiğinde davacı——arasında —- tarihinde bir rehin sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmede rehin veren: —– nakit blokajını kaldırmıştır. — yine aynı gün —tarihinde—–alışı bu şekilde olmuştur.Bu olaydan — ay sonra—-tarihinde —-Esas sayılı dosyası üzerinden —- iflâsına karar vermiştir. İflâs kararı kesinleşmiş olup, — İflâs sayılı dosyası üzerinden yürütülmektedir.Davada aydınlatılması gereken husus, davalı —-davacı—- ne için gönderdiğidir. — mali dururumu en iyi bilenlerin başında gelmektedir. Davalı şirketin iflâsından kısa bir süre önce, böyle bir işlemin yapılması dikkate değerdir. Ancak, bu olayda davacı şirketin kendisine menfaat temin ettiğinin söylenebilmesinin önündeki engel, davalının teminat mektuplarının riskine karşı kendi mevduatını bloke etmesidir.Nitekim, İflâs İdaresi’nin talebi üzerine —- teminat mektuplarını davacının hesabından tazmin ederek— tarihinde, İflâs İdaresi’nin — Merkez Şubesi’ndeki hesabına göndermiştir. Bunu da davacının hesabından karşılamıştır. Dolayısıyla, davacı şirketin daha önce davalıdan aldığı para bu şekilde bankaya gitmiştir.Teminat mektuplarını tazmin eden —- için değişen bir şey olmamıştır. Ödediği tazmin bedelini, davalının bloke mevduatı yerine, davacının hesabından karşılamıştır. Davacı da zarara uğramamıştır. Daha önce davalıdan aldığı —davalı için rehin ettiğinden—- olarak bankaya ödemiştir. Aradaki küçük fark bir teminat mektup bedelinin kısmen tahsil edilmesinden kaynaklanmıştır. Davalı müflis şirketin blokesinden tahsil edilen bir para olmadığı için mal varlığında bir azalma meydana gelmemiştir. Ayrıca davacı şirketin davalıdan alacağı olduğu iddiası ile ilgili yapılan değerlendirmede; taraflar arasında cari hesap ilişkisi olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirkete bir kısım havaleler gönderildiği, davacı şirket kayıtlarına göre —-tarihi itibariyle davacı şirketten —alacaklı göründüğünü, —– senesinde sermayenin açık vermesi sebebiyle sermayesinin— lik kısmı bloke edilen davalı müflis şirketin blokesinin—- kısmının davacı tarafından karşılandığı, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinin —- tarihinden sonra da devam ettiği, davacı şirket tarafından davalı şirketin iflas ettiği tarihten sonra da davalı şirket için yaptığı ödemelerin devam ettiği, davalı müflis şirketin kendi ticari kayıtlarında davacıdan aldığı borçların gözüktüğü, davalı müflisin “ortaklara borçlar hesabında” davacıya — borçlu iken iflas ettiği yılda bu borcun —- indiği, bunun başlıca sebebinin iflas etmeden önce davacıya yapılan —– tutarlı ödeme olduğu anlaşılmıştır. Müflis aracı kurumun o tarihteki hukuki durumu sebebiyle bahsi geçen alacağın müflis aracı kurumdan tahsili işlemi —- emredici hükümlerine aykırılık oluşturmakla birlikte davacı tarafından teminat mektuplarının nakde çevrilmesi aşamasında —- tutarı kendi blokesi ile iade ettiği nazara alındığında davacının müflis şirket tarafından kendi hesabına havale edilen —- tutara ilişkin davalıya borçlu olmadığı kanaatine varılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile davalı müflisin hesabından —- tarihinde davacıya yapılan —- lik ödeme nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Alınması gereken —-karar harcına karşılık peşin alınan —– harcın mahsubu ile bakiye —-harcın davalıdan tahsili ile — kaydına,
3-Davacı tarafından sarf olunan—- bilirkişi gideri, — Posta Gideri, —-Harç gideri olmak üzere toplam —- yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan — nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren —gün içerisinde — açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.