Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/536 E. 2021/501 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/536 Esas
KARAR NO : 2021/501 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/10/2020
KARAR TARİHİ: 15/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekilin dava dosyasına sunmuş olduğu dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket, davalı tarafa —-sattığını, davalı tarafından talep edilen yazılım ürünü için müvekkil şirket çalışanı —- davalı şirket yetkilisi —– fiyat teklifi sunduğunu, ürünün fiyat toplamı—- olarak davalı tarafa bildirildiğini, —– tarihinde davalı şirket tarafından “siparişimizdir.” şeklinde dönüş yapıldığını teklifi kabul ettiklerini ve iki vadede anlaşıldığını, sipariş için—– vade tarihli döviz faturası düzenlendiğini, fatura düzenlenirken; —— gösterilmesinin şart olduğunu, fakat dövizli faturalarda ödeme vade tarihindeki döviz kuru üzerinden gerçekleştirmek zorunda olduğunu, vadesi gelen fatura karşılığı eksik ödeme yapıldığını, davalının ödemesini eksik yapması üzerinde—– ihtarnamesi ile vadesi gelen borcun kalan kısmının ihtar ettirdiklerini, geri dönüş alamadıkları karşısında —— dosyası ile icra takibine başlanıldığını borçlunun itiraz ettiklerini, müvekkilin fatura karşılığı edimini yerine getirdiğini, borçlu borca itiraz etiğini, ———— üretilen yazılımlara ilişkin satış sözleşmeleri ile yurt dışında üretilen donanım ve yazılımlara ilişkin lisans ve hizmet sözleşmesinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkün olduğunu beyan ederek Davalı borçlunun itirazlarının iptali ve takibin devamına, davalı borçlunun takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ” karar verilmesini talep ve beyan ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı taraf vekilinin sunmuş olduğu davaya cevap dilekçesinde özetle; ” Müvekkilin davacı firmaya karşı borcu bulunmadığını, davacı firmaya —– tarihinde taraflar arasında kurulan ilişkiden kaynaklanan borcu ödediğini, ödeme fatura tutarında belirtilen — üzerinden yapıldığını, müvekkil şirket tarafından takibe konu fatura ile davacıdan ——— aldığını, ödeme yurt dışında üretilmiş bir donanım ve yazılım için ödenmediği gibi bu eğitim paketi bir donanım veya yazılıma ilişkin lisans veya hizmet olmadığını, müvekkil şirket ile davacı firma arasında yabancı para borcuna konu bir sözleşme ve hukuki ilişkiden kurulmasının mümkün olmadığını, müvekkil şirket tarafından süresinde ödenen borçtan sonra davacının aradan iki yıldan uzun süre geçtiğini ve bunun üzerine takip başlatıldığını, yabancı para borcu; borcun konusu olan para birimin ifa yerindeki resmi para birimi olmadığı para borçları olduğunu, yabancı para borcu, ancak sözleşmeyle doğduğunu, para borcunun ifa yerindeki milli para üzerinden ödenmesi gerektiğini,——-Taraflar arasın da alacak- Borç ilişkilerinin yabancı para üzerinden sürdürüldüğüne dair bir uygulama olmadığını, borcun borçlu tarafından memleket parasında ödenmesi gerektiğini beyan ederek itirazın iptali davasının esastan reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olarak %20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine” karar verilmesini talep ve beyan ettiği görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı tarafça alacaklı sıfatı ile fatura alacağından kaynaklı icra takibine davalı tarafça yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasından ibaret olduğu görüldü.
——- yazılan müzekkerelere ikmalen cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosyamız arasına alındığı görüldü.
Dosyamız arasına alınan—- dosyasının yapılan incelemesinde takibin — tarihinde takip başlatıldığı ödeme emrinin davalı/borçluya —tarihinde tebliğ edildiği, davalının süresinde —- takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının; borçlu tarafından yapılan —— tarihli itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; taraflara inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; defter inceleme neticesinde dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş olup , bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: Davacı ve davalı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin (HMK md. 222) uyarınca davacı lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davacı defterlerine göre —-olarak davalı taraftan —- alacaklı olduğu, Davalı defterlerinde ise davacı tarafın takip tarihi itibari ile herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığı, Taraflar arasında ki ihtilafın rapor içeriğinde de arzedildiği üzere davacının —- tarihinde tanzim edilen —- bedelinin hangi para birimi üzerinden ödeneceği hususunda olduğu, Sayın Mahkemenin söz konusu faturanın —– ödenmesi noktasında kanaate ulaşması durumunda davacının takip tarihi itibari ile davalı taraftan herhangi bir hak ve alacağının olamayacağı, diğer taraftan rapor içeriğinde de arz edildiği üzere taraflar arasında aynı çerçevede — ticari alışverişin ve faturalaşma ile birlikte davalının — dikkate alındığında ticari ilişkide davacının—– bazında tanzim ettiği faturaların — gerektiği kanaatine ulaşıldığı, iş bu kanaat doğrultusunda yapılan hesaplamalar neticesinde davacının — takip tarihi itibari ile davalı taraftan — olduğunun hesaplandığı, davacının davalı tarafa ihtarname gönderdiği, gönderilen ihtarname nazara alındığında davalının ——–tarihi itibari ile mütemerrit olduğu, Rapor içeriğinde yapılan hesaplamaya göre takip tarihi itibari ile —- işlemiş faiz hesaplandığı ancak talepte bağlılık ilkesi doğrultusunda davacının takip tarihi itibari ile faiz alacağının—-tarihi itibari ile faizli alacağının —-takip miktarı ile karşılaştırıldığında— talebin olduğunun belirlendiği, Fazlalığın—- üzerinden devamı ile davalının mütemerrit olduğu nazara alınmak suretiyle — tarihinden itibaren talep doğrultusunda davacı asıl alacağı — gereğince birer yıllık dönemler itibariyle vadeli—- uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden kademeli olarak basit usulde—- temerrüt faizi yürütülmesinin gerektiği, davacı tarafça talep edilen %20 oranında İcra İnkar Tazminatı ve davalı tarafça talep edilen %20 kötü niyet tazminatının Sayın Mahkemenin takdirinde bulunduğu, görüş ve kanaatine varıldığı görülmüştür.
Bilirkişi raporu HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir.
Toplanan deliller, icra takip dosyası, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ticari defterler, bilirkişi incelemesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davacı ile davalı arasında süre gelen ticari bir ilişkinin olduğu, davacının davalıya fatura karşılığı ürün—- tanzim ettiği, davalının ise bu faturalara karşılık —- ödeme yaptığı, davacının ikinci faturayı —olarak ödediği, davacının davalı adına—- faturası düzenlediği, iş bu faturanın — tarihinde davalı tarafça iadesinin yapılmış olduğu, davalı tarafın —- ödeme ile fatura bedelini ödediği, davacının herhangi bir ihtirazi kayıt koymaksızın defterlerine işlediği, ilgili fatura üzerinde mal ve hizmet tutarı ile birlikte — üzerinden hesaplansa da fatura üzerinde belirtilen kur üzerinden —- değerinin belirtildiği, davacının —birimi üzerinde yapılan ödemeyi kabul ettiği, bu aşamadan sonra kur farkı talebinde bulunamayacağı, —- tarihli bilirkişi raporunda —- bazlı ödemenin kabul edilmesi durumunda tarafların ticari defterlerine göre, davacının davalı tarafa herhangi bir hak ve alacağının olamayacağının belirtildiği, netice itibariyle, açıklanan gerekçelerle davacının kur farkı talebinde bulunamayacağı kanaatine varıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar harcına karşılık peşin alınan 1.259,05 TL peşin harcından mahsubu ile bakiye 1.199,75 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte A.A.Ü.T uyarınca 13.551,19 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde ———– Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/06/2021