Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/530 E. 2022/975 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/530 Esas
KARAR NO : 2022/975

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2020
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin dağıtımını yaptığı ve ileride dağıtımını yapabileceği —-ile kullanım amaçları bakımından eş ürünlerin şirketten düzenli ve sürekli satın alınması ve hâlihazırda işletmiş olduğu satış noktasından müşterilere yeniden satışının gerçekleştirilmesi maksadıyla davalı taraf ile—— Sözleşmesi akdedildiğini, davalı işletmenin sözleşmeye aykırı davranarak ödemelerini geciktirdiğini ve müvekkili şirket ile rekabet halinde bulunan başka firmaya ait —— ürünlerin satışını gerçekleştirdiğini, haklı davanın kabulü ile fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere, toplamda 358.638,68-TL alacağın işleyecek aylık yasal ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesine, davalı tarafın yetki itirazının reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına kara verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından ikame olunan icra takibinin usulsüz ve mesnetsiz şekilde müvekkili şirketin hiçbir şekilde sorumlu olmadığı bedellere ve müvekkili şirket tarafından kabul edilmeyen iddialara dayandırıldığını, müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, öncelikle davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine, hukuki dayanağı bulunmayan davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı vekili dava dilekçesinde delil olarak; taraflar arasındaki satış sözleşmesi, davalı tarafın düzenlemiş olduğu fatura ve işletmeye yapılan ödemeyi gösterir evraklar,——Yevmiye No’lu Tutanağı, Ürün Faturaları, —–Hesap Tablosu Ticari Defterler ve Kayıtlar, Yemin Tanık ve Bilirkişi İncelemesini göstermiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde deliller bölümüne yer vermemiş, cevap dilekçesi ekinde de delil ibraz etmemiştir.Davacı vekili tarafından ibraz edilen 27/02/2015 tarihli Direkt Satış Sözleşmesinin incelenmesinde; davalının —-adı altında sadece —– işletilecek satış noktasında davacının dağıtımını yaptığı ürünlerin satışı noktasında anlaşmaya vardıkları, sözleşmeye göre ürünlerin en iyi şekilde satışı için davacının davalıya 400.000-TL ödeme yapacağı, davalının sözleşmedeki yükümlülüklerine uymaması halinde davalıya ödenen paranın —— usulüyle KDV’si ile birlikte davacıya iade edileceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür.
Davacı vekili tarafından ibraz edilen fatura ve banka dekontunun incelenmesinde; davalının davacıya 02/03/2015 tarihli, 400.000-TL bedelli pazarlama katılım bedeli faturası düzenlendiği, davacının fatura bedelini 20/03/2015 tarihinde davalıya ödediği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından ibraz edilen düzenleme şeklindeki —–Noterliğinin 28/08/2019 tarih ve ——yevmiye no’lu düzenleme şeklindeki tutanağının incelenmesinde; işyerinin tabelasının —- olduğu, işyerinin açık olduğu, içeceklerin muhafaza edildiği dolabın —— ait olmadığı, başka firma ürünlerinin de satıldığının belirtildiği görülmüştür.Davacı vekili tarafından ibraz edilen ve davacı şirket vekili tarafından hazırlanan 29/11/2019 tarihli “İhtarname” başlıklı belgenin incelenmesinde; Direkt Satış Sözleşmesinin tek taraflı feshedildiğinin davalıya bildirilerek, ödenen katılım bedelinden —– hesabına göre belirlenen 357,986,67-TL’nin 7 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin noter aracılığıyla değil posta yoluyla gönderildiği, ancak göndericisine iade edildiği görülmüştür.Davacı ve davalının ticari defterleri üzerinde ayrı ayrı bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra, ——oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki satış sözleşmesine aykırılık iddiasıyla, davacı tarafından davalıya pazarlama faaliyetine katılım bedeli adı altında ödenen paranın kıstelyevm usulüyle tahsili talebine ilişkindir.Dava itirazın iptali davası olarak açılmış, ancak davacı vekili 28/12/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile davayı alacak davasına dönüştürmüştür. İtirazın iptali davası ile ıslah sonrası alacak davasının konusu aynı olduğundan, davalı vekilinin davacının yeniden arabuluğa başvurması gerektiği yönündeki itirazı yerinde görülmemiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuştur. Taraflar arasında imzalanan 27/02/2015 tarihli sözleşmenin 13.maddesinde, aralarında ——- Mahkemelerinin de yetkili olduğu birden çok mahkemenin yetkili kılındığı anlaşıldığından, davalının yetki itiraz yerinde görülmemiştir.
Taraflar arasında 27/02/2015 tarihli Direkt Satış Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme uyarınca davacının davalıya pazarlama faaliyetine katılım bedeli olarak 20/03/2020 tarihinde 400.000-TL ödeme yaptığı hususunda taraflar arasında ihtilaf yoktur.Davacı taraf 29/11/2019 tarihli ihtarname ile, davalının sözleşmeye aykırı şekilde davacının rakip olduğu firmaların ürünlerini sattığı ve satın aldığı ürün bedellerini zamanında ödemediği gerekçesiyle tek taraflı olarak sözleşmeyi feshettiğini belirterek, —— hesabına göre belirlenen 357,986,67-TL’nin 7 gün içinde ödenmesini ihtar etmiş, ancak ihtarname davalı tarafa tebliğ edilememiştir. Bu nedenle ihtarname ile fesih gerçekleşmemiştir.Davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu mali müşavir bilirkişi—–tarafından hazırlanan 23/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda, davacının defterlerinde, 14/01/2020 takip tarihi itibariyle davalıdan borç alacak bakiyesinin “0” (sıfır) olduğu tespit edilmiştir. Buna göre davacı tarafın davalının satın aldığı ürün bedellerinden dolayı davalıdan alacağının bulunmadığı, davalının ürün bedellerini zamanında ödemediği yönündeki fesih gerekçesinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.İkinci fesih nedeni olan rakip firmanın ürünlerinin satıldığı iddiası, noter vasıtasıyla tutulan tutanağa dayandırmakta, bu hususta tek delil noter tutanağı olup başka delil bulunmamaktadır.Davalı taraf, işletmelerinin çalışma saatlerinin gece 23.30- 04.30 arasında olduğunu, noter tarafından tutulan tutanağın işletme kapalı iken yapıldığını, tespit fotoğraflarında görülen çoğu dolabın yan komşu —– bayiine ait olduğunu, işyeri çalışanlarının davacının ürünlerini kullanmak zorunda olmadığını, noter kanalıyla yapılan tespitte başka firmaya ait olan içecek sayısının da yemek saatinde çalışanların ihtiyacını karşılayacak kadar olduğunu savunmaktadır.Üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan 31/07/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda —— bilirkişi tarafından;—— Noterliği’nde düzenlenen 28.08.2019 tarihli tutanakta belirtilen işyerinin, davalının işyeri olup olmadığının açık bir şekilde anlaşılamadığı, tutanağın ekindeki resimlerden soğutucuların davacı şirkete ait olup olmadığının tespit edilemediği, soğutucuların davacı şirkete ait olması gereğine dair bir sözleşme hükmü de olmadığından tutanaktaki tespitin sözleşmeye “aykırılık içerdiğini gösteren bir tespit” olmadığı,-Her ne kadar davacı “davacının rekabet halinde olduğu yabancı marka gazsız ürünlerin” satışının davalı tarafından yapıldığını iddia etmiş olsa da hiçbir marka ismi zikredilmediğinden davalının sözleşmeyi bu yönden ihlal edip etmediğinin anlaşılamadığı, gazlı ürünler (ve dahi alkollü içecekler) açısından da tek marka satma yükümlülüğü olmadığından hem marka hem de adet 25 olarak açıklamanın yapılmamış olması sebebiyle varsayımla hareket edilemeyeceği, yönünde kanaat bildirilmiştir.—–Noterliğinin 28/08/2019 tarih, ——yevmiye no’lu, saat 14:45’de düzenlenen tutanağı ve ekindeki fotoğrafların incelenmesinde, tutanağın ——-isimli işyerinde düzenlendiği görülmektedir. Taraflar arasındaki sözleşmenin davalın —– adı altında ——- işletilecek satış noktasına ilişkin olduğu görülmektedir. Ancak davacı tarafça işyeri isim değişikliği ile ilgili bir fesih nedeni ileri sürülmediğinden bu husuta değerlendirmeye gerek görülmemiştir.Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, noter tutanağının ekindeki 1.fotoğrafta, ——– isimli işyerinin kepenginin tamamen kapalı olduğu, daha sonraki fotoğrafta kepengin yarı açık olduğu görülmektedir.Yine işyerine ait iç mekan fotoğraflarında içerde müşteri olduğunu,müşterilere satış yapıldığına dair bir emare yoktur. Tespit tutanağında da bu husularda hiçbir bilgiye yer verilmemiştir. Tüm bu hususlar, davalının tespitin iş yeri kapalıyken yapıldığı yönündeki savunmasını destekler mahiyettedir. Noter tutanağında davalının işyerinde, davacı ——- firmasına ait başka firmanın ürünlerinin de satıldığı yönünde bir tespitte bulunulmuşsa da, tutanak sırasında davalının satış yapıp yapmadığı, rakip firmaya ait olduğu belirtilen ürünlerin isminin veya markasının ne olduğu, rakip firamaya ait olduğu tespit edilen ürün miktarının ne olduğu belirtilmemiştir.
Davalının tespitin işyeri kapalı olduğu sırada ve personelin yemek saatinde yapıldığı, rakip firmaya ait olduğu belirtilen ürünlerin çalışanların ihtiyacını karşılayacak kadar olduğu yönündeki savunması karşısında, tutanak ekindeki fotoğrafların işyerinin kapalı olduğunu göstermesi ve rakip firmaya ait olduğu belirtilen ürünlerin marka ve sayı olarak somut olarak tespit edilmemesi nedeniyle, bu hususta tek delil olan noter tutanağının; rakip firma ürünlerinin satışına dayalı sözleşmeye aykırılığı tespit etmekten uzak olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının bizzat kendi ticari defterlerinde davalıdan satışı yapılan ürünlerden dolayı davalıdan alacağının bulunmadığı, noter tutanağının davalının sözleşmeye aykırı şekilde rakip firma ürünlerini sattığını ispata elverişli olmadığı, bu nedenlerle davalının sözleşmeye aykırı şekilde davacının rakip olduğu firmaların ürünlerini sattığı ve satın aldığı ürün bedellerini zamanında ödemediği gerekçesine dayalı feshin haklı olduğunun ispatlanamadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE
2-Alınması gereken 80,70 TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 4.331,47 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 4.250,77 TL’nin davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Tarafların dava şartı olması nedeniyle başvurdukları—– Arabuluculuk Bürosu——- dosya nolu görüşmeler neticesinde belirlenen 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde —– Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.