Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/522 E. 2021/517 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/522 Esas
KARAR NO: 2021/517
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 07/10/2020
KARAR TARİHİ: 22/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde —– sigortalı bulunan, davalı şirketin maliki ve işleteni olduğu ———– tarihinde, dava dışı—- ehliyetsiz şekilde sevk ve idaresinde bulunduğu esnada ——— nolu araca %100 kusurlu olarak çarpması neticesinde verdiği hasar sebebiyle, davacı müvekkili şirketçe —tarihinde, hasara uğrayan aracın maliki olan üçüncü kişiye ——– tutarında hasar tazminatı ödendiğini, müvekkili şirket tarafından, kaza anında trafik sigortalı aracın ehliyetsiz şekilde sevk ve idare edilmiş olması sebebiyle ve ——— uyarınca sigortalı aracın maliki konumundaki davalıya başvuruda bulunulduğunu ancak yapılan başvurudan bir netice alınamaması sebebi ile ——– dosyasından takip başlatıldığını, davalı tarafça açılan takibe haksız şekilde itiraz edildiğini, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ve anlaşma sağlanılamadığını, ————-dosyasından başlatılan icra takibine konu alacağın aslı ile ferilerine ilişkin olarak yapılan itirazın iptali ve icra takibindeki miktar üzerinden takibin devamı ile takip konusu alacağın %20sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödenmesine ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, ölen sigortalı ——— sürücüsünün müvekkili şirketin çalışanı olmadığını, —— kullanan 3. Kişinin ehliyetsiz olması ve kusurlu bulunmasının bu hukuki gerçeği değiştirmeyeceğini, bu nedenle alacaklı sigorta şirketinin olayda ölenin kanuni mirasçılardan talepte bulunmasının gerektiğini, bu nedenle husumet yokluğu nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, kazaya karışan —— plakalı aracın fenni muayenesinin olmadığını bu hali ile trafiğe çıkmasının mümkün olmadığını, ———sayılı dosya içindeki kök ve ek raporda meydana gelen kazanın “önlenebilir” bir kaza niteliğinde olduğunun ifade edildiğinin göz önüne alındığında muayenesiz araç kullanan şoförün ve araç sahibi işleten ———olduğunun kabul edilemeyeceğini, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE;
Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı——- şirketinin dava dışı hak sahibine ödemiş olduğu tazminatı davalıdan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
—— dosyası getirtilerek dosyamız içine konmuştur. İcra takibi incelendiğinde, ödeme emrinin—– tarihinde borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun ——— tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra takibine itirazın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davanın İ.İ.K. 67/1 maddesindeki 1 yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı ——– dava dışı hak sahibine ödemiş olduğu hasar bedelinin kusurlu olduğunu iddia ettiği sigortalısı olan davalıdan tahsili talebi ile dava açtığı; davalının ise zamanaşımı itirazında bulunduğu, ayrıca kazaya karışan karşı araç olan ——– plakalı aracın fenni muayenesinin olmaması nedeniyle kusurun karşı tarafa ait olduğunu savunduğu görülmüştür.
Davalının zamanaşımı itirazında bulunduğu görülmüş ise de, davacı tarafından dava dışı hak sahibine ödemenin —— tarihinde yapılmış olduğu ve ödemeden itibaren iki yıllık yasal süre içinde icra takibi ve davanın başlatılmış olduğu anlaşıldığından aksi yöndeki savunmaya itibar edilmemiştir.
Tarafların bildirmiş olduğu delil ve belgeler toplandıktan sonra makine mühendisi, trafik kusur uzmanı ve sigorta uzmanı bilirkişilerden oluşturulan heyetten rapor aldırılmıştır. Bu heyet tarafından dosyaya sunulan — tarihli raporda; meydana gelen trafik kazasında davalının maliki olduğu —- plakalı aracın dava dışı sürücüsü —- %100 oranında kusurlu olduğu, bu sürücünün ayrıca sürücü belgesinin olmadığı, kazaya karışan dava dışı —— plakalı aracın sürücüsünün kusurunun bulunmadığı, kazaya karışan—- plakalı aracın kaza nedeniyle toplam —- tutarında zarara uğradığı, davalının bu bedelin tamamından sorumlu olduğu, daha önce —— dosyası kapsamındaki ——- tutarındaki masrafın sorumluluğu konusunda takdirin mahkemeye ait olduğu ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Meydana gelen kazanın davalıya ait ——- sürücüsü —— sürücü belgesi olmadığı halde çift çizgi ile bölünmüş, çift yönlü caddedeki araç trafiğini dikkate almadan oldukça hızlı ve ters yönde karşı şeritte seyrettiği esnada kendi şeridinde seyreden araca çarpmak suretiyle bu sürücünün %100 kusuru ile meydana geldiği sabittir. ——- dosyası ile yapılan yargılamada kusurun bu şekilde tespit edildiği ve hükmün——— ilamı ile kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı ———— gelen bu olay nedeniyle —— plakalı aracın maliki olan davalıya ———– rücu etmek istemektedir. Anılan maddede sigortalıya başlıca rücu nedenleri arasında “Aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan kimseler tarafından sevk edilmesi…” nedenine de yer verilmiştir. Somut olayda tazminatı gerektiren olayın sigortalının aracını kullanan ehliyetsiz sürücünün tam kusuruyla meydana geldiği sabittir. Buna göre gerek belirtilen genel şartlar düzenlemesi gerekse de yargısal uygulamalar dikkate alındığında davacı ——– rücu hakkının bulunduğu kabul edilmiştir.
Davalının “Karşı aracın fenni muayenesinin olmamasına” atıf yaparak, olayda karşı araç sürücüsünün müterafik kusuru bulunduğu savunması yaptığı görülmüş ise de; kazaya karışan karşı araç olan ——- plakalı aracın olay tarihinde fenni muayene süresinin geçmiş olduğu, ancak kazanın meydana gelmesinde bu araç sürücüsüne atfedilebilecek bir kusurun veya alınabilecek bir önlemin bulunmadığı açıkça anlaşıldığından müterafik kusur şartlarının bulunmadığı kabul edilerek aksi yöndeki savunmaya itibar edilmemiştir.
Davacının rücu hakkı tespit edildikten sonra, davalının sorumlu olduğu miktarın da tespit edilmesi gerekir. Rücuya konu alacağın ——-sayılı ilamına dayalı olduğu, davacı —- şirketinin belirtilen dosya ile verilen karar sonucunda —- alacağı temerrüt tarihi olan – tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödemekle yükümlü tutulduğu, ilamın icrası sırasında davacı tarafından —- tarihinde — ödeme yaptığı, davaya konu icra takibi ile davacının ödediği bu bedel ile —- işlemiş faiz talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacının mahkeme kararı ile hüküm altına alınmış olan ve ödemek zorunda kaldığı — rücuen isteme hakkının bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Anılan mahkeme kararında davacının —- tarihinden itibaren yasal faiz ile de sorumlu olduğu belirtilmiş, karar istinaf incelemesi sonucunda —– kesinleştiğinden, davacının yasal süreç sona ermeden ödeme yapması zorunluluğu bulunmadığından, dava dışı hak sahibi tarafından icra takibi başlatıldıktan sonra ——- ödemenin yapıldığı, “Davacının karardan hemen sonra, yargısal süreçler bitmeden ödeme yapmaması nedeniyle zararın arttığı, faiz ve icra vekalet ücreti gibi masrafların davalı sorumluluğunda olmayacağı” yönündeki davalı savunması yerinde görülmemiştir. Bu kabule göre, davacının icra dosyasına ödemek zorunda kaldığı—– davalıdan isteyebileceğinde kuşku yoktur.
Rücuya tabi alacaklarda, ödeme tarihinden itibaren faiz isteme hakkı bulunmaktadır. Davacı icra takibi ile — işlemiş faiz talebinde bulunmuştur. Davacının ödemeyi—- tarihinde yapmış olması nedeniyle, faizin başlangıcı bu tarih olacaktır. Davacı “avans faizi” talebinde bulunmuştur. Davacının sigortalısı olan davalının tacir olması ve kazaya karışan araçların ticari işletmeyle ilgili olması nedeniyle avans faizi talebi yerinde görülmüştür. Buna göre ödeme tarihi olan — tarihi ile davaya konu icra takip tarihi olan —tarihi arasında işlemiş faiz miktarı — olmakla, davacının talebi yerinde bulunmuştur. Davanın tümünün kabul edilmesine karşı kısa kararda “kısmen kabul” ibaresine sehven yer verildiği görülerek bu durum aşağıda tashih edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin —— üzerinden devamına,
Alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-Alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken —— karar harcının, davacı tarafından peşin yatırılan 710,59 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.308,45-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 2.773,50-TL yargılama gideri ile 710,59-TL peşin harç, 54,40-TL başvuru harcı toplamı 3.538,49-TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 8.448,59 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/06/2021
TASHİH ŞERHİ
Mahkememizin —- tarihli duruşmasında verilen nihai kararda ”Davanın kısmen kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin —– üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, Alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,” şeklinde hüküm kurulmuş ise de, davanın kabulüne karar verildiği ve rakamsal olarak bu durumun kısa kararda belirtildiği anlaşılmasına rağmen sehven “kısmen kabul” yazılmış olduğu anlaşılmakla, kısa kararın birinci maddesindeki maddi hata “Davanın kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin ——- üzerinden devamına,
Alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,” şeklinde düzeltilmesine karar verilmiştir.22/06/2021