Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/512 E. 2022/421 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/512 Esas
KARAR NO: 2022/421
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/02/2014
KARAR TARİHİ : 12/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi ile: Davalı şirketle imzaladığı sözleşme ile, davalı şirket tarafından —– tedarik edilmesi ve montajının yapılması hususunda anlaşma yaptığını, bu anlaşma çerçevesinde davalının tedarik ettiği sayaçların büyük bölümün, ——- kullandığını, ancak ısı paylaşım sisteminin işlemeye başlamasından kısa bir süre sonra sayaçların pek çoğunda su kaçakları ve sayaç içerisinde terleme, sayaç kadranlarının dönmemesi ve sayacağın patlaması şeklinde arızalar meydana geldiğini öne sürerek, müvekkili şirketin arızalı sayaçlar nedeniyle uğradığı maddi zararlar sonucu —– maddi tazminatın en yüksek banka mevduat faizi ile, müvekkil şirketin yeniden takılan sayaçlara ilişkin ödediği montaj bedelleri nedeniyle uğradığı maddi zarar sonucu—- maddi tazminatın ticari faizi ile ve ayrıca sarsılan ticari itibarı nedeniyle —- manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesi ile : Davaya konu ticari ilişkinin —- içinde vuku bulması nedeniyle zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, ayrıca BK.’nun 207.maddesi uyarınca ihbar süresinin—– ay olduğunu, davacı tarafından süresi içinde ve usulüne uygun ihbarda bulunmadığından davacı taleplerinin dikkate alınmasını mümkün olmadığını, müvekkili firmanın sözleşme konusu —- ithal etmek sureyitle başka firmalara da sattığını, müvekkilinin davacıya sattığı ürünlerde bir ayıp ve kusurun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLER:
Davacı vekili dava dilekçesi ekindeki delil listesinde, —– sayılı dosyalarını, davaya konu arızalı ürünlere ilişkin faturaları, davacı ile yazışmaları, müvekkili tarafından tutulan tutanakları, müvekkiline ait defterleri, davacı şirkete ait şikayetlere ilişkin forum sitelerinden alınan dökümleri, keşif, tanık ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde,—– sayılı dosyalarını, davaya konu arızalı ürünlere ilişkin faturaları, sayaç arızalarına ilişkin şirket içi yazışmaları, keşif, tanık ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizin —-sayılı kararı ile yasal sürede ayıp ihbarında bulunmaması nedeni ile davanın reddine dair kararı —–kararı ile;
“Öncelikle ilk derece mahkemesinin gerekçesinde dayandığı davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan bir dava olduğuna ilişkin tespiti yerinde olmayıp, dava satış sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Tacirler arası satımda TTK 23 atfı ile uygulanması gereken TBK 223/2 maddeye göre değerlendirme yapılacağı hükme bağlanmıştır. Davalı yanın cevap dilekçesinde de beyan ettiği üzere davacı yandan gelen şikayetlerin kendilerince kabul edilip ürün değişimi yapıldığı da kabul ve ikrar olunduğu nedenle davacının ayıp ihbarını süresinde yapmadığı kabulü doğru görülmemektedir. Ancak mevcut bilirkişi raporları incelendiğinde davacının bedel iadesi talebinin değerlendirilmediği, ürünlerin kullanılmış olması ve yenileri ile de değiştirilmiş bulunması karşısında bedel tenzili hususunda hiçbir hesaplama yapılmadığı ve bu hususta ek rapor taleplerinin mahkemece yerine getirilmediği de anlaşılmaktadır. Bu nedenle dava sonucuna doğrudan etki edecek deliller toplanmadan karar verildiği anlaşılmakla kararın kaldırılması gerekmiştir.” gerekçesiyle kaldırılmıştır.
Dava, tacirler arası ayıplı mal satışı nedeniyle uğranılan zararın tahsiline ilişkindir.
TBK.nın ——- başlıklı 223 maddesine göre;
Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.
Alıcının seçimlik hakları ise TBK 227.maddesinde “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.”şeklinde düzenlenmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde maddi tazminata ilişkin; uğranılan —-zararın ve yeniden sayaç takım bedeli —–dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde ayıplı mal satışına dayandırdığı taleplerini —- haklardan hangisine dayandırdığını açıklamadığı için, —- tarihli duruşmada dava dilekçesinde ayıplı mal satışına dayandırdığı taleplerini ——— hangisine dayandırdığını açıklamak üzere kesin süre verilmiş, verilen kesin süre üzerine davacı vekili tarafından — tarihli dilekçe verilmişse de, beyan dilekçesinde netice-i talebindeki taleplerini tekrarlamakla yetinilmiş, ara karar uyarınca açıklama yapılmamıştır. Dolayısıyla davacı vekili, somutlaştırma görevini yerine getirmemiştir.
Ancak—–mevcut bilirkişi raporları incelendiğinde davacının bedel iadesi talebinin değerlendirilmediği, ürünlerin kullanılmış olması ve yenileri ile de değiştirilmiş bulunması karşısında bedel tenzili hususunda hiçbir hesaplama yapılmadığı ve bu hususta ek rapor taleplerinin mahkemece yerine getirilmediği de anlaşılmaktadır. Bu nedenle dava sonucuna doğrudan etki edecek deliller toplanmadan karar verildiği anlaşılmakla kararın kaldırılması gerekmiştir.” kararında davacının bedel tenzili hakkında inceleme yapılmaması kaldırma gerekçesi yapıldığından, davacının talebi; satış bedelinin ayıp oranında indirilmesi ve genel hükümlere göre tazminat olarak nitelendirilmiştir.
—- Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda, kök raporu veren bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, —- tarihli ek raporda; sayaçların montajının yapılıp kullanmaya başlaması ile arızalar ve patlamalar meydana geldiğinden sayaçların kullanılamadığı, bu nedenle indirim bedeli veya kullanım bedeli hesaplamasının yapılamadığı, davacının davalıdan —- tazminat alacağına sahip olduğu, tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre davalının davacı şirketten —— alacağı olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili, —- tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporunda belirtilen ürün satışından dolayı, davacının davalıya olan——ödendiğini belirterek dekontun bir suretini dilekçe ekinde ibraz etmiştir. Böylece, ürün satışı nedeniyle davacının davalıya borcunun kalmadığı anlaşılmıştır.
—– Adliye Mahkemesinin “Davalı yanın cevap dilekçesinde de beyan ettiği üzere davacı yandan gelen şikayetlerin kendilerince kabul edilip ürün değişimi yapıldığı da kabul ve ikrar olunduğu nedenle davacının ayıp ihbarını süresinde yapmadığı kabulü doğru görülmemektedir” şeklindeki kararı doğrultusunda ayıp ihbarının süresinde yapıldığı kabul edilmiştir.
—-Adliye Mahkemesinin kaldırma sonrası alınan bilirkişi ek raporu hükme esas alınarak, —— alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Davaya konu ayıplı mal satışı nedeniyle davacı şirketin itibarının sarsıldığına dair dosyada delil bulunmadığı, dinlenen davacı tanığının sadece olayın basına yansıdığını beyan ettiği, mal varlığı zararının meydana gelmesinin tek başına manevi tazminat için yeterli olmadığı, olayda manevi tazminat şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar kısa kararda sehven “davacı ve davacın vekilinin yüzüne karşı” ibaresi kullanılmışsa da, duruşma zaptından da görüleceği üzere karar duruşmasına sadece davalı katıldığından, söz konusu maddi hata gerekçeli kararda düzeltilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Maddi tazminat yönünden davanın KABULÜ İLE, —— davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2—— üzerinden kabul edilen alacağa dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince faiz uygulanmasına; —– kabul edilen alacağa dava tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmasına,
3-Manevi tazminat yönünden davanın REDDİNE,
4-Davada alınması gereken toplam 5.273,53TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 4.733,90 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 539,63 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından bilirkişi, tebligat ücreti ve yazışma gideri olarak toplam yapılan 6.316,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.759,14 TL ile 4.733,90 peşin harç, 25,20 TL başvuru harcı toplamı 6.518,24‬TL’nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Maddi tazminat yönünden, davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 10.836,00TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Manevi tazminat yönünden, davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde ——Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 12/05/2022