Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/492 Esas
KARAR NO: 2022/12
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 28/09/2020
KARAR TARİHİ: 06/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki dolayısıyla faturalarda belirtilen nakliye ve yükleme hizmeti verildiğini ancak verilen hizmet bedeli olarak bakiye —müvekkili şirkete davalı şirket tarafından ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla — sayılı dosya ile ilamsız icra takibi yoluyla yasal takip başlatıldığını, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, —- alacak miktarına takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, davalı aleyhine %20’sinden aşağı olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin defter ve belgelerinin incelendiğinde müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun olmadığının ispat edileceğini, Davacı tarafın aleyhlerine başlattığı takipte borcun varlığını ispat aracı olarak cari hesap alacağı ve birtakım faturalar sunduğunu, faturaların tek başına borcun varlığını ispata yaramadığını, faturanın akdi ilişkinin varlığı için yeterli olmadığını, borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın müvekkili şirkete borca esas faturaları tebliğ etmeden, söz konusu alacağa ilişkin ihtarname göndermeden, müvekkili şirketi temerrüde düşürmeden, hangi tarih itibari ile faiz işletilmeye başlandığını, hangi oranlarda faiz işlettiğinin tespiti mümkün değilken, faiz talebinde bulunulmasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davanın ve icra inkar tazminatı talebinin reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Davacı vekili dava dilekçesinde, icra dosyasını, takip dayanağı faturaları, ticari defterleri, tanık, keşif, yemin ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkili şirketin kayıtlarını, davacı tarafın ticari defterlerini, faturaları, keşif tanık yemin ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
—- sistemi üzerinden celbedilen—- dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine cari hesap bakiyesine istinaden —- asıl alacağın takip tarihinden itibaren avans faizi ile tahsili talebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu vekilinin —– tarihinde süresi içinde borca itiraz ettiği görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde tanık deliline dayanmış, delil dilekçesinde isim ve adresini bildirmişse de, davanın miktarı tanıkla ispat sınırının üzerinde olduğundan HMK 200.maddesi uyarınca davalı vekilinin tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiştir.
— müzekkere yazılarak davalı şirketin — bildirimlerinde beyan edilip edilmediği sorulmuş, —- tarihli cevabi yazı ekinde davalı şirketin —-birer sureti ibraz edilmiş, incelenmesinde; davalının—bildiriminde davacıdan —– mal/hizmet aldığını beyan ettiği görülmüştür.
Tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek— tarihli celsede taraf vekillerine ticari defterlerini — tarihinde —- ibraz etmek etmek üzere kesin süre verilmiş, davacı taraf ticari defterlerini ibraz etmiş, davalı taraf herhangi bir mazeret göstermeksizin ticari defterlerini ibraz etmemiştir.
Davacı şirket defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu mali müşavir — tarafından hazırlanan —- tarihli ek raporlar alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından faturaya dayanarak davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafın süresinde itirazı üzerine İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır.
İİK 67/1.maddesine göre “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”
Faturanın TTK.da tanımına yer verilmemiştir. Vergi Usul Kanunu 229.maddesinde fatura, “Satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir vesika’ olarak tanımlanmıştır.
TTK 21/1.maddesine göre, “Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir” TTK 21/2.maddesine göre ‘Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır’.
—— Kararında, ‘fatura sözleşmenin yapılmasıyla ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir…” denilmiştir.
Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle faturaya dayalı alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir.
HMK’nın 222/3.maddesine göre “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi ——–yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.—— Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
Davacı şirket defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu mali müşavir —- tarafından hazırlanan— tarihli raporda, davacı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil kabul edilebileceği, davacı defterlerine göre davacının davalıdan— alacaklı olduğu belirtilmiştir. — tarihli ek raporda davalının —- olduğu, diğer faturaların bildirim sınırı olan —- altında kaldığı belirtilmiştir.
Davalı şirket—- mal/hizmet aldığını beyan etmiştir. Davacı taraf takip talebi ekinde takip dayanağı olarak — adet faturayı eklemiş, dava dilekçesi ekine de aynı — faturayı eklemiştir. İİK’nın 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davaları takiple sıkı sıkıya bağlı olup, mahkeme takibe konu edilmeyen alacak kalemlerini inceleme konusu yapamaz.—– Bilirkişi kök ve ve ek raporunda davacının davalıya kestiği tüm faturalara göre değerlendirme yapıldığından, bilirkişiden takip dayanağı faturalarla sınırlı olarak yeniden ek rapor alınmasına karar verilmiş, —- tarihli ek raporda;
—- fatura tutarlarının — olduğu, — olduğu
— ayı faturalarının — bildirim sınırının altında olduğu,
—adet faturanın davalı tarafından — bildirimi ile — bildirildiği,
-Davacının yasal defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan —alacaklı olduğu,
-Davacının — takibe koymadığı,
Takip dayanağı faturaların toplamının —-ödeme düştüğünde davacının takip tarihi itibariyle davalıdan takip dayanağı faturalardan dolayı — alacaklı olduğu, tespit edilmiştir. Taraf vekillerine tebliğ edilen ve itiraza uğramayan ek rapor, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan hükme esas alınmıştır.
Davalı taraf takip dayanağı;— bildirmiş olup, bu durum faturalarda yazılı emtianın teslim alındığı anlamına gelmektedir. — Dolayısıyla davacı taraf takip dayanağı —- dışındaki kalan fatura alacaklarını davalının —– ispatladığı, ayrıca HMK m. 222/3 gereği davalı tarafından da söz konusu ticari defterler mahkemeye ibraz edilmemiş olduğundan davacının sunmuş olduğu defter kaydı lehine delil olarak kabul edildiğinden takip dayanağı tüm faturalar yönünden, davacı defterleri lehine delil teşkil ettiğinden, ek rapor doğrultusunda davacının takip dayanağı faturalardan dolayı davalıdan —- alacaklı olduğu anlaşılmak, bu miktar asıl alacak üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili yargılamanın son duruşmasında faturaların tamamını sehven takibe koymadıklarını, cari hesap alacağının tamamı üzerinden davanın kabulünü talep ederek, — üzerindeki alacak talebi yönünden davalı şirket yetkilisini yemin teklif etmek istediklerini beyan etmiştir. İİK’nın 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davaları takiple sıkı sıkıya bağlı olup, mahkeme takibe konu edilmeyen alacak kalemlerini inceleme konusu yapamaz. —— konu edilmeyen faturalara itirazın iptali davasında dayanılamayacağından, uyuşmazlık konusu olmayan vakıa hakkında davalıya yemin teklif edilemeyeceğinden davacı vekilinin yemin teklifininin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı, davalı vekili cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talep etmiştir. İİK 67/2.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67.maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmetmek için reddedilen kısım bakımından davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun ispatı gerekir. Takip dayanağı — tanesinin davalı tarafından— bildirimi ile beyan edildiği, beyan sınırının altında kalan — faturanın da miktarının davalı tarafça hesaplanabileceği, bu nedenlerle itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olduğu anlaşılmakla, itirazın iptaline karar verilen —- yüzde 20’si oranında itirazın iptaline karar verilen miktarın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Davanın reddedilen kısmı yönünden davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığı, bu nedenle şartları oluşmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulü ile itirazın iptali ile takibin devamına, taraflar tacir olduğundan takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faizi işletilmesine, davacı lehine itirazın iptaline karar verilen miktarın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
1—– üzerinden yapılan takipte davalı-borçlunun; —-asıl alacak miktarına yaptığı itirazının iptali ile bu miktar alacak yönünden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte takibin devamına,
2-İtirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen —- icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Şartları oluşmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gereken 927,12 TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 217,36 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 709,76 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 1.391,00 TL yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 1.048,99 TL’si ile 217,36 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı toplamı 1.320,75 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul oranı dikkate alındığında davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Davanın ret oranı dikkate alındığında davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 4.425,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
9-Tarafların dava şartı olması nedeniyle başvurmuş olduklar—– görüşmeler neticesinde belirlenen —– davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
10-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda davanın kabulüne karar verilen kısmı yönünden gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde ——– Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere, davanın reddine karar verilen kısmı yönünden miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.06/01/2022