Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/487 E. 2022/883 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/487 Esas
KARAR NO: 2022/883
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/09/2020
KARAR TARİHİ: 15/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ——- ticari markası ile ——– tarihine kadar davacı şirkette, ——- sonra da—- olarak çalıştığı, Davalının, — tarihinde imzalanan sözleşmenin ——— bendi uyarınca, iş akdini haklı neden olmaksızın sona erdirilmesi halinde iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren———- süreyle doğrudan ya da dolaylı olarak, davacının ana faaliyet konusunu oluşturan —–veya dolaylı olarak bağlantılı işleri kendi veya başkası nam ve hesabına yapmamayı, hiçbir sıfatla ——– doğrudan veya dolaylı olarak bağlantılı işleri yapan yerlerde çalışmamayı, rekabet yasağına aykırı davrandığı takdirde son bir yılda elde ettiği brüt yıllık geliri kadar cezai şart bedelini ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, Davalının, görevi gereği davacının müşteri çevresine, ticari sırlarına ve yaptığı işlere vakıf, tüm bunlar hakkında bilgi edinme imkanına sahip bir kişi konumunda olduğu, Davalının, istifa etikten sonra, davacı ile aynı ilde —– aynı alanda faaliyet gösteren dava dışı—– çalışmaya başlayarak, sözleşmedeki rekabet yasağı hükmünü ihlal ettiği, Davalının,—– tarihli —- davacının rakibi olan ———- bulması sebebiyle ayrıldığını beyan ettiği, Davalının iş sözleşmesindeki rekabet yasağı hükmünü açıkça ihlal etmesi karşısında, sözleşmenin — bendinde kararlaştırılan davalının son —- yılda elde ettiği brüt ücret toplamı olan — tutarındaki cezai şart bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalının, davacı şirkete,———- gelen ürünleri zimmete alıp fiziken araca yüklenmesi ve sonrasında transfer merkezindeki gönderilerin şube bazlı elleçlenmesi ve şubelere sevk edilmesi gibi ticari bilgi ve profesyonellik gerektirmeyen operasyonel işlerde son olarak net —— ücret ile görev yaptığı, sözleşmenin bir buçuk yıl sonunda sona erdiği, Sözleşmenin genel işlem koşullarına haiz olduğu, genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girebilmesi için bu koşulları düzenleyenin karşı tarafa açıkça bilgi vermesi ve içeriğini öğrenme olanağı sağlamasına bağlı tutulduğu, davacı işveren tarafından matbu sözleşme hükmünün davalıyla müzakere edilmeksizin imzalatıldığı, Taraflar arasındaki menfaat dengesini işveren lehine aşırı şekilde bozan, işçinin durumunu ağırlaştırıcı nitelikte bulunan genel işlem koşulu niteliğindeki sözleşme maddesi yazılmamış sayılması gerektiğinden, cezai şart talebinin dinlenilemeyeceği, Hizmet sözleşmesi kapsamında rekabet yasağına aykırılığın alacaklıya ifayı ya da sözleşme cezasını talep konusunda seçim hakkı vermeyeceği, aksine işçi sözleşme cezasını ödeme ile rekabet yasağından kendisini kurtarabileceği, dolayısıyla rekabet yasağının ihlal edildiği iddiasında olan işveren yalnızca, işçinin kusurunu ve uğradığı zararını kanıtlayarak TBK 446/I. maddesine uygun olarak zararının tazmini isteminde bulunabileceği, Davacının talebine dayanak gösterdiği Sözleşme maddesinde, ———hayatının etkin olduğu dört coğrafi bölgede doğrudan veya dolaylı bile olsa çalışmasının hatta herhangi bir sıfatla bulunmamasının taahhüdünün alındığı, maddenin yer, zaman ve işlerin türü bakımından mantık kaidesiyle bağdaşır bir sınırlama içermediği Davacının faaliyetleri ile dolaylı olsa dahi ilgisi bulunan firmalar bünyesinde hiçbir sıfatla bulunamayacağı yönündeki hükmün rekabet etmeme koşulu değil, ——— niteliğinde olduğundan, cezai şart koşulunun geçersiz olduğu, Davacının, internet üzerinden hizmet satışı sunan bir Şirketin ——üstlenmiş olan davacı Şirket bünyesinde çalıştığı süre boyunca ———olarak çalıştığı, bu kapsamda——- ürünleri zimmete alıp fiziken araca yükleme, transfer merkezindeki gönderilerin şube bazlı elleçlenmesi ve şubelere sevk edilmesi gibi ticari ———-gerektirmeyen, işverenin müşteri sırları, üretim sırları ya da yapılan işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlamayan işlerde asgari ücretle çalıştığı, —— işverenin müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işleri hakkında bilgi edinme olanağı olan işçinin bu bilgileri kullanması halinde işverenin önemli bir zarar görmesi olasılığının mevcut olması halinde geçerli olduğu, Davalının, yalnızca fiziksel gayret gerektirir talimatları yerine getiren, ürünlerin üzerinde kamuya açık nitelikteki etiketlemeler ve şube adresleri haricinde Şirketin işleriyle alakalı tek bir bilgisi bulunmadığından, davalıya bu yönde bir yasaklama getirilemeyeceği, davalı, davacının satış gücüne ya da ürünlerini pazarlamasına katkı sunan ve bu hususta bilgi ya da takdiri olabilecek bir iş ifa etmediği, Rekabet yasağı hükümlerine geçerlilik tanınabilmesi için işverene dair salt kanunda belirtilen hususlarda bilgi sahibi olmak yeterli olmayıp, bu bilgilerin kullanılması ile işvereni önemli bir zarara uğratabilecek mahiyette olması arandığı, davacının, bünyesinde hiçbir bilgi erişimine imkânı bulunmaksızın asgari ücretle çalıştırdığı işçinin işyerinden ayrılmasından sonra kendisini önemli ölçüde zarara uğratabilecek bilgiler kullanma ihtimali olduğu iddiasını yöneltmesinin abesle iştigal olduğu, Rekabet yasağı ihlali iddiasında bulunan davacının bu konudaki somut vakıaları açık şekilde ileri sürerek, ne sebeple kendisi ile rekabet içerisinde bulunulduğunu ispatlaması gerektiği, davacının ticari sırlarına nüfuz edebilme ve davacı işverene zarar verebilme iddiasının dayanağı ortaya konulmadığı, Davalının ——-nezdinde benzer pozisyonda çalıştığı iddia edilmişse de, davalı ile dava dışı arasında bir iş ilişkisi olmadığı, davalının, iş sözleşmesi sona erdikten sonra dava dışı ——- çalışmaya başlamışsa da aynı pozisyonda çalışma göstermediği, mevcut iş tanımının da mevcut işverenine özgü operasyonel talimatların yerine getirilmesinden ibaret olduğu, Davacı bünyesinde ifa edilen ve davacının müşteri çevresi ya da iş sırlarına nüfuz etmeyen iş —– davalı tarafından davacının ticari faaliyetleri sebebiyle dahi öğrenilmediği, ifa edilen işin mevcut işyerinde kullanımı elverişli bir niteliği aynı zamanda da mevcut iş yerine artı değer sağlama kabiliyeti de bulunmadığı, —— rekabet yasağı hükmüne geçerlilik tanınması ihtimalinde, işverenin bu kapsamda bir karşı edim yükümlülüğüne de katlanmadığı, müvekkilin sosyal ve ekonomik durumu ile davacı nezdindeki çalışma süresi dikkate alınarak, Borçlar Kanunu 182/III. Maddesi kapsamında takdiri indirim oranının en yüksek sınırdan uygulanmasının somut adaletin gereği olduğu, Dava tarihinden itibaren avans faizi talebi de hukuka ve iddia konusu sözleşme maddesine de aykırı olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, Davacı ile Davalı arasında imzalanan hizmet aktinde yer alan rekabet yasağına ilişkin hükümlerin ihlali nedeniyle cezai şart istemine ilişkindir.
Davacı ile Davalı arasında—- başlıklı belirsiz süreli sözleşme imzalanmış olduğu ihtilafsızdır.
Davalı davacı şirkette—— olarak işe başlamış daha sonra —— tarihinde kendi istek ve arzusu ile istifa ederek görevinden ayrılmıştır.
Taraflar arasındaki iş sözleşmesinin —– personelin iş sözleşmesinin haklı nedenlerle işveren tarafından veya haklı nedenler olmaksızın kendisi tarafından feshedilmesi halinde,iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren personelin——– olup; faaliyet konusu işverenle tamamen veya kısmen aynı olan şirketlerde her ne suretle olursa olsun çalışmamayı, bu gibi yerlerde ortak, danışman yahut benzeri sıfatlarla bulunmamayı,bu işleri kendi nam ve hesabına yapmamayı taahhüt ettiği aksi taktirde son 1 yılda elde edilen net yıllık gelirin cezai şart olarak personelden tazmin edileceğinin düzenlendiği görülmüştür.
6098 sayılı TBK’nın 445. maddesi “(1)Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz.(2)Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.” hükmünü haiz olup, anılan madde hükmü ile 6098 sayılı Kanun 818 sayılı Kanun’dan farklı olarak, rekabet yasağı ile ilgili doğrudan mutlak bir geçersizliğin öngörülmediği, Anayasa ve diğer mevzuat hükümleri ile somut olgu nazara alınarak rekabet yasağının aşırı nitelikte olması halinde, yasağın kapsamı bakımından hakime uyarlama yetkisi tanındığı anlaşılmaktadır. Hakime tanınan bu yetkinin gerek müstakil açılan bir uyarlama davasında ve gerekse de ihlal halinde açılacak bir tazminat davasında kullanılabileceği kuşkusuzdur.
Somut olayda, ——— belirlendiği, bu surette rekabet yasağı sözleşmesinin içerdiği coğrafi koşul aşırı nitelikte ise de davalının davacı iş yerinden ayrıldıktan sonra 1 yıl dolmadan davacının faaliyet gösterdiği alanda ve aynı il sınırları içerisinde başka bir işletmede işe girmesi karşısında, rekabet yasağının aynı il sınırları içinde geçerli olduğunun kabulü ve coğrafi sınırın aynı il ile sınırlandırılması neticesinde, TBK’nın 444/1 ve 445 maddesindeki hüküm ve koşullar bakımından rekabet yasağı hükmünün geçerli olduğu sonucuna varılmıştır.—————
Ancak aynı Kanun’un 444/2. maddesi “Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” hükmüne haiz olup, anılan madde hükmü uyarınca rekabet yasağının işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri, çalışmaya başladığı başka bir rakip işletmede kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunması halinde geçerli olacaktır.Bu durumda TBK 444/2 hükmü uyarınca öncelikle, rekabet yasağı düzenlemesinin geçerli olup olmadığının veya aşırı nitelikte olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir.————
Davalı davacı şirkette—- olarak işe başlamış daha sonra——– istifa dilekçesi ile çalışma şartlarından memnun olmadığını belirterek işten ayrılmıştır. Davalı öncelikle kurye olarak işe başlamakla herkes tarafından ulaşılabilecek ve ticari sır olarak nitelendirilmesi mümkün olmayan adres ve isim bilgileri haricinde bilgilere ulaşabilmesi mümkün değildir. Yine sonradan davacının iş yerindeki sıfatı değişmiş ve —- olmuşsa da işbu sıfat değişikliği ile de ticari sır niteliğindeki bilgilere erişir hale gelmemiştir. İşbu husus davalı tarafça işyerinde kullanılan —– bilirkişi tarafından düzenlenen ————- tarihli bilirkişi raporundaki tespitler ile de sabittir. İşbu hususların yanı sıra dava dilekçesi ekinde davavacı tarafça sunulan——– tarihli işten çıkış formunun davacı kurumca doldurulan 7. Maddesinde de davalının görevinin kritik olmadığı açıkça belirtilmiştir.
Tüm bu açıklamalar kapsamında davacı ve dava dışı ——— her kesiminden herkesin alışveriş yaptığı, davalının davalı şirkette çalıştığı dönemde müşteriler ile birebir iletişime geçerek müşterileri tanıma ve çalıştığı pozisyon geregi davacı şirketi önemli zarara uğratacak ne gibi ticari sırlara vakıf olduğu iddiası kanıtlanamadığı gibi, davalı şirketteki görev tanımı ile pozisyonu ve davalı şirketin davacı şirketten farklı olarak müşteri odaklı değil tedarikçi odaklı çalıştığı gözetildiğinde, TBK’nın 444/2.maddesi hükmü kapsamında davalının sahip olduğu bilgileri dava dışı şirkette kullanması halinde davacı şirkete önemli bir zarara sebebiyet verme ihtimalinin bulunduğu iddiasınında kanıtlanamaması nedeniyle, rekabet yasağı kaydı geçerli olmadığından davanın aşağıdaki şekilde reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL karar harcının peşin alınan 708,59-TL harçtan mahsubu ile bakiye 627,89-TL’nin talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından sarfolunan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Dava şartı olması nedeniyle taraflarca başvurulan 2020/9124 nolu arabuluculuk görüşmeleri neticesinde belirlenen 1.320,00-TL ücretin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/11/2022