Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/481 E. 2023/367 K. 19.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/481 Esas
KARAR NO : 2023/367

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2020
KARAR TARİHİ : 19/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların oluşturduğu adi ortaklık ile müvekkili arasında 29/07/2013 tarihli sözleşme imzalandığını ve müvekkilinin sözleşme gereğince tüm edimlerini yerine getirdiğini, müvekkilinin avans karşılığı avans teminat mektubu verdiğini ve davalılar tarafından mezkur sözleşmeye aykırı olarak mektubun paraya çevrildiğini ve 711.539,13USD’nin davalılarca haksız olarak tahsil edildiğini, tahsilattan önce davalılar adına vekillerinin, noter yolu ile müvekkilinin davalılara 711.539,13USD tutarında borcu olduğuna ilişkin ihtarname gönderdiğini, ancak müvekkilinin sözleşme ve sözleşmeye ilişkin zeyilname gereklerini yerine getirmesine rağmen vadesi geldiği iddia edilen avans teminat mektubunu iade etmeyen davalıların müvekkilini önce tazmin tehdidi ile mektubun süresinin uzatılmasını talep ettiklerini, mezkur teminat mektubu süresinin uzatılmasından sonra da 02/09/2015 tarihli ihtarname ile müvekkilinin 711.539.13 USD borçlu olduklarını ifade ettiklerini, ihtarnameye cevaben davalı ortaklık yetkilisi ile yapılan toplantıda kabul anlamına gelmemek ile birlikte ihtilaflı konuların toplam bedelinin 563.263,06USD olduğunu ve karşılıklı imza altına alındığını ayrıca toplantı tutanağı incelendiğinde ihtilaflı kalemlerden dördüncüsünün hesaplardan düşüleceğini ve bu şekilde ihtilaflı rakamın 510.663,06USD olduğunu, ancak davalıların 711.539,13USD’yi 23/09/2015 tarihi itibari ile tahsil ettiklerini, arabulucuk görüşmelerinde bir sonuç elde edilmediğini, sözleşme gereğince tahkim yargılaması yapıldığını ve hakem kararı ile müvekkilinin genel olarak haklı bulunduğunu ve banka teminat mektubunun paraya çevrilmesi suretiyle 711.593,13 USD tahsil edilmiş ise de gerçekte tahsili talep edilebilecek meblağın 111.246,09USD olduğunu, davalılar tarafından fazladan tahsil edildiği iddia edilen 600.293,04USD müvekkiline iade edilesi gerektiği yönünde karar verildiğini bu nedenlerle, davalı şirketlerin oluşturduğu iddia edilen adi ortaklık tarafından avans teminat mektubundan haksız olarak tahsil edildiği iddia edilen müvekkiline ait 600.293,04USD tutarındaki alacağın kesinti tarihinden itibaren işletilecek devlet bankalarında USD bazında açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri, masraflar ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu sözleşmenin tarafı —— olduğunu ve ortak girişimin —- ülkesi kanunlarına göre —— kurulduğunu, bu nedenle de Türk Mahkemeleri’nin yetkili olamayacağını, müvekkilinin davada taraf sıfatının bulunmadığını, davanın sözleşmenin tarafı olan —– merkezli şirkete yöneltilmesi gerektiğini, dava konusu istemin zaman aşımına uğradığını, davacının mali güçsüzlük yaşaması ve bazı kısımlarını yerine getirememesi sebebi ile davacının da rızası ile sözleşme bedelinin 5.853.634,00USD olarak değiştiren 3. Zeyilnamenin imzalandığını, davacının son hak edişi imzalamadığını, avans teminat mektubunun süresini uzatarak borcunu ikrar ettiğini, davacının avans teminat mektubunun hukuka aykırı şekilde nakde çevirdiğine ilişkin iddialarının asılsız olduğunu, müvekkili ile davacı şirket arasında üç adet hak ediş hazırlandığını ve bu hak edişlerin ilk ikisinin imzalandığını, yapılan masraflar ve hak ediş tutarı göz önüne alınarak 711.539,13USD bakiye avans borcun hesaplandığını, davacının bakiye avans borcunu ortaklığa ödemediğini ve sözleşmeye uygun olarak nakde çevirme işleminin yapıldığını, davacının proje sürecince kötü niyetli davrandığını ve sözleşme edimlerini gereği gibi ifa etmediğini, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa hükmedilmesini karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.Davalı —–Vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı ile müvekkilininde ortağı olduğu iddia edilen —– arasında 29/07/2013 tarihli, 11.900.000,00USD bedelli dava konusu sözleşmenin imzalandığını, ancak davacının sözleşme sonrası süreçte yaşadığı mali güçsüzlük nedeni ile sözleşmede belirlenen edimlerin bazı kısımlarını yapılamayacağını beyan etmesi sonunda zeyilname düzenlenerek sözleşme bedelinin 6.591.047,00USD olarak revize edildiğini daha sonra tekrar bir zeyilname ile sözleşme bedelinin 5.853.634,00USD olarak revize edildiğini, dava konusu sözleşme uyarınca davacı tarafından 01/08/2013 tarihinde sözleşme bedelinin %20’sine tekabül eden 2.380.000,00USD tutarında avans teminat mektubunun ortaklığa verildiğini ve yapılan revizeler sonunda mektubun bedelinin 1.385.000,00USD bedele düşürüldüğünü ve vadesinin de 01/10/2015’e kadar uzatıldığını, bu süreçte adi ortaklık ve davacı arasında 3 adet hak ediş hazırlandığını ve ve ilk ikisinin taraflarca imzalandığını, böylece davacı tarafından yapılan işin tutarının 5.844.994,00USD olarak hesaplandığını, davacının sattığı hizmet ve malzeme bedellerine ilişkin alacağından 300.000,00USD’lik kısmını dava dışı —–firmasına temlik ettiğini ve ortaklıkça bu tutarın dava dışı şirkete ödendiğini, bunun dışında proje sürecinde davacının sözleşmeye aykırı davrandığını ve bir takım işlerin davacı nam ve hesabına 3. Şahıslara yaptırıldığını, buna ilişkin yapılan harcamalar ile davacıya verildiği iddia edilen avansların toplamının 6.556.533,13 USD olduğunu ve ortaklıkça davacı şirkete ödemenin yapıldığını, davacı tarafın sözleşme ile üstlendiği edimleri ortaklığın tüm iyi niyetli girişimlerine rağmen yerine getirmediğini ve projede ciddi sorunlara sebep olduğunu, davacı tarafın sözleşme edimlerini yerine getirmediğini, teminat mektubu süresini uzatarak borcunu ikrar ettiğini, bu nedenlerle davanın usulden reddini, davanın görevli —— Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesini, davanın reddine, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraftan tahmiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.Davalı —–Vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu sözleşmenin taraflarının davacı ve —–arasında imzalandığını, mezkur şirketin adresinin —— ülkesinde olduğunu ve görülecek davada Türk Mahkemelerinin yetkisinin olmadığını, sözleşmeye taraf olmayan tüzel kişilere husumet yöneltilemeyeceğini, davacı tarafın içinde bulunduğu mali sıkıntılar sebebi ile sözleşme konusu 11.900.000,00USD ‘nin 5.800.000,00USD’ye düştüğünü, davacının piyasada ticari itibarının kalmaması sebebi ile taşeronların çalışabilmesi için davacı tarafın alacaklarını temlik ettiğini, davacının eser sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediğini, davacını üç adet hak ediş gerçekleştirdiğini ve ikisinin taraflarca imzalandığını ancak üçüncü hak edişin davacının kötü niyeti sebebi ile imzalamaktan imtina ettiğini, davacı taraf adına açılmak zorunda kalınan akreditif sebebi ile banka masraflarının ortaya çıktığını, davacının ayıplı, kötü ve geciktiği iddia edilen ifa yükümlülükleri sebeplerinden dolayı yapılan görüşmelerde bazı kalemlerin davacının nam ve hesabına yaptırılmasına karar verildiğini, davacının avans teminat mektubuna ilişkin beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.Davacı vekili celse arasında sunmuş olduğu 28/03/2023 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini, karşı yandan yargılama ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan ettiği anlaşıldı.Davacı vekilinin vekaletnamesinin denetlenmesinde davadan feragat yetkisinin olduğu görülmüştür.Davalı—— Vekilinin 31/03/2023 tarihli dilekçesi ile davacının feragat isteminin kabulü ile davacıdan harç, masraf ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, davaya bu yönden karar verilmesini beyan ve talep ettiği anlaşıldı.Davalı ——. Vekilinin 07/04/2023 tarihli dilekçesi ile davacı tarafın feragatini kabul ettiklerini ve davacı taraftan yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadıklarını ve feragat beyanı doğrultusunda karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.Davalı ——Vekilinin 19/04/2023 tarihli dilekçesi ile, avacı tarafın feragatini kabul ettiklerini ve davacı taraftan yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadıklarını ve feragat beyanı doğrultusunda karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı —— vekili son duruşmada, davacının feragati nazara alınarak hüküm kurulmasını talep ettiği ve yazılı beyanlarını tekrar ettikleri anlaşıldı.HMK’nun 307-309 ve devamı maddeleri gereğince feragat davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran, karşı taraf ve mahkemenin muvafakatına bağlı olmayan taraf işlemi olmakla, davacı yanın feragati nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:yukarıda açıklanan nednelerle;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL harcın, peşin alınan 78.427,08TL’den mahsubu ile bakiye 78.247,18TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Talep gibi davalılar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı tarafın yokluğunda, davalılardan —— vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.