Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/462 E. 2021/404 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/462 Esas
KARAR NO: 2021/404
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2020
KARAR TARİHİ : 18/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: —- alanında faaliyet gösteren, bireysel ve kurumsal müşterilerine, ——aracılığıyla müvekkil şirket tarafından başlangıç tarihi —— sigortalattırıldığını, Poliçe kapsamında —- sıfatını haiz olarak —- yer almış ve—— adresindeki otel olarak kullanılan taşınmaz sigortalandığını, Sözleşme süresi içerisinde —-tarihinde sigorta ettiren ve sigortalı ayrılmış, —— metninden görüleceği üzere, sigorta sözleşmesinden doğan tüm borçlardan sorumlu olan sigorta ettiren sıfatı davalıya geçirildiğini, davalının sigorta ettiren sıfatını haiz olduğu dönemde ticaret unvanı —— yayımlanan unvan değişikliği ile nihai unvanı ——–ettiren sıfatına sahip olan taraf, davalı olduğunu, —- devam ettiği süreçte ise —- tarihinde sigorta ettiren davalı, herhangi bir haklı sebep, sözleşme koşullarında değişiklik veya müvekkil şirketin bir kusuru bulunmaksızın sözleşmeyi sona erdirmiş ve poliçeyi iptal ettirdiğini, İptal neticesinde davalının, Müvekkil şirketin, sigorta sözleşmesinin süresinden önce haklı bir sebep bulunmaksızın sonlandırılmış olması sebebiyle hak kazanmış olduğu —- ödemesinin, iptal zeyilnamesi tarihi olan —- itibaren işleyen faizi ile birlikte ödenmesini talep zorunluluğu doğmuştur. Bu amaçla sigorta ettiren davalıya karşı,—- icra takibi başlatılmış —asıl alacak —-işlemiş faiz olmak üzere — ödenmesi talep edildiğini, davalıya —- tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine karşı—- ibraz edilen itiraz neticesinde takip durduğunu, Müvekkil şirketin alacağına kavuşturulması amacıyla işbu itirazın iptali davasının açılması zorunluluğu doğduğundan, —- başvurusu yapılmış ve dava şartı arabuluculuk süreci yürütüldüğünü, davalı tarafından arabuluculuk toplantısına herhangi bir mazeret bildirilmeksizin katılınmamış, bu nedenle ——– tarihinde imzalanan arabuluculuk son tutanağı ile süreç anlaşamama ile sonuçlandırıldığını ileri sürerek açılan davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesi ile :Müvekkilimiz şirketin davacı tarafından talep edilen takip miktarı kadar borcu olmadığını, takip tarihinden önce temerrüde de düşürülmemiştir. Bu sebeple talep edilen faiz başlangıç tarihi doğru olmadığını, Müvekkilimiz alacaklıya hangi sebeple borçlu olduğunu bilmediğini, Takip talebinde ve ödeme emrinde asıl alacak miktarı dışında hangi sebep ve belge sebebiyle alacaklı olduğu yazılmadığını, Takibin dayanağı belli olmadığını, Ödeme emrine ilişkin tebligat zarfında takibin dayanağı olan bir belge bulunmadığını, faiz oranı da doğru olmadığını, yasal olması gerektiğini, ——–dosyası ile müvekkilimiz aleyhine yapılan takibe tarafımızca yapılan itiraz edildiğini, davanın esasına girilmeden reddi gerektiğini belirtmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile cari hesap alacağından kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
——sayılı dosyası getirtilerek dosyamız içine konmuştur. İcra takibi incelendiğinde, ödeme emrinin — tarihinde borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun —- tarihinde borca, ferilerine ve yetkiye itiraz ettiği, pandemi nedeni ile sürelerin —— tarihine kadar durdurulmuş olduğu ve bu nedenle icra takibine itirazın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davanın İ.İ.K. 67/1 maddesindeki 1 yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı sigorta şirketi, davalının sigorta ettiren sıfatını taşıdığını, —– tarihinde sigorta ettiren davalının herhangi bir haklı sebep, sözleşme koşullarında değişiklik veya davacının bir kusuru bulunmaksızın sözleşmeyi sona erdirerek poliçeyi iptal ettirdiğini, bu iptal nedeni ile bakiye prim borcunun ödenmesi gerektiğini, davalının ödeme yapmaması nedeni ile icra takibi başlatıldığını iddia etmiştir.
Davalı ise; talep edilen kadar borcun bulunmadığını, takipten önce temerrüde düşürülmediğini, takibin dayanağının belli olmadığını ve yasal faiz kullanılması gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalının icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği görülmüş ise de; celp edilen —– kayıtları uyarınca davalı adresinin — bulunduğu, bu adresin —- yargı çevresi içinde olduğu anlaşıldığından, yerinde olmayan yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Tarafların bildirdiği delil ve belgeler toplandıktan sonra sigorta uzmanı bilirkişi den rapor aldırılmıştır. Dosyaya sunulan bilirkişi raporunda; sigortacısı davacı, sigorta ettireni davalı ve sigortalısı da üçüncü şahıs olan bir sigorta sözleşmesinin kurulduğu, davalının sigorta ettiren sıfatını taşıması nedeni ile sigorta sözleşmesinde prim ödeme borcunu üstlendiği ve sigortacı davacıya poliçede kararlaştırılan primi ödemeyi taahhüt etmiş olduğu, sigortacının sorumluluğunun — tarihinde ilk prim taksitinin ödenmesi ile başladığı, somut olayda —-tarihleri arasındaki —- için sigorta sözleşmesinin kurulmuş olduğu ve toplam primin —- olduğu, buna göre günlük prim tutarının — olduğu, poliçenin başlangıç tarihi olan — ile poliçenin iptal edildiği —- tarihleri arasındaki — için prim tutarının —- olacağı, sigorta ettirenin ödemiş olduğu — ilk prim taksitinin bu bedelden mahsubu sonrasında davacının bakiye —- alacağın bulunduğu ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Bu tespitler ışığında; davacının sigortacı, davalının sigorta ettiren durumunda olduğu, davalının sigorta ettiren sıfatı ile poliçe prim bedelini ödemeyi taahhüt etmiş olduğu, davaya konu poliçenin — tarihi ile iptal edildiği —- tarihleri arasında — yürürlükte kaldığı, bu döneme ilişkin olarak davacının toplam — talep etme hakkının bulunduğu, davalı tarafından peşin ödenen — mahsubu sonrasında davacının bakiye —– prim alacağının kaldığı, asıl alacak yönünden belirlenen bu bedelde uyuşmazlık bulunmadığı, işlemiş faiz talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise; TTK.1434/3.maddesindeki “İzleyen primlerden herhangi biri zamanında ödenmezse, sigortacı sigorta ettirene noter aracılığı veya iadeli taahhütlü mektupla —-günlük süre vererek borcunun yerine getirmesini, aksi halde sözleşmenin feshedilmiş sayılacağını ihtar —- Sigortacının, sigorta ettirenin temerrüdü nedeni ile TBK.’dan doğan diğer hakları saklıdır.” düzenlemesi kıyasen uygulandığında, davacı sigorta şirketi davalı sigorta ettirene ihtar göndermemiş olduğundan —- temerrüdün icra takip tarihi de oluşacağı düşünülerek işlemiş faiz talebi kabul edilmemiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin —– üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
3-Alınması gereken 1.140,57 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 275,22 TL harçtan mahsubu ile bakiye 865,35 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 971,50 TL yargılama gideri ile 275,22TL peşin harç, 54,40 başvuru harcı toplamı 1.301,12 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 953,36 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan davanın ret ve kabul oranına göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/05/2021