Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/439 E. 2020/630 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/439 Esas
KARAR NO : 2020/630

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/01/2015
KARAR TARİHİ : 12/11/2020

Mahkememizin ——–Esas sayılı dosyasında; davalılardan —————- Belediyesi yönünden davanın tefrik edilerek ——–Esas numarasına kaydedildiği ve tefrik edilen ———-Esas sayılı davanın “HMK 114/1-b ve 115 maddeleri uyarınca yargı yolu nedeniyle Usulden Reddine” karar verildiği, Uyuşmazlık Mahkemesinin—– Esas——– sayılı, ——– tarihli kararı ile Yargı yolunun adli yargı olduğu belirtilerek mahkememizin kararının kaldırıldığı ve dosyanın mahkememizin ——– Esas numarasına kaydedildiği anlaşılmakla dosya ele alındı, incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde davalı yönünden özetle; müteveffa ——— kendi adına ruhsatlı ve sigortalı —— sayılı araç ile seyir halindeyken, davalı —– Belediyesi’nin sorumluluğundaki yolda bulunan rögar kapağının açık olması nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu 21.8.2014 tarihinde meydana gelen kaza sonrası ağır yaralandığı ve 3 gün yoğun bakımda tedavi gördükten sonra hayatını kaybettiği, ayrıca aracın hurdaya çıktığı, davacıların, müteveffanın eşi, çocukları, anne ve babası olduklarından bahisle, bu kaza nedeniyle oluştuğu belirtilen zarar ve destekten yoksun kalma tazminatının tahsiline karar verilmesi istemlerini belirterek adli yargı yerinde dava açmıştır.
Mahkememizin ———-sayılı dosyasında verdiği, “… Davanın HMK 114/1-b ve 115 madeleri uyarınca yargı yolu nedeniyle usulden reddine …” dair —- gün ve — sayılı kararı, tarafların istinaf kanun yoluna başvurmaması üzerine ——-tarihinde kesinleşmiştir.
Davacı vekili, ——-Belediye Başkanlığı’na karşı aynı taleple bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.
istanbul —— idare mahkemesi: —— sayılı dosyasında “… 2918 sayılı Kanundan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda çözümlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmış, 2247 Sayılı Yasanın 19. maddesi uyarınca görevli mahkemenin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurulması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Uyuşmazlık Mahkemesi ———- tarihli kararında ‘… trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği… ‘ gerekçesi ile uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevli olduğu sonucuna varmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle ticari işlerle ilgili bütün davalar ticaret mahkemelerinin görev alanına sokulmamış, yalnızca uzmanlık gerektiren hususların ticaret mahkemelerince karara bağlanması esası getirilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
——— ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Asliye hukuk mahkemelerinin görevi başlıklı 2. Maddei ‘… (1) Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mallarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
(2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.’ şeklindedir.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde davaya konu olayda trafik kazası sonucunda destekten yoksun kalan davacıların davalı—————karşı açtıkları davanın Ticaret mahkemesinin görev alanına girmediği anlaşıldığından görevsizlik kararı verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile karar kesinleştiğinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi ———-Mahkemesine gönderilmesine,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde dosyanın ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi.