Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/415 E. 2021/653 K. 10.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/415 Esas
KARAR NO: 2021/653
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ : 28/08/2020
KARAR TARİHİ: 10/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin başta davalının üreticisi olduğu——- ——– yapan biri ——- olduğunu, müvekkili şirketin ticari faaliyetlerine — ortak şirketi olan —– — — başladığını, ancak —- işbirliğinin bir müddet sonra sona erdiğini ve—- yılında —– farklı bir marka ile —— istediğinde,——- başarısından çok etkilendiği müvekkili Şirket ile irtibat kurduğunu ve yeni marka arayışında birlikte çalışarak hem —- tarafından markalarında yaygın olarak kullanılan — ibaresinin geçtiği hem de —— tarafından da — çok kolay olan —- birlikte oluşturduklarını, müvekkilinin de —-markasının ilk gününden itibaren —-satıcısı olduğunu, müvekkilinin üstün çabaları, —– ve sayısız satış noktasına ulaşılarak bu satış noktalarına sunulan hızlı ve yüksek kaliteli hizmet sonucunda bugüne kadar benzeri başka hiçbir — hiçbir —- görülmemiş bir başarı elde edildiğini ve — pazarında tanınır hale geldiğini, müvekkilinin—— başlayan —- tarafından satın alınmasından sonra da hiçbir kesintiye uğramadan devam ettiğini,—— gösteren Davalı — üretilmekte iken——– yer alan ihracat şirketleri olan— tarafından müvekkiline satışlar yapıldığını,— —–sattığını ve bu satış işleminden bir müddet sonra davalı — ürün tedarik ettiğini ve bu şekilde —- ürünün —- satıcılığını—- — bir şekilde müvekkili şirket tarafından sürdürüldüğünü, müvekkili şirket tarafından düzenli olarak davalı şirketten ürün siparişi verildiğini ve— yapılan ihracat, rekor seviyeye ulaştığını, müvekkili şirket ile dava dışı — münhasır nitelikteki ——–tarafından —- sınırlarında satış ve — olarak müvekkili şirkete verildiğini, yapılan sözleşme uyarınca — davalı tarafından üretilen—- markalı ürünleri temin ederek bu ürünlerin satışını müvekkili —– satın aldığı ürünleri —– müşterilerine dağıtımını yaptığını, söz konusu—– de —- haiz olduğunu, sözleşmesel ilişki devam ederken dava dışı —- yapılan —– alınan karar ile devralınma yoluyla —— bünyesinde birleştiğini, bu hususrz—— edildiğini, birleşme sonucunda — gereğince dava dışı — sebebiyle; — dava dışı — haline geldiğini ve müvekkili — kapsamında ilişkisinin de dava dışı — devam etmeye başladığını, birleşme tarihinden itibaren —- kapsamında süregelen üçlü ilişkide —-taraf olması neticesinde, davalı tarafından üretilen — markalı ürünlerin, dava dışı —- aracılığı ile müvekkili şirkete satılmaya başlandığını, sözleşmede herhangi bir yazılı tadil yapılmasa da küllen devralmanın hukuki sonucu olarak; müvekkili —-akdedilen — taraf değişikliğine uğrayarak —– düzenlemesi kapsamında külli halefiyet ilkesi gereğince—– hak, yetki ve sorumluluklarına aynen sahip olduğunu, sözleşmesel ilişki devam eder iken, bu sefer de üretici konumundaki davalının —— oldukları paylarının %90’ınını — uyarınca kurulmuş —devrettiğini, bu kapsamda ——— topluluğu oluşturduklarını, her iki şirketin adreslerinin de aynı olduğunu, adres değişikliklerinin aynı tarihlerde yapıldığını ve temsile yetkili kişilerin de aynı olduğunu, yine pay devri sonrası yaşanan süreçte,—-kararında—konuda sınırsız olarak temsil ve ilzam etmeye yetkili kılındığını, — edecek gerçek kişinin ise —- belirtildiğini, yaşanan gelişmelerden anlaşılacağı üzere —- kapsamında üretici konumunda yer alan Davalı —- yapısı ve yönetimi el değiştirdiğini ve dava dışı —- çıktığını, bunun doğal bir sonucu olarak —–arasında bariz bir —— bulunduğunu,yeni hissedar olan —— hisselerini devralmaları ve kontrolü ele geçirmeleri akabinde, —-markalı ürünlerinin ticaretine ilişkin düzeni değiştirmeye yönelik kararlar aldığını ve davalı —- bulunduğu bir yapıdan çıkarak aynı zamanda — olduğu bir konuma da geçmesine karar verdiğini, alınan karar uyarınca Davalı—-markalı ürünleri—– satmak yerine doğrudan kendisi satmaya başladığını, fiili durumda değişiklik yaparak hem üretici hem de satıcı konumuna geçtiğini, davalı—- ürettiği ürünlerin satışını da kendisinin yapmaya başlaması sonucunda —– tarafı olmaktan çıktığını, ——- tarafça haksız bir şekilde feshedilmesi nedeniyle müvekkilinin —— İstemine hak kazandığını, davalının haksız ve hukuka aykırı beyanlarla sözleşmeyi feshetmesi sonucu müvekkili şirketin, müşterileri nezdindeki ticari itibarı zedelendiğini, müvekkili şirketin güvenilir ticari kimliğinin zedelenmesi sebebiyle manevi zarara uğradığını beyanla; taraflar arasında süregelen —— Davalı tarafından kaksız bir biçimde feshedildiğinin tespitine, taraflar arasında süregelen —— Davalı tarafından haksız bir biçimde feshedildiğinin tespiti ile HMK m. 109 uyarınca Kısmi Dava niteliğinde olarak ıslah hakları saklı kalmak kaydıyla; ——— haksız feshi nedeniyle uğranılan fiili zararın tazmini için —- sözleşmenin sona ermiş olması nedeniyle doğan —– Tazminatı ve davalının, müvekkili şirketin ticari itibarını zedeleyen haksız eylemleri nedeniyle müvekkilinin uğradığı manevi zararın tazmini için—- manevi tazminat talepleri olmak üzere —- bedelin, davalıya gönderilen ihtarnamenin tebliğ tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek en yüksek oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının İngiltere kanunlarına göre kurulmuş ve faaliyet gösteren, kayıtlı— bulunan bir şirket olup,—–de dava ikame ederken yargılama giderlerini ve davalının muhtemel zararlarını karşılamak üzere teminat göstermek zorunda olduğunu, davacının dilekçesinde müvekkili şirket ile arasındaki ilişki ve bu ilişkinin sona erdirilmesinin nedenleri konusunda gerçeğe aykırı beyanlarda bulunularak maddi vakıa çarpıtılmakta ve bu gerçeğe aykırı kurguya dayalı olarak yapılan hukuki nitelendirme üzerinden haksız talepler ileri sürüldüğünü, taraflar arasındaki ilişkinin alım-satım ilişkisi olduğunu, müvekkili şirket tarafından haksız olarak feshedildiği iddia edilen ve tazminat taleplerine dayanak yapılan sözleşmenin, davacı ile dava dışı —arasında imzalanan —– olduğunu, müvekkili şirketin huzurdaki sözleşmenin tarafı olmadığını, sözleşme’nin tarafı olan —– devralınmak suretiyle tasfiye edildiğini, müvekkili şirketin, — —– yalnızca üretici konumunda olduğunu, daha sonra, müvekkili şirketin, davacı’ya doğrudan ürün tedarikine başladığını ve fakat aradaki ilişkinin bir sözleşmeye bağlanmamış siparişler kapsamında ilerlediğini, dolayısıyla, müvekkili şirket’in davacı arasında ise yazılı bir —- değil, alelade bir alım – satım ilişkisi mevcut olduğunu, müvekkili şirket’in —– davacı arasındaki sözleşmenin tarafı olduğuna dair tek bir yazılı irade açıklaması bulunmadığını, davacının, maddi vakıayı ciddi bir biçimde çarpıtarak üçüncü kişiler ile akdettiği sözleşmelere hukuken açıklaması mümkün olmayan yorumlarla müvekkili şirket’i taraf haline getirmeye ve bunun üzerinden haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, müvekkili şirket’in üretimini yaptığı —— ürünlerin satışı konusunda davacı ile bir süredir yazılı bir sözleşme olmaksızın devam etmekte olan ticari ilişkinin, davacı’nın fiilleri doğrultusunda sürdürülemez hale geldiğini ve ilişkinin dostane şekilde sonuçlandırılması çabalarının davacı’nın fiilleri ile imkânsız kılındığı için —– tarihinde müvekkili şirket tarafından haklı sebeplere dayanılmak suretiyle feshedildiğini, davacının denkleştirme tazminatına hak kazanmadığını, taraflar arasında tek satıcılık ya da benzeri tekel hakkı veren bir sözleşme bulunmadığını, davacı tarafından müvekkili şirkete —– devri gerçekleştirilmediğini, müvekkil şirketin, davacının oluşturduğunu iddia ettiği —— ilişkinin sona ermesinden sonra menfaat elde etmesi söz konusu olmadığını, davacının maddi tazminat talebinin hukuki dayanağı bulunmadığını beyanla —- hükmedilmesine, Davacı’nın tüm taleplerinin reddine, dava masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin — duruşmasında taraf vekilleri hazır bulunarak sulh görüşmeleri için süre verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Davacı vekili ——- tarihli dilekçe ile;dava konusu taleplerinin tamamından feragat ettiklerini, davalı taraftan herhangi bir harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını belirttiği görülmüştür.
Davalı vekili —– dilekçe ile; davacının davasından feragat ettiğini, harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığı yönündeki beyanları doğrultusunda kendilerinin de herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, gereğinin yapılmasını talep ettikleri görülmüştür.
Davacı vekilinin vekaletnamesinin denetlenmesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
HMK’nun 307 – 309 ve devamı maddeleri gereğince feragat davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran, karşı taraf ve mahkemenin muvafakatına bağlı olmayan taraf işlemi olmakla; davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar harcına karşılık peşin alınan 152.732,05 TL. harcın mahsubu ile fazla alınan 152.672,75 TL. harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Talep edilmediğinden taraflar yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri taktirine yer olmadığına, davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/09/2021