Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/388 E. 2022/224 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/388 Esas
KARAR NO: 2022/224
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/08/2020
KARAR TARİHİ: 22/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle, davacı şirketin, davalının —- olduğu bilgisi paylaşılan aracı ihale yoluyla satın aldığını, —tarihinde araç satış sözleşmesi akdedildiğini ve noterde devir gerçekleştirildiğini, aracın — olduğu bilgisi ve diğer tüm bilgileri gözetilerek ihalede uzlaşım sağlandığını, araç toplam satış bedelinin–olduğunu, satış sonraki plakasının —olduğunu, Davalının bilinen, tanınan ve güvenilen bir şirket olduğunu, —- yapılan satışlarda aracın tüm bilgilerinin ve ekspertiz raporunun ilanda paylaşıldığını, aracı inceleme imkanı bulunmadığını, ilan bilgilerine ve davalı şirkete güvenerek dava konusu aracın —- tarihinde satın alındığını, Davacının pandemi sebebiyle bir süre aracı kullanma şansı olmadığını, aracı kullanmaya başladığında aracın genel durumunun ihale de belirtilen km ile uyumsuz olduğundan şüphelendiğini ve bu yönde tamirci ve ustalar ile görüştüğünü, ardından — raporuna istinaden teyit amaçlı olarak — yapılan sorgulamada —- muayeneye girdiğini öğrendiğini, hileli olarak araç km paneli bilgisinin değiştirildiğinden ciddi olarak şüphelenmeye başladığını, Davalı Şirkete şikayet ve bildirimde bulunduğunu, davalının yönlendirildiği —-aracı götürdüğünü, yazılı olarak bir bilgi verilmediğini, davacının harici tespitlerine göre aracın —- —civarında olduğunu, Davalı Şirketin, çok cüzi ve kabul edilemeyecek rakamlar ile anlaşmayı istediğini, hatta bedel iadesi ile aracı geri almayı önerdiklerini, ancak ülkemizde araç fiyatlarının çok fazla yükseldiğini, ödediği bedel ile — bir araç alınması bile mümkün olmadığından teklifi kabul etmediğini, Dava konusu aracın —-olması arasında ciddi bir fiyat farkı olduğunu, —ciddi bir alıcı kitlesine hitap ettiğini, ancak aracın —- olması halinde aracın çok düşük bir bedele satılmakta ve hatta alıcı bulmakta zorlanıldığıır, aracın —- olması halindeki fiyat farkının davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ettiklerini, gerçek kaybın bu olduğunu, Beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak ve belirsiz alacak davası olarak fazlaya ilişkin —– itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte Davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının üyelik sözleşmesini imzaladığını ve ihaleye katılarak dava konusu araca en yüksek teklifi vererek aracı satın almaya hak kazandığını, —- sunulan tüm araçların ekspertiz raporları ——tarafından alanında uzman kişiler vasıtasıyla tüm şeffaflığıyla alıcı müşterilerin incelemesine açık hale getirildiğini, eksik ve yanlış verilen bir bilgi bulunmadığını, araçların fiili durumlarıyla satışa çıkarıldığını, Dava konusu aracın ekspertiz incelemesinin mevcut fiili haliyle yaptırılıp davacının incelemesine açık hale getirildiği hususu taraflar arasında imzalanan —–ifade edildiğini, İmzalanan sözleşme hükümleri uyarınca davacının gizli ayıp olduğunu iddia ettiği problemlerin aracın davacıya devir işlemleri ve tesliminin sağlanmasından itibaren —- olarak bildirme yükümlülüğüne uygun davranılmadığını, —– davalı şirkete devri gerçekleştirildiğini, yine aynı gün davacıya satıldığını, Tarafların tacir olduğu göz önüne alındığında TTKda yer alan ihbar ve bildirim usullerine uygun davranılmadığını, Somut olguların delillerle açıklanamadığını, yalnızca hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak ayıplı olduğu iddia edilen araca ilişkin yapılan masrafların talep edildiğini, beyan ederek, davanın —–hbarına, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuk niteliği itibari ile tacirler arası satım sözleşmesi kapsamında satım sözleşmesine konu aracın kilometresinde oynanılmış olduğundan ve bu sebeple ayıplı olduğundan bahisle uğranılan zararların tazmini için açılan maddi tazminat davasıdır.
TBK’nın 207. maddesine göre satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme; alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmelerdir. Mevzuatımızda tanımlanmamakla birlikte ticari satış sözleşmesi de, tacir bir kimsenin mesleği icabı tekrar satıp kazanç elde etmek veya işletmesinde üretim amacı ile başka bir tacirden satın aldığı mallar üzerine kurulan sözleşmelerdir.
Bu tanımdan yola çıkarak, adi satış sözleşmesinden farklı olarak, ticari satış sözleşmesinin kurulabilmesi için, iki tarafın da tacir olması ve satış sözleşmesine konu metanın da ticari işletmeleri ile ilgili bulunması gerekmektedir.
Dava konusu olaya bakıldığında, —– aracın davalı tarafından davacıya satıldığı, satım sözleşmesi tarafların tacir oldukları ve sözleşme konusu malların ticari işletmeleri ile ilgili oldukları görülmektedir.
Satış sözleşmesinden kaynaklanan ayıba karşı tekeffül hükümleri Borçlar Kanunumuzda düzenlenmiş olup; ayrıca ticari satış sözleşmelerinin muayene ihbar yükümlülükleri için Ticaret Kanunumuzda özel düzenlemeler getirilmiştir.
Bu düzenlemelere göre alıcının ayıba karşı tekeffül hükümlerinden doğan haklarını kullanabilmesi için, satıcı tarafından ayıplı bir malın teslim edilmiş olması, alıcının tarafından da muayene ve ihbar yükümlülüklerine riayet edilmesi gerekmektedir.
Borçlar Kanunumuzda, satış sözleşmesinden kaynaklanan ayıp, kullanım bakımından değerini ve beklenen faydaları önemli ölçüde azaltan veya satıcı tarafından bildirilen nitelikleri taşımayan mallardaki, maddi, hukuki, ya da ekonomik ayıplar olarak tanımlanmıştır.
Bu sebeple bir malın ayıplı olabilmesi için, vaat edilen özellikleri taşımaması ya da herhangi bir vaat bulunmasa dahi kendisinden beklenen vasıflara haiz olmaması gerekmektedir.
Ticaret Kanunumuza göre, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde, açıkça belli değilse sekiz gün içinde incelemesi ve satıcıya ihbar etmesi gerekmektedir.
Ticaret Kanunumuzun getirdiği bu hüküm aslında açık ayıplar içindir. Sonradan ortaya çıkan gizli ayıplar için ise yine Borçlar Kanunumuzun 223. Maddesi tatbik edilmekte ve teslimden itibaren iki yıl içerisinde ortaya çıkan ayıpların hemen satıcıya bildirilmesi gerekmektedir.
Mevzuatımız açısından ihbarın geçerliliği de belli bir şekil şartına tabi değildir, fakat ayıp ihbarının satıcıya ulaştığının tespit edilememesi durumunda, ticari satımlardan kaynaklanan ayıp ihbarlarının TTK m. 18/III hükmünde öngörülen yollardan biriyle yapılması geçerlilik olmasa bile ispat şekli olarak kabul edilmiştir.
Dava konusu olaya bakıldığında da, aracın kilometresinin düşürülmesinin gizli ayıp mahiyetinde olduğu ve süresi içerisinde davalı satıcıya ihbar edildiği anlaşılmaktadır.
Ayıbın tespiti halinde alıcının seçimlik hakları bulunmakta olup; bu seçimlik haklar kapsamında alıcı, satılan malı kendisinde tutmak niyetindeyse, ayıp nedeniyle malın değerinde meydana gelen değer azalmasını satıcıdan talep edebilir.
Bu indirim talebine ilişkin olarak uygulamada —– edilmekte olup; satış tarihi itibarıyla ayıpsız olan değerle ayıplı değer arasındaki fark oranı hesaplanarak, tespit edilen oran satış bedeline uygulanarak yüzde hesabıyla satış bedelinden indirilmesi gereken miktar bulunmaktadır.
Yaptırılan bilirkişi incelemesinde, satış tarihi itibarıyla emsal ayıpsız araç değerinin— olduğu, nispi metod uygulandığında, iki tutar arasında — tutarına tatbik edildiğinde, indirime esas değerin — olduğu, bu durumda satış bedelinden indirilebilecek tutar — olduğu, tespit edildiğinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile; —– davalıdan alınrak davacı taraf verilmesine
Alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-Alınması gereken 3.857,06-TL karar harcına karşılık peşin alınan 170,78-TL harç ve 790,00-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 2.896,28-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından sarfolunan 1.750,00-TL bilirkişi, 114,50-TL tebligat-müzekkere gideri, 170,78-TL peşin harç, 790,00-TL ıslah harcı gideri toplamı 2.825,28-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 8.140,34-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Dava şartı olması nedeniyle başvurulan—– görüşmeler neticesinde taktir olunan 1.320,00-TL ücretin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/03/2022