Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/370 Esas
KARAR NO : 2021/826
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/08/2020
KARAR TARİHİ : 26/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının ticari mal ve hizmet satışından dolayı fatura alacağının tahsili amacıyla—- ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibin davalı-borçlunun haksız ve kötü niyetli itiraz neticesinde durduğunu, Davacının tüm iyiniyetli talep ve ısrarlarına rağmen davalı-barçlu …” ın satın aldığı ticari emtia bedeli — ödemediğini, alacağın tahsili için davalı-borçlu ….—- ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun takibe itiraz ettiğini, Dava açılmadan önce arabulucuya başvurulduğunu,——– numaralı dosyasında davalı tarafla yapılan görüşmeler sonuçsuz kalmış ve anlaşamama son tutanağı düzenlendiğini, Beyan ederek davalı-borçlunun —– sayılı dosyasına yaptığı İtirazın iptaline, takibin devamına, alacağın ”%20’si oranında icra inkâr tazminatının davalıdan almarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile tacirler arası faturaya dayalı başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
—–icra dosyası uyap sistemi üzerinden getirtilerek yapılan incelenmesinde ödeme emrinin 14.01.2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 17.01.2020 tarihinde itiraz ederek takibi durdurduğu, duran takip üzerine 07.08.2020 tarihinde itirazın iptali davası açıldığı , itirazın ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Usulüne uygun taraf teşkili sağlanmış ve taraf delilleri toplanarak tahkikat aşamasında değerlendirilmiştir.
Tarafların tacir oldukları tespit edilmiş olup davacı taraf ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayandığından taraf defterlerinin mali müşavir bilirkişi aracılığı ile incelenmesine karar verilmiş olup inceleme gününde davacı taraf defterlerini ibraz etmiş ancak ihtarlı davete rağmen davalı taraf defter ibraz etmemiştir. Davacının incelenen defterlerinin usulüne uygun olduğu —- davacı defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
——- ticari defterlerin delil kabiliyeti “…6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. —-ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli— mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır.
Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır…” şeklinde açıklanmıştır.
Davacının defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olması , takibe konu irsaliyeli faturda teslim alan kısmının imzalı olması ve davalının bu imzayı inkar etmemesi ayrıca defter sunmaması nazara alındığında davacının davalıdan fatura bedeli kadar alacaklı olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile; davalının—- olduğu itirazın iptaline, takibin 22.538,00 TL üzerinden devamına,
Alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki 4.507,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine dair,
3-Alınması gereken 1.539,57-TL karar harcına karşılık peşin alınan 265,59-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.273,98-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından sarfolunan 819,00-TL yargılama gideri ile 265,59-TL peşin harç toplamı 1.084,59-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı lehine —- taktir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların dava şartı olması sebebiyle başvurmuş oldukları —– neticesinde belirlenen 1.320,00-TL ücretin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.