Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/37 E. 2020/725 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/37 Esas
KARAR NO : 2020/725

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 03/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize hitaben verdiği dava dilekçesinde özetle; davalının maliki ve işleteni olduğu——- numaralı trafik poliçesi ile şirketlerine sigortalı olduğunu, 29/06/2009 tarihinde sigortalı araç sürücünün %50 kusurla sebebiyet verdiği trafik kazasında yaya—– vefat ettiğini, aktüerya raporu ile kazada ölen 3.şahıs ——-eşi ve oğluna destekten yoksunluk zararı olarak %50 kusura isabet eden 36.852,00 TL tazminatın 15/04/2013 tarihinde ödendiğini, dava dışı araç sürücüsü ————- olduğunun tespit edildiğini, ———genel şartları gereğince alkollü araç kullanımı nedeniyle meydana gelen kazalardan dolayı —— teminatından ödeme yapan sigorta şirketinin sigortalısına rücu hakkı bulunduğunu, İstanbul Anadolu ———.İcra Müdürlüğü’nün ——– esas sayılı ilamsız icra takibi yapıldığını, ancak itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazanın ————-alkolün etkisi ile meydana gelmediğinden davacının rücu hakkı bulunmadığını, Kadıköy ——–.Asliye Hukuk Mahkemesinin ————-esas sayılı dosyasında kaza ile ilgili kusur raporunda sigortalı araç sürücüsünün %50, yayanın da %50 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, yasa gereğince ve Yargıtay kararlarına göre, kazanın münhasıran alkol etkisi ile meydana gelmesi halinde rücu edilebilmesinin mümkün olduğunu, alkol almamış kişinin dahi aynı şekilde trafik olayına karışacağı, olayın sırf alkol etkisi ile meydana gelmediği karşı tarafında kusurunun bulunması sebebiyle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin—— tarihli kararında ‘… Olayımızda davalı araç sürücüsünün almış olduğu alkol yüksek oranda olup, bu miktar alkol münhasıran kaza sebebi olabilecek derecededir. Ancak alkolün kazaya münhasıran etkisinin belirlenebilmesi için kazanın meydana geliş şeklinin de dikkate alınması gerekir. Yukarıda da bahsedildiği şekilde müteveffa yayalar, gece saatlerinde karşıdan karşıya yolu kontrol etmeden inmeleri sonucu asli kusurlu olarak %50 oranında kazaya sebebiyet verdiklerinden, 1,42 promil alkol alan bir sürücünün alkol etkisinde olacağı, bu etkinin kazaya başka etki eden sebeplerin bulunmaması halinde, tek başına olacağı kabul edilse dahi, dava konusu olay açısından alkolün kazaya etkisi tek başına olmayıp, kazaya 1.derecede dava dışı yayaların, yaya geçidini kullanmayıp, geceleyin taşıt yolunda dikkatsiz ve dalgın olarak karşıdan karşıya geçmek istemesi neden olmuştur. Ancak dava dışı sürücü alkollü olmasaydı, hızını, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uyduracak, gidişe ayrılan en soldaki şeridi sürekli olarak işgal etmeyecek bu şekilde kazaya sebebiyet vermeyecekti. Bu nedenlerle mahkememizce bilirkişilerin vermiş oldukları mütalaaya katılmak mümkün değildir. Dolayısıyla davacı … şirketinin poliçe genel şartları 4/d maddesi ve KTK. Nun 95. Maddesine dayanarak açtığı rücu davasının şartları oluşmuştur. ‘ gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de iş bu karar Yargıtaya ——- sayılı—- tarihli kararı ‘ …Araç sürücüsünün alkollü olmasının güvenli sürüş yeteneğine ve kazanın oluşumuna etkisinin tespiti, tıbbi ve teknik değerlendirmeler gerektiren bir konu olup yorum yoluyla belirleme yapılmasının mümkün olmadığı; 03.09.2015 tarihli uzman bilirkişi heyeti tarafından, kazanın münhasıran alkolden meydana gelmediğinin teknik ve tıbbi verilerle desteklenerek saptandığı ve destek yayanında kazada kusurunun bulunması da gözetilmek suretiyle, davaya konu kazanın münhasıran alkolden meydana gelmediği ve davacı sigortacının rücu şartlarının oluşmadığı kabul edilip davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir…’ gerekçesi ile bozulmuştur.
Bozma gerekçesi hukuka ve meri mevzuata uygun bulunduğundan bozma kararına uyulmuş ve davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL karar harcına karşılık peşin alınan 470,15-TL’nin mahsubu ile bakiye 415,75-TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarfolunan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarfolunan 66,10-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı lehine —-uyarınca taktir olunan — davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.