Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/32 E. 2020/351 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/32 Esas
KARAR NO : 2020/351

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/05/2017
KARAR TARİHİ : 16/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili yargılamanın yenilenmesi dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu ———. Asliye Ticaret Mahkemesi ——– tarihli kararı üzerinden verilen “Davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,” kesin hükmüne karşı yargılamanın yenilenmesini, 20/12/2018 tarihli duruşma için taraflarınca sunulan mazeret dilekçesinde sehven sulh beyanının gerçeği yansıtmadığını, davalı şirketin müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını ve sulh olunmadığını, davanın kabulü ile dava konusu kazada müvekkilinde oluşan sakatlığa bağlı meydana gelen geçici ve sürekli çalışma gücü kaybı sebebiyle ortaya çıkan maddi zararlarının tespit edilerek, iş bu bedele kaza tarihi olan 15/10/2016 tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile, kabul edilmemesi durumunda davalı … şirketinin başvuru ile temerrüde düşürüldüğü tarih olan 26/04/2017 tarihinden itibaren işletilecek ticari faiz ile birlikte şimdilik geçici iş göremezlik tazminatı için 1.000,00-TL ve sürekli iş göremezlik tazminatı için 1.000,00-TL olmak üzere 2.000,00-TL’nin davalı … şirketinden tahsiline, müvekkilinin iş bu kaza sebebiyle masraflarını üstlendiği tedavi giderleri geçici iş göremezlik döneminde bakıma muhtaç olması sebebiyle—— kapsamı dışında kalan diğer sağlık giderlerinden dolayı uğradığı maddi zararın tespit edilmesine ve bu bedele kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile kabul edilmemesi durumunda davalının temerrüde düşürüldüğü tarihten itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalı … şirketinden şimdilik 500,00-TL tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Davacı vekili 23/12/2019 kayıt tarihli dilekçesinde “Daha önce vermiş oldukları dilekçede belirtilen sulh nedeniyle davanın konusuz kaldığı yönündeki beyanını sehven gönderdiklerini, bu nedenle yargılamanın yenilenerek yeniden yargılama yapılmasını” talep etmiştir.
Mahkememizce bu talep yeni bir esas numarasına kaydedilerek talebin duruşmalı incelenmesi gerektiğinden duruşma günü verilerek taraflara tebliğ edilmiştir. Davacı vekili duruşmada “Sulh beyanının sehven gönderildiği, yargılamanın yenilenmesi” talebini yinelemiştir.
Yargılamanın iadesi nedenleri Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 375.maddesinde sınırlı sayı prensibine göre düzenlenmiştir. Buna göre aşağıdaki hallerden biri gerçekleştiği takdirde yargılamanın iadesi istenebilecektir:
HMK. 375.
“(1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın,——– Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması, (Ek ibare: 7145 S.K. m.19; R.G: 25.7.2018) “veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi”
(2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.”
Somut olayda davacı vekilinin iddiası mahkememize göndermiş olduğu 20/12/2018 tarihli duruşma öncesinde göndermiş olduğu dilekçesindeki “Sulh nedeniyle dava konusuz kalmış olup, bu nedenle hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi…” beyanının sehven gönderilmiş olması nedeniyle dikkate alınmaması yönündedir. Mahkememizce davacı vekilinin beyanına uygun olarak davanın konusuz kalmış olması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği, miktar itibariyle hükmün kesin olarak verildiği görülmüştür.
Her ne kadar davacı vekili sulh beyanı yönündeki dilekçeyi sehven göndermiş olduklarını beyan ederek bu sebebe dayalı olarak yargılamanın iadesini talep etmiş ise de; yukarıda yer verilen HMK 375.maddede sayılı iade nedenlerinin sınırlı sayı prensibine göre düzenlenmiş olması ve davacı vekilinin ileri sürdüğü sebebin bu düzenleme kapsamında kalmaması nedeniyle, davacı vekilinin yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Hukuk Muhakemeleri Kanunun 375.maddesinde yargılamanın iadesi nedenlerinin sınırlı sayıda düzenlendiği ve davacı vekilinin “Sulh dilekçesinin sehven gönderildiği” yönündeki beyanının iade nedenleri kapsamında kalmadığı anlaşıldığından, yargılamanın iadesi talebinin reddine,
2-Alınması gereken 54,40-TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 10,00-TL’nin terkin sınırı altında kaldığından davacıdan alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan —- göre takdir olunan 2.500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.